Hekim Birliği Sendikası: Hekim intiharlarına önlem alınsın!

Hekim Birliği Sendikası, son yıllarda medyaya sıkça yansıyan hekim intiharlarına karşı önlem alınmasını istedi. Bir komisyon kurarak konuyu takibe aldıklarını duyuran Sendika, hekimler için tükenmişlik sendromuna yol açan mobbing, şiddet gibi tüm faktörlerin ortadan kaldırılması çağrısında bulundu

Hekim Birliği Sendikası, hekim intiharlarını daha detaylı değerlendirebilmek; etkenleri, önleyici tedbirleri ortaya koyabilmek ve çözüm önerileri sunabilmek amacıyla Hekim İntiharlarını Araştırma Komisyonu kurduğunu açıkladı. Hekim Birliği açıklamasında, yapılan güncel bilimsel çalışmalara göre dünyada hekim intihar oranları azalırken ülkemizde ölüm ile sonuçlanan hekim intihar oranlarının arttığına vurgu yapıldı. Açıklamada “Bu çarpıcı sonucun nedenleri ve çözüm önerileri acilen sağlık otoritelerince ele alınmalı ve gerekli iyileştirme ve değişiklikler yapılmalıdır” denildi.

Hekimlerin intiharlarını önleyici tedbirlere ciddi bir ihtiyaç olduğu belirtilen açıklamada “Hekimler için tükenmişlik sendromuna yol açan tüm faktörlerin (mobbing, şiddet vb.) ortadan kaldırılması, daha iyi çalışma koşullarına kolay erişim sağlanması, sosyal ve ruh sağlığı desteği ile intihar riski azaltılabilir” ifadeleri kullanıldı.

SENDİKAYA ‘VERİ YOK’ DENİLDİ

Araştırmaların bilimsel verilere dayanması için ilgili devlet kurumlarına bilgi için başvuran Sendika’ya verilen yanıt olumsuz oldu. Açıklamada, “Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı’na ve Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı gibi ilgili makamlara hekim intiharlarına dair verilerin talep edildiği yazılar gönderildi. Ancak idari kayıtlarda meslek/çalışma durumu değişkeni olmadığı için hekim intiharlarına ait veri bulunmadığı bilgisine ulaşıldı” satırlarına yer verildi. Milletvekilleri de Sendika’nın başvurularına yanıt vermedi.

Hekim intiharları ve bu konudaki istatistiklerin, sağlık politikaları ve destek programları geliştirilirken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir bilgi kaynağı olduğunu anımsatan Sendika, açıklamasında “Ayrıca hekimlerin ve sağlık çalışanlarının psikolojik ve sosyal destek ihtiyaçlarını belirlenmesine de yardımcı olacaktır” dedi.

Resmi verilere ulaşamayan Sendika, medya taraması ve daha önce yapılan bilimsel araştırmalar üzerinden yaptığı ön araştırma sonuçlarını kamuoyuna sundu.

YÜKSEK EĞİTİMLİ GRUPLARA GÖRE DE DAHA YÜKSEK

Sendika, ülkemizde yapılan çeşitli araştırmaların sonuçlarını şöyle özetledi:

-Hekimlerin hem genel popülasyona hem de diğer yüksek eğitimli gruplara göre daha yüksek intihar riski olduğu bildirilmiştir.

-Hekim intiharlarının nedenleri; zor eğitim dönemi, yüksek risk altında sürekli çalışma ve yüksek stresli iş yükü, fiziksel yorgunluk ve tükenmişlik sendromu olarak kabul edilebilir.

-İntihar eden 39 hekimden (2022’de yapılan araştırma verilerine göre) 16 (yüzde 41) hekimin cerrahi tıp branşlarında görev yaptığı, 11 (yüzde 28,2) hekimin aile sağlığı merkezinde ya da hastanelerde pratisyen hekim olarak görev yaptığı, 11 (yüzde 28,2) hekimin dahili tıp branşlarında görev yaptığı, 1 (yüzde 2,6) hekimin ise temel tıp branşlarında görev yaptığı tespit edildi. 8 (yüzde 20,5)’i asistan hekimdi.

-Hekimlerin büyük çoğunluğu (yüzde 41) hekimin cerrahi tıp branşlarında görev yapmaktaydı.

-En çok kullanılan intihar yöntemi (yüzde 28,2) oral ya da İntravenöz yoldan yüksek doz ilaç alımıydı.

STRESLİ EĞİTİM SÜRECİ YÖNETİMSEL BASKILAR

Hekim Birliği Sendikası, olası risk faktörlerini de şöyle sıraladı: Ağır ve stresli eğitim süreci, artmış iş yükü, yüksek performans beklentisi, uzun çalışma saatleri, yetersiz dinlenme süreleri, mevcut sağlık politikaları doğrultusunda yapılan idari ve bürokratik baskılar. Kısıtlayıcı ve talepkar olan yönetimsel baskılar/sağlık politikaları, sosyal statüde ve gelirde gerilemeye neden olmaktadır. İş ve ailevi sorumluluklarını dengelemede güçlük, hekimlerde yardım arama davranışının az olması. Kovid 19 döneminde bu risk faktörleri etkileri daha da ağır şekilde gözlemlenmiştir.

HEKİMLERİN MEMNUNİYETİ SON 10 YILDA AZALDI

Hekim Birliği Sendikası, açıklamasında yabancı araştırmaların verilerini de değerlendirdi. Dünyada hekimlerin intihar etme riskinin genel nüfusa göre, kadın hekimlerin intihar etme riskinin ise erkek meslektaşlarına göre daha fazla olduğuna dikkat çekilen açıklamada özetle şu noktalara vurgu yapıldı:

ABD'de yapılan bir araştırma, hekimlerin memnuniyetinin son 10 yılda azaldığını, hasta başına ve özel hayata daha az zaman harcandığını göstermiştir.

Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık için insan kaynaklarına ilişkin küresel stratejisi (işgücü 2030), güvenli ve insana yakışır çalışma ortamları da dahil olmak üzere sağlık çalışanlarının kişisel ve mesleki haklarını desteklemiştir.

Özellikle Avrupa'da, İntihar riskinin azalmasına katkıda bulunmuş olabilecek Avrupa Çalışma Süresi Direktifi (EWTD) gibi resmi talimatların ardından son on yılda doktorların çalışma saatleri önemli ölçüde azaldı.

BAZI UZMANLIKLAR DAHA FAZLA RİSK ALTINDA

En fazla risk altındaki uzmanlıklar anestezistler, psikiyatristler, pratisyen hekimler ve genel cerrahlar. Anestezistler arasındaki yüksek intihar riski, potansiyel olarak ölümcül ilaçlara kolay erişim, yüksek tükenmişlik prevalansı, hastalara zarar verme korkusu içeren yüksek iş yükü ve zayıf özerkliğe sahip organizasyonel yük ile açıklanabilir. Psikiyatristler için yüksek intihar riski, paradoksal olarak hastaların intiharlarıyla uğraşmak gibi stresli ve travmatik deneyimlerle ilişkilendirilmiştir. Ahlaki yalnızlık, işin aile hayatına müdahalesi, artan idari kısıtlamalar ve hastaların yüksek düzeyde beklentileri ile düşük iş tatmini ruh sağlığının bozulmasına ve intihar riskine yol açıyor. Son olarak, cerrahi gibi ölüm-kalım acil durumlarıyla ilgili uzmanlıklar özellikle streslidir.

EĞİTİM MÜFREDATINA EKLENSİN

Açıklamada, intihar düşüncesi, intihar girişimi ve intihar arasındaki nedenler ve geçişlerin yanı sıra bu geçişleri hızlandıran veya bunlara karşı koruma sağlayan faktörler hakkında çok az şey bilindiği vurgulandı. “Hekimler bu özelliklerin genel nüfusa göre daha fazla farkında olabileceğinden, bu meslekte intihar düşüncelerine sahip olmak özellikle ciddiye alınmalıdır” denildi ve şu satırlara yer verildi:

“İntihar düşüncesi, intihar riskinin hassas ve spesifik bir göstergesi olarak kabul edilir. Önleyici stratejiler, psikiyatrik bozuklukların daha iyi yönetilmesini, depresyonun ve madde bağımlılığının tanınmasını ve tedavisini içerebileceği gibi, mesleki stresi azaltmaya yönelik önlemleri ve doktorların intihar araçlarına erişiminin kısıtlanmasını da içerebilir.

“Tıp fakültesi müfredatı ayrıca öğrencilerin özgüvenini artıracak, duygusal ihtiyaçlarını ifade edecek ve statüsü ne olursa olsun herkesin intihara meyilli olabileceğini öğretecek programları da içermelidir.”

Sonraki Haber