Hekimler Türkiye'ye geri dönüyor
Yurt dışına giden hekimlerin pişman olduğunu belirten Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, Türkiye’de 7 bin hekimin kamuya dönüş başvurusu yaptığını söyledi
Doktorların ülkede kalmasını isteyen Durmuş, “İstifa edip özel sektöre geçen ve istifa edip yurt dışına giden hekim gruplarımız vardı. 7 bin hekim arkadaşımız kamuya dönmek için başvuru yaptı” dedi.
Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, yurt dışına giden doktorların rahat olmadığını açıkladı. Durmuş, kamu hastanelerinde çalışan doktorların maaş ve özlük haklarının iyileştirilmesi için düzenlemeler yapıldığını belirterek, “Yurt dışına giden hekim arkadaşlarımız var. Orada çok memnun olmadıklarını, çok rahat olmadıklarını biliyoruz. Yapmış olduğumuz görüşmelerde yurt dışındaki şartların Türkiye'den çok daha iyi olmadığını biliyoruz” dedi. Sendikanın, Antalya'daki Genişletilmiş Teşkilat Eğitim Toplantısı'na katılan Durmuş, "Beyaz Reform" sayesinde doktorların kamu hastanelerine dönmeye başladığını söyledi.
TÜRK HEKİMLERİNE GÖZ DİKTİLER
Türkiye'de nitelikli hekimler yetiştiğini dile getiren Durmuş, doktorların ülkede kalmasını istedi. Durmuş, "Türkiye'nin kaliteli insan kaynağı yurt dışında talep görüyor. Tüm dünyada hekim ihtiyacı var, sağlık çalışanı ihtiyacı var. Ülkeler, bu ihtiyaçlarını bir taraftan kendileri yetiştirirken bir taraftan da dışarıdan alıyor. Türkiye'nin hekimleri çok nitelikli olduğu için yurt dışındaki sağlık sistemleri Türkiye'deki hekimlere göz dikmiş durumda” diye konuştu. Ülkelerin talebinin yanı sıra hekim maaşlarındaki adaletsizliğin de yetişmiş insan kaynağının yurt dışına gitmesinde etken olduğunu ifade eden Durmuş, son yapılan düzenlemelerle bunun önüne geçildiğini anlattı.
HEKİMLER KAMUYA DÖNÜYOR
Durmuş, doktorların kamu hastanelerine dönmeye başladığına işaret ederek şunları kaydetti: "İstifa edip özel sektöre geçmiş, istifa edip özel muayenehane açan ve istifa edip yurt dışına giden hekim gruplarımız vardı. Şimdi istifa sonrası dönüş için bakanlık ilana çıktı ve 7 bin hekim arkadaşımız kamuya dönmekle alakalı başvuru yaptı. Sağlık Bakanımız geçen günlerde bunun 6 bininin kamuya döndüğünü açıklamıştı. Yani bu çok önemli bir rakam. Türkiye'nin tarihinde bu derece bir rakam gerçekleşmiş değildi. Yurt dışına giden hekim arkadaşlarımız var. Bu hekim arkadaşlarımızın da tekrardan Türkiye'ye dönmesi ve kamu sağlık hizmetine dahil olmaları gerekiyor. Orada çok memnun olmadıklarını, çok rahat olmadıklarını biliyoruz. Yapmış olduğumuz görüşmelerde yurt dışındaki şartların Türkiye'den çok daha iyi olmadığını biliyoruz."
YURT DIŞINA GİDİNLER İÇİN ÇALIŞMA YAPILMALI
Yurt dışına giden doktorların dönüşüne ilişkin çalışma yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Durmuş, "Türkiye'de son düzenlemeler yapılmadan önce aksayan sistemden dolayı yurt dışına giden hekim arkadaşlarımız oldu. Bu arkadaşlarımızın tekrar Türkiye'ye dönmesiyle alakalı hem ataşelerimiz hem büyükelçilerimiz üzerinden çalışma yapılarak Türkiye'deki şartların düzeltildiği bildirilmeli. Onların tekrar Türkiye'ye dönmeleri ile alakalı da yardımcı olup yol gösterilmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye'de gerçekten nitelikli insan kaynağına, hekimlere ihtiyacımız var. Bu arkadaşların tekrardan yurda dönmelerini sağlayabilirsek hem kamu sektörünün hekim ihtiyacını karşılamış oluruz hem özel sektörün de hekim noktasında sıkıntı yaşamaması açısından önemli bir adım atılmış olur" değerlendirmesinde bulundu.
NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNE İHTİYAÇ VAR
Sağlık hukuku alanındaki davalara bakan Avukat Yasemin Bal, Aydınlık Avrupa’ya konuştu. “Dünyanın her yerinde nitelikli iş gücüne ihtiyaç var” diyen Av. Bal “Hekimlerimiz arasında da mesleki göç yaşıyorlar. Mesela Almanya çifte vatandaşlığa müsaade etmezken şimdi Türklere çifte vatandaşlık kapısını açmaya hazırlanıyor. Bunu nitelikli iş gücünü ithal etmek istediği için yapıyor. Almanya ikameti ve çalışma izinlerini kolaylaştırmaya çalışıyor.”
“Göç kendi başına zaten bir tehlikedir” ifadesini kullanan Avukat Bal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başka bir ülkeye gidiyorsunuz. Alışık olduğunuz din, dil, ırk, ilişkiler, komşuluk yok, yani siz başka bir dünyadan başka bir dünyaya gidiyorsunuz. İstanbul’da ilçe ya da mahalle değiştirince bile uyum sağlayamıyorsunuz.”
TÜRK HEKİMLER MUCİZELER YARATIYOR
Türkiye’den giden doktorlar nasıl bir sağlık sistemi ile karşılaşıyor? sorusuna yanıt veren Bal, şu örnekleri verdi: “İngiltere’deki sağlık sistemi NHS. Bir çeşit sosyal güvenlik sistemi. Buralarda ortopedi muayeneleri için 1 yıla kadar randevu veriliyor. Geçenlerde Alanya’da acil tıp kongresi yapıldı. Acile gelen hasta 40 saat bekliyor. Felaket. Türkiye’de acile gelen hasta en fazla 1 saat içinde doktora erişir. Kendimden örnek vereyim. Kızım Almanya’da hastalandı 4 saat acil kapısında bekledi. Üstelik ateşli hasta olarak. Bizim ülkemizde ateşli hasta kapadı 15 dakika bile bekletilmez. Derhal bir doktora erişir. Başka ülkelerde sağlık sistemleri o kadar iyi değil. Bunu kendileri bizzat en yetkili ağızlardan ifade ediyorlar. ‘Türk hekimleri mucizeler yaratıyor.’ Bu benim lafım değil bizzat yetkililerin söylemi. İngiltere’de acil tıbbın başındaki isim bunu söylüyor. ‘Siz bambaşkasınız bunu nasıl yapıyorsunuz’ diyor. Hastaları 40 saat acil kapısında bekleten bir sistemin olduğunu düşündüğümüzde Türkiye mucize yaratan bir yer oluyor.”
‘LANET OLSUN BU İŞE DERDİM’
“40 saat acilde beklenilen bir sistemde siz hekim olsaydınız çalışır mıydınız?” sorumuza Bal, şu yanıtı verdi: “Asla çalışmak istemem. Duygusal travma yaşarım. Hiçbir işe yaramadığımı düşünürüm. Çok iyi maaş alıyorumdur. Çalışma saatlerim çok iyidir. Belki güvenliğim sağlanıyordur. Ama sistem yüzünden hiçbir şey yapamıyorsundur. Kendi mesleğimden bakayım. Çok iyi paralar kazanıyorum. Ama adil bir mahkeme kararı elde edemiyorum. Lanet olsun o işe derim. En azından Türkiye’de 10’da 3’ünde adil kararlar alabiliyoruz.”
GÜVENLİK VE ÇALIŞMA ŞARTLARI DÜZENLENMELİ
Avukat Bal’a göre hekimlerin yurt dışını tercih etmesinin nedeni şiddet ve çalışma koşullarının zorluğu. Bal şunları söyledi: “Birincisi hekimlere yönelik şiddete karşı gerekli önlemler alınmıyor. Şiddet uygulayanlar çok ciddi bir şekilde cezalandırılmalı ve caydırıcılığın sağlanması gerekiyor. Acildeki fiziki ortamların düzeltilmesi gerekiyor. Genellikle şiddete uğrayanlar acil hekimleri. Fiziki ortamın doktorların şiddet görmesini engelleyecek şekilde düzenlenmesi gerekiyor. İkincisi ise hekimler liyakat sistemi ile çalışmıyor. Kıdem sistemi ile çalışıyor. Oysaki liyakat esasına göre yapılmalı. Hekimler bu yüzden geleceklerini ön göremiyor. Üçüncüsü mobbing. Nöbet süreleri 36 saat uyumadan bu insanlara nöbet tutturuyorsunuz. Nöbeti tuttuktan sonra ertesi gün izin yok. Gene mesaiye geliyor. Dördüncü ise ücretler. Ücretler aslında doktorlarımız için en son sırada geliyor. Duygusal olarak sıkıntılar yaşayınca yaptığı işin karşılığında aldığım para beni tatmin etmiyor diyor.”
‘HEKİMLERİMİZ GİTMESİNLER’
Hekimlere “yurt dışına gitmeyin” çağrısı yapan Bal, “Hekimlerimiz gitmesin. Dirensin. Bir tek onlar yaşamıyor bu ülkedeki sorunları. Hepimiz yaşıyoruz. Bırakıp gitmesinler. Burada sorunlarımız var. Biz bunu el birliği ile çözeriz. Giderek değil kalarak çözülür. Gitmesinler. Koşulların iyileştirilmesi için mücadele etmek zorundayız. Bu ülkeyi ayakta tutmak zorundayız. Bana kaçmak hiç sevimli gelmiyor. Kolay kolay insandan vazgeçmeyenler hekimlerimizin nasıl bu kadar kolay vazgeçtiklerini ben anlayamıyorum. Hastalarından vazgeçmeyen onları son ana kadar yaşatmaya çalışan hekimlerimiz ülkelerinden de vazgeçmesinler” dedi.
‘YURT DIŞINA GİDEN HEKİM SAYISI ABARTILIYOR’
Yurt dışında çalışmak için Türk Tabipleri Birliği’nden“iyi hal” belgesine başvuran hekim sayısı bin 938'e ulaştı. Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Ne kadar hekimin yurt dışına gittiğine ve döndüğüne ilişkin elimizde somut rakamlar yok. Ancak yurt dışına giden hekim sayısının abartıldığı görüşündeyim. Hekimlerimiz ülkemizde kalarak hizmet etmelerini istiyoruz. Son dönemde sağlık alanında bazı iyileştirmeler yapıldı. Çalışma şartlarında ve ücretlerinde iyileştirmeler oldu. Sağlık bakanının açıkladığı rakamlara göre de istifa eden 6 bin civarında hekim kamuya dönüş yaptı. Bu rakamda oldukça yüksek.”
‘Hastaneler aşırı kalabalık
çocuklar bakımsızlıktan ölüyor’
Almanya'nın sağlık sistemi, her geçen gün kötüye doğru gidiyor. Hastanelerde acile kabul süreleri her gün uzuyor. Doktor ve bakıcı kadrosundaki açık, hastalara eksik ya da yanlış tedavi uygulanmasına neden oluyor. Enerji krizi nedeniyle iflasın eşiğine gelen hastanelerden şikâyetler yükseliyor.
Alman Yoğun Bakım ve Acil Tıp Derneği (Divi), çocuk yoğun bakım ünitelerinde 'felaket durum' ile karşı karşıya kalındığını açıkladı, "Yeni doğan bir bebek fiilen dolu olan çocuk hastanesine yatırılırsa, acilen kalp ameliyatı olması gereken üç yaşındaki çocuk, üç gün beklemek zorunda kalıyor" açıklaması yaptı. Hannover'den uzman doktor Michael Sasse, "Çocuklar artık onlara bakamadığımız için ölüyor" dedi. Aşırı kalabalık hasta odaları nedeniyle çocukların günlerce acil serviste kaldığına da işaret eden Sasse, "Durum zaten vahimdi. Son solunum yolu enfeksiyon dalgası durumu daha da kötüleştirdi” dedi.
Acil servisteki bekleme süresi 40 saate ulaştı
BBC hastanelerdeki sıkıntıları araştırdı. İngiltere’de haftada 10 binden fazla ambulansın, içindeki hastalarla birlikte acil servislerin önünde en az bir saat sırada beklediği ortaya çıktı. Bu sorun, kayıtların tutulmaya başlandığı 2010’dan beri en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Sağlık görevlileri, sorunların hastalara ciddi zarar verdiği konusunda uyardı.
BBC’ye konuşan bir aile, kalçası kırılan 85 yaşındaki bir kadının hastaneye girişi sağlanmadan önce 40 saat beklediğini söyledi. Söz konusu hasta, ambulansın gelmesi için 14 saat, hastanenin dışındaki ambulansta ise 26 saat bekledi.
İngiltere’de sağlık çalışanlarını temsil eden profesyonel bir kurum olan Paramedik Koleji, acil servislerin dışındaki kuyrukların, ambulans hizmetine ihtiyaç duyan hastalara erişmelerini engellediğini söyledi.
Paramedik Koleji Başkanı Tracy Nicholls, "Hepimiz hastaların zarar görmeye başladığını ve bazı durumlarda ciddi zararlar gördüklerini biliyoruz" dedi.