Hemşireler reform istiyor
Bugün hemşireler günü. HEP-SEN Genel Başkanı Yunus Şimşek, hemşirelerin sağlık iş kolunda yeterince temsil edilmediğini bu nedenle yönetim reformları yapılması gerektiğini söyledi.
Modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs, 1950’li yıllarda başlayan girişimlerin ürünü olarak 1964 yılından bu yana ülkemizde de tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında değişik etkinliklerle “Hemşireler Günü” olarak kutlanıyor. Kovid-19 salgınında sağlık ordumuzun en önünde mücadele eden kahramanları arasında yer alan hemşirelerin bu süreçte sorunları da arttı. Hemşirelerin, çalışma hayatında karşılaştığı sorunları, hemşirelerin taleplerini ve çözüm adımlarını Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası (HEP-SEN) Genel Başkanı Yunus Şimşek, Aydınlık’a anlattı. Şimşek;
‘HEMŞİRELER TEMSİL EDİLMİYOR’
Hemşirelerin sorunları hakkında bilgi veren Şimşek, şöyle konuştu:
“Ana sorun şu; yaklaşık 40 tane meslek grubu var sağlık alanında. Hemşirelik 1955 yılında lisansa açılmış bir alan. Kamuda yaklaşık 250 bin hemşire var. Özel ile beraber 350 bin kişi. Sağlık iş kolunun üçte birini hemşireler oluştururken bu kadar akademik bilgi, birikim varken sağlık politikalarında söz sahibi değiller. Hemşireler bakanlık düzeyinde bir daire başkanlığı makamı tarafından bile temsil edilmiyor. Ülkemizde tek meslek bazlı bir yönetim anlayışı var. Hekimlerimiz elbette çok başarılı, fakat yönetimi sadece onların sorumluluğuna bırakmak yanlış bir davranış. Burada başta Sağlık Bakanlığı bünyesi olmak üzere bir yönetim reformu yapılmalı. Mesela başhekimlik sistemi var. En ufak bir sorunda başhekim sorumluluğu almak zorunda kalıyor. Bir yandan sağlık hizmetini sürdürüyor bir yandan da tüm organizasyonlardan sorumlu. Bu onun için de bir sorun. Sorunların kaynağı yönetimdir, sağlıkta yönetim reformu yapılmadıkça sorunlar kalıcı olarak çözülemeyecektir.
‘YÜZDE 88 PSİKOLOJİK ŞİDDET GÖRÜYOR’
“Bugün ülkede hizmet veren sayıca en kalabalık meslek grubu ve tüm sağlık profesyonelleri ne yazık ki sağlıksız bir sağlık sistemi içerisinde topluma hizmet vermektedir. Araştırmalara göre hemşireler görevlerini ifa ederken yüzde 88’i psikolojik şiddet görüyor. Özellikle Kovid-19 salgınının başladığı günden bu yana cephenin en önünde canla başla mücadele eden bir meslek grubu bunu hakketmemektedir. Özlük hakları itibariyle paramparça edilmiş istihdam modellerinden tutun da yoksulluk sınırı altında açlık sınırının biraz üzerinde ücretler ile meslektaşlarımız geçinememektedir. Hemşirelerin özlük haklarının düzeltilmesi, sağlık sisteminde söz sahibi olması toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. HEPSEN olarak bizler sahadayız; içinde bulunduğumuz şartlar ve durumlar ne kadar kötü olursa olsun bir yandan toplumumuza sağlık hizmeti sunarken bir yandan da özlük haklarımız için, sağlık sistemimizin geleceği için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Çanakkale’de Safiye Hüseyin Elbi’den bugüne toplum sağlığı adına fedakarca mücadele eden tüm meslektaşlarımın gününü kutlarım. Hemşireliğin ışığı toplumun sağlığını ve geleceğini ilelebet aydınlatacaktır. Kendinizi asla yalnız hissetmeyin…”
KURUCULARININ TAMAMI HEMŞİRE
Seslerini duyurmak için sendikal bir sistemle harekete geçen sağlık çalışanları, bir yıl önce HEP-SEN’i kurdu. 1992 yılından bu yana kurulmuş olan 40'a yakın sendika olmasına rağmen sorunlarının yeterince dile getirilmediği gerekçesiyle yola çıkan HEP-SEN, kurucularının tamamının hemşire olduğu ilk sendika. Sistem sendikacılığı ile sağlık kurum yöneticilerinin tarafsızlığını yitirdiğini ve sağlık emekçilerinin yeterince sesi olmadığını hatta taraflı sendika ataması yöneticileriyle birlikte sağlık emekçilerinin baskı altına alındığını belirten HEP-SEN Başkanı Yunus Şimşek, bu alanın yönetim kadrosunda katılımcı bir reforma ihtiyaç olduğunu söylüyor.