Her dönemin modası: Barbie

Her dönemin modası: Barbie

Barbie’nin yeni filmi 21 Temmuz’da yayınlanıyor. Reklamları için milyonlarca liralık bütçenin harcandı: Burger King’in özel pembe menü üretmesi, Google arama motorunda Barbie’nin pembe dünyasının film çıkmadan yerini alması, giyim markalarının filme özel koleksiyon çıkartması ve LGBT’nin Onur Yürüyüşü’nde özel bir kortej oluşturulması… Tüm bunlar ve daha fazlası ile yeni Barbie filmimiz insanlara allanıyor, pullanıyor, yeni pazarlama teknikleri ile güzel sunuluyor. Bir Barbie modası özendirilmeye çalışılıyor.

BARBİE’NİN EVRENİ HANGİ KAPILARI AÇIYOR?

Filmin yönetmeni Gerwig “Barbie evreninin kapılarını açıyoruz… Bu hikâyeyi LGBTQIA+ topluluğunu getirmeden anlatmamıza imkân yok. Mattel'in bugün var olan tüm farklı Barbie ve Ken'lerle yarattığı çeşitliliği temsil etmek bizim için önemliydi." dedi. Transseksüel oyuncu Hari Nef, “Barbieler birer oyuncak bebek, insan, kadın değiller. Cinsel organları yok.” dedi.

Barbie yıllardan beri izleyici kitlesinin gözünde hep mavi gözlü, sarı saçlı, ince belli bir kadın olarak yaratılmaya çalışıldı. Hatta o dönemler birçok insan Barbie’ye benzemek için estetik ameliyatı oldu. Bu ameliyatlarla ilk önce kadınları tek tipleştirmek istediler. Sonra bu düzen içerisinde bu operasyonları bir ticaret kapısı haline getirdiler. Kadınlar ise bu ticaret kapısının bir aleti oldu. Bir çılgınlık aldı başını yürüdü.

Bugün ise Barbie Çılgınlığı yeni bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu çılgınlık aracılığıyla izleyici kitlesinin gözünde Barbie üzerinden yeni bir rol model oluşturmaya çalışılıyor. Peki bu rol modelde bu sefer ne görüyoruz? Aslında bunun cevabını vermek için filmi beklemeye de gerek yok. Çünkü filmin oyuncularından, yönetmenine kadar birçok kişi açıklamalarıyla bize bunları gösteriyorlar.

Bu açıklamalara bakacak olursak öncelikle LGBT propagandası üzerinden cinsiyetsiz bir insan modeli gösteriliyor. Transseksüel, gay, lezbiyen vb. yönelimleri özendirerek kabul ettirmeye çalışıyorlar. Çünkü cinsiyetsiz bir toplum inşa etmeye çalışıyorlar. Bunu inşa ederken de sosyal medyayı, şirketleri, firmaları yani geniş kitlelere hitap edecek bütün araçları kullanıyorlar. Barbie’nin pembe dünyasına kurguladıkları süslü ama yalnız, güzel ama mutsuz, kadın ama eksik toplumu koymaya çalışıyorlar. Çeşitlilik adı altında yeni cinsel kimler üretiliyor. Her alanda cinsiyetsizleştirme propagandası durumu olağanlaştırmaya çalışmanın da bir çabası.

BARBİE’NİN PEMBE DÜNYASI DUMANALTI

Bugün medyanın toplum üzerindeki etkisini yadsımamak gerekiyor. Özellikle izleyici kitlesinin rol model olarak medyada gördüğü o kişilerin giyiminden dövmesine konuşmasından saçına kadar her alanda etki ediyor. Yukarıda belirttiğimiz sarı saçlı, mavi gözlü Barbie bebek gibi olma örneği de buna çok benzer. Kısaca her dönemin modası bir Barbie oluyor, dönemindeki düşünceye hizmet ediyor.

Barbie’nin pembe dünyası çeşitlendiriliyor ve bugüne kadar bildiklerimiz reddediliyor. Barbie’nin cinsiyeti olmadığı, kadın olmadığı verileri ile pembe dünya dumanaltı oluyor. Ruth Handler’in kızından esinlenip yaptığı bu bebek için yeni bir dünyanın kapısı aralanıyor. Güzel Barbie bebek gibi olan kadın sıfatı aldatma gibi görünüyor. Biraz gerçek biraz yalan arasında izleyicinin aklı allak bullak oluyor. Moda altında LGBT propaganda haline dönüşüyor.

Neredeyse her gün karşımıza çıkan diziler, filmler, afişler ve şarkılardaki LGBT propagandasına maruz kalmak zorunda değiliz. Toplumumuza dayatılan bu cinsiyetsiz toplum modelini kabul etmiyoruz. Türk gençliği cumhuriyet değerlerine yaslanarak insancıl, vatansever, paylaşmacı bir toplum yaratacak. Bizleri bu dayatmalara sürükleyen  yayınları izlemeyi reddediyoruz.

Sonraki Haber