'Her engelde azmimiz artıyor'
Teknofest alanında konuşan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, 'Her ambargo, her engelleme, her yavaşlatma bize ve gençlerimize şunu tekrar tekrar hatırlatıyor; Her konuda kendimize yetmeliyiz.' dedi. Teknofest ikinci gününde yüzlerce ziyaretçi ağırladı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, "Ambargolar ile bizi durduracaklarını düşünenlerin çok çok yanıldıklarını gösteriyoruz, göstermeye de devam edeceğiz." dedi.
Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde gerçekleştirilen Teknofest Karadeniz, Samsun Çarşamba Havalimanı'nda devam ediyor. Demir Samsun Çarşamba Havalimanı'nda devam eden Teknofest Karadeniz'de Anadolu Ajansı (AA) standını ziyaret etti, görevlilerden bilgi aldı.
Daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) standına geçen Demir, Baykar ve Savunma Sanayii Başkanlığının destekleriyle öğrenciler tarafından geliştirilen, Türkiye'nin havacılık standartlarında ürettiği ilk hibrit monokok şasiye sahip "Deha Tech BeElectric 02" isimli yüzde 100 elektrikli aracı test etti.
Ardından gazetecilere açıklamada bulunan Demir, Teknofest'in artık Türkiye sınırları dışına taştığını vurgulayarak, "Bu sene Azerbaycan'da da yapıldı. Ülkemizin dışına taştığını da görüyoruz. On binlerce yarışmacı, binlerce proje, bu çok güzel bir gösterge. Demek ki biz gençliğimize, 7'den 77'ye herkese bir teknoloji heyecanı tattırdık anlamına geliyor.” diye konuştu.
SAVUNMAYLA BAŞLADI BÜYÜDÜ
Demir, savunma sanayisinin daha önce Teknofest'te daha yoğun yer aldığını ancak daha sonra savunma sanayisi dışındaki alanlara da büyük bir ilgi olduğunu ifade ederek şunları kaydetti: “Bu da ülkemizin genel olarak milli teknoloji hamlesi konusunda yaygın bir ivmeye kavuştuğunu gösteriyor. İnşallah bunun meyvelerini biz önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Çünkü bu heyecanın, bu enerjinin ürüne, teknolojiye ve katma değere dönüşmesi belli bir zaman alacak. Ama bu da geçmeden 3-5 sene sonra, 'İyi ki Teknofest'te yapmışız ve falanca yarışmada veya falanca üründen şunlar çıktı' diye bunların da izlenirliğini göreceğiz. Ama burada şirketlerimiz, sanayi ekosistemimiz de buradaki gençlerimizi değerlendirme konusunda çok aktif olacaklar inşallah.”
Bir gazetecinin, savunma sanayisi konusunda Türkiye'ye uygulanan ambargolar hakkındaki düşüncesinin ne olduğu yönündeki sorusuna ise Demir, şöyle yanıt verdi:
“Ambargolara gülüp geçiyoruz biz. Biz yapacağız. Yani ambargolar ile bizi durduracaklarını düşünenlerin çok çok yanıldıklarını gösteriyoruz, göstermeye de devam edeceğiz. Ambargolar nihayetinde, ambargo uygulayan ülkelerle bizim ilişkimiz konusunda, onların niyetlerini ve gerçek duygularını ortaya koyan test, turnusol kağıdı oluyor. Bu da bizim azmimizi artırıyor. Nasıl ki savunma sanayisinin başlangıcı 70'lerdeki ambargolar oldu. Şu anda gördüğümüz her ambargo, her engelleme, her yavaşlatma da bize ve gençlerimize şunu tekrar tekrar hatırlatıyor; biz kendimize yetmeliyiz her konuda.”
Demir, Teknofest heyecanının yayılması konusunda basının önemli bir görev yaptığına işaret ederek, buradaki projelerin ürüne giden yolculuklarında şirketlere ve kendilerine önemli görevler düştüğünü aktardı.
TEKNOFES'TEN HABERLER
HURDASI BİLE VERİLMİYORDU ŞİMDİ İHRACATI BAŞLIYOR
Milli Savunma Bakanlığı, bağlı ve ilgili kuruluşlarıyla Teknofest'te etkinliklere katılım sağlıyor.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı ve Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ (MKE AŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Dere, MKE standında konuştu.
Muhsin Dere, MKE AŞ tarafından geliştirilen Milli Deniz Topu ve Yakın Hava Savunma Sistemi projelerinde gelinen aşamaya ilişkin bilgiler verdi. 76/62 milimetre deniz topunun temin edilmekte zorlanılan bir ürün olduğuna dikkati çeken Dere, şunları kaydetti:
“Belli ülkelerden tedarikinde sorunlar yaşıyorduk. Hatta bazen hurdalarını almakta bile sorun yaşadığımız bir üründü. Hem Makine Kimya'daki arkadaşlarımız hem İstanbul Tersane Komutanlığı'mız, askerlerimiz 'projeyi yaparız' dedi ve çok kısa sürede testlere hazır hale getirdiler. Geçen yıl aralık ayında da Karapınar'da kara testleri başarıyla icra edildi. Bu ay içinde de TCG Beykoz gemimizde deniz testleri başarıyla yapıldı. Deniz topumuz envantere girmeye hazır. Bundan sonra silahlı kuvvetlerimizin gemilerinde, fırkateynlerinde 76/62 milimetre Milli Deniz Topu kullanacağız. Sadece envanterimize almakla yetinmeyeceğiz. Ciddi bir ihracat potansiyeli var bu ürünün. Şu anda sırada olan ülkeler var. Deniz topu, Makina Kimya'nın, ülkemizin ihracatına 100 milyon dolarlarca katkı yapacak bir ürün.”
EN GÜÇLÜ MOTORDA MARŞ HEDEFİ 2023
Türkiye'nin havacılık motorları merkezi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), etkinlikte motor çalışmalarından örnekler sergiliyor.
Türkiye'de geliştirilen en güçlü motor olan, savunma sanayisi ve enerjide kullanılması amaçlanan TEI TF6000 turbofan motorunun imalatının 2023'ün ilk aylarında tamamlanması ve yılın ilk çeyreğinde çalıştırılması hedefleniyor.
TEI Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit, “6000 librelik itki veren bir turbofan motoru, göz kararı yaklaşık 6000 bin beygir güç üretiyor diyebiliriz. İlk kez Samsun'da TEKNOFEST'te görücüye çıkarmış olduk.” dedi.
İLK ÇEYREKTE HAZIR
Motor üzerinde 2 yıldan fazla çalıştıklarını vurgulayan Akşit, "Tasarımı bitti ve imalat aşamasında. Böyle büyük bir motorun prototipinin imalatı ilk defa yapıldığı için 1 yılı geçebiliyor ama hedefimiz önümüzdeki yılın ilk aylarında imalatını tamamlayıp, ilk çeyrekte de marşa basabilmek." diye konuştu.
TF6000'in Türkiye'de tasarlanıp geliştirilmiş en büyük güçte motor olduğuna dikkati çeken Akşit, jet grubundaki çalışmalarının TJ90 motoruyla başladığını, bunu kendi sınıfında dünya rekoru kıran TJ300'ün izlediğini bildirdi. Akşit, şunları kaydetti:
SONRAKİ ADIM MMU MOTORU
“TJ300'den bu motora sıçrama yaptık. Sıçrama yaparken teknolojiyi kademe kademe yükselterek gidiyoruz. Bu arada helikopter motoru da bir jet motorudur. Gökbey için geliştirdiğimiz TS1400 motorumuzla da çok önemli mesafeler katettik, teknolojiler elde ettik. Onları da TJ300'den sonra böyle büyük bir motora uygulayarak TF6000'i geliştirdik. Bu fuar modelimiz ama tasarımı, detayları bitti ve şu anda üretimde. Bir sonraki adım inşallah Milli Muharip Uçak'ın motoru olacak. Yani merdivenin basamaklarını mümkün olduğu kadar hızlı çıkarak, en büyük ve en yüksek teknoloji içeren motora bir an önce ulaşmaya çalışıyoruz.”
Akşit, TF6000'in Bayraktar Kızılelma, milli hücumbotlar ve Atak-2 helikopterinde kullanılabileceğini söyledi.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ TASARLADI: BU ROKET 3 KİLOMETRE İRTİFAYA ÇIKIYOR
Dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST'e katılan üniversite öğrencileri, 3 kilometre irtifaya çıkabilen roket geliştirdi.
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Yıldız Roket Grubu'nca tasarlanan ve "SEMRUK" adı verilen roket, 2020 yılındaki TEKNOFEST'te ikincilik elde etti. Çalışmalarını sürdüren, 15 kişiden oluşan grup, özelliklerini geliştirdikleri roketleriyle TEKNOFEST KARADENİZ'de finallere katılma hakkı kazandı. Yıldız Roket Grubu, bu kez daha önce kaçırdıkları birinciliği elde etmeye çalışacak.
Makine Mühendisliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Enes Kesmen, geliştirdikleri roketleriyle yaptıkları 3 atışta da başarılı olduklarını söyledi. Roketlerinin 3 kilometre irtifaya çıkabildiğine işaret eden Kesmen, “Amacımız ülkemizi uzay ve havacılık alanında daha ileriye taşımak. Sadece yarışma anlamında değil, AR-GE ve TÜTİBAK projeleriyle hem üniversitemize hem de ülkemize katkı vermek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kontrol Otomasyon Mühendisliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi Berat Polat ise ekip olarak güzel bir çalışma ile roketi tamamladıklarını dile getirdi: “Yarışma odaklı değil, nitelikli projeler ve AR-GE odaklı bir takım olmayı amaçlıyoruz. Vizyonumuz uzay ve havacılık sektöründe aktif proje geliştiren öğrenci takımları içerisinde yaptığımız çalışmalarla öncü, üniversitemizde ve ülkemizde roket bilimi üzerine nitelikli araştırmalar yapan, ülkesine katkı sağlayan bir topluluk olmak. SEMRUK roketini de daha ileriye götürmeyi amaçlıyoruz.”
POLİS KÖPEKLERİNİ EMEKLİ EDECEK ÇİP
Teknofest'e katılan projeler arasında, İstanbul Medipol Üniversitesinden Senanur Demirci, Nazende Yağmur Uysal ve Buse Nur Fidan'ın hocaları Dr. Öğretim Üyesi Muhammed İkbal Alp danışmanlığında hazırladıkları "Sağlıkta Yapay Zeka" isimli projesi de yer aldı.
Elektrik- elektronik mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisi Senanur Demirci, şeker hastalığının tespiti için hazırladıkları projenin güvenlik alanında da kullanılabileceğini söyledi. Şeker hastalarının ağzında aseton kokusu olduğunu bunun kaynağının ise keton olduğunu belirten Demirci, yapay zeka sayesinde bu kokunun tespit edilerek şeker hastalığının anlaşılabileceğini, ayrıca bozulan gıdaların, yapay zeka sayesinde tespit edilebileceğini belirtti. Demirci, çalışmadaki amacın, koku ve tat duyusunu yapay zekaya aktarmak olduğunu vurguladı.
FARENİN YETENEKLERİNİ AKTARDILAR
Projenin içeriği hakkında bilgi veren Demirci, şunları paylaştı:
“Fareler koku ve tat almada çok gelişmiş canlılardır. Farelerin beyinlerinin ön kısmında 10 bine yakın tat ve koku alma hücresi vardır. Bu, insanda 500'e kadar düşebilmektedir. Farelerin bu hücrelerine elektrot yerleştirerek kayıt alıp bunu yapay zekaya aktardık. Farelere kokuyu koklattığımızda hücrelerin her birinin harekete geçme zamanı ve biçimi farklı. Bu da bize bir iz oluşturuyor. Daha sonra biz bu izleri toplayarak yapay zekaya aktardık. Yapay zeka kokunun ne olduğunu biliyor. Farelerden aldığımız koku verilerini yapay zekaya koyarak kokuların ayırt edilmesini amaçladık.”
Çalışmanın nerelerde kullanılabileceğiyle ilgili ise Demirci, "Kadavra köpekleri kadavra, bomba imha köpekleri bomba, bazı köpekler de uyuşturucu bulmak için yetiştiriliyor. Bu köpekleri kullanmak yerine kokular bir çipe yüklenerek insansız araçlara tanımlanabilecek. Bu araçlar da koku kaynağını tespit edebilecek." diye konuştu. Demirci, projenin savunma sanayisinde de kullanılabileceğine işaret etti.
LİSE ÖĞRENCİLERİ MEŞE PALAMUDUNDAN PLASTİK ÜRETTİ
Antalya'dan lise öğrencileri Zeynep İpek Yanmaz, Azra Ayşe Bıçakçı ve Hilal Başak Demirel, Teknofest'e fiziki bilimler alanında, "Lise Öğrencileri Kutup Araştırmaları Projeleri Yarışması" için geliştirdikleri "Kutup okyanuslarındaki mikroplastik kirliliğini önlemek için yerli ve milli plastik materyal üretimi" projesiyle katıldı. Doğa açısından önemli bir projeye imza attıklarını söyledi. Geçen yıl kutuplarla ilgili bir çalıştaya katıldıklarını belirten Yanmaz, “Orada, kutuplardaki plastiklerin önemli bir problem olduğunu gördük. Bunu önlemek için bir proje geliştirdik. meşe ağacı palamudunun kabuğundan selüloz, meyvesinden nişasta elde ederek biyoplastik sentezledik." dedi.
Bıçakçı da elde ettikleri plastiğin, petrolden üretilenlere göre yüzde 20 daha az maliyetli olduğunu vurguladı.