Her sonbahar maske mesafe temizlik!

Prof. Dr. İsmail Balık, maske, mesafe, temizlik kurallarının artık rutinimiz haline gelmesi gerektiğini söyledi. Uzakdoğu ülkelerinde pandemiden önce de enfeksiyon hastalıklarına karşı maske kullanıldığını belirtti.

Okulların da açılmasıyla solunum yolları hastalıklarında artış oldu. Bütün hekimler, bilim insanları, Koronavirüs konusunda “ilk baştaki gibi bir salgın beklenmese de” önlem alınması gerektiğinde hemfikir. En başta sayılan önlemler, özellikle toplu yaşam alanlarında maske kullanılması, mesafe ve temizlik kurallarına uyulması. İkincisi, risk gruplarındaki kişilerin aşılanması. Hastalanan kişilerin, hastalandıktan sonra üç, beş gün boyunca toplum içine çıkmayıp kendisini izole etmesi, çıkmak zorunda kalınırsa da maske kullanılması. Ancak hemfikir olunan önlemler, aşı tartışmasının gölgesinde kaldı. Toplum artan solunum yolları enfeksiyonları karşısında ne yapacağını şaşırdı.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, maske, mesafe, temizlik kurallarının artık rutinimiz haline gelmesi gerektiğini söyledi. Uzakdoğu ülkelerinde pandemiden önce de enfeksiyon hastalıklarına karşı maske kullanıldığını belirten Balık, “Kişisel hijyen ve maske kullanımıyla enfeksiyonların bulaşmasını ya da yayılmasını yüzde 50 düzeyinde engelleyebiliriz” dedi. Prof. Dr. Balık, sorularımızı yanıtladı:

‘ÇOK BÜYÜK KİTLELER HASTA OLMAYACAKTIR’

  • Koronavirüs vakalarında artış olduğundan endişe ediliyor. Hastanelerde durum nasıl?

- Okulların açılmasıyla birlikte, tüm solunum yolu virüslerinde bir artış var. Bunu söyleyebiliriz. Korunma ile ilgili tedbirleri almamız gerekiyor. Özellikle hasta olan kişilerin, virüs ne olursa olsun, maske takması gerekiyor. Çünkü artık Kovid de bir mevsim hastalığı haline dönüştü. İlk baştaki gibi bir büyük salgın olmasını, bilim dünyası hiçbir zaman beklemiyor. Eris veya bundan sonra gelecek olan varyantlar ne olursa olsun. Çünkü bağışıklık sistemlerimiz, bu virüs grubunu artık tanıdığı için aynı anda çok büyük kitleler hasta olmayacaktır, geçmişteki gibi büyük ölümler meydana gelmeyecektir. Yine, herhangi bir tedavi olmasa, yapılmasa bile ki şu anda geldiğimiz noktada yapabileceğimiz bir sürü şey var, bağışıklık sisteminin kendisi, antikor vesaire gibi bağışıklık silahlarıyla devreye girecektir. Dolayısıyla bir büyük salgın ve yüksek oranda ölümler beklenmiyor.

ARTIK HASTALIK HAFİF GEÇİRİLİYOR

  • Kovid 19’un yeni versiyonları testten kaçıyor mu?

-Artık bundan sonra testin de çok fazla bir önemi yok. Hastaneye gelen kişilerde hastalık eğer ağır seyrediyorsa tedavi yaklaşımını netleştirmek açısından Kovid testi yapılıyor. Testler, hızlı bir şekilde varyantlara adapte ediliyor, bu anlamda önemli bir zafiyet oluşması söz konusu olmaz. Her solunum yolu bulgusu olan kişiye Kovid testi yapmak çok anlamlı değil, çünkü artık hastalık hafif geçiriliyor. Çoğu kimse de kendiliğinden iyileşiyor, herhangi bir müdahale yapmayı gerektirmiyor. Ancak ağır olan ve hastanede yatan kişilerde otomatik olarak hastalığa neyin neden olduğu araştırılıyor.

VAKA ARTIŞI MEVSİMSEL ORTALAMALAR DÜZEYİNDE

  • Erzin Devlet Hastanesi Başhekimi Ersin Mahmutoğlu, Kovid’den mi kaybettik kendisini?

-Sağlık Bakanlığı bu bilgilere sahiptir.

  • Akciğer ve solunum yolları enfeksiyonlarında önceki yıllara göre bir artış söz konusu mu?

Şu anda vakalar, mevsimsel artış ortalamalarıyla aynı düzeyde.

ÖZELLİKLE HASTALAR: OKULA GİTME OTOBÜSE BİNME!

  • Maske mesafe temizlik kuralının merkezi düzeyde bir çabayla uygulanmasını öneriyor musunuz?

-Bunu rutinimize sokmuş olmamız gerekiyor. Bundan 15, 20 sene önce bile, Uzakdoğu ülkelerine gittiğinizde, hastalıkların yaygın olduğu kış aylarında insanların metroya binerken maske taktıklarını görürdünüz. O zamanlar Kovid falan yoktu. O toplumların rutini haline gelmiş. Hem hava kirliliğine hem de özellikle solunum yolu enfeksiyonlarına karşı kullanıyorlar.

Bizim ülkemizde de buna benzer bir kültürün gelişmesi gerekiyor. Özellikle hasta olan kişilerin okula, iş yerine gitmemesi, metroya, otobüse binmemesi gerekiyor. Üç, beş gün en azından, hastalık bulguların aktif olduğu, bulaştırma riskinin yüksek olduğu dönemlerde çocuklarımız hastaysa okula göndermemiz gerekiyor. Kişisel hijyen, el hijyeni ve maske ile açıkçası bu enfeksiyonların bulaşması ya da yayılmasını yüzde 50 düzeyinde engelleyebiliriz. Çok ciddi bir orandır bu.

Burada toplumsal bilinç önemli. Hasta olan kişilerin virüs ne olursa olsun kalabalık ortamlara girmemesi gerekir. Girmek zorundaysa da mutlaka maskeyle girmesi gerekiyor. Sağlıklı kişilerden ziyade hastalar. Herkese tekrar, en başta olduğu gibi ‘maske takmadan sokağa çıkmayın, kalabalık ortam girmeyin’ demek, artık bu geldiğimiz noktada çok anlamlı değil. Bunun yerine hasta olan kişiler, toplumu korumak için dışarı çıkmayacaklar ya da çıktıklarında maske kullanacaklar. Tabii risk grubunda olan kişilere de hasta olmasalar bile kalabalık ortamlara girerken maske kullanmalarını tavsiye etmekte yarar var.

*Çok teşekkür ederiz.

HASTANEDE YATANLAR İÇİN GÜNCEL İLAÇLAR TEMİN EDİLMELİ

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Kovid 19’un yeni varyantlarına ilişkin sorularımızı yanıtladı. Şener, “Hastalanıp hastanede yatan kişiler için güncel ilaçların temin edilmesi gerekir” dedi.

Prof. Dr. Şener, ‘Kovid 19'la ilgili son durum nedir? Hasta sayısı artıyor mu?’ sorumuza karşılık “Buna yorum yapmak zor, çünkü önceki kadar PCR testi yapılmıyor. Bakmadığımız, takip etmediğimiz bir şeyin artıp artmadığını söylemek zor” karşılığını verdi.

Kovid 19’un artık pandemiye yol açmasa bile ölüme yol açtığının çok açık, aşikar olduğunu vurgulayan Şener, şöyle sürdürdü: “Yeniden pandemi olması ancak yeni bir virüs ile mümkün. Dünyanın ve ülkemizin ciddi bir kesimi virüs ile ilk teması yaptı, yeniden yüksek vaka sayıları olması çok olası değil.”

‘TOPLUM BİLGİLENDİRİLMELİ’

Prof. Dr. Alper Şener, “Türkiye ne yapmalı” sorumuzu şöyle yanıtladı:

“1. Belirli yaş grupları için aşılanma programları güncel tutulmalı, özellikle huzurevleri, bakım evleri takip edilmeli. 2. Hastalanıp hastanede yatan kişiler için güncel ilaçlar temin edilmeli. 3. Atık su taraması gibi, bir erken uyarı sistemi kurulmalı veya solunum patojenlerini tespitine izin veren 6’lı testler, belirli bölgelerde kullanıma sunulmalı. 4. Kapalı alanlarda maske kullanımını, hastalanınca bulaş zincirini kırmak için evde kalmak gibi konularda toplumun geneline bilgilendirme mesajları gündeme alınmalı.

Sonraki Haber