Hitit de bizim Roma da bizim… Tanımadığın eser geri dönmez

Anadolu’dan kaçırılan tarihi eserlerin peşine düşen Yaşar Yılmaz, '1071’le başlayan tarih öykümüzü bir kenara koymalıyız. O tarihimizin parçası ama coğrafyamızın tarihini de bilmeliyiz. O zaman Homeros’u, Heredot’u yabancı görmeyiz.' dedi

Yunanistan’ın İngiltere hükûmetinden British Museum’da bulunan antik heykelleri geri istemesinin ardından, Müze’deki çalıntı eserler yeniden gündeme geldi.

Euronews’te yer alan habere göre British Museum’da Türkiye’den 75 bin 300, Yunanistan’dan 65 bin 576, Kıbrıs’tan 14 bin 62 parça eser bulunuyor.

2 milyondan fazla eserin kayıtlı olduğu müzede bu rakamlar normal gibi görünse de gerçek öyle değil. Çünkü İngiltere dışından getirilen eserlerin çoğunluğu Müze’nin en dikkat çekici kültür varlıkları arasında yer alıyor.

Halikarnassos Mozolesi'nden (bugünkü Bodrum) getirilen heykeller, Mısır’dan getirilen Büyük Ramses Büstü ve Rosetta taşı buna örnektir.

Müzede yalnız antik çağlara ait eserler değil, Osmanlı döneminden kalan eserler de yer alıyor. Örneğin; 3. Selim’in Kılıcı bugün British Museum’da sergileniyor.

Batı’nın Anadolu’dan kaçırdığı eserlerin peşine düşen, Anadolu’nun Gözyaşları adlı kitabın yazarı Yaşar Yılmaz, kültür sömürgeciliğini ve emperyalizmin yaptığı talanı anlattı. Yılmaz, tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili en önemli çözümün, 1071 öncesindeki tarihsel mirası benimsemekten geçtiğini dile getirerek, “Homeros da Heredot da bizim” dedi.

GÜÇ GÖSTERMEK İÇİN ZIRHLI GEMİLERLE ÇALDILAR

- British Museum'daki eserlerin çoğu Türkiye, Çin, Hindistan ve Afrika ülkelerinden. Bu müze için kültür sömürgeciliğinin simgesi diyebilir miyiz?

British Museum’daki eserlerin tamamına yakını yurt dışında yağmalanmış eserlerdir. Çin’den Mançurya’ya, Anadolu’ya, Irak’a kadar emperyalistler güç gösterisi için ve özellikle kendi halklarına karşı ‘Ben başka ülkelerin kültür anıtlarını sizin ayağınıza seriyorum” diyerek müzelerini doldurmuşlar. Bu bir güç gösterisi.

İngilizler, Fransızlar Almanlar, Avusturyalılar, Anadolu’ya eser yağmalamaya geldiklerinde hepsi zırhlı savaş gemileriyle gelmişlerdir. Emperyalistler, tarih bilinci olmayan coğrafyalardan onun üzerinde yaşayan halkları soyarak kendi müzelerini doldurmuşlar.

British Museum’da bulunan Halikarnas Mozoleleri 1857'de kaçırıldı

KAÇIRILAN ESERLER MÜZEDE ESİR

Bir eserin alınıp başka bir yere taşınması doğru değildir. O coğrafyanın havası, suyu toprağı farklı. Orada yaşayan sanatçılar hem kültürlerini hem de tarihlerini yansıtmışlar. Başka bir yere giden eserleri bir hapishaneye doldurulmuş hüzünlü varlıklara benzetiyorum.

SOYGUNU SİSTEMATİK HALE GETİRDİLER

- Bu talan nasıl yapılıyor? Batı oryantalizmle kültürel talanı meşrulaştırıyor mu?

Batı, Doğu toplumunu ayrıştırıyor. Çin’i de koyuyordu ancak artık koyamıyor. Bu yolla Doğu toplumlarını küçümsüyor.

Tarihi eserler konusunda da ilk defa İngiliz Kraliyet ailesi tarihi esere ilgi gösteriyor. Peşinden Dilettanti Cemiyeti doğuyor. Bunlar şairler, mimarlar, gazeteciler, bütün entelektüeller tarihi eserler turları yapıyorlar. Dilettanti’nin koyduğu arkeolojik eserleri tanımlama ve taşıma konusunda koyduğu kurallar var. Bir ekip gidecekse bu ekibin içerisinde ressam ve mimar olması gerekiyor.

Ayrıca bir klasik arkeolojiyi bilen insanlar olacak. Bunlar nasıl davranacak, nereye kadar gittiler, günlük notlar tutacaklar. Mümkünse örnekler alacak. Böyle kurallar koydular.

Bergama’daki Zeus sunağı 1870’li yıllarda Carl Humann tarafından Almanya’ya kaçırıldı

COĞRAFYAMIZIN TARİHİNİ OKURSAK ‘GAVUR MALI’ DEMEYİZ

- Kültür hazinemizi nasıl koruyabiliriz? Hangi adımların atılması lazım?

Anadolu’nun Gözyaşları çalışmam nedeniyle 2010 yılında TBMM’de bir grup milletvekili yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerle ilgili komisyon kurdular ve o komisyona beni davet ettiler. Ben orada 8 maddelik yazılı bir metni komisyona verdim.

Birinci maddesi şuydu: Tarihi eserlerimize sahip çıkmak için onları yabancı görmemeliyiz. 1071’le başlayan tarih öykümüzü bir kenara koymalıyız. O tarihimizin parçası. Ama coğrafyamızın tarihini okuyalım. O coğrafyada hangi milletler yaşamış önemli değil. Göbeklitepe’den gelen 12 bin yıllık bir tarihimiz var. Bunun 4 bin yılı yazılı. Coğrafyamızın tarihini okursak Homeros’u yabancı görmeyiz, Heredot’u yabancı görmeyiz.

Anadolu’nun yetiştirdiği tüm değerleri yabancı görmezken, tarihi eserleri de yabancı görmeyiz. O zaman da o eserleri bulanlar kaçakçıya satmak yerine müzeye verir.

OSMAN HAMDİ BEY BİR KAHRAMAN DEĞİL

- Siz Anadolu'nun Gözyaşları kitabında kaçırılan tarihi eserlerin izini sürüyorsunuz. Nasıl bir hazine kaybettik?

Türkiye olarak çok şey kaybettik. Örneğin; British Museum’da Halikarnas’tan giden mozole eserleri, mermer yontuları gibi birçok eserimiz orada. Almanya’da Bergama Müzesi var. Adını bile vermişler. 28 yıl boyunca taşımışlar. Koskoca bir antik kenti soyup yıllar boyunca götürdüler. Bundan sorumlu olan Osman Hamdi Bey’dir. Osman Hamdi Bey günümüze kadar bize büyük ressam diye gösterdiler. Oryantalist bir insandır.

Osman Hamdi Bey, 30 yıl boyunca Müze-i Hümayun’un tek yetkili kişisiydi. Bizler için bir kahraman olabilirmiş ama ne yazık ki öyle değildi. Osman Hamdi Bey 30 sene yönetimde kalmış ve bu kadar eser soyulmuşsa, üniversiteden birisi çıkıp da bunu sorgulamaz mı?

Sonraki Haber