Hititlerin kadın hekimleri

Boğazköy/Hattuşa’dan çıkartılan tabletlerin bir kısmı, fiziksel ve ruhsal problemler ile beden ve zihin sağlığının korunması ve yapılacak müdahaleler hakkındadır. Aralarında dikkate değer olanı 14.yy’ın ortalarında kendisi de “aphasia”dan muzdarip Kral Muršili II’nin “Veba Yakarıları”yla ilişkilendirilen muğlak tıbbi felaket ya da felaketlerdir. Ayrıca Kral Hattušili III, Prenses Gaššullivawiya, Prens Kantuzili gibi önde gelen şahsiyetlerin tanı konulmamış hastalıkları aracılığıyla da çeşitli bilgilere ulaşabiliyoruz. Hattušili hastalıklı bir çocukluk geçirmişti. Eşi Prenses Puduhepa’nın sağlık tanrısı Lelwani’ye ettiği dualardan da görülebileceği gibi hastalıklı bir yetişkindi.

Hitit metinlerinde hem kendi adlarıyla hem de anonim olarak değinilen tıbbi uzmanların büyük çoğunluğunun kadın olması çarpıcıdır. Hitit tıbbında ve büyüsünde kadınların rolünü tartışmaya başlamadan önce Hatti tıbbı hakkındaki bilgilere değinmek istiyorum.

TIBBİ METİNLER

Ben tartışmaya sadece tıbbi metinlerden başlamak istiyorum. Bu kompozisyonların çoğu Mezopotamya metinlerinden devşirilmiştir. Tıp hakkındaki ikincil metinler, tıbbi lapaların ve uygulamaların anlatıldığı Akadça metinlerdir. Hitit ve Luvice yorumlarından da zorlukla okunan çoğu metin, Asurlu eğitmenlerce yetiştirilen Anadolulu öğrencilerin işleridir. Tıbbi terimlerin okunmasındaki güçlük ve zayıf koruma koşulları nedeniyle bu metinlerin anlaşılması güçtür. Ancak metinlerin sağaltıma tıbbi yaklaştıkları açıktır. Bu metinlerde yaralar, mide gazları, göz lezyonları, bağırsaklara, boyun ve boğaza yapılan müdahaleler ve ilaçların uygulanışında tıbbi yöntemler ağır basar.

Konuyu genişletecek olursak bu metinler, müstensih akademisinde yetişen öğrencilerin yaptıkları egzersizlerden çok Hitit metinlerinde LÚA.ZU ya da Akkadogramla ASÛ yazılan hekimlerin el kitaplarıdır. Bu formların arkasında saklı Hititçe kelimeleri henüz bilmiyoruz. ”Denetçi hekim, hekimlerin şefi, hekimbaşı” ve “hekim çırağı” şeklinde okuduğumuz bu kelimelerden Hititlerde tıbbi uygulamanın hiyerarşik bir temele dayandığı yargısına varabiliriz. Hattili hekimlerin eğitimi ve tıp hekimlerinin uygulamaları hakkında ne yazık ki yok denecek kadar az şey biliyoruz.

BÜYÜ VE TIP

Hitit belgelerinin tıp uygulamaları, büyü ve tıp arasında ayrım yapan kültürel yanılgıyı yansıtıyor. Örneğin hekim Zarpiya’nın tamamiyle büyü kapsamına giren sembolik yemekler ve tekrarlanan efsunlar eşliğinde vebayla mücadelesi... Ayrıca hekimler Hititçe aktarımlar yaptıkları, sağaltım ve büyü arasında belirgin bir ayrım olmayan Nerik şehri festivali gibi festivallere ya da hekimin bir çalgı eşliğinde şarkı söylediği, dansla kendini yaralamanın iç içe geçtiği tanrı Telipinu adına düzenlenen ritüellerine katılıyorlardı.

Bir hekimin göz, boğaz, ateş, veba gibi tekrarlanan sağlık sorunlarına yaklaşımını Boğazköy metinlerinden öğreniyoruz. Hattuša’dan gelen belgelerde Hititlerin tıbbı hakkında çok az bilgi vardır ve çoğu bilgi önceki dönemden gelen “tıbbi elkitapları”nın sınırlı yorumlarına dayanır.

Hekimler hakkındaki ilk bilgilere; erken dönem Hitit arşivlerinden (17. yy - eski hanedan), bir saldırganın kurbanının sağaltımı için doktora yapacağı ödemeden söz eden Hitit Kanunları’nın 10. paragrafından ve yara sağaltımının sosyal sınıflara göre düzenlendiği (2 ya da 3 sekellik ödeme) Orta Hitit döneminden (15. yy) gelen buna paralel bir metin (9. paragraf) aracılığıyla ulaşıyoruz.

Bu listede hepsi erkek olan sekiz hekimin: Akiya, Hutubi, Lurma, Pariamahu, Piha-Tarhunta, Raba-ša Marduk, Tuwatta-ziti ve Zarpiya adlarıyla birlikte Mısırca , Akadca ve Luvice isimler de yer alır. Ayrıca ağırlıkla anonim sağaltıcılara değinen metinlerde nadiren de olsa kadın hekimlere rastlanır. Bu metinlerden yola çıkılarak, tıpkı Mezopotamya’daki gibi Hatti’de de çoğu tıbbi uygulamanın erkek hekimler tarafından muhafaza edildiği yargısına varılabilir. Buna rağmen büyüyle sağaltım metinlerinde pek çok kadın sağaltıcının varlığı dikkat çekicidir.

GELECEK HAFTA

Hitit metinlerinde doğum ritüeli

Sonraki Haber