Hizbullah’ın yeni lideri Naim Kasım

Hizbullah'ın yeni lideri, partinin Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım oldu. Kasım, 1991’den beri örgütün ikinci başkanıydı

Hizbullah'ın yeni lideri, partinin Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım oldu. 71 yaşındaki Kasım, 1991 yılında Hizbullah'ın o dönemki Genel Sekreteri Abbas el-Musavi tarafından örgütün ikinci başkanı olarak atanmıştı. El-Musavi ertesi yıl İsrail saldırısında şehit olunca yerine Hasan Nasrallah geçmişti.

Kasım, 15 Ekim'deki son konuşmasında, "Seyid Nasrallah'ın tutumu bizim çalışma prensibimizdir, sözleri yolumuzun ışığıdır ve konuşmaları hareketimizin direğidir." demişti. Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Erem News, 20 Ekim'de Kasım'ın haftalar önce Lübnan'ı terk ettiğini ve şu anda Tahran'da yaşadığını ileri sürmüştü.

Lübnan'daki Direniş Operasyon Odası İsrail'in kara harekatındaki zayiatına ışık tutan bir rapor yayımladı. Taze verilere göre 23 Eylül'den pazartesi gününe kadar işgal güçlerinden 90 subay ve asker öldürüldü. 750'den fazla asker yaralandı. İsrail savunma sanayinin gururu 38 Merkava tankı imha edildi.

Bunlara dört askeri buldozer, bir Hummer aracı, bir zırhlı araç ve bir zırhlı personel taşıyıcı da eklendi. Son teknoloji üç Hürmüz 450 ve bir Hürmüz 900 tip İHA düşürüldü. Raporda, bu sayılara sınırın diğer tarafındaki askeri üsler, kışlalar ve yerleşim yerlerindeki kayıpların dahil olmadığı vurgulandı.

Operasyon Odası ayrıca cephe köylerinin çevresi ve bazı mahallelerinin düşmanın ilerleme girişimlerine tanık olduğunu ancak “işgal ordusunun cephe köylerinden herhangi bir köyü kontrol altına alamadığını veya tamamen işgal edemediğinin” altını çizdi. 145 km. derinlikteki Tel Aviv bölgesindekiler de dahil olmak üzere üs, sanayi tesisi ile yerleşimlere roket, füze ve İHA saldırılarının sürdüğünü açıkladı.

Naim Kasım, 1953'te Beyrut'ta doğdu. Selefleri gibi Musa el-Sadr liderliğindeki Emel Hareketi'ne katıldı, daha sonra 1982'den sonraki ilk kuruluş yıllarında Hizbullah'a dahil oldu.

PUSU VE ROKET YAĞMURLARI SÜRÜYOR

Direniş güçleri salı günü sabah saatlerinde Celile bölgesine 50 roket gönderdi. Bir yerleşimcinin öldüğü ve yaralıların olduğu bildirildi. İsrail basını bazı kasabalarda ciddi hasarın meydana geldiğini yazdı. Hizbullah daha erken saatlerde, Nahariya kentindeki bir yaya köprüsünü İHA ile vurdu, yaralanan olmadığı aktarıldı.

Pazartesi günü düzenlenen diğer dikkat çekici operasyonlarda Hizbullah, Hayfa'nın kuzeybatısındaki Stella Maris deniz üssüne nitelikli füzeler fırlattı. Bir roket salvosuyla Meron hava gözetleme üssünü hedef aldı.

Akşam saatlerinde, Tel Nahas'a doğru ilerleyen işgal askerlerine pusu kuruldu. Hizbullah savaşçıları makineli tüfek ve roketlerle çatışmaya girerek askerlerin ölümüne, yaralanmasına ve iki aracın yanmasına neden oldu.

İsrail pazartesi akşamından salı şafağına kadar Beka Vadisi'ni hedef alan hava saldırılarında, aralarında çocuk ve kadınlarında bulunduğu 63 kişi yaşamını kaybetti, 110'dan fazla kişi de yaralandı.

İRANLI UZMANLAR LÜBNAN'DA

Hizbullah'a yakın bir Lübnanlı siyasi kaynak Suudi gazetesi Şarkul Avsat'a, Devrim Muhafızları'ndan uzmanların güney Lübnan'daki çatışmaları yerinde denetlediğini doğruladı.

Kaynak, Lübnan'da savaşan İranlı gönüllülerin varlığına ilişkin Batı kaynaklı haberlerle ilgili bir soruya cevaben “Bu konuda söylenenlerin hiçbir dayanağı yok” dedi.

Ve şu soruyu yöneltti: “Eğer bu doğruysa büyük ülkelerden çok sayıda istihbarat teşkilatının bulunduğu bir ülkede herhangi bir İranlının ölümünü gizlemek mümkün mü?”

Kaynak sınır çatışmalarında çözüm olasılığına dair şunları kaydetti:

“Netanyahu, cephe hattı boyunca yer alan kasabaları yıkmaya ve buldozerlerle yerle bir etmeye; güneyi sakinlerinin tahliye edilmesine olanak tanıyan bir oldubittiyi dayatmaya; 1701 sayılı Birleşmiş Milletler kararın tek taraflı uygulanmasına yönelik koşullarını öne sürmeye devam ettiği sürece, son söz ilk ve son olarak sahada söylenecektir.”

Birkaç gün önce Hayfa'daki bir mezarlıkta görüntülenen bu manzara, kuzey yerleşimlerde her gün ortaya çıkıyor. Siper almak ve sığınaklara koşmak günlük hayatın bir parçası.

SAHADA İŞLER NASIL GİDİYOR?

Lübnanlı isim, Hizbullah'ın İsrail'le savaşının genel gidişatına ilişkin bir değerlendirme yaparak, “Askeri liderliğin çatışmanın aksamasına yol açan hataların üstesinden gelebildiğini ve geçen haftanın son günlerinde İsrail ordusuna eşi benzeri görülmemiş kayıplar verdirerek sahadaki dengeyi yeniden kurmaya başladığını” söyledi.

Savaşçılara “gelişmiş silahlar” sağlandığını; ön hatlardaki grupların, stratejik noktaları işgal etmek için nüfuz eden İsrail komandolarıyla yüzleştiğini; uyuyan hücrelerin saflarını yeniden düzenlediğini; direnişçilerin gelişmiş pusular kurduğunu belirtti.

ATEŞKES DEĞİL 'TESLİM OLUN' TEKLİFİ

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri'nin ofisi, Hizbullah'ın Lübnan cephesini Gazze'den ayırmayı ve ayrı bir ateşkes anlaşması yapmayı kabul ettiği yönündeki haberleri yalanladı. İddialar pazartesi ve salı günleri çeşitli basın organlarında yer buldu.

Beyaz Saray'ın Batı Asya Temsilcisi Amos Hochstein'ın Beyrut'a getirdiği reddedilen teklif, sadece Lübnan ile Gazze cephelerini ayırmayı değil ayrıca Birleşmiş Milletler'in 1701 Sayılı Kararında değişiklikler de öngörüyor.

Berri'nin ofisi Meclis Başkanı'nın Lübnan ve Hizbullah adına BM Kararında herhangi bir değişiklik yapılmasını da reddettiğini vurguladı. Lübnan gazetesi el-Ahbar, geçen hafta kaynaklara dayanarak Hochstein'ın getirdiği önerinin bir ateşkes anlaşması değil, "teslim olma teklifi" olduğunu yazdı.

MEŞHUR 1701 SAYILI KARAR

1701 sayılı Karar, Hizbullah'ın güney Lübnan'dan çekilmesini öngörüyor ve İsrail'in Lübnan topraklarında ve hava sahasında operasyon yapmasını sadece istisnai durumlarda mümkün kılıyor.

Fakat İsrail, gerektiğinde Lübnan'daki BM Misyonu UNIFIL'in görevini yerine getirmediğini öne sürüp, ülkede kara operasyonu yapabilmeyi talep ediyor.

Ayrıca Lübnan semalarında uçuş ve bombalama özgürlüğü de istiyor. ABD Temsilcisi Hochstein ateşkes müzakerelerini ilerletme maksadıyla salı günü itibarıyla İsrail'de bulunuyor.

Sonraki Haber