Hizbullah’tan Yunanistan-İsrail eksenine Doğu Akdeniz tepkisi
Lübnan direniş hareketi Hizbullah’ın Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İsrail’in bir Yunan gemisiyle tartışmalı Kariş bölgesinde yürüttüğü doğalgaz arama faaliyetine ‘Durdurun, yoksa müdahale ederiz.’ dedi.
Lübnan’ın etkili siyasi hareketlerinden Hizbullah’ın (Allah’ın Partisi) Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Yunanistan ve İsrail’in Lübnan deniz sahasında yaptığı yasadışı doğalgaz arama ve çıkarma çalışmalarını sert bir şekilde eleştirdi. 5 Haziran’da Yunan Energean şirketinin araştırma gemisi, İsrail adına doğalgaz arama faaliyeti yapmak üzere, Lübnan ve İsrail sınırında yer alan tartışmalı Kariş bölgesine gönderilmişti. Hizbullah lideri Nasrallah, 10 Haziran’da yaptığı konuşmada "Direniş, mali, askeri ve güvenlik açısından, düşmanın Kariş sahasından petrol ve gaz çıkarmasını kesinlikle önleme yeteneğine sahip. Düşmanın hiçbir önlemi, Kariş’ten enerji çıkarma faaliyetlerini koruyamaz." dedi.
‘SORUMLULUK ONLARIN OLUR’
Kudüs Haber Ajansı’nın aktardığına göre, Kariş'te İsrail adına arama çalışmaları sürdüren Yunan firmasının ivedi bir şekilde gemiyi geri çekmesi gerektiğini belirten Nasrallah, "Aksi takdirde gemi mürettebatı ve meydana gelecek maddi zarardan Yunan firması sorumlu olacaktır." diye konuştu. Tel Aviv yönetiminin iddia ettiğinin aksine Kariş'in tartışmalı deniz sınırında yer aldığını aktaran Nasrallah, "Kariş ortak sahadır ve her türlü gaz çıkarma faaliyeti durdurulmalıdır." dedi. Nasrallah, Lübnan'ın rızası dışında Kariş bölgesinde petrol ve doğal gaz çalışmaları sürmesi halinde Hizbullah'ın bu "sömürüye" karşılık verebileceğini vurguladı.
‘DOĞALGAZ MİLLİ ZENGİNLİĞİMİZ’
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarında yeni bir aşamaya girildiğini vurgulayan Nasrallah, söz konusu bölgenin tüm Lübnan devleti ve yetkilileri tarafından tartışmalı kabul edildiğinin altını çizdi. "Deniz sınırları, münhasır ekonomik bölge ve sular altındaki zenginliğimiz, bir milli çıkar konusudur." diyen Hizbullah lideri, Lübnan milletinin her kesiminin, mezhepsel ve siyasi ayrılıklarını bir tarafa bırakarak, muazzam kaynaklarına çıkma konusunda birleşmesi gerektiğini ifade etti. 200 ile 500 milyar dolar arasında değere sahip olduğu tahmin edilen doğalgaz rezervlerinin tüm Lübnan halkına ait olduğunu söyleyen Nasrallah, Lübnan'ın ekonomik çöküşten kurtulması ve kalkınması için çok önemli bir umut olduğunu dile getirdi.
YETKİLİLER DE TEPKİ GÖSTERDİ
Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun, konuyla ilgili "Güney deniz sınırlarının çizilmesi için müzakereler halen devam ediyor ve tartışmalı bölgedeki herhangi bir hareketlenme provokatif faaliyetleri ve düşmanca eylemleri doğurur.” açıklaması yapmıştı. Geçici Lübnan Başbakanı Necip Mikati de hareketi kınayarak, “Düşman İsrail’in, Lübnan'ın su zenginliğine el koyup, tartışmalı bölgelerde bir oldu bittiye mahal vermesi yeni bir krizin kapısını aralıyor. Bu son derece tehlikelidir ve akıl almaz gerilimlere neden olur.” diye konuşmuştu.
LÜBNAN’A YÖNELEN ÜÇ TEHDİT
Lübnan’ın deniz sınırlarına yönelik saldırıdan kaynaklanan birinci tehlikenin, Lübnan'ın deniz alanları ve zenginlikleriyle dolu çok geniş bir alanını soymak olduğunu bildiren Nasrallah, ikinci tehlikenin ise, Lübnan'ın petrolünü çıkarmasının yasak olması ve bunun Lübnanlıların bir çözüm bulmaları gereken sorun olduğunu ifade etti. Nasrallah, üçüncü tehlikenin de Lübnan’a ait alanlardaki enerji kaynaklarının boşaltılması olduğunu söyleyerek, “Bu durumda zaman faktörü çok önemli hale geliyor. Yani, zamanı geldiğinde ve petrol ve doğalgaz çıkarmamıza izin verildiğinde, hiçbir şey bulamayabiliriz. Sular, petrol ve gaz çıkarma meselesi, işgal altındaki sınır şeridinin kurtarılması meselesinden daha az önemli değildir. Petrol zenginliğine bağlı risklerle karşı karşıya kalacağız. Zaman faktörünün Lübnan'ın çıkarına olmadığını bilmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
‘MİLLİ GÜÇBİRLİĞİ İLE KAZANIRIZ’
Lübnan’ın petrol zenginliğini koruma, çıkarma ve çıkardıktan sonra azami şekilde istifade etme hedefini, ulusal gündeminin birinci sırasına yazması gerektiğini bildiren Nasrallah, gecikilen her günün Lübnan halkına servet ve para kaybı olarak yansıyacağını söyledi. Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in stratejisi Lübnan'ı açlığa itiyor. Bu, toplumsal güvenlik için iç savaştan daha büyük bir tehlike arz ediyor. Mesele sınırlar değil, ülkenin kaderidir. Buna göre harekete edecek miyiz? Gerekli olan şey, Lübnan'daki güç unsurlarıyla birleştirilmiş resmi tutumdur. O zaman bu mücadeleyi mutlaka kazanırız.”
YASADIŞI YÜZER PLATFORM
İhtilaflı Kariş bölgesinde İsrail adına faaliyete başlayan Yunan firması Energean, 5,2 milyar dolarlık varlığa sahip büyük bir şirket. Başkenti Londra’da olan şirketin yönetim kurulu başkanlığına yakın zamanda, uzun yıllar ABD finans devi J. P. Morgan’ın Yatırım Bankası Başkan Yardımcılığını yapan Karen Simon getirilmiş. Energean CEO’luğunu ise şirketin kurucu ortağı Yunan vatandaşı Mathios Rigas sürdürüyor.
Energean’ın resmi internet sitesinde Kariş bölgesinde yapılacak faaliyetler açıkça sergileniyor. Şimdi tartışmalı bölgeye giren “Energean Power” isimli FPSO kısaltmasıyla anılan “yüzer üretim depolama ve boşaltma” gemisinin 2022 ortasında Singapur’dan çıkıp İsrail’e gideceği de burada belirtilmiş. İsrail basınında çıkan haberlere göre bu yüzer platform şu anda kurulmuş durumda ve İsrail donanması ile “Demir Kubbe” füze savunma sistemleri tarafından korunuyor.
Energean, bölgedeki doğalgazın getirisini 1,7 milyar dolar olarak hesaplamış. Şirketin CEO’su Rigas tarafından mayıs başında Kariş’ten çıkarılacak doğalgazın kullanılması için İsrailli East Hagit Elektrik Santrali’yle 2 milyar dolarlık bir anlaşma yapıldığı açıklanmıştı