Hollanda’da yalnızlığa karşı mücadele haftası

“Gün gelir ve anlar ki insan; yaşadığı her şey sadece yalandır. Geriye vazgeçemediği bir aşk ve kabullenemediği bir yalnızlık kalır.” diyor Türk Dünyası’nın ünlü yazarlarından Cengiz Aytmatov.

Hollanda'da, “Yalnızlılığa Karşı Mücadele Haftası” 2010 yılından itibaren her yıl ekim ayının ilk haftasında düzenlenen, çeşitli etkinliklerle kutlanır. Korona salgının kol gezdiği yıllarda (2020-2021)  geri planda kalan ve geçen hafta 29 Eylül - 6 Ekim arasında tekrar hatırlanarak düzenlenen 'Yalnızlığa Karşı Mücadele Haftası', enerji ve yakıt krizinin etkisinden olsa gerek, bu yıl gereken ilgiyi görmedi.

Araştırma sonuçlarına bakıldığında Hollanda'da her 10 yetişkinden 1'i kendisini sürekli yalnız hissediyor ve 75 yaş üstü nüfusun yarısından fazlası yalnızlığa terk edilmiş durumda. Yalnızlığın bir salgın olarak yayıldığı Hollanda’daki durum diğer Batılı ülkelerden farklı değil. Sanayileşme ile birlikte maddi olarak zengin olmalarına rağmen, Batılı ülkelerin insanları giderek yalnızlaştığı söz konusudur.

“YALNIZ OLMAK” MI, YOKSA  “YALNIZ HİSSETMEK” Mİ?

Yalnızlık kavramı ile ilgili kütüphaneler dolusu kitaplar yazılmasına rağmen, yalnızlığı tanımlamak çok zor ve karmaşıktır. Her insan yalnızlığını kendine göre yaşar. Yalnızlığın tanımı kişiye, yere, zamana ve kültürel özelliklere bağlı olarak farklılıklar gösterir.

Batı kültürlerinde daha çok bireyleşme, ayrışma, bağımsızlaşma ve kendine yetme adına olumlu anlamlar atfedilirken; Doğu kültürlerinde ve Akdeniz toplumlarında olumsuz anlamlar atfedilir. Bu açıdan bakıldığında “yalnız olmak” evrensel bir olgu değildir.

Sosyal destek kısıtlı ise, paylaşım yok ise, etrafındaki insanların olmasına rağmen, önemsediği konuları onlara iletemiyorsa, var olan ilişkiler ve olmasını istediği ilişkiler arasındaki uyumsuzluk var ise,  o zaman kişi kendisini yalnız hisseder.

Yalnızlık kavramını  ilk kullanan Psikanalizin kurucu babası Sigmund Freud, 1939 yılında yazdığı makalesinde kişinin yalnızlık deneyimi yaşamasının içsel ruhsal yapısını tamamıyla değiştirebileceğini vurgulamıştır.

Yalnızlık kavramının anlamı çok geniş ve derindir. Kişiye, yere, zamana ve kültürel özelliklere bağlı olarak farklılıklar gösterir. Bir yandan hüzün, mahrumiyet, terk edilmişlik, dışlanmışlık, yabancılaşma ya da desteksizlik gibi olumsuz duyguları çağrıştırırken diğer yandan da, tek başına olabilmek, kendine yetebilmek, kendi kendine ayakta durabilmek, üretebilmek, inzivaya çekilerek verimli ve yaratıcı olabilmek gibi olumlu anlamları da ihtiva eder.

Hollanda hükümeti “Yalnızlılığa Karşı Mücadele” için önümüzdeki dört yıl boyunca toplam 40 milyon avro daha tahsis edeceğini açıklamış olsa da, kapitalizmin bireyci doğasının ürünü olan ve Hollanda’da baş gösteren  “Yalnızlık Salgını” önümüzdeki yıllarda artarak devam edecek gibi gözüküyor. 

Sonraki Haber