Hürjet çok marifetli olacak!
Türkiye aynı anda iki savaş uçağı projesi geliştiriyor. Hürjet projesi eğitim ve hafif savaş uçağı olacak, Kaan ise mahallenin dayısı olacak. Son dönemde Kaan projesi medyada bolca yer aldı ve Hürjet projesi Kaan'ın gölgesinde kaldı. Oysa Hürjet bazı özellikleri açısından Kaan'dan daha üstün olacak.
Bu yazının amacı Hürjet projesini daha fazla gündeme taşımak, ilgiyi artırmak ve projeye bazı geliştirme politikaları önermek.
KAAN ÖZET
Hatırlatalım, Kaan, çift motorlu, tek pilotlu, hayalet (stealth) özellikli hava ve yer saldırı uçağı. Beşinci nesil denen türde bir uçak. Kaan uçağının TSK'nın envanterine girmesi için en erken 2028'ler konuşuluyor. Kaan uçağının ilk üretimleri iki adet GE yapımı F-16 motoru ile olacak, asıl uçağa tam performansı verecek motorların ister seviyeleri çok yüksek ve bu motorların yerli imkanlar ile üretilmesi 2030'ları bulacak. Bu uçağın motorlarının ister seviyesini neredeyse bugün itibariyle dünyada karşılayabilen motor yok, yani TEI'nin başlatacağı proje, bugün itibariyle dünyada olmayan bir teknolojik seviye projesi. Bu proje ne kadar gecikirse, ABD yapımı motorlara bağımlılık o kadar uzayacak.
HÜRJET
Hürjet projesi ise ayağı daha çok yere basan bir proje. Fantastik proje isterleri yok. Tek motorlu, iki pilotlu bir eğitim jeti projesi. Hafif taarruz uçağı olarak da kullanılabilecek. Proje Kaan'dan tahmini bitiş tarihi itibariyle asgari 3 sene daha ileride. Mevcut Hürjet prototiplerinin saatlerce havada uçuşları mevcut.
HÜRJET'İN TEK MOTORU
Hürjet'in tek adet motoru var. Yeni bir jet projesinde tek motora bağımlılık güvenlik açısından sorunlu. Zaten uçağın tüm mühendisliği yeni, bir de tek motor olunca risk çok artmıyor mu? Burada akıllı bir seçim yapılmış ve GE'nin F404 motoru seçilmiş yani eski teknolojili, dünyada kendini ispat etmiş standart eğitim jeti motoru denebilir. Motorların toyota corolla'sı deniyor. Yani motor, modern bir savaş jetinin isterlerini karşılamaktan uzak ama son derece güvenli, bakım aralıkları uzun olan, stabil, bilinen, oturmuş bir motor tipi. Bu motorun muhtemelen on binlerce saatlik uçuşu boyunca içine bolca kuş girmiştir yani görmüş, geçirmiş motor. Hürjet'in cüssesine göre cephane/ekipman taşıma kapasitesi (faydalı yük tabiri kullanılıyor) nispeten zayıf olacak. Kaan'ın dev güçteki motorları ve hayalet özelliği dolayısı ile oluşacak enerji kayıplarını göz önüne alırsak muhtemelen Hürjet'in menzili, Kaan'dan uzun olacak. (1000 deniz mili vs. 1200 deniz mili konuşuluyor)
HAYALET UÇAK ÇOK MU LAZIM?
Stealth (veya "Low Observable: LO teknolojisi") özellikli uçak projesine birçok ülke hiç bulaşmıyor neden? Stealth için gizli/hayalet/düşük görünürlük terimlerini kullanabiliriz. Hayalet uçağın getirdiği maliyet artışı (hem yatırım hem işletme), operasyonel zorluklar, fedakârlık edilen özellikler ile getirdiği fayda karşılaştırıldığında birçok ülke için cazip olmuyor. Hayalet uçağın temel geliştirilme sebebi, bir ülkeye saldırırken ve hatta ilk saldırı döneminde, tespit edilmeden (veya geç tespit edilerek) hava savunma sistemlerini yok edebilmek. Diğer önemli konu ise hayalet uçakları göremeyen ülkeler zaten hayli teknolojide geri kalmış ülkeler olacaklar. Yeni nesil galyum-nitrit (GaN) radarlar, X frekans bandını tarayabiliyorlar yani hayalet uçakları görebiliyorlar. 2030'lara kadar zaten NATO, Rusya, Çin gibi askeri güçlerin tamamı bu radarlara sahip olacaklar.
Hayalet uçak özelliği sadece özel boya ile de olamıyor. Uçağın gövdesinde en ufak çıkıntı olmayacak, yani tüm cephane gövde içine konmak zorunda. Bomba atmak veya füze ateşlemek için kapakları açınca zaten görünmezlik kayboluyor. Kanatlarda yakıt tankıymış, ilave POD'larmış filan hiçbir şey taşınamıyor. Kanguru gibi her şeyi uçağın karnında taşıma zorunluluğu var. Motorun yarattığı ısıyı gizlemek için enerji verimsizliği yaratan, ağırlık yapan teknolojiler kullanılıyor. Uçak yere indirildiğinde ise kaplaması bozulmasın diye özel ısı ve basınç altında tutulması yani pahalı ve özel hangarlarda tutulması gerekiyor. Yarın geliştirilecek teknolojiler, uçağa çeşitli aletler takılmasını gerektirebilir, oysa hayalet uçağın dışına bir çıkıntı konamaz, tüm tasarımı değiştirmek gerekir. Yarın bir gün NATO yeni standartlar geliştireceği zaman bizim uçağımıza göre yapmayacak, ABD'nin sanayisini koruyacak şekilde standartlar geliştirecek ve bu ekipmanları biz Kaan'da kullanamayacağız.
Misal, Fransa NATO ülkesi olmasına rağmen uçakları olan Rafallere, Amerikan nükleer bombaları takılamıyor çünkü Amerika buna izin vermiyor. Oysa F-16'lar taşıyabiliyor.
Türkçesi: "ölme eşeğim ölme!" Fransa bugüne kadar hayalet uçak yapmadıysa sebebi teknoloji yetersizliği değil, sadece işlerine gelmiyor. Sınırlı kaynaklarını daha verimli kullanmak istiyorlar ve çok fonksiyonlu Rafal uçakları işlerini görüyor. Rusya'da benzer şekilde bu teknolojide çok aceleci davranmadı. Bu tür pahalı, saldırı esaslı doktrinler, her ülkeye uymuyor.
HÜRJET HAYALET GİBİ DEĞİL, MEHTER MARŞI İLE GELECEK
İşte bu noktada Hürjet'in hayalet olmayan yapısı aslında bir açıdan avantaj. Saçma sapan tasarım kısıtları ortadan kalkıyor. Son derece karmaşık motor ısısını saklama teknolojisi gereksinimi ortadan kalkıyor. Kanat altına, savunma sanayimizin geliştireceği her türlü ekipman takılabilecek. Uçak yere indiğinde özel hangar ihtiyacı yok, isterse dağ başında otoyola insin uçak, sorun yok. Hayalet uçağın gövdesindeki pürüzsüzlüğün imalatı ve korunması da marifet. Hürjet'te bu dertler yok, hızlıca uçaklar üretilip devreye alınabilecek. Hürjet seri üretime çok daha uygun hem maliyeti hem işletmesi ucuz bir model.
İki pilotlu uçak
Gelelim iki kişilik kokpit olayına. Kaan, malum tek kişilik uçak. Hürjet'te ise iki kişi tandem şekilde (önlü arkalı) oturabiliyor. Savaş uçağında iki kişi olmasının önemli avantajları var. Bir kişi uçağı kullanır, diğer kişi ise özel operasyonlar yapabilir. Karşı tarafın radarlarını körelten podları kullanabilir, sinyal istihbaratı yapabilir, uydu iletişimi ilintili görevler yapabilir ve belki de en önemlisi, çevredeki insansız uçakları yönetebilir. Yani Hürjet'teki ikinci pilot sayesinde zaten Türkiye'nin ürettiği çeşitli tipteki dronlar havada Hürjet'in görevine destek olabilecekler. Belki bir dron uçağı koruyacak ve gelecek füzelerin önüne atlayacak, başka dron önden gidip radar alanını genişletecek, diğer dron hedef işaretleyecek, beriki radarları köreltecek, bir diğeri hedefe saldıracak, belki başka biri denizaltı tespiti için görev yapacak vs... Yani dron teknolojisinde ne seviyeye geldiysek, hepsini Hürjet'teki ikinci pilotumuz kontrol edebilecek. Hürjet'in cephane taşımadaki eksikliğini, hayalet olmama eksikliğini çevresindeki dronlar ile kapatmak ve artıya geçmek mümkün. Tüm bunları Kaan'da Yapay Zekâ ile yapabilir ama bu yapay zekâ olayı zaten sürekli gelişecek ve öğrenecek bir yazılım yolculuğu. Yapay zekayı eğitmek için savaş kaybetmeye tahammülümüz olamaz. Yapay zekâ yarışında kısmen geri kalsak dahi savaş kazanabilecek doktrin ve ekipmanlara ihtiyacımız var. Hürjet'in iki pilotunun olması önemli bir avantajdır.
DÜŞMAN RADARINA HÜRJET NASIL SALDIRACAK?
Ülkeler arası savaştaki öncelikli hedefler arasında yerdeki (ve denizdeki) sabit ve mobil radarların imhası gelir. Bu işi ABD usulü hayalet uçaklar ile yapmak mümkün. Hayalet uçağınız yok ise bu işi füzeler ile veya dronlar ile yapmalısınız bunda da bir sorun olmaz. Bu iş, Hürjet'in işi değildir. Misal Adalar denizinde olabilecek bir çatışmada radarların hayalet uçaklar yerine dron ve füzeler ile imhası muhtemelen daha güvenli olacaktır. TUSAŞ'ın geliştirdiği ANKA-3 zaten bu iş için gayet uygun yani hayalet uçağın temel işlevini yapabilecek bir alettir. Düşman radarını Anka-3 ve füzeler hallettikten sonra Hürjet sahaya girebilir veya bölgedeki Hürjet pilotunun idare ettiği Anka-3 ile bu görevler yapılabilir.
KAAN VE HÜRJET BİRBİRİNİ TAMAMLAYACAK
Görünen o ki Türkiye, önümüzdeki on yıllarda hem Hürjet platformu üzerinden daha basit, hızlı üretilen, hızlı modifikasyona uygun, ucuz ve düşük işletme maliyetli bir savaş uçağı platformunda ilerleyecek, diğer taraftan Kaan ile çok gelişmiş, pahalı ve hayalet savaş uçağı platformunda ilerleyecek. Yani bu iki uçak tipi aslında birbirlerini tamamlıyorlar. Politika yapıcılarımızın da bu iki platformun birbirini daha iyi tamamlayacak şekilde geliştirme yolculuğunu sağlaması faydalı olur.
Peki Hürjet projesinin yönetim ve geliştirme yolculuğunda neleri farklı yapabiliriz ki Kaan projesi ile Hürjet projesi uzun vadede daha tamamlayıcı projeler haline gelebilsinler ve ulusal askeri gücümüzü en üst seviyeye çıkartabilelim?
Hürjet projesi için politika önerileri:
1) Hürjet projesinin daha ziyade "startup" tarzı yönetilmesi, yani hızlı deneme iterasyonları ile ürünün sürekli geliştirilmesi ve ürüne yeni özelliklerin katılması hedeflenebilir. Bu sene Hürjet envantere girmeli!
2) Hürjet projesinde asıl kısıtımız geliştirme hızıdır. Hızlı şekilde tamamlayıp envantere alabileceğimiz, güvenilir, ilk versiyon uçağın sertifikalandırılması ve hazır edilmesi hedeflenmelidir. Bunun dışındaki tüm işler ikincil olmalıdır. Misal, uçakta kullanılan bileşenlerin yerliliği konusu Hürjet için öncelikli olmamalıdır. Tasarım ve yazılım bizde olduktan sonra, hiçbir bileşen konusunda ihracat/kullanım kısıtı getirilmedikten sonra bu konunun projeyi yavaşlatmasına izin verilmemelidir. Malum Türkiye bugün itibariyle insanlı savaş uçakları konusunda rakiplerinin gerisinde kalmıştır ve dün ihtiyacımız olan uçakları derhal sahada hazır etmek öncelik olmalıdır. Hürjet'in ilk versiyonu tercihen bu sene sonlarında, 2024'te envantere alınacak şekilde proje ekibi ve bütçesi güçlendirilebilir. İlave prototipler yapılıp ve uçuş saat sayısı hızla artırılabilir. Yerlilik konusu zaman ile artırılabilir.
OTONOM UÇUŞ
3) Hürjet günün sonunda limitlerinde test edilecek noktaya gelecek, yani manevra kabiliyetinde, irtifada, hızda, taşıma kapasitesinde limitlerinde zorlanacak. Önemli miktarda kaza riski oluşacak. Uçağın mevcut prototip versiyonuna uzaktan kumanda edilebilir veya otopilot yazılımları entegre edilebilirse bu testleri pilotları riske atmadan yapabiliriz. Bu yazılımlar zaten İHA'larımızda var, adaptasyonu gerekli. Yeni geliştirilen uçakların düşmesi veya kaza yapması normaldir, bunun olmaması anormal olur. Kaza olduğu için mühendislik ekibini cezalandırmak ise büyük yöneticilik hatası olur. Eğer test sürecinde uçaklar düşmez ise görev sırasında pilotlarımız ile düşebilirler bu yüzden bu yolculukta bir düzine prototip harcamayı göze almak ama can kayıplarından kaçınmak hedeflenmelidir. Her kaza ve aksaklık, mühendislik ekibine "daha iyi ürün" yolculuğunda önemli veriler sağlar. Prototip geliştirme konusunda cimri olmamak lazım.
4) Kaan projesini hayalet özelliğinin dayattığı kısıtlardan ötürü "lego" gibi düşünemeyiz ama Hürjet projesine "deneme-yanılma, hızla öğrenme, uygulama ve geliştirme" ve hatta test platformu olarak yaklaşabiliriz. Zaten Hürjet'te kullanılan hemen tüm teknolojileri Kaan ekibi de alıp kullanıyor yani Hürjet'in gelişiminin hızlanması ve bolca test ve öğrenmenin yapılması, Kaan projesini de hızlandıracaktır.
İKİ HÜRJET TAKIM UÇUŞUYLA ÇOK GÖREV BAŞARIR
5) Libya'daki Al-Watiya askeri hava üssümüze 2020'de yapılan hava saldırısını hatırlayalım. İki adet Fransız yapımı Rafal uçağı bu saldırıyı yaptı. Bir uçak, üsteki radarları köreltici şekilde sinyal bastırması yaptı (muhtemelen iki kişilik Rafal versiyonu), diğer uçak ise aktif radarını açmadı (görünmeden pasif radar modunda hedefi tespit etti) ve bombalama yaptı. Bu saldırıyı belki F-35 yapsa idi tek uçak ile hem radar köreltmesi hem saldırı yapılabilirdi ama iki Rafal ile de aynı görev yapılabildi. Rafallerin belirli ekipmanlar ile birbirlerine yakıt aktararak harekât menzili artırma özellikleri de var. Yani bu örneği bize uyarlarsak, iki Hürjet uçağı ile belki de Kaan'ın yapabileceği birçok görevi ve hatta menzilinin yetişmediği bazı görevleri yapabilir hale gelebiliriz. Yani zayıf motor, kısıtlı mühimmat ve düşük teknoloji dahi olsa, en yüksek teknolojiler ile yapılabilen bazı görevler ikame edilebiliyorlar.
DONANMA MODELİ
6) Hürjet'in muhtemelen uçak gemisi modeli de geliştiriliyor, bu da gayet mantıklı. Kaan için boyut ve ağırlıktan dolayı bu konu çok daha zor. Muhtemelen önümüzdeki 15 yıl içinde, Türk yapımı bir uçak gemisine, Hürjetlerin inip kalktığını görebileceğiz. Uçak gemisine inip kalkabilen savaş uçakları birçok özellikten feragat etmek zorundalar çünkü birçok kısıtlama devreye giriyor. Bu yüzden uçak gemisi konuşlu uçakların, kara konuşlu uçaklardan birçok açıdan daha zayıf olduğu genellemesini yapabiliriz. Uçak gemisi konuşlu Hürjet ve dronlar beraber kullanıldığında ise büyük işler yapılabilir.
YABANCI BİLEŞEN ÜRETİCİLERİ ÖĞRETİCİDİR
7) Hürjet projesinde alanında lider, yabancı bileşen üreticilerinin ürünlerini deneyerek ilgili ürün grupları konusunda hızlıca en son teknolojideki ürünlere ve uygulama know-how'una erişilebilir. Misal fırlatma koltuğu konusunda lider üretici olan Martin-Baker ile bir dönem çalışıp ürünü tanımak gerekli ki ürün daha sonra yerlileştirilebilsin. Togg projesini yöneten Gürcan Karakaş ne diyor? "Alanında dünya lideri yabancı firmalar ile çalışıyoruz, onların ürün uygulamasındaki uzmanlıklarından da öğreniyoruz çünkü kaybedecek zamanımız yok". Bu yaklaşım, hızlı ilerlenmesi gereken ve çok sistemin çalıştığı karmaşık projelerde yanlış değil. Hürjet'te çok çeşitli tedarikçiler ve teknolojiler denenebilir, farklı modelde varyantlar üretilebilir ve bu bilgiler ışığında en uygun tedarikçi veya yerlileştirme projesi Kaan'da uygulanabilir.
MÜHENDİSLERİN İNİSİYATİFLERİ ÖDÜLLENDİRİLMELİDİR
8) Hürjet projesi özelinde, geliştirme ekibine daha çok insiyatif vermek faydalı olabilir yani sadece proje isteklerini yerine getirmek yerine, şirketteki ilgili mühendislerin kendi alanlarında önemli gördükleri teknolojik gelişme ve alt komponentlerin geliştirilmesi için de paralel projeler başlatılabilir. Geliştirme ekibinin önerdiği projeleri yönetici takımı budarsa, bir daha yeni geliştirme önerisi aşağıdan gelmez üstelik ekibin motivasyonu düşer. Temel hedefler ve isterler elbette yukarıdan aşağıya iletilir ama işin uygulaması, alternatif çözümler ve teknolojiler konusunda aşağıdan yukarıya da öneri ve talepler güçlü şekilde çıkabilmeli. Üst kademe yöneticileri farklı gerekçeler ile aşağıdan gelebilecek iyi fikirleri budayabilirler, bu durum her ülkede olur, bizim kültürde ise hiç nadir değildir. Bazı durumlarda ise kendilerinin önerdiği vasat projeleri dahi geliştirme ekibi öylesine inanır ve motive çalışır ki, hayli faydalı ürünler ortaya çıkabilir. Burada unutulmaması gereken nokta, bir alt komponentin geliştirilmesinde çalışan mühendisten konusunu daha iyi kimse bilemez bu yüzden onun kendi ürünü ile ilgili önereceği geliştirme önerisinin faydasını bir üst seviye yönetici genellikle onun kadar iyi değerlendiremeyecektir. Bu konuda şirket kültürünün de bu tür alttan gelen inovasyonları ödüllendirmesi gerekir. Kaan projesinde çalışanlara sunulamayacak inovasyon esnekliği, Hürkuş projesinde sağlanabilir. Hürküs uçuşu sonrasında Savunma Sanayi başkanımız Haluk Görgün, Tusaş'da Kaan projesinin kısım yöneticilerini medya önüne çıkardı, onurlandırdı, konuşturdu. Bir yandan stratejik firma çalışanlarının yüzlerini ve görevlerini gizlemenin faydalarını kabul etmeliyiz diğer taraftan motivasyon ve takdir açısından yapılan iş dogrudur.
RADARI KADAR UÇAK
9) Bu havacılık işlerindeki hayatı önemdeki konular, radar, elektronik harp, iletişim, aviyonik sistemleri, artırılmış gerçeklik, yapay zekâ yazılımları, mühimmat menzilleri, mühimmatın elektronik harp ortamında hedefini takip edip imha edebilmesi, radar baskılama gibi konulardır. Yani çoğu kritik konu, uçağın uçan akşamı, motoru ve hatta taşıma kapasitesi ile ilgili değildir. Bu bağlamda, bizim havacılık projelerinde asıl kritik teknolojileri başta Aselsan olmak üzere, Sage, Havelsan gibi kurumlar üretmektedir. Aselsan galyum nitrat radarının başarılı uygulama ve yazılımını yapamaz ise zaten geçmiş olsun. Radar konusu en az uçağın kendisi kadar ve hatta daha fazla stratejiktir çünkü tüm diğer deniz ve kara konuşlu sistemlerde de kullanılmaktadır. Uçağın, füzenin, elektronik harbin seviyesi radarı kadardır. Radar konusunda galyum nitrat bileşenleri önemlidir ancak yeterli değildir, işlemciler de son derece önemlidir bu yüzden dünyada işlemcilerin geliştirilmesi konusunda büyük bir jeopolitik çatışma vardır. Bu konunun merkezinde Tayvan, Amerika ve Çin ve bazı büyük çip üreticisi firmalar vardır. Çiplerin transistör aralığı sürekli düşürülmekte, 7nm, 5nm hatta 3nm ler konuşulmaktadır. Bu sayede daha küçük alanda daha az işi üreten ve daha çok işlemci gücü sunan işlemciler ortaya çıkmaktadır. İşlemcisi daha iyi olanın radarı daha uzağı görür, daha iyi görür, elektronik harpte daha başarılı olur, füzesinin menzili daha uzun olur, füzesinin vurma olasılığı artar. Sadece uçak, radar dünyası değil, süper-bilgisayar ve yapay zekâ dünyasında da gelinen teknolojik sınırı bu işlemcilerin mimarisi belirlemektedir. Örnek vermek gerekirse, bu alandaki önemli oyunculardan olan Nvidia şirketinin piyasa değeri bir sene içinde 400 milyar dolar seviyesinden 2 trilyon dolar seviyesine gelmiştir ve dünyanın en değerli birkaç şirketinden biri olmuştur. Nvidia'nın geleneksel işi grafik kartı üretmektir. Grafik kartının yaptığı temel iş ise vektörel hesaplamaları yüksek hızlarda yapmaktır ve bu konu savaş teknolojilerinin kullandığı temel teknolojidir. Belirli dönemlerde bilgisayar oyunlarında kullanılan bu tür grafik kartlarının bazı ülkelere ihracatı yasaklanır çünkü askeri kullanımları mümkündür. Bir dönem, Türkiye'ye de bu yasaklar uygulandı ve bilgisayar kullanıcılarımız piyasada grafik kartı bulamaz hale geldiler. Bugün itibariyle Nvidia'nın çiplerinin Rusya, Çin ve İran'a satışını ABD yasaklamış durumda. Tabi Çin'de de bu alanda büyük üreticiler olduğu için bu konudan Çin ve müttefiki ülkelerin etkilenmesi beklenmiyor.
İHRACAT FIRSATLARI
10) Hürjet için önemli ihracat potansiyeli de olacaktır. Ürünün iyi olması önemlidir ama savaş uçağını satabilmek için yeterli değildir. Fransa'nın Rafal uçakları çok iyi uçaklardır, radarından mühimmatına kadar bazı özellikleri ve bazı görev tipleri için dünyanın en iyi savaş uçaklarıdır ama Fransa bunları yıllarca satamadı neden? Diğer Avrupa ülkelerinde de benzer durum yaşandı. Çünkü Avrupa, ABD'nin vassalı konumundadır. Fransa her alanda ABD'den kazık yemekten artık yalama olmuştur. Fransa Avustralya ile 90 milyar dolarlık denizaltı imalatı ve satışı kontratı yapmıştı ve 2020'de ABD bu kontratı iptal ettirip Avustralya ile kendisi denizaltı konusunda çalışmaya başladı.
Yerli uçaklarımızı satmak için iyi uçak yapmalıyız ve politik olarak ABD'den bağımsız olabilmeliyiz. 3-5 milyon dolarlık SİHA'lar, askeri kara araçlarını ihraç etmek ile tek bir uçağı 100 milyon dolara satmak arasında büyük fark vardır. Türkiye iyi uçak yapabilir ama diğer konuda daha tünelin ucunda ışık görünmüyor.
İhracat konusunda stoklu çalışmakta da bizim gibi ülkeler için fayda vardır. Nasıl ki Fransa, Yunanistan’ın acil talebi üzerine kendi ordu envanterinden kullanılmış Rafal uçaklarını teslim etti, bizim de özellikle Afrika politikalarımız ile ilintili, bazı durumlarda hızla verilebilecek şekilde envanterde 30-40 adet hürkuş ve Hürjet hazırda bulundurmamız faydalı olur.
AZERBAYCAN VE PAKİSTAN İLE ORTAK HÜRJET VARYANTI
11) Azerbaycan akıllı bir iş yaptı ve Çin teknolojili, Pakistan üretimi olan JF-17 uçaklarından sipariş verdi. Tahmini sipariş adedinin 60 civarı olduğu düşünülüyor. Türkiye belki Azerbaycan'da bir Hürjet versiyonu ortak geliştirme anlaşması yapabilir ve Azerbaycan'da kurulacak şirkette Hürjetlere JF-17 teknolojileri ve belki de motoru takılabilir. Benzer şekilde Türk pilotlarının da JF-17'ler ile eğitim almasında fayda olacaktır. Amerika'nın motor ambargo riskinin vereceği hasar bu şekilde azaltılabilir.
Hürkuş proje adımtaşları
12) Uçak geliştirme çalışmalarına halkımızın ve medyanın büyük ilgisi var ve bu politik desteğe ve sonucunda ürün başarısına da yansıyor. Ürün geliştirme yolcuğunda ulaşılan her bir adımtaşında medyaya başarıyı servis etmek ve gururu halkımız ile paylaşmak uygun olur. Hürkuş projesi özelinde önümüzdeki 1-2 sene içinde nasıl adımtaşları hedefleyebiliriz?
1) Uçağın pilotsuz olarak otonom iniş, kalkış ve uçuşu yapması
2) Limit seviyesindeki irtifa, hız, manevra ve taşıma kapasitelerini, yani mekanik limitlerini test etmesi
3) Yerli radarın montajı ve yerli radarın özelliklerinin sergilenmesi
4) Havada yakıt ikmali
5) Havada başka bir Hürjet'ten yakıt ikmali (genelde harici POD kullanılıyor)
6) Havada yerli imalat bir İHA'dan yakıt ikmali
6) İki Hürjet'in Akdeniz'i geçmesi ve misal Libya'daki üssümüze gitmeleri. Devamında Somali, Cibuti vb. Türk üslerine uçarak ziyaret
7) Hürjet'in ikinci pilot koltuğunda Cumhurbaşkanını uçurmak suretiyle güç gösterisi yapmak
8) Otoyola iniş ve kalkış
9) Hava-yer hedef imhası. Somali, Mali gibi dost ülkelerde anti-terör operasyonlarına katılmak, yerli mühimmatların takılması ve ateşlenmesi
10) TCG Anadolu'dan kalkış (nispeten kolay)
11) TCG Anadolu'ya iniş (çok zor)
12) Türk Yıldızları'nda devreye alınması
13) Aselsan'ın Elektronik savaş POD'unun takılması
14) Yedek yakıt tankları ile rekor menzil denemeleri
15) İkinci pilot tarafından kontrol edilen İHA'lar ile ortak görev uçuşları
16)Yerli uydu ile ve röle sistemleri üzerinden entegre savaş/radar sistemleri ile ortak çalışma
17) Hürjet takımları ile havada it dalaşı tatbikatları
18) Radarı çalıştırmadan (pasif radar alıcıları ile) düşman radarını tespit ve imha etmek
19) Düşman radarını karıştırmak
20) Gerekli sertifikasyonu tamamlayarak eğitim ve hafif taarruz uçağı olarak envantere almak
21) Donanma versiyonunu geliştirmek
22) Alev topu (Flare) sistemleri ile yer ve hava füzelerine karşı başarısının sergilenmesi
23) Daha güçlü askeri versiyon motorun takılması ve devamında yerli motor entegrasyonu
24) Yerli fırlatma koltuğu entegrasyonu ve testi
25) Artırılmış gerçeklik pilot kaskı devreye alınması
26) Yapay zekâ uygulama iterasyonları ile farklı uçaklara, radarlara ve diğer Hürjetlere karşı muharebe testleri
27) Export versiyonun geliştirilmesi ve ihracatı
28) Seri üretime geçilmesi
29) Uydu savar füze atışı ve uydu imhası testi
30) Farklı konfigürasyonlarda donatılmış Hürjetlerin filo uçuşu ile görev icra etmesi (örnek öndeki radar köreltecek, arkadaki radarı açmadan muharebe yapacak)
31) Hürjetler ile uyumlu çalışacak, Hürjet pilotu tarafından yönetilebilecek ve belirli görevleri yapabilecek İHA'ların devreye alınması
Velhasıl tüm bu adım taşları ve belki ilave birçok başka adımtaşı bu yolculukta önemli teknolojik gelişmelerdir ve medyaya servis edilip milletimizce bu coşkunun paylaşılması sağlanabilir böylece bu tür projelere duyulan kamuoyu ilgisi hep canlı tutulur.
HÜRJET İÇİN YERLİ MOTOR ÇALIŞMALARI NE ALEMDE?
Uçak motoru yapan TEI firmamızın son geliştirdiği ve testleri devam eden motoru TF6000 motoru. Bu motor testleri bitince önümüzdeki aylarda muhtemelen seri üretime hazır olacak. Bu motor, Hürjet'e takılacak olan F404 motorunun yaklaşık yarısı kadar itki üretiyor. Yani yerli motoru Hürjet'e takarsak iki adet takmalıyız. Bu durum hem bir miktar tasarım değişikliği gerektirir, hem de iki zayıf motorun getireceği hantallık sebebiyle uçağın faydalı yük kapasitesi ve menzili iyice azalır. TEI'nin sonraki projesi Kaan'ın uçak motoru seviyesine atlamak, yani fantastik ve uzun yıllar sürecek bir projeye başlamak. Diğer bir alternatif ise TEI'den Hürjet için bir ara motor talep etmek olabilir, TF6000 platformunu biraz uzatıp güçlendirerek belki 18bin librelerde bir seviyeye getirilebilir, bu da ihtiyacı karşılar. Ancak, yerli imalat tek motor olayı risklidir. Durum böyleyken nasıl bir motor çözümü bulunabilir?
Şahsi görüşüm, her ne kadar uçağın kullanım alanlarını hayli azaltacak dahi olsa eldeki TF6000 motorundan iki tane Hürjet'e takılacak şekilde bir Hürjet varyantının yapılmasıdır. Sadece yerli motorumuza bol miktarda test imkânı yaratmak için dahi bu çabaya değer. Ara sıra tek motor arızalansa dahi pilotu kurtarırız, uçağı da kurtarma ihtimalimiz olabilir. Diğer taraftan TEI'nin Hürjet için ve Kaan için farklı motor projelerini aynı anda başlatması uygun olabilir ve Hürjet motoru, 1-2 sene içinde hazırlanabilir. Nerede olduğumuzu özetlemek için mevcutta yerli üretebildiğimiz motor, 6 bin librelik (art ateşleyici ile 10 bin) itki üretir, Hürkuş'ta kullandığımız GE motoru 11 bin libre (art yakıcı ile 17 bin) seviyesindedir. Kaan prototipinde kullandığımız F-16 motoru 17 bin/27 bin libredir (2 tane var). Kaan da hedeflediğimiz yerli motor ise 30 bin librelik iki motordur. Yani yerli üretim olarak 6/10 binlik motordan 30 binlik çok özellikli bir motora atlayacağız. Bu elbette mümkündür ama aradan Hürjet'in askeri modeli için bir motor tipi daha çıkartmak faydalı olabilir. Unutmayalım ki çok iddialı olduğumuz ve Malezya'da Tusaş için ar-ge ofisleri açtığımız, Malezya'nın 16 adetlik hafif jet savaş uçağı ihalesini geçen sene kaybettik. Kore'nin uçağı kazandı. Muhtemelen kaybetme sebebimiz de motor tedariği ilintili riskler. Yani kendi motorumuz yok ise ihracat işi zor.
SONUÇ
Sonuç olarak, Hürjet projesinin, Kaan projesinin gölgesinde bırakılamayacak kadar önemli olduğunu vurgulayalım. Dünyanın mevcut hali bize 2030'a kadar uluslararası ölçekte büyük bir savaşın olma ihtimalini gösteriyor. Türkiye bu işin içine çekilebilir. Elimizde Kaan uçağı prototipler haricinde olmayacak, olsa dahi yeterli sayıda üretilmemiş olacak ama Hürjet uçağı olacaktır. Hürjet uçağımızı radarıyla, elektronik harp sistemleri ile dron destekleri ile yeterli seviyeye getirebilirsek, olası savaşta düşmanı civar denizlerimize yaklaştırmayız ve havadan gelecek tehditleri karşılayabiliriz. Hürjet için aylık üretim planını da 2 adetten 4 adede çıkarmak faydalı olabilir. Rafal projesinde Fransa'nın yaptığı gibi Hürjet projesinin de iterasyonlar ile daha iyi ve yetkin modellere doğru evrilmesini hedefleyebiliriz.
Hürjet proje ekibinden Kaan ekibine personel veya kaynak transferi yapıp Hürjet projesini uzatırsak stratejik ve yönetimsel seviyede hata olacaktır. Böyle bir niyet var ise, bunun firma seviyesinde değil, Savunma Sanayi İcra Komitesi seviyesinde kararlaştırılması uygun olur.
Diğer önemli konu ise ülkemizde Fetö ile mücadelede, siyasi seviyede büyük ihmallerin olduğunu hepimiz görmekteyiz. Böyle bir ortamda Fetö'nün Tusaş'ın uçak projelerini sabote etmesini beklemeliyiz lakin sabotaj olmaz ise kuşkulanmak gerekir. Özellikle yazılım konularında tehdidi ve sabotajı saptamak zordur, bu konularda ilave güvenlik ve test katmanları gerekebilir. Milli güvenlik projeleri ile ilintili bir alanda kullanılan bilgisayar sisteminde eğer Microsoft, Gmail, Google, Whatsapp, Facebook gibi firma ürünleri ve uygulamaları var ise, güvenlik konusunu pek iyi anlamadığımızın bir işaretidir. İlave olarak Tusaş'ın farklı şehir ve ülkelerde mühendislik ofislerinin olması ve ilintili dosya paylaşım sistemlerinin kullanılması da muhtemel güvenlik açıkları yaratır.