Husiler geri adım atmadı: Biden’a Yemen baskısı artıyor

Haftasonu Kızıldeniz suları kaynama noktasına ulaştı. Yemenli Ensarullah hareketi, aynı gün içerisinde aynı gemiye iki kez operasyon düzenledi. Husilerin Batı'nın tüm çabasına rağmen durmaya niyetli olmadığını göstermesi üzerine 'doğrudan müdahale' planları yapılıyor

Yemenli Husilerin Kızıldeniz'de Danimarkalı gemicilik devi Maersk'in konteyner gemisine cumartesi ve pazar günleri düzenledikleri iki saldırıdan sonra şirket, bölgedeki operasyonlarını 48 saatliğine durdurdu. Gemiye ilk saldırı cumartesi günü yerel saatle 20.00 sularında füzelerle yapılırken olayın üzerinden 24 saat geçmeden meydana gelen ikinci saldırıda Husiler gemiye dört botla çıkartma girişiminde bulundu.

ABD HELİKOPTERLERİNE ATEŞ AÇTILAR

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) tarafından yapılan açıklamalara göre operasyon, USS Eisenhower ve USS Gravely'den kalkan “helikopterlerin imdat çağrılarına ateşle karşılık vermesi üzerine önlendi”. Bölgeye gelen ABD helikopterlerine “küçük botlardan ateş açıldı" denilen açıklamada, bir botun olay yerinden uzaklaşmayı başarırken helikopterlerin diğerlerini batırdığını ve kurtulanın olmadığı belirtildi.

'İNSANİ VE AHLAKİ GÖREVİMİZ'

Ensarullah güçlerinin sözcüsü Yahya Saree pazar günü devlet televizyonunda, ABD öncülüğündeki deniz koalisyonuna katılmaları halinde tüm ülkeleri "vahim" sonuçlarla karşı karşıya kalacakları konusunda uyardı. Saree, Maersk'in gemisine düzenlenen son operasyonda grubun 10 üyesinin öldüğünü ya da kayıp olduğunu söyledi. Saree geminin İsrail'e doğru gittiğini ve “ABD, Ensarullah'ın insani ve ahlaki görevini durdurmak için müdahale etti” ifadelerini kullandı. Yemenliler ile "özgür" Arap ve Müslümanları "Amerika'ya karşı koymak için tüm seçeneklere hazır olmaya" çağırdı.

'ÇATIŞMA ARAYIŞINDA DEĞİLİZ'

Beyaz Saray adına konuşan John Kirby, pazar günü Yemen açıklarında yaşananlardan sonra "Bölgede daha geniş çaplı bir çatışma istemiyoruz ve Husilerle de bir çatışma arayışında değiliz. Burada en iyi sonuç, defalarca açıkladığımız üzere Husilerin bu saldırıları durdurması olacaktır.” dedi. Kirby, "Bölgede tek başımıza önemli ulusal güvenlik çıkarlarımız var. Bu çıkarları korumak için bölgeye ihtiyaç duyduğumuz türden güçler yerleştireceğiz ve ileriye dönük olarak kendimizi savunmak için harekete geçeceğiz." ifadelerini kullandı.

'YEMENİ VURMAK İÇİN PLANLAR YAPILIYOR'

New York Times'ın haberine göre ABD Başkanı Joe Biden, Kızıldeniz'deki saldırılar şiddetlendikçe Yemen'deki Ensarullah'a karşı harekete geçmesi için artan bir baskıyla karşı karşıya. Habere göre ABD savunma yetkilileri “Yemen'deki füze ve insansız hava aracı üslerini vurmak için planlar hazırlıyor ancak Biden yönetimi bunları kullanmak konusunda henüz tereddütlü.” Washington'un konuya ilişkin iki önemli çekincesi olduğu belirtilen haberde, “Yönetimdeki üst düzey yetkililer, Yemen'e saldırmanın istemeden İran'a fayda sağlayabileceğinden ve aynı zamanda Yemen ile Suudi Arabistan arasındaki hassas ateşkesi riske atabileceğinden endişe ediyor” denildi.

'SON BİR UYARI'

Husilerin vazgeçmeye niyeti olmadığını göstermesi üzerine İngiltere'den de bir açıklama geldi. The Guardian'da konuya ilişkin yapılan haberde, “İçerden gelen çok sayıda habere göre İngiltere'nin silahlı müdahale olasılığını değerlendirdiği belirtiliyor” denildi. Ülkenin Savunma Bakanı Grant Shapps, “İngiltere ve ABD'nin Yemenli gruba son bir uyarıda bulunmak üzere ortak bir bildiri hazırladıklarını” ve “savunmayı bırakıp, doğrudan harekete geçmekten çekinmeyeceklerini” söyledi.

KOALİSYONUN YARISI HENÜZ SES VERMEDİ

ABD basınında çıkan haberlere göre Yemenli grubun son saldırısı, “Washington'un denizcilik şirketlerine küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin geçtiği Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz'i kullanmanın güvenli olduğuna dair güvence verme çabalarını baltalıyor.”
Ensarullah hareketi, İsrail'i Gazze'de ateşkese zorlamak için tasarlanan saldırıları durdurma konusunda hiçbir işaret göstermezken, ABD seyrüsefer güvenliğini sağlamak için 19 Aralık'ta Refah Muhafızı Operasyonu'nu başlatmıştı. Washington her ne kadar 20 ülkenin koalisyonda yer aldığını duyursa da ABD müttefiklerinin bu konuda pek de istekli olduklarını söylemek güç: Koalisyonun içerisinde olduğu iddia edilen ülkelerin yarısı kamuoyuna bu doğrultuda resmi bir açıklama yapmadı. Dahası Refah Muhafızı Operasyonu, Ensarullah'a karşı caydırıcı bir etki de yaratmadı. Bloomberg'te sözlerine yer verilen RANE Network'ün kıdemli Orta Doğu ve Kuzey Afrika uzmanı Ryan Bohl, "Husiler hâlâ ABD stratejisinin sınırlarını test ediyor" dedi. "Her nakliye şirketi, ABD'nin risk toleransına göre kendi kararını vermek zorunda kalacak.” ifadelerini kullanan analist, “ABD ve müttefikleri Kızıldeniz'den geçen her gemiye eşlik etse bile bu Husilerin hava saldırılarını caydırmayacaktır." gözleminde bulundu.

ÜMİT BURNU'NDAN DEVAM

Büyük denizcilik şirketleri Kızıldeniz'den uzak durmaya devam ediyor. ABD liderliğindeki güçlere güvenerek geri dönenlerin ise hafta sonu yaşananlardan sonra ne karar verecekleri henüz bilinmiyor. Evergreen Group'un konteyner taşımacılığı kolu olan Hapag-Lloyd ve Evergreen Line, geçen hafta yayımladıkları bildiride gemileri “Afrika'nın güney ucundaki Ümit Burnu üzerinden yönlendirmeye devam edeceklerini” belirtti. Hapag-Lloyd'un açıklamasında "Şu anda durumun hala çok tehlikeli olduğunu düşünüyoruz. Durumu sürekli olarak değerlendiriyoruz.” ifadelerine yer verildi. Aynı günlerde bir başka denizcilik devi MSC'den de benzer bir açıklama geldi.
Sadece birkaç gün evvel “Refah Muhafızı Operasyonu'nun bir kez daha nakliye gemilerinin bölgeden geçmesine izin vereceğini” ve bunun “tüm sektör ve küresel ticaretin işlevselliği için çok sevindirici bir haber" olduğu açıklamasını yapan Maersk ise hafta sonu uğradığı çifte saldırının ardından Kızıldeniz rotasını 48 saatliğine dondurduğunu duyurdu.

Sonraki Haber