İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Rusya, ABD çerçevelemesini gördü
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Rusya, kendisine karşı ABD tarafından yapılan sıkıştırmayı gördü. ABD ve AB'nin en savrulmuş durumu üzerine harekete geçti. Bu küreselleşmenin iflasıdır.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dünyadan temsilcilerin katıldığı Antalya Diplomasi Forumu'nda Batı'nın, ABD'nin, NATO'nun iki yüzlülüğünü ve bölgemize yönelik tehdidini anlattı. Moderatörlüğünü Adalet ve Hukukun Üstünlüğü Uluslararası Enstitüsü İcra Sekreteri Thomas Wucthe'nin yaptığı “Terörizmle mücadele: Eksik olan nedir?” panelinde konuşan Soylu, dünyadaki terör sorununa dikkat çekti.
Soylu, ABD'nin işgal ettiği dönemde Afganistan'da afyon üretiminin 17 bin hektarken 2018'de 360 bin hektara kadar çıktığını, Suriye'deki iç savaştan sonra ise toplam 13 milyon insanın yerinden edildiğini anlattı.
'DEAŞ AFGANİSTAN-ÇİN ARASINA GÖNDERİLDİ'
"Rakka kenti, DEAŞ'ın elindeyken PYD ve PKK terör örgütünün eline tek bir kurşun atılmadan nasıl geçti?" diye soran Soylu, bu bölgedeki DEAŞ'lıların, Afganistan ve Çin arasındaki bir bölgeye yeni bir istikrarsızlık ortaya çıkartmaları için sevk edildiklerini kaydetti.
Katılımcılara "El Kaide'yi kim üretti, kim niye kaldırdı?" sorusunu da yönelten Soylu, DEAŞ'ın, bu terör örgütünün hem düşünce hem felsefe hem de sistematik olarak bir türevi olduğunu vurguladı.
Bu soruları sormasının bir nedeni olduğunu vurgulayan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'BATI PROBLEMLERİNİ DOĞU'YA YIKMAK İSTİYOR'
“Biz 20. yüzyılın sonuna doğru giderken Avrupa'nın içinde yepyeni bir süreç başladı. 'Sınırlar açılıyor, dünya başka bir noktaya geliyor. Artık insani değerler, özgürlük, adalet, hukukun üstünlüğü dünya için kıymetli değerler olacak....' Ancak 21. yüzyılın ilk yıllarında Avrupa'nın birçok yerinde problemler oluyor. Vekalet savaşları diye isimlendiriyoruz ama benim kanaatim şu: Dünya var olduğu günden bugüne kadar Doğu ve Batı arasındaki bu mücadele acımasız bir şekilde sürüyor. Batı bütün problemlerini Doğu'ya yıkmak istiyor. Gelir seviyesi yüksek olan ülkeler, insanlarına problem hissettirmek istemiyor. Doğu'nun altı zengin, Batı'nın üstü zengin. Batı'nın altı fakir, Doğu'nun üstü fakir. Peki bunu nasıl sağlayacak Batı? 20. yüzyılın sonunda dünyaya biçilen küreselleşmenin bir yalan olduğu ve esas itibarıyla küreselleşme üzerinden vekalet savaşların, iç savaşların, göçlerin, uyuşturucunun ve hatta siber savaşların ve siber gelirlerin etken olduğu bir süreç içerisindeyiz."
DEAŞ VE PKK'NIN PATRONU AYNI
DEAŞ ve PKK'nın birbiriyle çatışıyor gibi göründüğünü ancak ikisinin de patronunun aynı olduğunu aktaran Soylu, şunları kaydetti: “Gelirler konusunda birbirleriyle problemleri söz konusu değil. Bunları koordine eden anlayış kim? Dünyada Amerika, Avrupa bu kadar gelişmişken terör örgütleri peki nasıl böyle rahat bir şekilde hareket etme kabiliyetine sahip? PKK'yı temsil eden birisi geçen yıl haziran ayında BM gibi dünyanın en önemli örgütlerinden, adı barış, özgürlük, hukuk, demokrasi olan örgütlerinden bir tanesine gidiyor, oradaki yetkililerle masaya oturuyor ve 'Bundan sonra çocuk savaşçı kullanmayacağız.' diye anlaşma imzalıyorlar.”
Terör örgütlerine para akışının incelenmesi gerektiğini vurgulayan Soylu “INTERPOL gibi yapılanma Türkiye'de 15 Temmuz'da darbe girişimi yapmış bir terör örgütünün mensuplarını Türkiye'ye vermez, Almanya'da, Amerika'da, Avusturya'da ve İngiltere'de saklarsa elbette terör örgütleri moral bulmaya devam eder." dedi.
KÜRESELLEŞMENİN SONU
Soylu "Amerika binlerce tır silahı PYD terör örgütüne gönderirse, eğer Almanya ve Amerika FETÖ mensuplarını kendi ülkelerinde barındırırsa herkes suçlularla ittifak etmeye başlar. Bugün dünyanın temel problemi budur. Küreselleşme kendisiyle ilgili problem yaşıyor ve küreselleşme bu konuda 20. yüzyılın sonunda ortaya çıkmış ve netice itibarıyla sonuna gelinmiştir.”
Soylu şöyle devam etti: “FETÖ'nün dış uzantılarıyla mücadele etmez, etkisiz hale getirmeye çalışmazsanız sizin vücudunuzun sıkıntıya düştüğü anda yine neşet ederler ve ülkenizi ele geçirmeye çalışırlar. Aynı durum PKK ve PYD için de geçerli. Sınırımızda iki ülke var ve ikisinin de devlet otoritesi yok olmuş. Irak ve Suriye. Mesela Afganistan meselesini nasıl çözersiniz? Göç meselesini nasıl çözersiniz? Bu soruların cevabı Amerika'da da Avrupa'da da yok. Çünkü çözmek istemiyorlar. Doğunun sürekli istikrarsız olmasını istiyorlar. Doğu ve Batı kavgası içerisinde tarihsel bir mücadele var.”
'BAŞKA ÜLKE OLSA DÜNYADAN DIŞLANIR'
“Biz 2 bin yıl öncesinin insanları değiliz. Aynı masada oturup birbirimizi anlayabiliyoruz. Üretimde, akademide birbirimizden istifade ediyoruz. Neden bu kavgayı ve mücadeleyi sürdürüyoruz? Çünkü kişi başına milli geliri 50 bin dolar olan ülkelerdeki yöneticiler diğer ülkelerdeki insanları 500 dolar ve altında bırakmak için kendilerine ait bir çaba üretiyorlar. Terörün gerçek var olma sebebi de bu. İstikrarsızlaştırmak. Fransa kalkıyor PKK ve PYD'nin havacılık unsurlarını eğitiyor. Panele katılan bu 4 ülkeden (Diğer üç ülke: Bahreyn, Ekvator Ginesi Cumhuriyeti ve Orta Afrika Cumhuriyeti) bir tanesi teröre destek versin dünyadan deport edilir. Amerika, insansız hava araçlarının nasıl engellenebileceği konusunda eğitim veriyor."
'ABD AMBARGO KOYDU EVLATLARIMIZ ÜRETTİ'
Türkiye'nin terörle mücadele önemli bir noktaya geldiğinin çeşitli nedenlerinin olduğunu anlatan Soylu, "Türkiye Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ciddi bir kalkınma hamlesi başlattı. Havalimanı, üniversiteler, yollar, kadın ve gençlik kültür merkezleri, spor salonları yaparak Türkiye'nin batısı ve doğusu arasındaki gelişmişlik seviyesini birbirine ciddi bir şekilde yaklaştırdı. Zeytindalı Harekatı'nda ABD ambargo koydu. Kendi evlatlarımız, mühendislerimiz onun bize vermeyeceğini söylediği silahları üretti." dedi.
'SAVUNMA SANAYİMİZ OLMASA UKRAYNA'DAN BETERDİK'
“Savunma sanayimizi başından itibaren geliştirdik. Yüzde 20'lerden yüzde 80'ler seviyesine çıkarttık. Eğer biz Türkiye olarak küresel aktörlere, şirketlere, küresel Şampiyonlar Ligi'ne tabi olsaydık Ukrayna'dan zor durumda kalırdık. Bu kadar açık ve net. Ayrıca terörle mücadele eden insan kaynağımızı profesyonelleştirdik. Terör örgütlerinin siyasi uzantılarının mali imkanlarını, insan kaynağı imkanlarını yok ettik. Sivil toplum örgütüymüş gibi gözüküp teröre ciddi katkı sağlayanlara ciddi bir operasyon yaptık. Sınırlarımızda kaçak göçü ve teröre hem insan kaynağı hem de mühimmat aktarımı sağlayan anlayışı ortadan kaldırabilmek için sınır güvenliğimizi en üst seviyeye çıkarttık. Terörü kaynağında kurutmak için sadece dağlarda değil, terör örgütü neredeyse sınır ötesinde de operasyonlar yaptık. Bitti mi? Hayır bitmez. 40 yıldır mücadele ettiğimiz terör örgütüyle ilgili eğer en ufak bir esneme ortaya koyarsak terör örgütünün arkasındakiler, onları bir şekilde ortadan kaldırmak gerekir."
'RUSYA SIKIŞTIRMAYI GÖRDÜ HAMLE YAPTI'
Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür, Soylu ile görüşmesini yazdı. Yazıya göre Soylu, Rusya'nın harekatını şöyle değerlendirdi:
“Rusya, kendisine karşı ABD tarafından yapılan çerçevelemeyi, sıkıştırmayı gördü. Uzun süre bir hamle zamanı bekledi. ABD ve AB'nin en savrulmuş durumu ve salgın etkilerinin oluşturduğu sonuçlar üzerine harekete geçti.”
Türkiye'nin küreselleşmeye teslim olmadığını söyleyen Soylu “Eğer Türkiye küreselleşmeye teslim olsaydı yani küresel kulüplere, küresel şampiyon ülkelere teslim olsaydı Ukrayna'dan daha zor duruma düşerdi. Kendi göbeğini kendi kesti. Bu Tayyip Erdoğan modelidir.” dedi.
“BM'nin NATO'nun ve dünyadaki küresel örgütlerin iflasını hep beraber görüyoruz.” diyen Soylu, Avrupa'nın Soros kurallarıyla idare edildiğini belirtti. Soylu “Soros'u artık dünyada hiçbir ülke kabul etmeyecek. Savaşta ölen bütün çocukların sorumlusu Soros'tur.” dedi. Osman Kavala'yı hatırlaran Soylu “Bizdeki Sorosçular Kavala'nın peşine takılanlar. Kim Kavala'nın hukuk iğfal edilerek serbest bırakılmasını istiyorsa, Ukrayna'daki ve Suriye'deki çocukların katili de odur. Kimse başka yerde suçlu aramasın. Ukrayna meselesine bakın başından itibaren Soros var. Katiller onlardır.” dedi.
'BM, NATO BİR İŞE YARAMAZ'
Bu küresel akılla dünyanın terör örgütlerinden, iç savaşlardan, vekalet savaşlarından, kitlesel göçlerden, uyuşturucu yaygınlığından ve mali suçlardan, sanal kumardan, coin gibi paraların başka piyasalarda aklanmasından kurtulamayacağını dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti:
'SUÇ BATAKLIĞININ SEBEBİ BATILI GELİŞMİŞ ÜLKELER'
“Beni bağışlayın. Dünya bir suç bataklığı içerisinde ve bunun mesulü Batılı gelişmiş ülkelerdir. Terör de bu bataklığın içerisindedir. 'Mış' gibi yapabiliriz. Batı da bunu yapıyor zaten. Suriye'de ölen yaşlılara, kadınlara, çocuklara 'mış' gibi yaptı. Tam bin yıldır Türkiye içerisinde yaşayanları, bu medeniyet içerisinde yaşayanları birbirine düşürebilmek, ülkenin istikrarını ortadan kaldırabilmek için elinden geleni ortaya koyuyorlar. Burada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir model ortaya koydu. Birinci model şu. Evet küresel bir dünya, Birleşmiş Milletler ve NATO var. Elbette biz onları görüyoruz ama onların bizi sürüklemek istediği yola girmedik. İkili ilişkilerimizi geliştirdik, bölgesel ilişkilerimizi geliştirdik. Tarihin bize buyurduğu ilişkileri, tarih boyunca hangi alanlarda ilişki kurduysak onlara sırtımızı dönmedik.
'AVRUPA, AMERİKA'NIN VAGONU'
“Dünyaya tavsiyemiz budur. Birleşmiş Milletler'in, NATO'nun, küresel aktörlerin ve kulüplerin varlığını kabul edebilirsiniz. Bir işe yararlar mı? Ben yarayacaklarını düşünüyor değilim. İkincisi Avrupa diye bir şey var mı? Kimse aldanmasın Avrupa diye bir şey yoktur. Avrupa, Amerika'nın vagonudur. Ne derse onu yapmak zorundadır. Adımını ona göre atmak zorundadır. Onun için 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bu tuzağa düşmediğimiz ilişki modeli, uyguladığımız yöntemi, modeli bir vesileyle dünya uygularsa pandemide düştüğü sıkıntıya düşmez. "
'PROBLEMLERİ ÇÖZECEK GÜCÜNÜZ YOK'
Soylu 4 ana probleme dikkat çekerek, "Birincisi pandeminin etkileri 15 yıl dünyayı sarsacaktır. İkincisi göç devam edecektir. Problemleri yeni başlamıştır. Üçüncüsü enerji problemi. Dünyanın bu yüzyılda en önemli problemidir. Dördüncüsü ise bütün bunların oluşturduğu ekonomik problemler sürecektir. Bunları yönetmeye Batının gücü, ABD'nin gücü, Avrupalı liderlerin gücü yetmez, yetmeyecektir. " dedi.