İdlib’de HTŞ karşıtı protestolar büyüyor

İdlib'in büyük bir kısmını kontrol altında tutan terör örgütü Heyet-i Tahrir Şam ile lideri Ebu Muhammed el-Cevlani’ye yönelik protestolar büyüyor

Suriye’nin İdlib kentini işgal eden terör örgütü Heyet-i Tahrir Şam, zor günlerden geçiyor. Kentte terör örgütüne yönelik tepkiler her geçen gün artarken, HTŞ’nin halka uyguladığı baskı ve zulüm de katlanmış durumda. İdlib’de son yaşananlara mercek tutan Al Jazzera, dikkat çeken bilgiler paylaşıyor.

“Suriye'nin kuzeybatısındaki halk, yönetime muhalefet etmenin tüm tehlikelerine rağmen, son haftalarda HTŞ’yi protesto etmek için sokaklara dökülüyor.” denilen haberde, şu bilgiler veriliyor: “HTŞ’ye karşı protestolar 25 Şubat'ta Suriye-Türkiye sınırı yakınlarındaki Sarmada'da başladı. Grubun emniyet biriminin mahkumlara yönelik muamelesini protesto eden göstericiler, HTŞ hapishanelerini ‘mezbaha’ olarak nitelendiren pankartlar taşıdı. İdlib genelinde yüzlerce kişinin katıldığı protestolar düzenlendi. Binniş'te yaşayan 29 yaşındaki Muhammed Ali Paşa da geçen hafta HTŞ karşıtı bir protestodan önceki geceyi arkadaşlarıyla birlikte pankart hazırlayarak geçirdi. Al Jazeera'ye konuşan Paşa, son yıllarda HTŞ’nin adaletsizliğini, keyfi tutuklamalarını ve işkence altında öldürülenleri daha iyi fark ettiklerini söyledi.” Al Jazeera'ye konuşan Ahmed Elhakim de bir HTŞ hapishanesinde neler olabileceğini çok iyi bildiğini söylüyor. Kardeşi Abdülkadir'in bir hapishanede işkenceyle öldürüldüğünü anlatan Elhakim, şunları anlatıyor:

“Kardeşimi kaçırdılar. 10 ay boyunca nerede olduğunu söylemediler. 22 Şubat’ta bize öldüğünü bildirdiler. Kardeşimin cesedini teslim etmelerini istedik, bize onu gömdüklerini söylediler ve bir adres verdiler. Söyledikleri yerde çok sayıda isimsiz cesedin gömüldüğü büyük bir çukur vardı.”

CEVLANİ’Yİ DEVİRMEK İÇİN ÇAĞRILAR

Abdülkadir'in ölümü, kentteki protestoları ateşlemiş ve kısa sürede İdlib'in başlıca kasabalarına yayılmış. Sokağa çıkanların hedefinde ise HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani var. Protestocular, HTŞ’nin İdlib’deki tüm muhalif grupları kademeli olarak saf dışı bıraktığını ve bölgenin yönetimini tekeline aldığını belirtiyorlar. İşkence, adam kaçırma, infaz ve mala el koyma gibi olayların da sürekli yaşandığı konusunda hemfikirler. Türkiye, ABD ve AB tarafından da “terör örgütü" olarak tanımlanan HTŞ, 2017 yılında Suriye Hükümeti’ni devirmek üzere radikal İslamcı grupların birleşmesiyle kuruldu. İttifakın başlıca bileşeni ise daha önce El Kaide'ye bağlı olan ve Nusra Cephesi olarak bilinen Şam'ın Fethi Cephesi'ydi. Ancak HTŞ yıllar içinde ABD tarafından makyajlanarak ılımlı yerel bir grup olarak gösterilmeye çalışıldı. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey onlardan “vatansever örgüt” diye bahsederken, ABD medya kuruluşu PBS'e röportaj veren Cevlani de ABD’yi tehdit olarak görmediklerini döne döne vurguladı. Ancak kentte yaşayanlar, HTŞ’nin hiç de belirtildiği gibi “ılımlı” olmadığının farkında ve örgüte yönelik muhalefet giderek güçleniyor. Al Jazeera'nin konuştuğu HTŞ’liler ise protestocuların taleplerinin oldukça karmaşık olduğunu ve bunların çözümünün zaman alacağını söylüyor. Güvence verme girişimleri ise protestocularda karşılık bulmadı.

HTŞ’DEKİ BÖLÜNMELER

Geçen yıl 16 Temmuz'da HTŞ’ye bağlı güçler, Suriye, Rusya, hatta ABD için çalışan bir casus hücresini çökerttiklerini iddia etmiş ve bu gelişme, başta Cevlani’ye en yakın isim olarak kabul edilen Şura Konseyi üyesi Ebu Mariya el Kahtani olmak üzere çok sayıda örgüt yöneticisinin tutuklanmasına yol açmıştı. Örgütün ikinci adamı denilen Kahtani’nin ardından üçüncü adam sayılan Ebu Ahmet Zekkur da Aralık 2023’te görevinden alınmıştı. Jusoor Center for Studies'te Suriye meseleleri uzmanı olan Vail Alvan, “Bugün İdlib'deki halk hareketi kısmen HTŞ içindeki anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor, yani grup içindeki çatışan taraflar destekçilerini bu protestolara katılmaya teşvik ediyor.” diyor. Alvan'a göre protestocuların diğer kısmı, örgütün hedef aldığı önceki grupların sosyal uzantıları ya da grubun baskısından büyük ölçüde etkilenmiş kişilerden oluşuyor. Alvan, HTŞ’nin muhalefete karşı hoşgörüyle yaklaşmasını beklemiyor ve gösterilerin kanlı şekilde bastırılacağından endişe ediyor. Protestocular ise bu ihtimalin kendilerini korkutmadığını vurguluyor. Bir protestocu şöyle konuşuyor: “HTŞ'ye karşı ilk protestoya katıldığımdan beri tutuklanabileceğimi hatta öldürülebileceğimi biliyordum ama protestocuların sayısının her geçen gün arttığını görünce artık hiçbir şey beni korkutmuyor. Ailem beni her zaman gerçeği savunmam ve ne pahasına olursa olsun herhangi bir tarafın yaptığı adaletsizliğe karşı sessiz kalmamam konusunda cesaretlendiriyor.”

CEVLANİ BUCCA YAPIMI

Asıl adı Usame el Abbasi el Vahidi olan HTŞ Lideri lideri Ebu Muhammed el-Cevlani, Suriye'nin kuzeyinde Dera'da doğdu. Irak işgalinde Irak El Kaidesi'ne girdi ve hızla yükseldi. Örgütün lideri Zerkavi ile tanışıklığı vardı. 2006 yılında Zerkavi'nin bir hava saldırısı sonucu öldürülmesiyle birlikte Irak'ı terk etti. Lübnan'a geçti ve başka bir radikal örgüt olan Jund el-Sham'a lojistik destek sağladı. Bir süre Lübnan'da kaldıktan sonra tekrar Irak'a döndü ve Amerikan ordusu tarafından tutuklandı, Bucca Kampı'na konuldu. Ne olduysa Bucca'da oldu. ABD'nin DEAŞ'ı yarattığı söylenen bu kampta iki yıl 'eğitim' alan Cevlani, sonra nedensizce serbest bırakıldı. Bucca'dan çıkınca DEAŞ Lideri Bağdadi ile çalışmaya başladı. Bağdadi, 2011 yılında Cevlani'yi Suriye'ye gönderdi. Cevlani, 2015 yılının Ağustos ayında Usame bin Ladin'in oğlu Hamza bin Ladin'in desteğini aldı. DEAŞ'ın Suriye'de gücünün erimeye başladığı dönemde sık sık konuşma yapmaya başladı. Yine yaptığı bir konuşmada hedef alınması gereken bölgenin Rusya'nın güçlü olduğu Lazkiye bölgesi olması gerektiğini söyledi. Bunların yanında Rusya'da bulunan müslümanları da, Rus sivilleri hedef almaya davet etti.

ABD HTŞ İLE SDG’Yİ BİRLEŞTİRMEYİ PLANLIYOR

Suriye'de muhaliflere ait Syria TV kanalı, geçen yıl 12 Haziran'da yayınladığı bir haberinde dikkat çeken bilgiler paylaşmıştı. Özel kaynaklara dayandırılan haberde, HTŞ'den bir heyetin Suriye'nin kuzeydoğusuna giderek PKK/PYD işgalindeki bölgelerde bir dizi temasta bulunduğu bildirilmişti. Habere göre görüşmelerde, “HTŞ'nin Suriye'nin kuzeyindeki Türkiye destekli grupların (Suriye Milli Ordusu) kontrolündeki bölgeleri ele geçirmeyi başarması durumunda, iki taraf arasında ortak bir sivil yönetim kurulması” olasılığı ele alındı. Haberde, ABD'lilerin de kuzeydoğu ve kuzeybatı bölgelerinin birleşmesini memnuniyetle karşıladığı kaydedildi. Syria TV'ye konuşan kaynaklar, PKK/PYD'nin üzerindeki Türkiye baskısını azaltmak için HTŞ'nin Afrin'e yönelik operasyonlarını destekleyeceğini söyledi. HTŞ'nin ise uluslarası arenada “terör örgütü” listesinden çıkmak için PKK/PYD ile işbirliğine hazır olduğu, önümüzdeki dönemde de DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu'na katılmak istediği kaydedildi. Bu kapsamda örgütün, “kendisini kanıtlayabilmek” adına İdlib'de konuşlu Huraseddin gibi radikal örgütlere yönelik operasyonlar düzenleyebileceği de bildirildi. ABD ise bu birleşmeyle birlikte İsrail'in güvenliği için milyarlarca dolar harcadığı “koridor” projesini yeniden canlandırmanın peşinde.

PETROL ANLAŞMASI YAPTILAR

Diğer yandan iki örgüt arasında geçen aylarda da ekonomik işbirliğine yönelik bazı görüşmeler de yapıldığı öğrenildi. Birkaç ay önce Haseke'den İdlib'e gelen bir PKK/PYD heyetinin, petrol tedariki konusunda HTŞ yönetimi ile temasta bulunduğu bildirildi. Syria TV'ye göre iki taraf, anlaşmaya vardı. Böylece PKK/PYD'nin çıkardığı kaçak petrol, HTŞ'ye bağlı Malik el-Abd'in denetimindeki North Company şirketine uygun fiyatla temin edilecek. PKK/PYD tarafında ise bu petrol hırsızlığı Cezire Petrol Şirketi tarafından yürütülecek. Şirketin ilişkilerini PKK'nın kıdemli dağ kadrolarından, eski PYD Eş Başkanı Şahoz Hasan kuruyor. Suriye Petrol ve Maden Kaynakları Bakanlığı, geçen yıl petrol kaçakçılığına ilişkin yaptığı açıklamada, ülkedeki petrol üretiminin yüzde 80’inin ABD ve SDG tarafından ele geçirildiğini bildirmişti. Bakanlık, petrol hırsızlığının bugüne kadar Suriye ekonomisine verdiği zararın 105 milyar doları geçtiğini duyurmuştu.

Sonraki Haber