Avrupa ile mücadelede Moldova cephesi

Doğu Avrupa ülkesinde sonbaharda yapılacak çifte seçim Rusya'yı dolayısıyla Batı'yı yakından ilgilendiriyor ama konuyu stratejik menfaatleri açısından yakından takip etmesi gereken bir ülke daha var: Türkiye. Erdoğan'ın çok iyi ilişkiler kurduğu Batı karşıtı eski Cumhurbaşkanı Dodon yeniden aday

Doğu Avrupa ülkesi uzun zamandan beri iki kutup arasında bir çatışma alanı haline gelmiş durumda. Bir tarafta Moskova, diğer tarafta Brüksel ve onunla birlikte Bükreş. Ukrayna'daki savaşın patlak vermesi, Moldova üzerinden süren mücadeleyi daha da kızıştırdı. 33 yıldır süren bu çekişme 20 Ekim'de çok kritik bir viraja giriyor: Moldova aynı gün hem cumhurbaşkanını seçecek hem de Avrupa Birliği'ne (AB) katılıma ilişkin bir referandum sınavı verecek.

Rusya ile işbirliğini genişletmeyi destekleyen Moldovalılar seçimlerin, “Moskova ile tarihi kardeşlik bağlarını koparabilecek trajik bir ana” dönüşebileceğinden endişeleniyor. Batı sonuç her ne olursa olsun ve Moldova vatandaşlarının gerçek isteklerine rağmen ülkenin Avrupa entegrasyonu için bastıracak, Rusya da neticeden bağımsız olarak Transdinyester aracılığıyla Kişinev üzerindeki etkisini sürdürecek. Yine de seçim sonuçları tarafların etki alanını belli bir oranda etkileyecek. Uzmanlar, Romanya ve AB'nin her şeyden önce ekonomik sebeplerle Moldova ile entegrasyon konusunda verdikleri sözleri tutamayacağını düşünüyor. “Avrupa umutları” pompalanarak o alışık olduğumuz senaryo bir kez daha sahneleniyor: Askerileştirelecek Moldova, Rusya'ya karşı silah olarak kullanılacak.

GAGAVUZYA BAĞLANTISI

Türkiye, bağımsız bir devlet haline geldiği 1991'den beri Moldova'ya musallat olan bu çıkışsızlığı çözebilecek üçüncü bir seçenek haline gelebilir. İki ülke arasında saymakla bitmeyecek kadar çok tarihi bağ var. Moldova ayrıca bizlerle güçlü etnik, kültürel, dilsel bağları olan ve Türkiye ile ortaklığını geliştirmeye çalışan özerk Gagavuzya'ya da ev sahipliği yapıyor. Özerk bölgenin Valisi Irina Vlah, Türkiye ile Moldova arasında 2016 yılında yapılan serbest ticaret anlaşmasından sonra Gagavuzya'dan Türkiye'ye yapılan ihracatın son beş yılda yüzde 62,7 oranında arttığını söylemişti. Moldova ekonomisindeki Türk yatırımlarının önemli bir kısmı Gagavuzya'ya yapılıyor. Türkiye, yerel standartlara göre büyük ölçekli birçok projeyi hayata geçirdi. Bugün bölgede Türk sermayesinin katılımıyla 100'den fazla işletme bulunuyor. Tüm bunlar ülkemizi özerk bölgedeki kilit ekonomik ve siyasi oyunculardan biri haline getiriyor.

ERDOĞAN'IN BATI'YA RAĞMEN DESTEĞİ

Ancak Moldova-Türkiye ilişkilerinin asıl yoğunlaşması Igor Dodon'un Aralık 2016'da Moldova Cumhurbaşkanı seçilmesiyle başladı. Bölgeyi iyi tanıyan analistler, Dodon'un Rusya ve Avrupa arasındaki tercihe odaklanmanın kendisini Cumhurbaşkanlığı makamında tüketeceğini düşündüğü için konumunu güçlendirmek maksadıyla Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye yöneldiğini belirtiyor. Türk Dışişleri Bakanlığının verilerine göre Dodon'un dört yıllık iktidarı sırasında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2019 yılında 568 milyon ABD dolara ulaşırken, Moldova'daki Türk yatırımlarının toplamı 300 milyon doları buldu. Türk inşaat firmaları bu dönemde 518 milyon dolar değerinde 38 proje üstlendi.

Temmuz 2018'de Igor Dodon, Cumhurbaşkanı'nın yemin töreninde yer aldı. Türkiye, Dodon iktidara geldikten sonra Moldova Cumhurbaşkanlığı binasının yenilenmesini finanse etti. O dönemde başta yeni yeni başlayan S-400 krizi olmak üzere Batı ile çok sayıda sorun yaşayan Erdoğan aynı yılın ekim ayında Kişinev'e yaptığı ziyarette yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın açılışına katıldı. Ziyaret bir dönüm noktası oldu çünkü Batı'da hoş karşılanmayan Igor Dodon'un Moskova dışında diğer bir uluslararası aktör tarafından da desteklendiğini açıkça gösteriyordu. Öte yandan Erdoğan da Kişinev'e gelerek Batı'nın kararlarından bağımsız olduğunu ilan ediyordu. Bu ziyarette iki lider, stratejik ortaklık anlaşması da imzaladı ki bu Balkan Insight yayına göre Erdoğan'ın Dodon'a siyasi destek vermesini öngören gayriresmi bir mutabakatı da içeriyor olabilir.

FETÖCÜ 'ÖĞRETMENLERİ' İADE ETTİ

Yine 2018 yılında Moldova'daki Orizont ağında çalışan yedi FETÖ'cü öğretmenin Türkiye'ye iadesi Dodon'un Erdoğan'a “sadakatinin” bir başka çarpıcı örneğiydi. Ülkemiz 2016'dan itibaren bin 600 kişinin eğitim gördüğü FETÖ bağlantılı Orizont ağına ait beş lisenin kapatılmasını talep ediyordu. Avrupa'daki liberaller ve diğer Erdoğan karşıtları bu eylemlere öfkelenerek Dodon'u, Türkiye'de altı ila 12 yıl arasında değişen hapis cezaları alan bu kişilerin “yasadışı tutuklanmasının suç ortağı” ilan etti.

Dodon, hem KOVID-19 salgını sırasındaki desteği hem de Moldova vatandaşlarının Suriye'den dönmesindeki yardımları için Erdoğan'a minnettarlığını sık sık dile getirdi. İkili, 2019'da Ankara ve New York'ta tekrar bir araya geldi. ABD yayını Politico'ya göre Erdoğan, “bir dizi talebe rağmen” mevcut Cumhurbaşkanı Maya Sandu ile henüz görüşmedi ve 2023'te Moldova'daki Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesine katılmayı reddetti ayrıca Sandu'yu yemin törenine de davet etmedi.

DOĞU AVRUPA'DA 'TAMPON BÖLGE'

Sandu'nun açık Avrupa yanlısı politikası, Erdoğan'ın sonbahardaki seçimlerde Dodon'a oynamasını sağlayabilir. Erdoğan analistlere göre devrilmesini isteyen Batı Avrupa ülkeleri ile arasına bir “tampon bölge” inşa ediyor. Macaristan, Sırbistan ve Slovakya liderleri Erdoğan'a nispeten sadık kalmaya devam ediyor. Dodon liderliğindeki Moldova da ülkemiz için bir başka güçlü müttefik olabilir. Dolayısıyla Moldova'da yaklaşan seçimler, ülkemizin Avrupa'ya nüfuz etme mücadelesinde mühim bir cephe olarak ön plana çıkıyor.

DODON-MOSKOVA HATTI

Dodon başkanlığının ilk iki yılında yaklaşık 40 kez Rusya'yı ziyaret etti. Eski Moldova Cumhurbaşkanı'nın bir sonraki seçimlerden önce güvenlik desteği almak istediği Kremlin ile olan özel ilişkisi imajını Batı nezninde daha da bozdu. Dodon, Rusça konuşan vatandaşların haklarının güvence altına alınmasını savundu; NATO'ya katılma planlarından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi; Transdinyester meselesinin Moldova'nın federalleşmesi yoluyla çözülebileceğini belirtti, ülkenin Avrasya Ekonomik Birliği'ne tam katılımını da değerlendirdi. Ancak Moldovalı kaynaklara göre Dodon zamanla Moskova'nın desteğinin ülkedeki siyasetçiler için “giderek daha zehirli hale geldiğine ikna oldu” ve “politikasını Moskova'dan bir miktar uzaklaştırmak zorunda kaldı.”

Sonraki Haber