İki çıkmaz tek çözüm!

Türkiye 24 Haziran’da seçime 6 cumhurbaşkanı adayı, 2 ittifak ve 3 parti ile girecek ancak önünde sadece iki seçenek bulunuyor. Bir yanda Atlantik’in programı diğer yanda Avrasya ikliminde yeşeren ‘Üreten ve Birleşen Türkiye’yi yaratacak olan program

24 Haziran’daki Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nin arefesindeyiz. Bir erken seçim darbesiyle Türkiye’nin gündemine sokulan ve adaylık için anayasal hakların dahi kısıtlandığı süreçte, 100 bin imza engelini çok kısa sürede aşarak demokraside ısrar eden Türk milleti, yarın sandık başına gidecek. Cumhurbaşkanlığı için 6 adayın, Genel Seçim’de de 2 ittifak ile 3 partinin yarışacağı seçimlerde, 2 temel program oylanacak.

2 temel program diyoruz çünkü gerek partilerin seçim bildirgelerinde, gerek liderlerin meydanlardaki vaatlerinde, birbirinden kopyalanmış, aynı siyasal programın farklı renklerini görüyoruz. Bir tarafta Atlantik’in dayattıklarına boyun eğenler, diğer tarafta yükselen Avrasya’nın sunduklarını görenler var. Yarışan iki temel programını şöyle özetliyoruz:

CUMHUR İTTİFAKI

AKP, MHP ve BBP’den oluşan Cumhur İttifakı’na bakalım; borç batağından kurtuluş, savaş koşullarında ekonominin yönetimi, komşularla işbirliği, millî eğitimin sorunları, Türkiye’nin dünyadaki yeri gibi önümüzdeki yakıcı gündemle ilişkili en ufak bir çözümleri yok!

Türkiye ekonomisini sıcak para musluklarına bağlayarak üretimi bitme noktasına getiren AKP Hükümeti, önümüzdeki büyük krizden nasıl çıkılacağını dahi bilmiyor. Borç batağındaki ekonomiyi kurtarmanın yolu olarak, İngiltere’de finans kapitalin baronlarına faiz artırma sözleri vermek dışında çözüm üretemiyor. Üreticiyi perişan hale getiren iktidar, daha patates ve soğanı bile yönetemiyor. Dün ihraç ettiğimiz pek çok ürünü bugün ithal etmek zorunda kalıyoruz. Borcu borçla kapatan esnaf, artık kredisini döndüremiyor. Minimum tutarı dışında, kimse kredi kartına borcunu ödeyemiyor. Dövizle hammadde alan üretici, zararına mal satıyor. İnşaat sektörü son deminde. Tarımın hali duman. İflas bayrağını çeken çekene...

Dış politikada ise komşularımıza güven vermiyoruz. Bir yandan ABD piyonlarıyla savaşıp, diğer yandan ABD Tomahawklarını alkışlıyoruz. Suriye Hükümeti’ne karşı düşmanlık sürüyor. Rusya, İran ve Irak’la ilişkilerde yalpalıyoruz. Çin’le mesafeyi kapatabilmiş değiliz. Almanya’yla samimi bir dostluk kuramıyoruz. Avrasya Cephesi’nin neresindeyiz, bu büyük medeniyet inşasında nasıl bir rol üstleneceğiz, hala kestirebilmiş değiliz.

MİLLET İTTİFAKI

CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan, merkezine HDP’nin oturtulduğu Millet İttifakı’nın ise Türkiye’nin bütünlüğü, terörden kurtulmak, FETÖ’yle mücadele, Avrasya’daki büyük yerimizi almak, halkın geçim koşulları, çiftçinin hali, işçinin durumu, çarşıların manzarası, sanayici ve tüccarın sorunları gibi dertleri yok!

İki gündemleri var. Biri PKK’nın siyasal partisi HDP’yi Meclis’e sokmak, diğeri içerideki FETÖ’cüleri dışarı çıkarmak.

‘Eşit yurttaşlık’ denilen bölücü program temelinde birleşmişler. Anadilde eğitim, yeniden açılım gibi sözler veriyorlar. Özerklik şartındaki çekincelerin kaldırılmasını istiyorlar. Gerici ve bölücü ne varsa programlarına yazmışlar. Dersim olayları diyerek Cumhuriyet’le hesaplaşma derdindeler. Şeyh Saitlerin, Seyit Rızaların izindeler.

Afrin’e girmeye karşılar. Kandil’de dağ taş bombalandığını iddia ediyorlar. PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerini söylüyorlar. En büyük vaatleri Demirtaş’ı başkan yardımcısı yapmak.

Dış politikada ise açıkça “Batıcı ve NATO’cuyuz” diye ilan ediyorlar. Gündemlerinde Avrasya yok. Sözde “Çin ve Rusya güvenilmez”, “Esad diktatör”, S-400’ler “sarayın koruması için”...

Ekonomik krize ürettikleri çözümse daha vahim: “Batı bize güvenir, para gönderir” diyorlar. Yeniden sıcak para musluklarına bağlanmayı vadediyorlar. Yükselen Asya ekonomileri akıllarına bile geliyor, kapsamlı bir üretim programından yoksunlar.

KÖKLÜ ÇÖZÜMÜN ADRESİ

Ne Millet İttifakı ‘Birleşen Türkiye’nin ihtiyaçlarına yanıt veriyor ne de Cumhur İttifakı ‘Üreten Türkiye’ yolunda. İki ittifak da sonunda Atlantik’e bağlanıyor. Karşılarında ise ‘Üreten ve Birleşen Türkiye’yi yaratacak yegane program var. O program Avrasya ikliminde yeşeriyor.

Vatan savaşını kesin zafere ulaştıracak, terör örgütlerini temizleyerek huzuru sağlayacak, üretim ekonomisini kuracak, komşularla işbirliği yapacak, aydınlanma ve laikliği devlet ve toplum katında hayata geçirecek, bağımsız ve başı dik Türkiye hedefine ulaşacak bir Millî Hükümet’i hayata geçirecek bu programı, bir tek Vatan Partisi kararlı biçimde savunuyor! Diyorlar ki:

| NATO’dan çıkarak, ABD üslerini TSK denetimine alacağız.

| Kandil’e üç ay içinde beyaz bayrak çektireceğiz.

| Çin’le yatırım atağı yapacağız. Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılacağız.

| Bölge ülkeleriyle işbirliğine gidecek, çiftçiye 2 TL’den mazot vereceğiz.

| Tüm kredi borçlarını yapılandıracak, herkese konut sağlayacağız.

| Sadaka değil herkese iş vereceğiz, kaynakları faize kaptırmayacağız.

| Üreticiyi destekleyeceğiz, KİT’lerin özelleştirilmesini durduracağız.

| Asgari ücreti yükseltecek, emeklilere İntibak Yasası çıkaracağız.

| Sendikal örgütlenme önündeki tüm engelleri kaldıracağız.

| Askeri eğitim kurumlarını ve GATA’yı yeniden açacağız.

| Parlamenter demokrasiyi yeniden kurumsallaştıracağız.

| Tüm öğrencilere parasız eğitim, kültür ve spor hizmeti sağlayacağız.

|Kadına karşı ayrımcılığın, şiddetin ve tacizin kökünü kazıyacağız.

İşte Türkiye’nin biricik çıkış yolu!

Sonraki Haber