İkincil tip baş ağrıları! Baş ağrısı 2
Baş ağrısını yalnızca stres nedeniyle çekmiyoruz. Sekonder tip denilen grupta türleri var. Tümör işaretinden kulak iltihabına kadar pek çok hastalık baş ağrısıyla işaret verebiliyor
Sekonder tip baş ağrılarının altında çok farklı neden olabilir. Örneğin enfeksiyonlar (sinüs, kulak, beyin zarı iltihapları), kan damarlarındaki hasarlar (anevrizma, malformasyonlar, damar tıkanıklıkları), tümörler, hipertansiyon nedenlerden sadece birkaç tanesidir. Ayrıca kadınlarda adet sırasında baş ağrısı da görülebilir. Bunun haricinde stres de önemli bir tetikleyici faktördür.
NEDEN BAŞIMIZ AĞRIYOR
Beyin tümörü veya beyin anevrizmaları şiddetli baş ağrısı ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu baş ağrısı kafa içi hacmin sınırlı olmasına ve yer kaplayan bir lezyonun kafa içi basıncında artışa neden olmasından kaynaklanır. Omurganın boyun bölgesindeki kısmı servikal omurga olarak isimlendirilir. Servikojenik baş ağrıları bu bölgedeki omurların dejenerasyona uğramaya başlaması ve omurilik kanalına bası yapmasından kaynaklanır. Bu rahatsızlığa sahip kişilerde baş ağrısına ek olarak yoğun bir boyun ağrısı da ortaya çıkar. Bazı ilaçların yanlış kullanımı da baş ağrısı sebebi olabilir. Özellikle ağrı kontrolünde kullanılan ilaçların fazla kullanımı ya da ani olarak kesilmesi baş ağrısı ile sonuçlanabilir. Meninksler beyin ve omuriliği saran zar şeklindeki koruyucu yapılardır. Bu zarların iltihaplanması menenjit olarak isimlendirilir. Menenjit gelişimi sonrasında kişilerde baş ağrısı ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde travma sonrasında baş ağrısı ortaya çıkabilir. Baş bölgesinde meydana gelen düşme, trafik kazası ya da kayak yaralanmaları gibi travmalar sonrasında post travmatik olarak tanımlanan baş ağrısı meydana gelir. Solunum havası sinüs adı verilen boşlukları dolaşarak nemlenir ve ısıtılır. Bu yapılarda iltihaplanma meydana gelmesi yüz bölgesindeki bu boşluklarda basınç hissinin oluşmasına ve baş ağrısı gelişimine neden olabilir. Spinal baş ağrıları, beyin omurilik sıvısının azalmasına bağlı olarak meydana gelir. Bu duruma en sık olarak epidural ya da spinal anestezi işlemleri sonrasında rastlanılır.
DOĞUMDAN SONRA SIK GÖRÜLÜR
Bu sebepler dışında da bazı çalışmalarda, kadınların yaklaşık olarak %39’unda doğumu takiben ilk bir hafta içerisinde baş ağrısı ortaya çıktığını tespit edilmiştir. Postpartum baş ağrısı olarak tanımlanan bu durum östrojen seviyesindeki değişiklik nedeniyle ortaya çıkıyor olabilir. Doğum sonrası östrojen seviyesinin düşmesi aynı zamanda depresyon gelişimi ile de sonuçlanabilir. Östrojen seviyesine ek olarak stres, uyku hijyeninin bozulması, halsizlik ve dehidratasyon gibi durumlar da postpartum baş ağrısı gelişiminde rol oynayan faktörler arasında yer alır. Sürekli ağrılarda sekonder bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Daha önce periyodik gelen ağrıları olan hastalarda bu ağrılar süreklilik kazanmış ise hastanın çok sayıda ağrı kesici ilaç kullanmış olabileceği ya da altta psikolojik nedenlerin yatıyor olduğu olasılığı akla gelebilir. Ancak beyin kanaması sonrası oluşan hematom (kan toplanması), beyin toplar damarlarında pıhtı, menenjit ve temporal arterit gibi rahatsızlıkların da geçmeyen baş ağrısı nedeni olabileceği unutulmamalıdır.
DOĞRU VE ZAMANINDA TEDAVİ
Baş ağrısında eğer altta yatan bir sağlık sorunu varsa (sinüs enfeksiyonu vs. gibi) konunun uzmanı hekimden ilgili tedavi alınır. Bunun haricinde primer baş ağrılarında, özellikle de migrende, nöroloji uzmanı tıbbi özgeçmişinizi alarak ve muayene ederek ilgili tedaviyi başlatır. Baş ağrısı tedavisinde denenecek birçok ilaç bulunur. Migren tedavisindeki hedef, tetikleyici faktörleri azaltmak, sinir sistemindeki hassasiyeti ve ağrı sırasında ortaya çıkan damar ve damar çevresindeki olayları baskılamaktır. Temel tedavi, koruyucu ve atak tedavisi olmak üzere ikiye ayrılır. Burada hastanın ağrılarının sıklığı tedavi kararında etkilidir. Ağrının kontrolü amacıyla basit ağrı kesiciler, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, ergotamin etken maddeli ilaçlar veya triptan grubu ilaçlara başvurulabilir. Ağrı kesici ilaçlar genelde masum görünen ilaçlar olsa da, sürekli kullanıldıklarında özellikle böbrek parankimi ve diğer organlar üzerinde geri dönüşümsüz hasarları olabilir. Bu nedenle sürekli kullanımı tavsiye edilmez. Ağrı kesiciler atağın başında alınmalıdır. Koruyucu-önleyici tedavi ise bir ay içinde atak sayısı dört ve üzerinde ise tercih edilir. Koruyucu tedavide ilaçlar her gün alınır. Kalp ilaçları, depresyon ilaçları veya epilepsi ilaçları bu amaçla kullanılır. Bu tip ilaçlar, kesinlikle doktorun reçetelendirmesi olmadan ve danışılmadan alınmamalıdır.
TEHLİKE ÇANLARI NE ZAMAN ÇALAR
-
Ağrı sürekli ve artan şiddette ise İlk kez ağrıyla tanışan kişinin yaşı 10’un altında, 50’nin üstündeyse,
-
Daha önce mevcut olan ağrının şiddeti, şekli değiştiyse, tedaviye cevap vermiyorsa,
-
Uykudan uyandırıyorsa
-
Işığa karşı hassasiyet, bulantı ve kusma gibi belirtiler eşlik ediyorsa
-
Ateş veya boyun sertliği ile birlikte baş ağrısı varsa
-
Baş ağrısı şimdiye kadar hayatında karşılaştığı en şiddetli ağrıysa ve ağrı bir fiziksel aktivite sırasında (ağır bir yük kaldırmak, cinsel ilişki) ortaya çıkmış veya şiddetini arttırmışsa ağrı önemlidir demektir.
YALNIZ İLAÇ YETMEYEBİLİR
-
Bütün bu tedaviler dışında baş ağrılarında kullanılan bir takım destek tedavi yöntemleri vardır.
-
Gerilim tipi baş ağrısında biofeedback (geri iletim - gevşeme eğitimi). Baş ağrısı tetikleyicilerinizi keşfedin, genelde günün hangi saati ve hangi işleri yaptıktan sonra başınızın daha fazla ağrıdığını not edin. Bu işleri imkanınız varsa azaltın.
-
Alkol tüketiminizi sınırlayın. Alkol özellikle de kırmızı şarap baş ağrısına neden olmaktadır.
-
Nitrat içeren işlenmiş gıdalar, baş ağrısına neden olabilir. Bu gıdalara örnek olarak çikolata, işlenmiş etler verilebilir. Nitratlar vücuttaki kan damarlarına etki ederler. Bu nedenle beyindeki damarlar ile etkileşime girerek baş ağrısına sebep olabileceği düşünülmektedir.
-
Uyku kalitesi ve süresi sağlıklı yaşam için önemli olmasının yanı sıra migren veya baş ağrısı ataklarından korunmak için de önemli bir unsurdur.
-
Uzun süre bilgisayar ya da cep telefonu kullanımı sonrasında ense kaslarında bir takım yorulmalar ve ağrılar gözlenebilir. Bu gibi durumlarda sık sık pozisyon değiştirmek ağrı duymayı engelleyebilir.
-
Açlık bir baş ağrısı tetikleyici olduğundan dolayı öğünleri atlamamak baş ağrısından korunmak için önemlidir.
-
Bazı baş ağrı çeşitleri stres ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle yaşamınızda stresle başa çıkmak hem baş ağrılarınızın kontrolü hem de yaşam kalitenizi artırmanız açısından çok önemlidir.