İkizdere Belediye Başkanı Hakan Karagöz: Yatırıma karşı değiliz ama doğayı koruyalım

İkizdere'de Cengiz İnşaat tarafından bir anda taş ocağı çalışmalarına başlanmasının halkı tedirgin ettiğini ve savunmaya yönlendirdiğini söyleyen Karagöz 'İşin buralara gelmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi bu bilgilendirme eksikliğidir.

Günlerdir tartışılan bir bölge İkizdere vadisi. Kimi yaşam alanıma dokunma diyor, kimi rant elde etmeye çalışıyor, kimi halkın tepkisini suistimal etmeye çalışıyor. İkizdere’de yaşananları kamuoyuna daha iyi aktarabilmek için, İkizdere Belediye Başkanı Hakan Karagöz ile görüştük. Karagöz'ün sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Sayın başkan başından beri sürecin içindesiniz. Neler oluyor İkizdere’de?

Bugünkü durumu daha iyi anlamak için biraz geriye doğru gitmemiz gerekiyor. SR İnşaat Turizm adında bir firma 2008 yılında yine buradan taş çıkarmak için bir dosya hazırladı. Firma, hazırladığı dosyanın içerisine İspir bölgesinden kıraç bir alanın fotoğrafını koydu ve burada üç-beş tane kertenkele yaşıyor diye rapor tuttu. Ruhsatını da aldı. Köylüler işin gerçeğini öğrenince hemen mahkemeye başvuruyor ve mahkeme önce yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Ve 2020 yılında da SR firmasının ruhsatı iptal ediliyor. Şimdi de Rize’de lojistik liman yapılma ihalesi oldu. İhaleyi alan Cengiz İnşaat'a 'dolgu taşını buradan alabilirsiniz' denildi.

LİMANDAN İKİZDERELİ FAYDALANACAK

Şimdi buraya kadar bir sorun yok aslında. Liman inşaatında da aslında sıkıntı yok. Çünkü o liman inşaatı bizim ilimiz için çok önemli. Karadeniz sahilindeki bütün iller bunu almak istiyordu. Bu liman nedeniyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ürünleri Karadeniz’e inip oradan Baltık ülkelerine gönderilecek. Bölgeye, ülkeye çok ciddi faydaları olacak. Ve bu bağlantılar İkizdere hattı üzerinden geçecek. İkizdereli faydalanacak bundan.

Peki neden karşı çıkılıyor?

Şimdi yukarıda belirttiğim SR firmasının ardından hemen liman projesi başlayınca, halkta ciddi bir güvensizlik oluştu. Firma sahibi Cengiz İnşaat ortaklarından Asım Bey geldi. Ben kendisine de söyledim; Muhakkak o vadideki insanları bilgilendirin. Köyleri bilgilendirin, muhtarları bilgilendirin. SR firmasının iptal edilen dosyasını gösterdim onlara. 'Bizim SR firması ile alakamız yok. Ve devlet bu limanın taşını buradan (İşkencedere) alacaksın diyor' diye bilgi verdiler. İkizdereliler bunu yaşam alanlarına müdahale sayıyorlar.

'BÖLGE HALKI YATIRIMA KARŞI DEĞİL'

Bölgemiz organik çay üretim havzası. Burada 4 bin 800 tane organik çay müstahsilimiz var ve normal çay burada 3,20 TL ise orada 6,50 TL. 100 tona yakın çay üretiliyor. 8-10 ton civarında bal üretiliyor ve balın kilosu 100-400 TL arasında. Maddi kayıp var. Gürdere Köyü’nün suları oradan geliyor. Bunların hepsini anlattım Cengiz İnşaat'ın yetkilisine. 'Biz görüşeceğiz' dediler ve gittiler. Ama hiç kimseyle görüşülmedi.

Ve insanlar bir sabah kalktılar makineleri vadilerinde gördüler. Makineleri görünce direnç başladı; köylü kadınlar gelmeye başladı. Ben devamlı gittim oraya ve şunu söyledim onlara; bu işi devlet karşıtlığı hükümet karşıtlığına getirmeyin. 'Biz yatırım istiyoruz ama buralar da bizim yaşam alanımız' diyorlar. Yaşam alanlarını korumaya çalışıyorlar. Velhasıl HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni (buralıdır kendisi) geldi ve buradaki durumu meclise taşıdı. HDP Milletvekili geldikten sonra buradaki direniş biraz daha güçlendi ve marjinal gruplar gelmeye başladı.

'HDP VEKİLİ KORUYORSA YIKILSIN BURALAR'

HDP'li vekil halkta nasıl karşılandı?

HDP milletvekilinin Meclis'ten selam göndermesi birçok insanın kanına dokunuyor. Tam o sırada Meclis'te Biden'a karşı Ermeni bildirisi çıktı biliyorsunuz. HDP'liler bildiriye imza atmadı. Bu direncin bir kısmını kırdı. 'HDP milletvekili beni koruyorsa yakılsın yıkılsın buralar' demeye başladı insanlar.

Burada geçen günlerde bir bilgilendirme toplantısı yapıldı. Neler oldu?

Sayın valimiz ve Rize Belediye Başkanı'nın başkanlığında dar bir toplantı valilikte yapıldı. Kısa bir sunumla durum anlatıldı. Ondan sonra vali bey, sayın bakanımız Hayati Yazıcı, eski bakanımız Aşkın Osman Bak, kaymakamlarımız ile İkizdere Kültür Sarayı’nda muhtarlarla toplantı yapıldı. Bu bilgilendirmeler sonucunda insanlar gerçeği anlamaya başladı.

Yetkililer diyor ki 'Biz orada 13 dönümlük bir araziyi belirledik. 13 dönümden alacağımız 16 ile 20 milyon ton taş ve o bitki örtüsünü sıyıracağız tekrar orayı eski haline getireceğiz. Bu taş kesinlikle oradan sadece liman dolgusuna alınacak.' 2 yılda bu tamamlanacak ve 1 yıl rehabilite süreciyle tekrar yeşillendirilecek. İşin buralara gelmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi bu bilgilendirme eksikliğidir. Vali bey ve bakan bey de bunu kabul ettiler ve artık biz buradayız dediler ve vatandaşa taahhütname verildi.

'ÇEVREDE UYGUN BAŞKA TAŞ YOK'

Taş neden İkizdere'den alınıyor?

Denizin tuzluluk oranı malzemeyi eritiyor, her malzeme oraya konmaz. Bölgede taş alınabilecek tek yer burası. Bizzat cumhurbaşkanımız tarafından, MTA’dan ekip gönderiliyor. Ekip bütün bölgeyi araştırıyor ve sadece bu bölgedeki taşın uygun olduğu belirleniyor. Devlet yetkilileri de şunu diyor; 70 kilometrekarelik çevrede bu rezerv ve kalitede bu limana alınacak taş yok. Beton bloklardan yapılabilir ama maliyeti çok yüksek. Arhavi’de varmış aynı kalitede taş ancak Vali Bey'in söylemiyle devletin onu kaldıracak gücü yok, maliyeti de çok yukarıya çıkar. Sonuçta buradan taşı alıyor her kilometresine para ödüyor devlet.

n Taahhütnameler verilince özürler dilenince nasıl etki yarattı?

Bir bilgi kirliliği vardı. Bunu devlet yetkilileri kabul etti. Ben İkizdere belediye başkanıyım bu benim görevimdir. Bu farkındalığı yaratmak noktasında, gerekli uyarıları yapmak noktasında. Ben burada yatırıma karşı olabilir miyim hele ki devletimiz tarafından. Ben devletimize karşı olabilir miyim? Ben sivil hayatımda da ticaret yapıyordum asla böyle şeylerin içerisinde olmadım. Ben belediyeyi de kamu destekli sivil toplum kuruluşu olarak görürüm. Sonuçta biz seçilerek geliyoruz buraya. Benim o insanlara karşı sözüm var.

Bütün mesele SR Turizm İnşaat’ın sahte bir belge koyması ve 25 dönümün altında ÇED raporu alınmıyor valilik oluruyla yapılıyor. Yatırımdır valilik de oluru verdi ama vatandaş bunun farkına vardı dava açtı. Onu anlatmakta geç kalındı. Ben bile inanmadım devlet yetkilileri gelene kadar. Belediye başkanıyım, ben burada bir kanaat önderiyim. Bu dosyaya bakıp bu devam edecek diyordum. Sonradan tabi devlet yetkilileri belgelerle bize bunu açıklayınca ben de dilimin döndüğünce anlattım.

Sonraki Haber