İklim değişikliği, siber güvenlikte önemli etkiler yaratacak

Araştırmalara göre siber güvenlikten bile tehlikeli kabul edilen iklim değişikliği, birçok açıdan siber güvenlik üzerinde olumsuz etki yaratıyor. BugBounter, tüm canlıları yakından etkileyen iklim değişikliği ile siber güvenlik arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor.

Şirketlerin güvenlik açıklarını bulma ihtiyacını platforma kayıtlı yüzlerce bağımsız araştırmacıdan oluşan güvenilir toplulukla hızlı, hesaplı ve etkin bir şekilde çözen BugBounter.com, etkisi giderek artan iklim değişikliğinin siber güvenlik üzerindeki etkisine ışık tutuyor.

Tüm dünyayı etkileyen tehditler arasında ilk sırada yer alan iklim değişikliği, tüm canlıların yanı sıra yine aynı listede yer alan siber güvenliği de olumsuz bir şekilde etkiliyor. İklim değişikliği, BT'nin üç ana başlığı olan gizliliği, bütünlüğü ve kullanılabilirliği etkilediği ve bu başlıkları kapsayacak bütünsel bir strateji gerektirdiği için bu alanda büyük sorunlar yaratma potansiyelini barındırıyor.

İklim değişikliği insanları evden veya ofisten uzaklaştırdığı ve kullanıcıların daha fazla kaynağa ihtiyaç duymasına neden olduğu için erişilebilirliği tehlikeye sokuyor. Kurumların dijital dönüşüm yolculukları kapsamında entegre ettiği yeni teknolojiler göz önünde bulundurulduğunda iklim değişikliği diğer iki ana başlık olan gizlilik ve bütünlük açısından sorun yaratıyor.

PANDEMİ SÜRECİ, BAŞKA KRİZLERDE YAPILACAKLAR İÇİN ÖNEMLİ DERSLER VERİYOR

Özellikle son yıllarda arttığı gözlemlenen büyük yangınlar, fırtınalar veya seller, bölgedeki insanların toplu bir şekilde tahliye edilmesine neden oluyor ve bu da hizmetleri aksatabiliyor. Bu yüzden 2021'de veriyi yedeklemenin önemi tartışılırken, şirketlerin gündeminde de otomatikleştirilmiş yedekleme ve felaket kurtarmasının veri güvenliğinde ne kadar önemli olduğu yer alıyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, SOSYAL MÜHENDİSLİK ÇALIŞMALARININ YENİ KONUSU OLABİLİR

COVID-19 salgınında siber saldırganların insanları nasıl hedef alabildiği gerçeğe fazlasıyla yakın e-postalar ve web siteleriyle görüldü. Oltalama e-postlarında COVID, KORONAVİRÜS, maske, test, karantina ve aşı kelimeleri sıkça yer aldı.

İklim değişikliği söz konusu olduğunda siber saldırganlar yine benzer süreçlere başvurabilir. Dolayısıyla sıfır güven yaklaşımı üzerine kurulu kimlik ve yönetilen güvenlik çözümleri, kurumların çalışanlarının zafiyetinden faydalanma üzerine kurulu bu tür saldırılara karşı hazırlıklı olmasını sağlayabiliyor.

Konuyla ilgili görüşlerini belirten BugBounter Kurucu Ortağı Murat Lostar, şunları söyledi:

“Siber saldırganlar her an tetikte ve tüm dünyayı etkileyen olaylar, onlar için bir fırsat haline geliyor. Siber güvenliğin zayıf halkası olan insanların eğitilmesi kadar siber güvenlik sistemlerinin de dayanıklı olması, bu tür saldırıların başarısız olmasında önemli rol oynuyor. Ancak saldırılarını çok daha gelişmiş yöntemlerle gerçekleştiren siber saldırganları durdurmak için şirketlerin de alışılmışın dışına çıkması ve sistemlerini bağımsız siber güvenlik uzmanlarına denetletmesi gerekiyor.
BugBounter.com platformu üzerinden gerçekleştirilen bug bounty (ödül avcılığı) programları, siber saldırganlarla benzer becerilere ve araçlara sahip olan ancak buldukları zafiyetleri ilgili kurum veya şirketlerle paylaşmayı tercih eden yüzlerce siber güvenlik uzmanını bir araya getiriyor. Uygun maliyetli iş modeli sayesinde yeni geliştirilen yazılımların, uygulamaların ve sistemlerin sürekli olarak denetlenmesini de sağlıyor. Böylece bir siber saldırının neden olabileceği sonuçlar, gerçekleşmeden önce bertaraf edilmiş oluyor."
Sonraki Haber