İktisatçı Selim Somçağ: Devletin kapıları üreticiye açılmalı

Somçağ, dövizi faiz üzerinden tartışmanın yanlış olduğunu söyledi, TL'nin 8 yıldır değer kaybettiğini ifade etti. “Bolluk devri bitti, kaynaklar üretime akmalı.” diyen Somçağ, “Dövizi yatırım için kullanalım. Devlet Planlama Teşkilatını yeniden kuralım.” ifadelerini kullandı.

Son üç yılda üçüncü kur şokunun yaşanmasının ardından ana akım neoliberal klasik iktisatçıların dışındaki ekonomistlerin de görüşleri belirginleşmeye başladı. Uzun yıllar çeşitli bankalarda ekonomist olarak görev yapan iktisatçı Selim Somçağ, “Dövizi faiz üzerinden tartışmak cehalettir, abesle iştigaldir. TL 8 yıldır devalüe oluyor. Bu dönemin en az yüzde 80'inde AKP Londra'nın istediği yüksek faizi verdi, sonuç ortada.” dedi. 2004-12 döneminde (2008 hariç) Türkiye'nin ihtiyacının çok ötesinde döviz bulabilmesinin FED öncülüğünde küresel likiditenin çok hızlı artması ve Türkiye’nin olumlu risk profili (düşük dış borç, düşük cari açık, satılacak varlık stoku) sayesinde olduğunu belirten Somçağ, “Bugün şartlar değişti, tekrarı imkansız.” mesajı verdi.

FAİZ ARTIŞI İŞE YARAMAYACAK

Twitter’daki sosyal medya hesabında bir dizi görüş paylaşan ekonomist Somçağ, şunları söyledi: “Şartlar daha da değişecek, çünkü küresel sermayenin büyük merkez bankalarına sürekli para bastırması sonunda (Kovid’in de katalizörlüğüyle) küresel enflasyona yol açtı. Üç vakte kadar TL faizi 19 değil 29 da olsa Türkiye sıcak para çekemeyecek, çünkü küresel likidite sert daralacak. Batı finans piyasalarında büyük düşüşler olacak, ABD, Avrupa’da bankalar batacak, hepsi kendi derdine düşecek. Ellerinde bizim gibi riskli bölgelerde kumara yatıracak para olmayacak. Finansal liberalizasyon ve küreselleşme tersine dönecek, son 30 yılın ezberleri çöp olacak. Onun için ‘Faiz yükselsin, döviz düşsün’ çırpınmaları boş teranedir. Türkiye yüksek kura alışmalı, çünkü ne yaparsak yapalım devalüasyon durmayacak. 2013 öncesinin döviz bolluğunu şimdiki nesil bir daha göremeyecek. Herkes bunu kafasına soksun.”

ÜRETMEDEN TÜKETMEK YOK!

“Türkiye borçla veya sıcak (yani emanet) parayla üretmeden tüketmeyi unutacak, ürettiği kadar tüketmeyi öğrenecek. Bizim kuşak için zor değil, ben her akşam 2 saat lüks lambasıyla ders çalışarak ortayı-liseyi bitirdim, çünkü programlı elektrik kesintisi vardı. 40 yaş altı zorlanacak.” ifadelerini kullanan ekonomist Somçağ, mesajlarını şöyle sürdürdü:

“2022-2023 dünya ekonomisi büyük krize girecek, her şey alt üst olacak, yeni bir finansal mimari kurulacak. Sıcak para oyunlarına burada yer olacağını sanmıyorum. Herkes ayağını yorganına göre uzatmaya çalışacak. Şu andaki acil ihtiyaç, sanayi üretimindeki yerli girdi oranını artırmak. Yoksa devalüasyon umulan faydayı sağlamaz. Elbette akşamdan sabaha olmaz, ama bir an önce başlanmalı. Sanayi Bakanlığı, sanayi odalarından başlayarak sanayicilerle bir araya gelip hangi girdiler (ara mallar) Türkiye’de üretilebilir, bunu saptamalı ve derhal bu üretimleri yapacak firmaların önü açılmalı. 2004-2009 arasında kurun çok düşmesi sonucunda yüzlerce aramalı üreten KOBİ battı, bu insanlara ulaşılmalı. En hızlı çözüm eskiden bu üretimleri yapmış insanlara yeniden tezgah kurdurmaktır.”

DÖVİZİ YATIRIM İÇİN KULLANALIM

Gereksiz ve lüks ithalatın engellenmesini savunan ekonomist Somçağ, “Gümrük Birliğini aşın, ‘Olağüstü durum var’ deyin. Zaten bir sene sonra AB de kendi derdine düşecek, bize dayatma yapacak hali kalmayacak. Cesur olun, vizyonlu olun. Lüks araba ithalatını da durdur, kedi köpek maması ithalatını da durdur. Kıt döviz kaynakları, yeniden kurulacak sanayi işletmelerinin yatırım malları ve ithal girdilerine yönlendirilmeli. Yoksa 2 sene sonra Türkiye yokluklar, kıtlıklar ülkesi olur, fabrikalar çalışmaz. Orta vadede planlı kalkınma için ABD’nin telkiniyle Özal'ın işlevsiz hale getirdiği, AKP’nin de kapattığı Devlet Planlama Teşkilatı yeniden kurulmalı. Yoksa bu ülke bir türlü belini doğrultamaz, her 10 yılda bir kriz yaşar.” önerilerini yaptı.

İNŞAATÇIYA DEĞİL SANAYİCİYE...

Tarım ve hayvancılıkta da benzer bir yaklaşımın şart olduğunu ifade eden ekonomist Somçağ, mesajlarını şu ifadelerle tamamladı: “AKP büyükşehir yasasıyla birçok ilde köy meralarını imara açtı, bu cinnettir. İthal soya ve mısıra dayalı besi hayvancılığından eskisi gibi mera hayvancılığına dönmeliyiz, yoksa eti sadece sosyete yer. Batıda değil ama Karadeniz’de, doğuda çok yerde meralar boş, köyler boş, köylü tarlasını satmış oğluna şehirde TOKİ’den ev almış, hayvan sahibi Afgan çoban çalıştırıyor. Bu düzen değişmeli, varoşta sürünenler köyüne dönüp çoban, çiftçi olmalı. TOKİ’yi kapat, çoğunluğu tamamlanmışlar hariç bütün karayolu projelerini durdur, iptal et, sadece demiryolu yap, müteahhitleri devlet kapısından gönder, devletin kapılarını sanayiciye tarımcıya ihracatçıya aç. Fazla da zamanın yok.”

Sonraki Haber