İletişim Başkanı Fahrettin Altun: İsrail Batı medyasına baskı kuruyor

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, dijital haber platformu Fokusplus'a dezenformasyonla mücadele, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına ilişkin dezenformasyon faaliyetleri ve İsrail'in Batı medyası üzerinde kurduğu baskıya yönelik değerlendirmelerde bulundu.

İletişimin olmazsa olmaz değerinin, doğru bilgi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, modernlikten postmodernliğe geçişin iletişim alanındaki yansımasının hakikatin yerine yapay ve sahte olanın ikame edilmesi olduğunu belirtti. Post-truth (hakikat ötesi) çağını güçlendiren dezenformasyon, mezenformasyon, malenformasyon, sahte haberler, enformasyon düzensizliği gibi iletişim sapmalarına karşı topyekun bir mücadele gerektiğinin altını çizen Altun, Batılı medya organlarının Türkiye başta olmak üzere bölgemizle ilgili dezenformasyona başvurmaktan kaçınmadığının görüldüğünü ifade etti.

ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ

İletişim Başkanlığı olarak dezenformasyonu ve manipülasyonu medya alanına ilişkin basit bir problem olarak değil, ulusal güvenlik meselesi olarak gördüklerine dikkati çeken Altun, dezenformasyonla mücadelenin sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını bölge başta olmak üzere uluslararası boyutu olan ve insanlığı doğrudan etkileyen coğrafyalara ilişkin de çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Altun, İsrail'in de en başından beri bu konuda sistematik bir faaliyet yürüttüğüne işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Filistin topraklarındaki varlığı ve genişleyerek devam eden işgal girişimi hukuka aykırı, saldırıları da insanlık dışı olduğu için medyada, özellikle uluslararası medya organları vasıtasıyla dolaşıma soktuğu haberler, kendi yaptıklarını gizlemek ve perdelemek amacını taşıyor. İsrail kaynaklı hibrit tehditlerin ve dezenformasyonun, dünya kamuoyunu hedeflediği de açık. İsrail ordusunun işgalci/yerleşimci anlatılarını pekiştirmek amacıyla Batı medya şirketlerine kavram setleri, sözlükleri gönderdiğini biliyoruz. İsrail istilacı ve işgalci kimliğini gizlemeye çalışarak 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 30 bin Filistinliyi katletti. Bunların en az yarısı çocuk ve kadın.

‘HAKİKATİN SÖZCÜSÜ OLMALILAR’

“Söz konusu kavram setlerinin, sözlüklerin söylem üstünlüğünü ve meşruiyeti elinde tutma amaçlı olduğuna kuşku yok. İsrail, siyasi, diplomatik, ekonomik gücünü ve bu alanlarda kurduğu ilişkileri, Filistin'de ve Gazze'de kendisini temize çıkarmak için araçsallaştırdı. Batılı medya kuruluşlarının İsrail menşei dili kullanmasının medya organlarının bağımsızlığını ve tarafsızlığını ortadan kaldırdığını görmek gerekiyor. Bundan daha önemli olan ise medya organları eliyle hakikatin ölüme terk edilmek istenmesidir. Medya organlarının görev alanları dikkate alındığında bu durumun medya olgusunun çürümesi ve ölümüyle sonuçlanması mukadder. Dezenformasyonla mücadele ederken, yine dezenformasyon yöntemini kullanmak elbette etik değil. O zaman, basın mensupları en temel ahlaki kuralları dikkate alarak ve en önemlisi ellerini vicdanlarına koyarak haber yapmalı ve hakikatin sözcüsü olmalılar. Kirli bilgiyle mücadele etmenin başka yolu yok."

Sonraki Haber