İliç’te 9 madenci toprak altında kalmıştı: Anagold’dan makyaj turu
Atlantik’in öbür ucundan geldiler, 'en kârlı yer' diye toprağımızı kazdılar. Altınımızı çıkartıp tekrar bize sattılar. Toprak kaydı, 9 işçimiz yer altında kaldı. 'Mühendis hatalı!' dediler, kenara çekildiler. Şimdi 'Biz aslında çok temiz iş yaparız.' deyip ruhsat istiyorlar
Anagold Madencilik’in daveti ile bir grup basın mensubu olarak 24 Ekim Perşembe günü Erzincan İliç’te bulunan Çöpler Altın Madeni sahadaydık. 13 Şubat 2024’te 10 milyon metreküp liç yığını kaymış, bu faciada 9 işçi toprak altında kalmış, son işçinin cenazesine aylar sonra ulaşılabilmişti.
Şimdi bizleri, madeni yeniden işletmeye hazır olduklarını ifade etmek için maden sahasına çağırmışlardı. Habere giderken de, dönerken de neyi nasıl yazacağımı düşündüm. Kalemimden şunlar döküldü:
GÜNCEL DURUM
Anagold yetkilileri bizlere hukuki durum hakkında bilgi verdi. 2021 ÇED raporunun iptal edildiği ancak önceki ÇED raporlarının geçerliliğini koruduğu belirtildi. Çevre izin lisans belgesinin iptal edildiği ancak maden ruhsatının iptal edilmediği; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile MAPEG tarafından Anagold’un üretim faaliyetlerinin de durdurulduğu kaydedildi.
Şirket tarafı itirazlarını yaptığını; kayan heyelan malzemesinin ise 8,7 milyon metreküpünün kaldırıldığı bilgisi verildi.
Şirket, yeni dönemde üretime sadece sülfit tesisi ile devam etmeyi planladıklarını; madeni “güvenli şekilde” açmaya hazır olduklarını belirtiyor. Faciadan önce 25 milyon adam saat kazasızlık raporlarının olduğunu; artık çok daha katı tedbirler aldıklarını ifade ediyorlar.
AYLAR GEÇTİ, ARAŞTIRILIYOR…
SSR Mining Kıdemli Başkan Yardımcısı Cengiz Demirci, bize maden sahasında olaydan sonra yürütülen çalışmaları aktardı; sorularımızı yanıtladı. Kendisi de asli kusurlu bulundu ve tutuksuz yargılanıyor.
Herkesin aklında bundan sonra böyle bir facianın yaşanmasının nasıl engelleneceği ve sorumluların kim olduğu sorusu var.
Demirci, liç yığını yapılan sahanın tasarımında bir hata olduğunu; sorumlu mühendisin de meydana gelen kaymayı yanlış yorumlaması nedeniyle kazanın tetiklendiğini savunuyor (Bu noktalar bilirkişi raporlarında da yer almıştı).
Tasarım, Amerikalı bir şirket olan GRE (Global Resource Engineering)’ye yaptırılmış; ülkemizde bu tasarımın faaliyete geçebilmesi için bir Türk firmanın imza atması gerekiyor. Bu firma da INR Mühendislik Müşavirlik A.Ş. olmuş.
Demirci’ye şunu sorduk: GRE ile hukuki bir süreç yürüyor mu?
Demirci, “Dava süreciyle ilgili hazırlıklarımız yürüyor. Şu anda başka bir firma onaylamış göründüğü için GRE hiç yokmuş gibi. Hukuksal olarak ne kadar üzerlerine gidebiliriz, araştırıyoruz.” dedi.
İnsan düşünmeden edemiyor, facianın üzerinden 8,5 ay geçmiş; maden yeniden işlesin diye yatırımlar yapılmış fakat sorumlusu olduğunu savunulan kuruma ne yapılacağı hala “araştırılıyor”…
ANAGOLD ŞANSLI YA TÜRKİYE?
Radar odasını ziyaret ettik, mühendisler madenin nasıl işletildiğini; nasıl izlendiğini anlattı. Fakat bu basın davetinin ardından aklıma en çok Demirci’nin bazı ifadeleri kaldı. Dünyada madenciliğin önemini anlatırken Demirci’nin ağzından şu cümleler çıktı:
“Biz çok şanslıyız. Tetis kuşağının üzerindeyiz. Birisi gelse ‘Elimde 100 lira var; nereye koyarsınız?’ dese; politik hiçbir şey düşünmeden götürüp paramı koyacağım yer Türkiye ve İran’dır. Tetis kuşağı boyunca yer yüzünde daha verimli bir yer yok. Dünyanın tüm firmaları buralara gelmek istiyor. Mineralleşme olarak çok ciddi bir madencilik jeolojik altyapımız var.”
TÜRK’ÜN MALI TÜRK’E SATILIYOR
Haberi yazmadan önce Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri kıymetli Veyis Sır’ı aradım. Gözlemlerimi, saha gezisi boyunca ifade edilenleri anlattım. “Hocam ne diyorsunuz?” dedim.
Özeti şuydu: Mühendis Türk, işçi Türk, saha Erzincan’da… Şirket yabancı. Türkiye’nin altın üretiminin yaklaşık yüzde 22’si Anagold tarafından yapılıyor. Hangi tesis kurulursa kurulsun değişen bir şey olacak mı?
Altın çıkarılıyor, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası alıyor. Kendi madenimizi işlenmiş şekilde geri satın alıyoruz. Kamucu işletme modelleri dünyanın birçok ülkesinde uygulanıyor. Eti Maden, Türkiye Kömür İşletmeleri gibi sektörün çok önemli kamu kuruluşları var. Bunların bilgi birikimi, tecrübesi bu sahaları işletmemiz için fazlasıyla yeterli.
ETİ Maden neden devreye sokulmuyor ülkemizdeki altın madenlerinin işletilmesi ve zenginleştirilmesi sürecinde. Burada farklı üretim modelleri artık gündeme alınmalı. Dünyadaki gelişmelerle paralel bir şekilde ülke madenciliği kendini güncellemeli.
Bizde Maden Mühendisleri Odası olarak burada politikalarımızla her türlü desteği veririz. Kamunun bunu üretecek gücü var gerçekten.
SONUÇ YERİNE
Hukuki süreç devam ediyor. Kamu vicdanı, sorumluların hesap vermesini, açılan yaranın biraz olsun sarılmasını bekliyor. Maden teknik olarak iyileştirilmiş; yeni yöntemler için hazırlıklar yapılmış olabilir. Ancak esas soru, madem bu kadar değerli yataklara sahibiz; bu cevheri neden biz çıkarmıyoruz? Madencilikte çözüm neoliberalizme karşı Türkiye'ye özgü kamucu sistem. Yoksa daha çok Anagold konuşuruz…
NE OLMUŞTU?
Erzincan’ın İliç ilçesinden 13 Şubat 2024’te toprak kayması haberi gelmişti. Ayrıntılar ortaya çıktıkça olayın boyutu anlaşıldı. Çöpler Altın Madeni’nde Anagold Madencilik’in işlettiği maden ocağında üst üste yığılarak biriken 10 milyon metreküpten fazla toprak adeta bir akarsu gibi Sabırlı Deresi’ne doğru akmıştı.
Burada çalışan 9 işçi toprak altında kalmıştı. Ailelerin ilk günler yaşadığı umutlu bekleyiş, ‘En azından cenazemizi alabilelim’ temennisine dönüştü. Milyonlarca metreküp toprak taşınarak işçiler arandı, 5 Nisan’da ilk işçinin cansız bedenine ulaşılabildi. 8 Haziran 2024’te yani kazadan 116 gün sonra son işçi çıkarılabildi.
İşçiler, Ramazan Çimen, Hüseyin Kara, Mehmet Kazar, Adnan Keklik, Fahrettin Keklik, Kenan Öz, Abdurrahman Şahin, Uğur Yıldız ve Şaban Yılmaz feci şekilde can verdi…
BİLİRKİŞİ RAPORU HAZIRLANDI
Olayın hemen ardından başlatılan soruşturmada teknik ekip incelemeler yaptı ve bilirkişi raporu hazırladı. Altın madeni ocağını işleten şirkette mühendis, yönetici ile idareci pozisyonunda çalışanlardan, global projeler başkan yardımcısı J.H. ve Kanadalı yöneticisi I.R.G’nin de aralarında bulunduğu 13 kişinin asli kusurlu olduğu kanaatine varıldı.
ÇED VERENLER DE KUSURLU BULUNDU
Raporda ayrıca, 7 Ekim 2021 tarihinde Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu Kararı veren yetkililerin de asli kusurlu olarak değerlendirildiği bilgisine yer verildi. 26 kişinin tali kusurlu olduğu aktarılan raporda, kazada "kaçınılmazlık unsuru"nun bulunmadığı kanaati yer aldı.