‘İlk derlemeleri fındık bahçelerinde yaptım’

Ordu’nun yukarılarında Aybastı’dan, Gölköy’den, yüksek yerlerden gelen insanlar, fındık toplarken türküler söylüyorlardı…. Onun için her fındık zamanı elimde teyple, Ordu'ya gelir türküleri dinler ve kaydederdim.

1977yılı Ankara-Elmadağ klip çalışması. Soldan sağa, Ertuğrul Eraslan-Erşan Başbuğ- Yalçın Gökçebağ -Mehmet Onbaşıoğlu- Şarkıcı Alpay-THM sanatçımız Tuğrul Şan

Bu hafta, TRT sanatçısı İbrahim Can ile birlikte, Tuğrul Şan hocamız ile derlediği türküleri, emekliliğini ve sonrasında kurduğu müzik okullarını konuştuk. Bu arada o dönemde baş rol oynadığı dört filmin hikayesini gelin birlikte dinleyelim.

  • Türkü derlemesi yaptınız mı?

Çok derleme yaptım. 1975 yılında, biriktirdiğim derlemeleri repertuar kuruluna verdim. 

Yedi türkü repertuvara girdi. Bundan bir ay önce de dokuz adet daha gönderdim. Altısı repertuara kabul edildi. Bir hafta önce de yedi adet daha gönderdim, bakalım kabul edilecek mi? Bundan sonra da derleyip göndereceğim.

SANATÇININ EMEKLİSİ OLMAZ

  • Emeklilikten sonra da derlemeye devam ettiniz…

Gayet tabii. Sanatçının emeklisi olmaz.

  • Türkülerin derleme süreçlerini anlatabilir misiniz?

Radyo’da iken ilk derlemeleri fındık bahçelerinde yaptım. Ordu’nun yukarılarında Aybastı’dan, Gölköy’den, yüksek yerlerden gelen insanlar, fındık toplarken türküler söylüyorlardı. Çocukluğumdan hatırlıyordum. Onun için her fındık zamanı elimde teyple, Ordu'ya gelir türküleri dinler ve kaydederdim. Akşamları otururken söyledikleri türküleri de kayıt altına alırdım.

  • İlk derlediğimiz türkü hangisiydi?

 İlk derlediğim türkülerden biri Ordu Aybastı yöresinden;

“Dere kenarında (babam) duzak gurdular

İk'elime vura vura sual (da) sordular” oldu.

  • Türkünün hikayesi var mı?

Dere kenarında tuzak kurdular, sözlerine bakarsan zaten hikayesi ortaya çıkıyor. “Dere kenarında tuzak kurdular, iki elime vura vura sual da sordular”. Demek ki iki aile arasında bir husumet var. Çocuğu yakalamışlar, ıssız bir yerde ellerini bağlamışlar, dövmüşler ve orada öldürmüşler. Anası da duyuyor, el çırpa çırpa acı içinde geliyor. İkinci kıtasında, anasının acısı anlatılıyor.

EMEKLİ OLDUM MÜZİK OKULU AÇTIM

  • Ne zaman emekli oldunuz?

24 sene oldu emekli olalı. 49 yaşında erken emekli oldum. Birikimlerimi paylaşmak, gençleri eğitmek için Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir müzik okulu açmaktı niyetim. Emeklilik dilekçemi verdim ve iki katlı bir bina kiraladım. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı enstrüman ağırlıklı derslere başladık.

  • Kaç yılında? Okul hala var mı?

1993’te emekli oldum ve hemen okulu açtım. Okulu 2017'de kapatmak zorunda kaldım. Kapatmak için dilekçe verdim, Milli Eğitim, “Kapatamazsınız, öğrencilerinizi mezun etmeniz gerekir” dediler. Bir sene de öyle bekledim ve 2016'da da kapatacağım okulu, 2017'de kapatmış oldum. İyi ki de kapatmışım bu salgın döneminde ne olurdu halimiz.

  • Sizin film çalışmalarınız da var.  Biraz bahseder misiniz?

Dört film çevirdim, üçü piyasaya çıktı.

  • Filmlerin ismini hatırlıyor musunuz?

Tabii ki. İlk filmim “Hasret Yorgunu”. Engin Aksu, Turgut Özatay var, İnci Saner, Zeyno Çilem diye bir bayan vardı. Senaryo benim üzerime kurulu olduğu için öbürleri önemli değil diyorlardı. Filmde en fazla tanınan Turgut Özatay’dı. Sonrasında adları, “Denizler Şahidimdir”, “Beyaz Zehir”, “Dökülen yapraklar” diye dört film çekildi. “Dökülen yapraklar” seslendirmesi yoktu, rejisör de vefat edince öyle kaldı. Bilmiyorum ne oldu.

KAMİL SÖNMEZ’E TELEVİZYONDA OKUMASI İÇİN TÜRKÜ VERDİM

İ. Can: Ordu deyince bir dörtlü var. Kamil Sönmez, Ümit Tokcan, Tuğrul Şan, Ali Rıza Gündoğdu, araya genç Seyfettin Tomakin de girdi. Coşkun Gök sonradan geldi, Ankara'da aynı evi paylaşmıştık.

Kamil Sönmez tiyatrocuydu. Televizyonlarda yapımcılık yapan Erşan Başbuğ ile çok iyi arkadaştı. Bir gün, “birkaç türkü öğren seni televizyona çıkaralım” demişler. Kamil Sönmez beni aradı, “Televizyonda okumam için bana türkü verir misin?” dedi. Olur, niye vermeyeyim dedim. “Gemiciler kalkalım” türküsünü öğrettim ona. O türküyle meşhur oldu. Benim derlemelerimi hep okudu. Ümit Tokcan ile Ankara'da çok sesli koroda tanıştık. Biz okurken o askerdi o zamanlar, bize gelirdi. Benden dört yaş büyüktür.

Sonraki Haber