İlk milli helikopterin motoruna güç veren mühendis gururlandırıyor
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nde (MAM) 30 yıldır çalışmalar yürüten Doç. Dr. Havva Kazdal Zeytin, ülkenin ilk milli helikopter motorunda kullanılan türbin kanatçıklarının üretilmesinde yer alarak gösterdiği başarıyla gururlandırıyor.
Yüksek lisans eğitiminin ardından yaklaşık 4 yıl özel sektörde mühendis olarak çalışan Zeytin, araştırma tutkusu ağır basınca 1991'de başvurduğu ilan üzerine TÜBİTAK MAM'da çalışmaya başladı.
Burada yaptığı çalışmalarla Türk sanayisi için önemli kazanımlar sağlayan Zeytin, son olarak en kritik teknolojiler arasında yer alan tek kristal türbin kanatlarının TÜBİTAK ve TEI iş birliğiyle üretilmesinde önemli rol oynadı.
‘150 İŞÇİNİN ÇALIŞTIĞI ALÜMİNYUM PİSTON FABRİKASINDA İŞE BAŞLADIM’
Doç. Dr. Havva Kazdal Zeytin, yaptığı açılamada, Rize'nin Muradiye köyünde dünyaya geldiğini ve ilkokulu bitirene kadar köyde yaşadığını söyledi.
Zeytin, İstanbul'da bir iş yeri açan babasının ailesini de yanına aldığını anlatarak, "1973 yılında çıktım Rize'den. Muradiye İlkokulundan çıkıp İstanbul Nişantaşı'nda okula başlayınca sudan çıkmış balık gibi oluyorsunuz. Konuşmam da düzgün değildi, Karadeniz ağzıyla konuşuyordum. Ortaokula başladığım zaman sınıfta ayırt ediliyordum ama çok kısa sürede adapte oldum." diye konuştu.
İstanbul Teknik Üniversitesi Metalurji Mühendisliği Bölümünden mezun olduğunu, yüksek lisansını da aynı üniversitede yaptıktan sonra özel sektörde çalışmaya başladığını aktaran Zeytin, "24 yaşında kadın mühendis olarak 150 işçinin çalıştığı bir alüminyum piston fabrikasında işe başladım. Dökümhanede 2,5 yıl kadar çalıştım. Tek kadın mühendistim. Orası bana çok şey kattı." ifadelerini kullandı.
‘İÇİMDEKİ ARAŞTIRMA DUYGUSU ÇOK YÜKSEKTİ’
Zeytin, daha sonra Dilovası'nda Türkiye'nin en büyük alüminyum fabrikalarından birinde 1,5 yıl çalıştığını dile getirerek, "Üretim planlamada çalıştım ama bana yeterli gelmiyordu. İçimdeki araştırma duygusu çok yüksekti. TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsünde açılan ilana başvurdum. 1991'de Malzeme Enstitüsünde çalışmaya başladım." dedi.
TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsünde 30 yıldır birçok projede görev aldığını belirten Zeytin, şöyle devam etti:
"Çok çeşitli projelerde çalıştım ama en büyük projemiz 2005'te Kalkınma Bakanlığından bir destekle otomotiv çelikleriyle ilgiliydi. Bu projeyle çelik çalışmaya başladık. Çok güzel işler yaptık, yüksek mukavemetli ve hafif çelikler yaptık. Bunlar özellikle otomotiv için çok önemli. Buhar türbin kanadı projesi vardı, bir dövme firmasıyla birlikte yapmamı istediler. 'Türkiye'de kimse yapamaz.' deniliyordu. 2012'de alıp 2013'te ilk buhar türbin kanatlarını teslim ettik."
‘2015’TE UÇAK MOTOR TÜRBİN KANATLARININ PROTOTİPİNİ TEK KRİSTAL OLARAK ÜRETTİK’
Zeytin, havacılıkla ilgili milli projeler başlayınca Savunma Sanayi Müsteşarlığının TÜBİTAK üzerinden SAVTAG projesi açtığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz de projeyi kollamaya başladık fakat dökümhanemizin altyapısı yetersizdi. Bir fizibilite raporu hazırladık ve bütçe istedik. İlk desteğimiz 2013'te TÜBİTAK MAM'dan geldi. O bütçeyi aldıktan sonra dökümhanemizdeki vakum indüksiyon ocağımızı sipariş ettik. Ocağımız geldikten sonra 2015'te uçak motor türbin kanatlarının prototipini tek kristal olarak o cihazda ürettik. Turboşaft motor geliştirme görevi TEI'ye, o motorun türbin kanatlarının geliştirilmesi görevi de TÜBİTAK MAM'a verildi. Biz bir konsorsiyumla projeye girdik. Ben de kritik metaliz malzemeler grubunun lideriydim ve bu görev bana verilmişti. Proje yazılmasından, Ar-Ge planlamasından, ekipmanların alınmasından, seçilmesinden, teknik şartnamelerinin hazırlanmasından, eğitiminden ekibin kurulmasına kadar ben sorumluydum."
Projeye 10 kişiyle başladıklarını ekibi büyüterek 30 kişiyle çalışmalarına devam ettiklerini anlatan Zeytin, "Teknolojiye hakim olduktan sonra TEI turboşaft motorunun birinci ve ikinci kademe türbin kanatlarının üretimini bize verdi. Biz 2018'den beri de onlar için çalışıyoruz. Yani prototip üretim yapıyoruz. Bizim ürettiğimiz türbin kanatları TEI'nin geliştirdiği motora takılacak. Önce yerde denenecek, sonra Gökbey'e takılacak. İnşallah TEI'nin motoru ve bizim türbin kanatlarımızla uçtuğunu da görürüz. Bundan sonra da çalışmaya devam ediyoruz. TEI motoru geliştiriyor. Motoru geliştirdikçe de malzemeyi geliştirmemiz gerekiyor. Biz de işin malzeme geliştirme ayağında her zaman olmayı ümit ediyoruz." ifadelerini kullandı.
‘BİLİM KADINLAR İÇİN GÜZEL BİR ALAN’
Zeytin, kadının dünyadaki rolüne değinerek, "Kadın olarak metalurji gibi ağır sanayide çalışmak hiç kolay değil. Hele dökümhane, çelikhane gibi gerçekten ağır sanayinin en ağır koşullarında çalışmak kolay değil ama bunu da başarabiliyorsunuz. İnanmak çok önemli." diye konuştu.
Türk kadınının zeki ve çalışkan olduğunu vurgulayan Zeytin, "Hayatı tek başına idame ettiren çok kadın var ama şans verilmemiş. O kadınlar iş hayatına katılsa ben ülkemizin çok daha hızlı kalkınacağını düşünüyorum." dedi.
Zeytin, bilimin kadınlar için güzel bir alan olduğuna işaret ederek, "Bizim ön sezilerimiz çok kuvvetli. Çok farklı bakabiliyoruz ve araştırmacılığın da böyle olması gerekiyor. Ön sezilerin ve duygusal zekanın çok yüksek olması gerekiyor. O yüzden kadınların bilim alanında çok başarılı olacağına inanıyorum ama özverili çalışmak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.