İlk Serebral Palsili Uzay Mühendisi Karakaş: Özel çocuklara ilham oldu
Serebral palsi ile dünyaya gelen Turgay Karakaş, eşine az rastlanan bir başarıya imza attı. Uzay mühendisliği için uzay bilimleri bölümünü okudu üstüne matematik, fizik ve kimya alanında yan dal yaptı. SERÇEV’in Başkanı Karakaş, özel çocuklara öyküsü ile ilham veriyor
Türkiye 25'ncisi olduğu üniversite sınavının ardından astronomi ve uzay bilimleri bölümünde, aynı anda üç yan dal yaparak Türkiye'nin ilk uzay mühendislerinden biri olan serebral palsili Turgay Karakaş, TÜBİTAK'ta savunma sanayinin önemli projelerinde rol alıyor. Karakaş ayrıca SERÇEV (Serebral Palsili Çocuklar Derneği )Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor.
Halk arasında "beyin felci" olarak da bilinen SP ile dünyaya gelen 44 yaşındaki Turgay Karakaş, fiziksel engeli sebebiyle yaşadığı zorluklar ve okul sıralarında gördüğü ayrımcılığa inat, eşine az rastlanır başarılara imza attı. Öğretmen babası ve ev hanımı annesinin desteğiyle okulda matematiğe ilgili ve başarılı bir öğrenci olan Karakaş, 1994'teki üniversite sınavında sadece sayısal sorulara cevap vererek ilk 25'e girdi. Çocukluk hayali uzay alanında eğitim almak isteyen Karakaş, o dönem uzay mühendisliği bölümü olmadığı için tek tercih yaptığı Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'ne yerleşti.
Uzay mühendisliği için gerekli yeterliliği sağlayabilmek amacıyla aynı anda matematik, fizik ve kimya alanında yan dal yapan, mühendislik için gerekli fark derslerini de gören Karakaş, TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü'nde (SAGE) görev yapmaya başladı.
UZUN MENZİLLİ İLK SEYİR FÜZESİNİN MİMARLARINDAN
Hemşire eşi ve 3 yaşındaki kızıyla mutlu bir hayat süren Karakaş, yaşam öyküsü ile özel gereksinimli çocuklara umut ve ilham veriyor. Türkiye'nin ilk uzay mühendislerinden olmanın kendisi için gurur verici olduğunu vurgulayan Karakaş, ortaokuldaki Türkçe öğretmenin kendisini rencide etmesi ve buna çok üzülmesi nedeniyle üniversite sınavında Türkçe sorularını çözmediğini söyledi.
Fakültede yüksek lisans ve doktorasını tamamlamasının ardından TÜBİTAK SAGE'de çalışmaya başladığını belirten Karakaş, "Türkiye'nin uzun menzilli ilk seyir füzesi, SOM füzesinin projesinde çalıştım. Şu anda da SAGE bünyesinde yürütülen bütün projelerde aktif rol aldım” dedi.
Karakaş, ablasının, kız kardeşinin, anne ile babasının kendisine her zaman destek olduğunu, okuma yazmayı, çarpım tablosunu okul döneminden önce annesinden öğrendiğini vurgulayarak, çocukluk döneminde en çok ortaokulda zorlandığını, akran zorbalığına maruz kaldığını dile getirdi.
‘MATEMATİK BENİM HAYATIM’
Devlet okullarında okuduğunu, lise döneminde dünya çapında düzenlenen fizik ve matematik olimpiyatlarına katılarak, dereceler aldığını da aktaran Karakaş, dershane sınavlarında hep derece aldığı için aynı anda üç dershaneye ücretsiz gittiğini ifade etti. Turgay Karakaş, "Matematik benim hayatım. Şu anda da özel ders veriyorum, dört öğrencim var. Onlara da matematiği sevdirmeye çalışıyorum. Kendimi en iyi matematikle anlatabiliyorum. Çocukken mahallede çocuklarla tartışıp onlardan dayak yediğimde annem hep 'Sen onları bilginle, matematikle döveceksin' derdi. Ben de hayatım boyunca kendimi matematiğe verdim" diye konuştu.
Karakaş, üniversite yıllarının ortaokul ile liseye göre daha keyifli geçtiğini, bilgisi ve düşünceleriyle çevresinden hep değer gördüğünü belirtti. Karakaş, özel gereksinimli bireyler için en zorlu dönemin çocukluk olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklar, bazen inanılmaz acımasız olabiliyor, birçok şeyi söyleyebiliyor. Oradaki travmaların çözülmesi gerçekten çok zor. Babam çocuklar gelip benimle oynasın diye hep en güzel, pahalı oyuncakları bana alırdı. Bir o kadar zor bir dönem de ergenlik. Kendini karşı cinse beğendirmek, kendi oluşumunu sağlamak çok zordu. Ama şu andaki durumuma baktığımda, serebral palsili bir birey olarak Türkiye'nin en ciddi, verimi yüksek kurumlarından birinde çalışıyorum. Diğer serebral palsili çocuklara örnek olabilmek beni çok mutlu ediyor.
Bizler hasta değiliz, SP, sarı saç, mavi göz, büyük burun, küçük kulaklı olmak gibi bir farklılık. Hiç yürüyemeyen, konuşamayan arkadaşlarımız da var benim gibi kendi kendine yetebilenler de var. Bizim için hiçbir şey kolay olmuyor ama imkansız diye bir şey de yok, sadece biraz zaman alıyor."
Karakaş, özel gereksinimli çocukların sağlığı, eğitimi ve istihdamı için devletle projeler yürütmek istiyor.