İncirlik ve Kürecik resti

Washington-Ankara arasındaki gerilim tırmanmaya devam ediyor. Çavuşoğlu, ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması durumunda İncirlik ve Kürecik’in gündeme geleceğini açıkladı. İncirlik’in yanı sıra Kürecik’in de gündeme getirilmesi NATO’ya da mesaj niteliği taşıyor

ABD, Türkiye’nin S-400 konusunda geri adım atmaması ve testlere başlaması sonrasında Türkiye’ye yönelik tehditlerini artırdı. Halkbank dosyası yeniden ısıtılırken, Türkiye’ye yaptırımlar konusu yeniden öne çıktı. ABD Temsilciler Meclisi ve Senato’nun Silahlı Hizmetler Komisyonları, Trump yönetimine, Rus S-400 füze savunma sistemini satın aldığı için Türkiye’ye yaptırım uygulanması çağrısı yaparken, 2020 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası olarak bilinen savunma bütçesi, Kongrenin iki kanadının geçirdiği tasarıların birleştirilmesiyle son halini aldı. Senato ile Temsilciler Meclisinde değişiklik teklif edilmeden oylandıktan sonra yasalaşmak üzere ABD Başkanı Donald Trump’a sunulacak olan yasanın Türkiye ile ilgili kısmında, Türkiye’ye, Amerika’nın Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında yaptırım uygulanması gerektiği ifade ediliyor.
Yasada ayrıca Türk Akımı da hedef alınıyor: “Bu yasanın kanunlaşmasından sonra 60 günde ve sonraki her 90 günde Dışişleri Bakanlığı, Hazine Bakanlığına danışarak, Kuzey Akımı 2 ve TürkAkım projeleri veya bu projelerin yerine inşa edilecek diğer projelerin inşası için deniz seviyesinden 100 fit ve üzeri derinliğe boru hattı döşeyen gemilerin saptanmasına ilişkin raporu, ilgili kongre komitelerine sunacaktır.”

CUMHURİYETÇİLER VE DEMOKRATLAR İŞBİRLİĞİ İÇİNDE
ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosunda Türkiye’ye yönelik tutumda Cumhuriyetçilerin ve Demokratların birlikte hareket ettikleri gözleniyor. ABD’nin Türkiye’ye yönelik sıkıştırma hamlelerinin Türkiye’nin Libya ile Doğu Akdeniz’i kapsayan anlaşması sonrası artması da dikkat çekiyor.

TÜRKİYE’DEN REST
Bu gelişmeler yaşanırken Türkiye’den ABD’ye sert tepki geldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ABD’de Türkiye aleyhine yaptırım kararı alınması durumunda İncirlik ve Kürecik’in de gündeme gelebileceğini söyledi. Çavuşoğlu, AHaber’de katıldığı canlı yayında şu mesajları verdi:

LİBYA İLE ANLAŞMA
Libya ile ilgili anlaşmamız hukuka uygundur. Libya ile sismik ve sondaj çalışması yapabiliriz. Yunanistan veya AB’nin bu konuda uluslararası hukuku ve adalet divanını ilgilendiren konularda mahkeme gibi karar vermesi doğru değil. Kıta sahanlığımızda izinsiz kimse çalışma yapamaz. Kıta sahamıza izinsiz girilirse engelleriz. Rum kesiminin KKTC ile bir anlaşmaya varması lazım. Yunanistan’ın da Türkiye ile işbirliği içinde olması lazım. Mısır’la siyasi ilişkilerimiz kötü ama iş adamları, turizm vb ilişkiler devam ediyor. Yönetimle problemimiz var, Mısır halkıyla sorunumuz yok. Bugün hazırız demek hepsi ile aynı gün yapacağımız anlamına gelmez. Şartlar oluştuğu zaman tüm Akdeniz ülkeleriyle çalışırız.

İNCİRLİK, KÜRECİK
ABD’de Türkiye aleyhine yaptırım kararı durumunda İncirlik ve Kürecik de gündeme gelebilir.
ABD’nin YPG/PKK ile ilişkisi devam ediyor. ABD şu anda Suriye’deki güvenli bölgeden çekildi. ABD’nin YPG/PKK’ya verdiği her yardım suçtur, uluslararası terörizmin finansmanı kapsamına girer. Bizim harekat bölgemizde ABD gücü yok. Biz terörle mücadele için varız, olmaya devam edeceğiz. Rusya, “Teröristler çekilmezse siz temizlersiniz” dedi. Terör tehdidine karşı Türkiye’nin tedbir alma hakkı var.
Sözde Ermeni soykırım tasarısı, ilişkilerimizi geri dönülemez bir noktaya götürür.

KÜREKCİK NATO'YA İNCİRLİK ABD'YE YANIT

Eski Milli Savunma Bakanı Barlas Doğu: ABD Türkiye’nin egemenlik haklarına müdahale ediyor. Türkiye’ye yaptırım uygulayarak istediği gibi davranmasını istiyor. Bu kabul edilemez. Eğer ABD Türkiye’ye yaptırım kararı alınırsa eş zamanlı olarak İncirlik ve Kürecik’in faaliyetleri durdurulmalıdır. Türkiye kamuoyu da bu konuda hazırlanmalıdır. Meclisimiz bu konuda birlikte hareket etmeli bütün partiler ortak tutum içinde olmalıdır. Ayrıca Meclis Başkanlığımız da harekete geçmeli Uluslararası Parlamenterler Birliği’nde Türkiye’nin haklılığını anlatmalıdır.

HALKIN DESTEĞİ TAM
Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş: ABD bu konuda yapılan açıklamalardan çok halkın bu konuya desteğini dikkate alır. Şu anda halkta Amerika’ya karşıtlık en üst seviyelerde. Amerika’yı düşman olarak görüyor. Halkın çok büyük bir bölümü İncirlik ve Kürecik’in kapatılmasına destek veriyor. ABD’yi korkutan da bu. Bunun yanında başka gelişmeler de var. Türkiye ABD’nin kırmızı çizgi diye koyduğu barikatları aştı. Bunun en somut iki örneği S-400 alımı ve Fırat’ın doğusuna yönelik Barış Pınarı Harekatı. ABD Türkiye’nin bu kararlılığından tedirgin. İncirlik ve Kürecik konusunu da böyle değerlendirdiğini sanıyorum.

İNCİRLİK’İ BAŞKA ÜSLERLE TELAFİ EDEMEZLER
Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal: Bakan Çavuşoğlu’nun İncirlik ve Kürecik resti yerindedir. İncirlik NATO’ya ait değil. İkili anlaşmalar çerçevesinde Amerika tarafından kullanılıyor. İncirlik’in öneminin kalmadığı doğru değil. İncirlik, Amerika açısından çok önemli. İncirlik’in bölgedeki başka üslerle telafi edilmesi de mümkün değil. Kürecik ise NATO’ya dahil. Ufuk ötesi radarlar var. İran’a ve Rusya’ya karşı yerleştirilmiş bir sistem. İsrail’e de bilgi gittiği çok açık. Bakanın hem İncirlik’i hem Kürecik’in gündeme getirmesi önemli. Hem ikili anlaşmalardan hem NATO içinden karşılık verilmesi gündemde. Bu durum NATO içindeki diğer müttefiklere de anlatılmalı. ABD’nin yaptıklarının müttefiklikle bağdaşmadığı aktarılmalı. Diğer ülkelerin baskı yapması sağlanmalı.
Biz İsrail’in canını yakacak hiçbir tutum alamadık. Ama İsrail hem Amerika’daki kulis faaliyetleriyle, hem de bölgemizdeki ittifaklarla bize zarar veriyor. Kürecik’in faaliyetlerinin durdurulması en fazla İsrail’e zarar verir. Bu arada, Türkiye İncirlik ve Kürecik hamlelerini yaparken bölge ülkeleriyle ilişkilerini düzeltmelidir.

TÜRKİYE İÇİN TEHDİT ÜSSÜ!

1951 yılında inşaatına başlanan ve 1954’de tamamlanan üs, ABD’nin dünya çapında “Ana Harekat Üssü” statüsü verdiği az sayıda üsten biri. Özellikle coğrafi konumu ve yerleşik düzeniyle ABD’ye Orta Doğu bölgesindeki operasyonları için maliyet ve zaman açısından önemli avantajlar sunuyor.
ABD, 1970’li yılların ortasında, Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya karar verdiğinde Ankara da buna İncirlik’le yanıt vermiş ve ABD’nin kullanımındaki üsleri kapatarak buraların kontrolünü TSK’ya devretmiş ancak ambargonun kaldırılmasından sonra tekrar ABD’ye açılmıştı.
İncirlik kurulduğu günden beri Türkiye’yi ateş hattında bırakacak faaliyetlerin merkezinde oldu:
-1958’de ABD’nin Lübnan saldırısında kullanıldı.
-1960’ta İncirlik’ten havalanan U-2 uçağı Sovyetler Birliği toprakları üzerinde casusluk yaparken düşürüldü. Türkiye bu olayı uçak düşürüldükten üç gün sonra Sovyet makamlarının açıklasıyla öğrendi.
-1978’de Filistin’in Tel-Zaatar kampının İsrail tarafından bombalanmasına ABD, İncirlik’ten lojistik destek verdi.
-1986’da Libya, İncilik’ten kalkan uçaklarca bombalandı.
-1991 Birinci Körfez Savaşından 2003 Irak’ın işgaline kadar olan 12 yıl boyunca İncirlik Üssü, Kuzey Irak’ta kukla devlet kurulmasıyla sonuçlanan “Çekiç Güç” için yoğun olarak kullanıldı.
-IŞİD’le mücadele kapsamında gerekçesiyle yürütülen ve PKK/YPG’nin Suriye’nin kuzeyine yerleşmesiyle sonuçlanan Suriye operasyonlarına İncirlik aktif olarak kullanıldı.
Tüm bunlara rağmen İncirlik’i Türkiye için daha büyük tehdit haline getiren üsteki ABD uçaklarından atılabilen “50 adet B61-12” tipi termonükleer bombalara ev sahipliği yapıyor olması. ABD ve Rusya’nın Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF)’ndan çekilmesi ve ABD’nin Doğu Avrupa ülkelerine NATO üzerinden füze yerleştirmeyi gündemine almasıyla İncirlik’teki nükleer varlığı ülkemizi “nükleer hedef” konumuna getirdi.

KÜRECİK İSRAİL’İN GÜVENLİĞİNİ SAĞLIYOR
Öte yandan 2012’de NATO maskesiyle Malatya’nın Kürecik ilçesine kurulan ABD yapımı AN-TPY-2 radarının ana amacı İsrail’e fırlatılabilecek balistik füzeleri önlemek olmakla birlikte İran ve gerektiğinde Rusya’yı da izlemek için kullanılıyor. Özetle Türkiye topraklarında ilişkilerin hızla geliştiği Rusya ve komşu İran’a karşı İsrail’in güvenlik bekçiliği yapılıyor. Dolayısıyla Kürecik’teki radar Rusya ve İran’ın büyük tepkisini çekiyor.

SENATO DIŞ İLİŞKİLER KOMİSYONU BAŞKANI RISCH: ARTIK YOLUN SONUNA GELİNDİ

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nun gündeminde Türkiye’ye hem Suriye operasyonu hem de S-400 alımı sebebiyle yaptırım uygulanmasını öngören tasarı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretinde görüştüğü beş Cumhuriyetçi senatörden biri olan Jim Risch S-400 konusunda çok sabır gösterdiklerini belirterek şu tehditlerde bulundu: “Beyaz Saray’da görüştüğümüzde konuyla ilgili müzakereler sürdüğü için bir süre bunu askıya almam istendi. Ben de iyi niyetli görüşmeler yapıldığını düşündüm. Dışişleri Bakanı ilerleme sağlanabileceği görüşündeydi. Ama Erdoğan dönüş yolunda S-400’lerden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Bir yılı aşkın süredir Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve bütün diplomatlara S-400 olursa F-35’in olmayacağını, S-400ler Türkiye’de olursa yaptırımlara maruz kalacaklarını anlattım. Erdoğan böyle bir açıklama yapınca hayal kırıklığına uğradım. ‘Tasarıyı getirme zamanı’ dedim. Türkiye iyi bir NATO müttefiki oldu. Rusya’ya karşı kurulan NATO’nun bir üyesiyken neden Rusya’ya yanaştıklarını gerçekten anlamıyoruz. Her egemen devlet kendi kararını verir elbette ama bunun sonuçları olur. S-400 sebebiyle Türkiye’ye CAATSA yaptırımlarının uygulanması konusunda çok sabır gösterdik. Artık yolun sonuna gelindi. Parti sona erdi. Türk hükümeti NATO müttefiki olmak istiyorsa, NATO müttefiki gibi davranmalıdır. Davranmazsa da bunun kötü sonuçları olur.”

'S-400'DEN VAZGEÇME SÖZ KONUSU DEĞİL'

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da S-400’ler konusunda net konuştu. Akar şunları söyledi: “S-400’den vazgeçmek diye bir şey söz konusu değil. Bu sistem varken nasıl bir çözüm bulabiliriz bunun üzerinde durmamız gerekiyor.
Türkiye’nin korunması ve kollanması için uzun menzilli, bölgesel hava ve füze savunma sistemi S-400’ün tedarik süreci devam ediyor. İki batarya Türkiye’ye intikali tamamlandı ve kuruluş aşamaları devam ediyor. Kuruluş derken yerleri bakımından değil, bunlar kurulacak, testi, çalışması yapılacak. Personel eğitimi devam ediyor, aralık sonunda bitmesi bekleniyor. Personelimiz şu anda Rusya’da onlar gelecek onların öğretmen bölümü var, ilave eğitim alacaklar. O öğretmenler, gelip Türkiye’deki personeli eğitmeye devam edecek ve muhtemelen de bahar 2020’de gerçekten bu kurulum gerçekleşecek ve faaliyetler yürütülmeye başlanacak.
İkinci bir filo için de ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını, görüşmelerini sürdürüyor. Bizim bazı kriterlerimiz var, bu kriterler çerçevesinde yani teknoloji transferi, ortak üretim, bunların ortak ihracatı, teknolojinin gelişmesi, modernizasyon vesaire bunlar yapılırken bizim bir tarafta Hisar diğer tarafta Siper hava savunma sistemlerimiz de çalışmalarını sürdürüyor. Bunlar da önümüzdeki dönemde inşallah kendi milli ve yerli üretimimiz olarak ortaya çıkacak, silahlı kuvvetlerimizin hizmetine verilecek. Bir tarafta S-400 tedariki diğer tarafta da milli ve yerli üretim çalışmamız iki banttan devam ediyor.”

ECONOMIST: REHİN ALINMASI RİSKİ VAR

İngiltere’de yayımlanan haftalık The Economist dergisi Londra’da yapılan NATO zirvesi öncesinde Türkiye’deki nükleer silahlarla ilgili bir yazı yayınlamıştı. Türkiye’de konuşlandırılmış Amerikan nükleer silahlarının ABD ve Avrupalı NATO müttefiklerinde kaygılara yol açtığı belirtilen yazıda şu noktalara dikkata çekilmişti: “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı 2016’da yapılan başarısız darbe girişimi sırasında, isyancıların elindeki F-16 savaş uçaklarına yakıt ikmali yaparak İstanbul ve Ankara’yı tehdit etmelerine olanak veren tankerler İncirlik’ten kalkmıştı. Erdoğan rejiminin buna yanıtı üssün elektriğini kesmek ve komutanını gözaltına almak oldu.
Bu Washington’da silahlarının güvenliği ve Türkiye ile ilişkiler gerginleştiğinde bu silahların rehin alınması riski konusunda alarm zillerinin çalmasına yol açtı. İncirlik Üssü’ne üst düzey yetkililer yollandıysa da bombaların çekilmesine gerek olmadığı sonucuna varıldı. Nükleer savaş başlıkları sadece bir kod kullanılarak aktif hale getirilebiliyor ve saklandıkları kasalar elektrik kesintisi durumunda kendiliğinden kilitleniyordu. Bu da Amerikan güçlerine, gerektiğinde üsse askeri güç kullanarak ulaşmak için zaman sağlıyordu. Ne var ki son yıllarda Amerika yine de bombaları üsten gizlice kaçırıp yerine kuru sıkı başlıklar takmayı düşündü.”

Sonraki Haber