İngilizler finansal baronların altında inliyor

Finansallaşma, İngiltere’de gelir uçurumunu açtı. Konuyu Aydınlık Avrupa'ya değerlendiren Jeopolitik Ekonomi Araştırma Grubu Direktörü Prof. Dr. Radhika Desai, İngiltere’nin en eşitsiz ülke olmasının, en neoliberal ve en finansallaşmış ekonomi olmasıyla ilgili olduğunu vurguladı

İngiltere, Avrupa’nın büyük ülkeleri arasında zengin ile yoksul arasındaki uçurumun en yüksek olduğu ülke. Diğer yandan, artan finansallaşmanın körüklediği, uzun süredir yaşanan durgunluk ve yatırım düşüklüğü, ülkeyi yalnızca kamu müdahalesiyle çözülebilecek sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Resolution Foundation, “Durgunluğu Bitirmek: Britanya için Yeni Bir Ekonomik Strateji” başlıklı bir rapor yayınladı. İngiltere’deki durgunluğun nedenlerinin sıralandığı raporda, düşük büyüme, yüksek eşitsizlik ve nesiller arasında açılan gelir farklılığı gibi örnekler üzerinde duruldu. Raporu ve İngiltere’deki gelir eşitsizliğinin nedenlerini Jeopolitik Ekonomi Araştırma Grubu Direktörü ve Manitoba Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Radhika Desai, Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi.

Jeopolitik Ekonomi Araştırma Grubu Direktörü ve Manitoba Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Radhika Desai

İNGİLİZ İŞÇİLERİ FRANSIZLARDAN YÜZDE 27 DAHA YOKSUL

Rapora göre, orta gelirli İngiliz hanehalkları, Fransızlardan yüzde 9 oranında, düşük gelirlileri ise aynı gelirdeki Fransız hanehalklarından yüzde 27 oranında daha yoksul. Öte yandan, yeni nesiller eskilere göre önemli ekonomik dezavantajlara sahip. 1980-2000 arasında doğan çocukların ev sahibi olma ihtimalleri, ebeveynlerinin ancak yarısı kadar. Gelir eşitsizliği ise, diğer büyük ekonomilerin çok yukarısında. Rapora göre, İngiltere eğer, gelir eşitsizliği seviyesini Avustralya, Kanada, Almanya, Fransa ve Hollanda’dakine yaklaştırabilirse ortalama bir hanehalkının geliri yüzde 25 oranında (8300 sterlin) artarken, en yoksul kesimlerin geliri de yüzde 37 oranında yükselecek.

İNGİLTERE ‘EN NEOLİBERAL’ OLDUĞU İÇİN ‘EN EŞİTSİZ’

Prof. Dr. Radhika Desai, İngiltere’nin Avrupa’daki en neoliberal ülke olduğunu ve bunun da eşitsizliği sürekli derinleştirecek şekilde ülkenin neredeyse tamamen finansallaşmasına yol açtığını vurguladı:

“İngiltere’nin Avrupa’daki en eşitsiz ülke olmasının sebebi, en neoliberal ülke olmasıdır. En neoliberal ülke olmanın doğurduğu çeşitli sonuçlar vardır. Birincisi, bir araya gelince oldukça zehirli olan bir ikili İngiltere’de büyük ölçüde finansallaşmış bir ekonomi yarattı: kırk yılı aşkın süredir tüm büyük siyasi partiler tarafından büyük hevesle savunulan neoliberal politikalar ve finansallaşmış bir burjuvazinin mirası.

Thomas Piketty gibi önde gelen akademisyenler kapitalizmin kendisinin eşitsizliğe yol açtığını iddia etseler de, gerçek şu ki, endüstriyel ve üretken kapitalizm tarihsel olarak çok daha düşük eşitsizlik seviyeleriyle ilişkilendirilirken, neoliberal paradigma altında eşitsizlik tam da finansallaşma nedeniyle artmıştır. Finansallaşma, zenginlerin paralarının gücüyle daha da zenginleşmesine izin vermekte ve işçilerin kendi üretkenlik artışlarından faydalanmalarını engellemektedir.”

‘YOKSULLAR DAHA FAZLA VERGİLENDİRİLİYOR’

İngiltere’nin en adaletsiz vergi sistemlerinden birine sahip olduğunu ifade eden Desai, vergilendirme yönteminin üretken sektörlerin gelişmesine de hiçbir katkı sunmadığını belirtti:

“İkinci olarak, neoliberal kültür, şimdiye kadar görülmüş en gerici vergi sistemlerinden birine karşı daha yüksek bir tolerans yaratmıştır. Bu sistem yoksulları zenginlerden oransal olarak çok daha fazla vergilendirmektedir. Gerekçe olarak da zenginlerden az vergi alınırsa, istihdam ve yatırımın artacağı gösteriliyor ancak son derece finansallaşmış olan bir ekonomide bu yatırım artışları asla gerçekleşmiyor. Aksine, yatırımlar mal ve hizmet üretimine değil finansal piyasalara gidiyor."

‘FİNANS SEKTÖRÜ, ÜRETENLERİN KAYMAĞINI YİYOR’

Desai, gelir adaletsizliğin yanında, servetler arasında açılan uçuruma da dikkat çekti. Uçurumun açılmasına finansallaşmanın rolünün altını çizdi:

“Servetteki artışın kendisi finansallaşmanın doğrudan bir sonucudur. Finansallaşma, servetin hiçbir şey üretmeden, daha ziyade işçi ücretleri ya da devlet gelirleri ve hatta küçük ve orta ölçekli işletmelerin karları gibi gelirlerin kaymağını yiyerek çoğalmasına izin vermektedir. Bu kaymağı üretmenin aracı elbette borçtur. Britanya en yüksek borç yüklerinden birinin altında inim inim inlemektedir. Bu borç, kaymağı sıyırma işlemini gerçekleştiren yapıyı ortaya koymaktadır.”

Sonraki Haber