İngiltere’den haberler… Temmuz'da genel seçimlerden beklentiler

İngiltere’de haftaya bakış! Birleşik Krallık seçimlere hazırlanıyor. Rishi Sunak, Kral Charles ile görüştü. Meyve yetişmeyen İngiltere’de Fas’ın karpuzu ve İspanyan’ın kirazı pazara çıktı… Parkta ölü bulunan Bay Trickett!

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Kral Charles ile görüştü ve açıkladı. Genel seçimler 4 Temmuz'da Birleşik Krallık genelinde yapılacak. Seçimleri mevcut Muhafazakâr Parti'nin açık ara fark ile kaybedeceği biliniyor. Rishi Sunak ve diğer bakanların görevlerinin son haftalarındayız. Normalde bu durumdaki bir hükümetten iktidarını mümkün olduğunca uzatmak için seçimleri en geç zamanda yapması beklenirdi ancak böyle olmadı. Diğer bir olasılık ise İngiltere'nin seçim tarihini ABD seçimlerine göre ayarlaması idi. Böylece ABD' kasımda seçimleri yapacak ve bu tarihten sonra yapılacak İngiltere seçimlerinde de millet ABD ile uyumlu çalışacak bir parti seçme şansına sahip olabilirdi. Bu da olmadı. Acaba neden acil bir seçime gidilme ihtiyacı hissedildi ve bu talep hükümetten gelemeyeceğine göre nereden geldi?

Mayıs ayında Birleşik Krallık'ta yerel seçimler yapılmıştı ve seçimlerde Muhafazakâr Parti büyük kayıp yaşamıştı. Muhtemelen zayıf ve temsil yetkisini büyük ölçüde kaybetmiş bir hükümet ile devam etmeme kararı alındı. Diğer taraftan ana muhalefet partisi olan İşçi Partisi'nin de seçimi kazanacağı net olmakla beraber ne kadar fark ile kazanacağı belli değil. İşçi Partisi'nden kopan İsrail karşıtı ve Filistin destekçisi grupların sesi her hafta yükseliyor ve bu gruplar mevcut İşçi Partisi yönetimini ve oy oranını yıpratıyor. İşçi Partisi eğer daha fazla oy kaybederse, bağımsızlar ile WPB gibi partilerin gücü arttıkça, seçimlerde koalisyona mecbur kalınması durumu oluşabilir. Koalisyona mecburiyet oluşur ise İşçi Partisi, İsrail yanlısı tutumundan vazgeçmek zorunda kalacaktır ve İsrail'e verilen askeri ve politik destek büyük oranda bitecektir. Benzer şekilde Ukrayna'ya koşulsuz verilen destek de koalisyona mecbur kalacak bir hükümette büyük ihtimal ile sonlanacaktır.

TUHAF OLAN DURUMLAR

Bu genel seçimler işlerinde bize tuhaf gelecek bazı durumlar da var. Misal, seçim günü hafta içi Perşembe olacak ve tatil günü değil, iş günü. Sizin işvereniniz de size oy vermeniz için izin verme durumunda değil. 4 Temmuz günü mesai öncesinde veya sonrasında veya içinde oy verebileceksiniz. 4 Temmuz gününün seçilmesine İskoçlar da bozuldular. İskoçya'da okullar tatil olacak ve milyonlarca İskoç, tatil için oy verme bölgelerinin dışında olacak. Benzer şekilde binlerce futbolsever Avrupa Kupaları için Almanya'da olacak. Kabul edelim zaten İskoçların oy vermesinin de pek meraklısı yok. İskoçlar ne kadar oy kullanırsa SNP o kadar çok oy alacak ve İskoçya'da bağımsızlık baskısı artacak. Müesses nizam, her açıdan pek uygun bir seçim tarihi bulmuş diyelim. Başbakan Rishi Sunak'ın Eurovision'a katılıp şarkı söyleyerek Eurovision’u kazanma ihtimali, Sunak'ın seçimleri kazanma ihtimalinden daha yüksek görülüyor.

Posta ile oy verme ve arkadaş ile oy verme (ing: proxyvoting) gibi usuller de var. Çifte vatandaşlığı olan vatandaşlarımız "kime oy vereceğim?" diye düşünüyorlarsa, George Galloway'in liderliğindeki WPB Partisi'ni "alıcı gözle" inceleyebilirler. Bölge bazında seçilen adayların isimleri de bir fikir verecektir. İşçi Partisi'nin siyasi kumpas ile devrilen önceki lideri Jeremy Corbyn'i de WPB destekliyor ve ilgili bölgede (Islington North) WPB aday göstermeyerek JC'ye oy verilmesi çağrısını yapıyor.

Fas karpuzu ve İspanyol kirazı pazara çıktı

İngiltere'de pek meyve yetişmiyor. Elmalar var, çilek var yerli yetişen bir de böğürtlen familyası var. Çoğu meyve İspanya'dan geliyor. Son senelerde Fas da İngiltere pazarı için önemli meyve ve sebze tedarikçisi haline geldi. Fas malı ürünler bazı batılı ülkelerde neden öncelikli olarak tercih ediliyor ve bunun altında politik motivasyon var mı konusu ayrı bir yazı konusu olabilir.

Karpuz olayına gelirsek, Fas'ın karpuzu bizim Diyarbakır karpuzu gibi büyük (diploid?) ve lezzetli. Zaten İngiltere'de satılan ve tadı olan başka bir karpuz türü de yok. Faslı kardeşlerimiz acaba bu karpuz çekirdeklerini kimden buldular insan merak ediyor. Acaba Türkiye yetiştirdiği karpuz türü için coğrafi koruma alamaz mıydı?

BİR DALDA İKİ KİRAZ

Kiraz konusunda İngiltere pazarı tamamen İspanya'nın elinde. Kirazlar 2-3 haftadır tezgahlara çıkmış durumda ama fiyatlar hiç de makul değil. Marketlerde ambalaj türüne göre kilo fiyatları 5 ila 17 sterlin arasında değişiyor. Birkaç seneye tane ile satış başlar diye bekliyorum. Paket küçük ise birim fiyatı artıyor. Fiyatları hiç TL ye çevirmesek daha iyi.

Bizim ilgili bakanlıklarımız, İngiltere pazarına neden doğru dürüst meyve sebze satamadıkları konusunda bir çalışma yapsalar uygun olabilir. İngiltere zaten Brexit ile Avrupa Birliği'nden ayrılmış, Türkiye'nin serbest ticaret anlaşması ile çok daha fazla meyve sebze satabilmesi lazım ama neden yapılamıyor? (İpucu1: Bu alanda bizim bakanlığımız politikaları tasarlarken "kar hesabı" değil "katma değer" hesabı yapması lazım. İpucu2: Lojistik)

Duruşma gününü bekleyen Bay Trickett parkta ölü bulundu

İsmi Matthew Trickett. Kısaca Matt diyelim. Yaş 37. Matt, 6 sene Kraliyet deniz kuvvetlerinde çalıştı, MTR Danışmanlık isimli güvenlik firmasını kurup yönetti. Bir dönem, İçişleri Bakanlığı’nda göçlerden sorumlu kadroda çalıştı ("immigrationofficier" olarak). Son dönemde kendisi Hong Kong istihbarat servisine yardımcı olduğu konusunda casusluktan suçlanmaktaydı. (Ulusal Güvenlik Yasasına aykırı davranış suçlaması ile). Cuma günü hâkim karşısına çıkması bekleniyordu, 19 Mayıs Pazar günü Matt, Berkshire bölgesinde bir parkta ölü bulundu. Diyeceksiniz, şimdi İnsan Hakları örgütleri, gazeteciler toplanacaklar, olayı deşelemeye başlayacaklar filan değil mi? Değil. Her gün manşetlerde resmi yayınlanan ülkenin prensesi ortadan kayboldu, soruşturan yok yahu, kim takar Matt'ı?

Alavere dalavere Mister Smith askere

Başbakan Rishi Sunak, geçenlerde bir açıklama yaptı ve içinde askerliğin de olduğu zorunlu kamu hizmeti uygulamasını seçimleri kazanırsa başlatacağını belirtti. Normal şartlarda seçimlere giden ülkede bir siyasetçinin yapabileceği en son açıklamadır bu... Ama işte birileri bu açıklamayı Sunak'a yaptırdı. "Zaten Muhafazakâr Parti'nin seçimi kazanma şansı sıfır bari zorunlu askerlik işini bir yoklayalım" görüşü baskın olmuş olabilir. Veya "Asker aileleri bizim geleneksel oy tabanımızdır, onların gönlünü hoş tutacak açıklama yapalım" diye düşünmüş olabilirler... Sonuç itibariyle, Rishi Sunak'ın siyasi kariyeri zaten nalları dikti, tabuta son çiviyi de kendisine çaktırdılar.

İşin tam ismi Ulusal Hizmet Planı (ing: National Service Plan). Planın niyeti askere daha çok genç alabilmek çünkü mevcut durumda ciddi bir asker toplama sıkıntısı var. İngiltere şartlarında, askerlik mesleğinin ücretinin tatminkâr olduğu söylenemez. Zaten gecesi gündüzü olmayan zahmetli bir iş, pek kimseye cazip gelmiyor. Üstüne bir de mevcut konjonktürde ciddi bir çatışma ve savaş riski de mevcut. Tabi bu olayı zorunlu askerlik olarak dayatma imkânı bu devirde yok bu yüzden bu işi "zorunlu ulusal hizmet planı" olarak paketlemişler. Yani gençler, 1 sene sürecek zorunlu kamusal hizmete alınacak, bunlar içinde askerlik de olabilecek. Askerlik seçene ilave ödeme yapılacak. Rakam henüz belli değil. 1 senelik hizmet sonrasında gençler, üniversite vs. normal hayatlarına devam edecekler ve umuluyor ki bu gençlerin bir kısmı profesyonel askerliğe geçiş yapacak. Yani zorunlu kamu servisinde anlaşılan bu işin reklamı yapılacak.

BU İŞİN ALTYAPISI VAR MI?

Yüzbinlerce insan zorunlu kamusal hizmete aktarılacak. Kamu tarafında bu işin altyapısı, kapasitesi var mı? Yok. Bunun için yatırım yapılması gerekiyor. Bu işin maliyeti yıllık 2,5 milyar sterlin olarak açıklandı. Peki bu derenin suyu nereden gelecek? Hangi bütçeden ödeme aktarılacak? Rishi Sunak, katıldığı TV programında gazetecinin bu konudaki sorularını yanıtladı. Bütçenin 1,5 milyar sterlin kısmı İngiltere'de kuzey ve güney arasındaki gelişmişlik farkını azaltmayı hedefleyen gelişme fonundan (ing: UK Shared Prosperity Fund) karşılanacakmış. Gazeteci buna itiraz ediyor: "Fakat sayın başbakan, bu uygulama sonunda ülkenin kuzey ve güneyi arasındaki gelişmişlik farkında bir değişiklik olmayacak ki?" Başbakan tezini savunmakta zorlanıyor. Diyor ki: "Bu plan ile Birleşik Krallık'taki halklar kendi toplulukları arasında izole yaşadıkları köpüklerden çıkacaklar, daha çok kaynaşacaklar, toplumsal uyumu bu plan ile artıracağız, bu bütçe daha iyi şekilde kullanamazdı."

Medya kanalı ile de plan pazarlanmaya çalışılıyor. TV'ye bir anneyi çıkartmışlar, anne diyor ki "iki tane oğlum var, ikisini de göndereceğim. Elde telefon, TV başında oturup depresyona gireceklerine, uyuşturucu kullanacaklarına hayatlarının bir anlamı olsun, bir amaçları olsun."

Peki zorunlu kamu hizmetini kabul etmeyenler ne olacak? Bu konuda net bir cevap yok. Olay zorunlu olduğuna göre bir tür yaptırım olması gerekiyor. İçişleri bakanı Cleverly cezanın hapsolmayacağını açıkladı.

Bu konu basında bolca tantana yarattı ancak tantanaya gerek var mı? Günün sonunda Muhafazakâr Parti'nin seçimi kaybedeceği biliniyor bu durumda asıl önemlisi İşçi Partisi'nin bu planı destekleyip desteklemediği. Onlar da desteklemediklerini açıkladılar, bu durumda bu konuyu kapatabiliriz.

Bir konuyu vurgulayalım. Bu plan 18 yaşına gelen tüm gençler için geçerli yani hem erkek hem kadın. Tabi İngiltere de 20 tane daha cinsiyet var, plana hepsi dahil. Olur da bir gün gerçekten zorunlu askerlik İngiltere'ye gelir de özellikle Londra bölgesinden gençler askere alınırsa muhtemelen LGBTqxx lejyonları oluşturulacaktır. Bunlara jartiyer değil de üniforma giymeyi öğretmek, silah tutmayı, kurşun ve rujun farkını öğretmek, Rusya cephesine göndermek... Eğitmenlerine sabır dileyelim...

ÇİFTE VATANDAŞLAR NE OLACAK?

Bu konu bizim çifte vatandaşları da aslında ilgilendirebilir. Malum son senelerde on binlerce Türk, İngiltere'ye Ankara antlaşması başta olmak üzere çeşitli vesileler ile taşındılar. Bunların büyük çoğunluğu çifte vatandaşlık aldılar ve alıyorlar. Çocukları da çifte vatandaş oluyor. Bunlar şimdi ne olacak? İngiltere de askerlik mi yapacaklar? Bunlar Rusya cephesine savaşa gitmek için İngiltere’ye gelmediler ki. Bizim Dışişleri Bakanlığı, bu çifte vatandaşların devlet(ler) ile ilişkilerine, yani askerlik, vergi, miras, evlilik, emeklilik hakları, sağlık sigortası durumları, boşanma konularında ülke bazında güncel ve pratik rehberler hazırlarsa, e-Devlet'e bu rehberi eklerse faydalı olacaktır.

Türkiye'nin en zengin ailelerini düşünelim. Bu ailelerde çifte vatandaşlık olayı yaygındır. Malta vatandaşlığının bazı aileler için popüler olduğunu basında okuduk. Aralarında Amerika'da yaşayanlar var. Milyarlarca dolarlık serveti Türkiye'de yapmış olan bu insanlar öldüklerinde miraslardan, şirket hisse senedi değerlemelerinden, gayrimenkul değerlemelerinden hangi ülke ne kadar veraset vergisi kesecek? Bu konuların netleşmesi ve kamuya açıklanması faydalı olabilir.

Yeni İngiliz Tank serisinin son prototipi hazır

İngilizlerin yeni nesil Challenger 3 ana muharebe tankı programları var. Programa göre 8 tane prototip üretilecek, test edilecek ve onaylar akabinde 140 tane tank seri üretim ile orduya teslim edilecek. Önceden üretilmiş 7 prototibin testleri sürüyor. Geçtiğimiz hafta, son prototip de üretildi ve testlere başladı. 800 milyon sterlinlik bir proje. Proje Alman Rheinmetal'ın İngiliz BAE ile ortaklığında, İngiliz şehri Telford merkezli yürütülüyor. Ülke çapında 130 mühendis, 70 teknisyen ve ilave 450 kadro projede çalışıyor. Yeni tankın 60 Km/s hızı olacak, 120 mm topu olacak, aktif korumalı gelişmiş modüler zırhı olacak ve tank kendine gelen füze ve roketleri imha edebilir özellikte olacak. 2040'a kadar bu tankın hizmette kalması hedefleniyor.

Merak ettim, bizim Altay tank projesi ile bu tankın motorunu karşılaştırdım. Bu yeni İngiliz tankının motorunun sadece 895 kW gücünde olacağı belirtilmiş. Bizim Altay tank motorunun gücü, bir gün yapabilirsek, maşallah 1100 kW olacakmış. Acaba İngiliz ve Alman kafa kafaya vermiş, güçlü motor yapmayı mı becerememiş? İngiliz'e ambargo da yok ki. Yoksa olay mı başka?

Sonraki Haber