İngiltere’nin örnek sağlık örgütünün özelleştirme ile gelen çöküşü

Sosyal devletin dünyaca ünlü örneklerinden biri olan Birleşik Krallık’ın halka ücretsiz ve kaliteli sağlık götüren ‘Milli Sağlık Örgütü’ son on yılda üst üste yapılan özelleştirmelerle ve kesintilerle İngiltere’yi nasıl koronavirüse yenik duruma getirdi?

Sosyal devletin dünyaca ünlü örneklerinden biri olan Birleşik Krallık’ın halka ücretsiz ve kaliteli sağlık götüren ‘Milli Sağlık Örgütü’ son on yılda üst üste yapılan özelleştirmelerle ve kesintilerle İngiltere’yi nasıl koronavirüse yenik duruma getirdi?

Kısa adıyla NHS, “National Health Service”, İngiliz Milli Sağlık Örgütü’nün resmi kuruluş tarihi 1948’dir. Sovyetler Birliği’nin Berlin’e girmesi ve Doğu Bloğunun genişlemesi sonrasına, yani İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ertesine denk gelir. Resmi tarih 1948 olsa bile halka sahip çıkmak, sağlık hizmetini yalnızca egemen sınıfa paralı olarak sunmak yerine herkese destek olma düşüncesinin ilk adımları Kraliyette 1919’da, yani 1917 Ekim Devrimi, 1918 Çar ve ailesinin öldürülmesini takip eden yıllarda atıldı.

Birinci Dünya Savaşı sonrası çocuk ölümlerinin çokluğu, evsizlik gibi sıkıntılara devlet yavaş yavaş sahip çıkmaya başladı. Historic UK’den Jessica Brain’in araştırmasına göre, endüstri devriminin büyüyen işçi kentlerinden, esir ticaretinin eski büyük limanı, bugün bir “Esaret Müzesi”ne ev sahipliği yapan Liverpool’dan Dr. Benjamin Moore 1912’de NHS sözünü kullanarak bu düşüncenin temellerini atmıştı.

THATCHER DÖNEMİNDE YARA ALDI

Araya giren Birinci ve İkinci Dünya savaşları, devletin savaşta yaralananlara bedelsiz bakmak zorunda kalması bu düşünceleri 1946’ya kadar yavaşlattı. 1941’de savaş sonrası herkese ücretsiz sağlık hizmeti götürme çalışmaları bir yandan devam ediyordu. 1944’de NHS’in sosyal sigortalardan değil, halkın vergilerinden fonlanması üzerine bir çalışmayı kabine kabul etti. 1946’ya gelindiğinde anlaşılan prensip “gereksinmesi olan” tüm halka ve ülkeye misafir gelenlere, parasına ve maddi katkısının miktarına bakmaksızın eğitim gibi ücretsiz sağlık hizmeti de vermekti. 1948’de NHS kuruldu.

1980’e kadar bu düşünceyle devam eden sosyal devlet anlayışı, 1980’de Thatcher hükümetinin “savaş sonrası sosyal devlet fikrinde uzlaşma”yı tamamıyla reddetmesi ile yara almaya başladı. NHS çok popüler olduğundan Thatcher NHS’e dokunamadı ve 1982’de dokunmama sözü verdi, ancak o yıllardan başlayarak minik adımlar atıldı.

BBC’nin haberine göre Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1990 yılına kadar NHS’e yatırım, gereksinmelere göre giderek arttı, bütçedeki açık da gittikçe arttı. 1955’de bütçenin yüzde 11.2’sini alan sağlık hizmeti 2017’de bütçenin yüzde 30.1’ini aldı.

2018’de İngiltere’de ilaç ve diş hekimliği hizmetleri ücrete bağlandı ama İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda’da, kronik hastalığı olanlarda, çocuk ve yaşlılarda ücretsiz devam ediyor.

1948’de 480 bin olan yatak sayısı 2018’de 120 bine indi.

Diğer yandan 1948’de yaşam ortalaması erkeklerde 65.9, kadınlarda 70.3 iken 2018’de erkeklerde 79.5, kadınlarda 83.1’e çıktı, çocuk ölümleri çok çok azaldı, aşı ile çocuk felci yok edildi. Kalp, verem ve beyin kanamasından ölümler azalırken kanser ve bunamadan ölümler arttı.

Peki, başarılı bir sistem nasıl bugün koronavirü nedeniyle yakınılan bir duruma geldi?

SON ON YIL…

The Guardian gazetesinden Felicity Lawrence, Juliette Garside, David Pegg, David Conn, Severin Carrel ve Harry Davies’in kapsamlı haberine göre son on yılda sağlık hizmetine yapılan kısıntılar ve özel sektöre kaydırılan çeşitli hizmetler bunun baş nedeni.

Örneğin, özel bir şirket olan Deloitte korona testi yapıyor. Şirkete test için otomobil ile gidiliyor. NHS sağlık çalışanları bu şirkette çalışmıyor, şirketin kendi özel görevlileriyle yürütülen bir hizmeti var. Özel otomobiliyle gidemeyenlere şirket posta ile test paketi yollamakta. Bu şirket de bu işleri yaparken başka şirketlerden faydalanmakta.

The Guardian gazetesine göre, görüştükleri onlarca sağlık görevlisinin, devletin bilimsel ve siyasi danışmanlarının, NHS liderlerinin çoğunun bu konudaki fikri, son on yılda yapılan kesintilere ve birçok sağlık işinin özel şirketlere devredilmesine işaret etmekte. Son on yılda ülkeyi yöneten başta Muhafazakar Parti’nin halk sektöründeki örgütsüzlüğünün kurulan o sağlam altyapıyı parçaladığı, bazı yerlerde yok ettiği ve büyük acil durumlarla baş edemez duruma getirdiği belirtiliyor.

Belediyelere ve valiliklere koronavirüs pandemisinde gereken bilgilerin verilmediği, virüsün hangi kente, bölgeye, mahalleye ulaştığının bilinmediği, yerel önlemler alınamadığı, yapılan testlerin nasıl programlandığının bilinmediği, ancak internetten bilgi alabildikleri, özellikle yoksul semtlerin sıkıntıda olduğu, hükümetin farklı bölümlerinde birbirleriyle iletişim olmadığı, deneyimli kişilerden faydalanılmadığı gibi yakınmalar dile getiriliyor.

Gazetenin haberine göre tam on yıl önce, 22 Haziran 2010’da başlayan tasarruf adımları ile yani bütçedeki açığı kapatmayı hedefleyen George Osborne’la başlayan, Cameron’la devam eden kesintilerle İngiltere 2008’de bir gecede 32 bin hastane yatağını kaybetti.

Koronavirüs Avrupa’ya geldiğinde bir zamanlar güneşin batmadığı imparatorluk İngiltere yoğun bakım yatağı sayısında Avrupa’nın yirmi dördüncüsü olurken iki dünya savaşını kaybetmiş Almanya birinciydi.

Yine aynı gazete bu kesintilerin hem sağ Muhafazakar Parti, hem de sol,

İşçi Partisi tarafından yapıldığını, çok iyi işleyen bir sağlık örgütünün son on yıl içinde yıpratıldığını, yerel yönetimlerin eskiden çok katkısı varken yerele yüzde 60 bütçe kesintisi getirilerek yerelin gücünün de yok edildiğini, devlette yatak sayısı düşürülürken özel hastanelerin sayısının artmasına yardımcı olunduğunu belirtiyor.

Jessica Brain’in yorumuyla, “70 yılı deviren NHS bir yandan beklentilerin çok üstünde bir kurum ancak diğer yandan da tamamlanacak eksikleri olan, bir zamanlar akla hayale gelmeyen bir düşünceyken şimdi onsuz yapılamayan bir hizmet ve İngiliz sosyal tarihinde önemli bir bölüm.”

Sonraki Haber