İnşaat  Mühendisleri iş istiyor, kamuda atama yok özel sektör güvencesiz

Her sene bölümden mezun olan binlerce inşaat mühendisi, kamuda atamalarının artırılmasını istedi. Genç mezunlar, mülakatta liyakat isterken, özel sektörde de düşük ücretlerle ağır çalışma koşullarına mahkum olduklarını söyledi

Afet Eğitimi Hazırlık Günü ve Düzce Depremi'nin 23. yılı dolayısıyla önceki gün tüm Türkiye'de eş zamanlı yapılan "çok-tutun-kapan" tatbikatı, deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Depreme karşı hazırlıkta önemli bir rolleri bulunan inşaat mühendisleri ise okuması meşakkatli, stajı dertli bir eğitim hayatının ardından kamu istihdamında yeterli yer bulamadıklarını ifade etti. Çalışma hayatına girmek isteyen genç mühendisler, kamuda inşaat mühendisi sayısının artırılmasını, alımların merkezi atamayla olmasını talep ediyor.

Oturduğumuz evden mega projeleri inşa eden inşaat mühedisleri kendi geleceklerini inşa edemiyor. Çok yüksek puanlarla dahi kamuda istihdamı sağlanamayan inşaat mühendisleri, özel sektörde de düşük ücret ve ağır çalışma koşullarıyla karşı karşıya.

YILDA 12 BİN MEZUN KAMUYA 150 ATAMA

İnşaat Mühendisleri Platformu, kamuya hizmet vermek isteyen meslektaşlarının taleplerine ilişkin açıklamasında yılda ortalama 12 bin inşaat mühendisinin mezun olduğunu paylaştı ve ekledi:

"Mezun sayımızın fazlalığı hepimizin özel sektörde iş bulmasını imkânsız hale getirdiğinden devletimizin kurumlarına girmek için sınavlara hazırlanıyoruz. Bu sınavda açık ara birinci olan kişiler inşaat mühendisleridir. Sınavdan 90 puandan fazla puanlar aldığımız halde atanamıyoruz. Çünkü kamudaki ihtiyaç kadar kadro açılmıyor...

"Biz sınav sürecinde bir kitap alacak parayı bile borç alıp bu sınavdan en yüksek puanları alırken, sınavda sadece adını yazıp belediyede kendisini bekleyen koltuğuna yerleşen kişilerle yarışmak istemiyoruz."

Platformun 2020 Kasım ayında hazırladığı değerlendirme raporunda da, mezun sayısındaki artışa karşı kamuda istihdam düzeyinin aynı kaldığına dikkat çekildi. Merkezi atama ile ortalama 150-200 istihdam sağlandığı bildirildi. Ayrıca, taşeronlaşma yoluyla kadrosuz ve güvencesiz çalışma ortamının dayatıldığı da kaydedildi.

Belediye alımlarının da merkezi atamalara dahil edilmesi istenen raporda "Siyasi parti fark etmeksizin birçok belediye 85-90 puan aralığındaki adayları eleyip 60-70 aralığındaki adayları işe almaktadır. Bu da gençler üzerinde bir umutsuzluğa ve güvensizliğe sebep olmaktadır." ifadeleri yer aldı.

'DEVLET ELİYLE DENETİM'

Yüksek ihtisasını deprem üzerine yapan genç inşaat mühendisi A.S. deprem tehdidine karşı kamu politikalarında inşaat mühendisi istihdamının önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

"2000'li yıllardan önceki süreçte bilim insanları depremin zamanını tahmin ederek zararları azaltmaya çalıştılar ancak gördüler ki depremin zamanı bugünkü teknoloji ile tahmin edilemez. Bu tarihlerden sonra özellikle Japonya'da inşaat mühendisleri yardımıyla depreme dayanıklı yapı teknolojisi üzerinde gelişmeler yaşandı. Ülkemizde de bu alanda yetenekli dünya çapında mühendisler bulunmakta. Hatta devletimiz ve akademisyenler tarafından hazırlanan 2018 yılında yürürlüğe giren bina deprem yönetmeliği dünyanın en iyi deprem yönetmeliklerinden biridir fakat özel sektörde yaşanan para kazanma arzusu ve denetimlerin devlet eliyle değil de özel firmalar aracılığıyla yapılıyor oluşu yapılarda güvenlik açıkları oluşuruyor. Bu sebeple kamuya inşaat mühendisi istihdamı sağlanıp devlet eliyle yapı denetimlerinin yapılması gelecekte yaşanacak bir deprem öncesi zararları en aza indirmek için büyük bir önem taşımaktadır."

'ÜÇ KURUŞA 100 KURUŞLUK İŞ YAPTIRIYORLAR'

Raporda, olumsuz piyasa koşullarını işçi aleyhine kullanan işverenler nedeniyle mühendislerin çok zor koşullar altında çalıştığına da dikkat çekildi. Aydınlık'a konuşan 3 yıllık inşaat mühendisi N.K. şunları kaydetti:

"En başta ücretler çok kötü. Asgari ücretle başlıyorsunuz, 2-3 yıllık tecrüben varsa sadece bir tık üstü oluyor asgarinin. Yani, bu koşullarda tek başına geçinmenin mümkün olmadığı ücretler. Ekmeğin kaymağını mütehattitler yiyor, sana da üç kuruşa yüz kuruşluk iş yaptırmaya çalışıyor. Hele ki şantiye şefinin sorumluluğu çoktur, şantiyedeki ölümden de iş güvenliğinden de o sorumludur. O kadar sorumluluğa 3 kuruş para veriyorlar. Çalışma saatlerin de yok. 7 gün 12 saat çalışıyorsun, özellikle erkekler için bazen daha da uzun olabiliyor. Beton dökülecek örneğin, sabahtan gecye bile aksayabiliyor. Sen orada dumak zorundasın, bunun üstüne bir de angarya işler yıkıyorlar. Fazla mesai ücreti de yok, maaşın neyse o kadarsın."

Sonraki Haber