İran’ın Erzurum Başkonsolosu Mohammad Ebrahimi: Sınır ticareti refah ve huzur getirir

Şu anda iki ülke arasındaki ticaret hacmi yılda 10 milyar doları aşmış durumda ancak iki ülke yöneticilerinin beklentisi ve resmi olarak açıkladıkları hedef yıllık 30 milyar dolar. İşte hedefe ulaşılabilmesi için yapılması gerekenler...

Türkiye ve İran 1639 yılında imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşmasından buyana dostça yaşıyor. 1979’da ilan edilen İran İslâm Cumhuriyeti’ni de ilk tanıyan ülke olduk. 1840 yılından beri de İran’ın Erzurum’daki Başkonsolosluğu faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Erzurum’a yeni atanan İran Başkonsolosu Mohammad Ebrahimi ile Türkiye - İran arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkileri, yapılması gerekenleri ve Filistin meselesini konuştuk.

‘KOMŞULARLA İLİŞKİLER ÖNCELİKLİ’

İran Konsolosluğunun Erzurum’daki hizmet ve amaçları nelerdir?

İran İslâm Cumhuriyeti’nin Erzurum’daki Başkonsolosluğu, Türkiye’de bulunan en eski diplomatik temsilciliklerinden biridir. Başkonsolosluğumuz 1840 yılında kuruldu. Türkiye’nin Güney ve Güneydoğu bölgelerinde bulunan 28 ili bu başkonsolosluğun konsolosluk hizmetlerinin kapsama alanı dâhilinde bulunmaktadır. Ayrıca İran ve Türkiye arasında bulunan Bazergan-Gürbulak, Razi-Kapıköy ve Sero-Esendere isimli 3 sınır kapısı, İran İslâm Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosluğu görev alanında bulunmaktadır. Ayrıca sınır hatları, iki ülke arasında vatandaşların geçişleri, gümrük ile ilgili konular ve iki ülke arasındaki sınır ticareti konularındaki işler ve işlemler ile ilgili hizmetler vermekteyiz. Bildiğiniz üzere İran İslâm Cumhuriyetinin dış politikasında, komşular ile ilişkiler önceliktedir. Dolayısıyla biz de iki ülke arasındaki bu ilişkileri -özellikle ekonomi ve sınır ticareti alanlarında- ileriye taşınması noktasında çaba sarf etmekteyiz.

‘TECRÜBELERİMİZİ PAYLAŞMAYA HAZIRIZ’

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) kararına göre, 2023 Erdebil şehri turizm başkenti idi. 2025 yılında Erzurum olacak. 2026'da ise Azerbaycan'ın Şuşa şehri olacak. Bu alanlarda çalışmalar nasıl, neler planlanıyor?

Erdebil, içinde bulunduğumuz 2023 yılı için EİT ülkelerinin turizm başkenti olarak seçildi ve aynı yılda çeşitli etkinlikler, kutlamalar ile festivaller yapıldı. Ayrıca EİT’e üye ülkelerin saygıdeğer Büyükelçileri ile üye ülkelerin Turizm Bakanları Erdebil’de yapılan bu etkinliklere katıldı. Erdebil’de turizm, sağlık turizmi, Erdebil’in meşhur termal turizmi, doğa sporları, el sanatları gibi farklı alanlarda çeşitli etkinlikler yapıldı. Bahsettiğiniz gibi, 2025 yılı için Erzurum, aynı şekilde Şuşa kenti de 2026 yılı için EİT ülkelerinin turizm başkenti olarak seçilmiştir.

Ben buradan Erzurum ve Şuşa şehirlerini bu durum dolayısıyla tebrik ediyorum, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti bizim kardeşimiz ve dostumuzdur. Bu iki şehirde yapılacak olan kültürel etkinlikler bizim için de gurur verici ve sevindirici bir durumdur. Bu doğrultuda özellikle Erzurum ile yardım, bilgi ve tecrübe birikimi paylaşımı için hazırız. Bilhassa Erdebil’de edinilen tecrübelerden Erzurum’da da yararlanabiliriz.

SINIR TİCARETİ

İran ile Türkiye'nin, sınırlarda ortak serbest ticaret bölgeleri oluşturma konusunda görüşmeleri var. Son durum nedir?

Sınır Ticareti Merkezleri, Ortak Serbest Sınır Ticareti Bölgeleri, son yıllarda konuşulan bir konudur. İran tarafından sunulan bir teklifti. Çeşitli toplantılarda değerlendirilmiş, en son da Van’da yapılan Sınır İlleri Toplantısı’nda bu konu üzerinde konuşuldu. İki taraf arasında imzalanan protokolde de buna yer verildi ve her iki taraf Ortak Serbest Bölgenin iki ülke arasındaki sınırlarında oluşturulmasının takip etmeleri konusunda mutabakata vardı. Ayrıca, iki ülke arasındaki Karma Ekonomi Komisyonu (KEK) kapsamında yapılan anlaşmanın maddeleri arasında da bu konu bulunmakta ve önümüzdeki günlerde Tahran’da gerçekleştirilecek olan toplantısında bu konu iki ülke arasında konuşulacak müzakere eksenlerinden bir tanesi olacaktır.

Aynı şekilde büyük ihtimalle Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Sayın İbrahim Reisi’nin önümüzdeki günlerde Ankara’ya yapacakları ziyaretlerinde bu konu da görüşülecek hususlardan biri olabilir. Nasıl olsa, Ortak Serbest Ticaret Bölgelerinin avantajı; iki ülkenin sahip olduğu kendi bölgesel imkânları ile potansiyellerinden üretim ve ihracat doğrultusunda yararlanabilmesidir.

Malumunuz İran’da üretim maliyetleri -özellikle enerji ve yakıt konusunda- düşük ve çok daha az maliyetler ile yararlanabilmektedir. Ayrıca Türk firmalarının üretim konusunda özellikle giyim, inşaat malzemeleri üretimi gibi alanlarda bulunan birikimleri ve yetenekleri, bu endüstriyel ve üretim imkânlar ve potansiyellerden Ortak Sınır Serbest bölgelerinde yaralanmak, bölge ülkelerine ihracat yapmak, istihdamı artırmak, sınır bölgelerinde yaşayanların huzur ve refahını artırmak hedeflerini gerçekleştirmekte iki ülkenin yararınadır.

‘ERZURUM’DA TİCARET TOPLANTISI DÜZENLEYECEĞİZ’

Tebriz ve Çulfa'daki Serbest Ticaret Bölgesinde Türk şirketlerinin faaliyetlerini artırmak için hangi yollar izleniyor ve buradan Türk yatırımcılara çağrınız var mı?

Türk firmaları uzun yıllardan beridir İran’da yatırım yapıyor. Özellikle Doğu Azerbaycan ilinde, Tebriz’de, Aras Serbest Bölgesinde yani Culfa’da Türk firmaları faaliyettedirler. Son günlerde, Tebriz’de Yatırım Fırsatları adlı bir konferans yapıldı. Türkiye’den firmalar ve yatırımcılar bu etkinlik ve konferansa katılım sağladırlar ve güzel anlaşmalara varıldı.

Ayrıca önümüzdeki birkaç ay içerisinde ve yakın gelecekte, Aras Serbest Bölgesi ve Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bulunan Türk firmalar, holdingler ve yatırımcıların katılımıyla; ticaret temalı bir konferans, iki ülkenin yapabileceği ekonomik işbirlikleri ile yatırım konularını ele almak ve istişare etmek adına Erzurum’da yapılacaktır.

‘İSRAİL’E KARŞI TEK SES OLMALIYIZ’

Bir ayı aşkın bir süredir Filistin’de bir katliam yaşanıyor. Amerika, İsrail’e yardım amacı altında bölgeye silahlı gücünü yığmaya başladı. Amerika’nın amacı sadece İsrail’e yardım mı, yoksa hedefinde İran ve Türkiye mi var?

Kanımca her iki hedefi takip etmektedir. Hem İran ve Türkiye aleyhine hem de İsrail ile işbirliği ve ona yardım etme hedeflerini aynı zamanda takip etmektedir. Malumunuz son bir ayı aşkın süreçte çocuk katili İsrail işgal rejimi, Gazze’yi, mazlum Gazze kentini aralıksız ve adice bombardımanlara tabi tutmuştur.

Bu bir ay içerisinde 16’yı aşkın hastaneyi hedef almış, çoğunluklu olarak çocuklardan, kadınlardan ve yaşlılardan oluşan on bini aşkın insan bu bombardımanlar ve saldırılarda öldürülmüştür. Açıkçası, bu durum İsrail tarafından resmen yapılan bir soykırımdır. Bölgede Amerika’nın desteği ve işbirliğiyle kasten yapılan bir ırk ve etnik elemesi gerçekleştirilmektedir.

Neyse ki bazı İslâm ülkeleri, özellikle bölgedeki büyük İslâm devletleri, bilhassa dost ve kardeş Türkiye Cumhuriyeti, aynı şekilde İran İslâm Cumhuriyeti ve bazı diğer İslâm ülkeleri, mazlum Gazze halkını destekleme amacıyla iyi tavırlar sergileyip adımlar atmaya başladılar. Siyasal ve ekonomik anlamda bazı ülkeler tarafından iyi adımlar atıldı.

Biz Türkiye’de de birçok alışveriş merkezinde ve aynı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İsrail menşeli ürünlerin boykot edildiğini öğrendik ve bu çok iyi bir yaptırımdır. Tabii ki İslâm ülkeleri için bu yeterli değil ve bu ülkeler somut olarak kapsayıcı ekonomik yaptırımlarını Siyonist işgal rejime karşı başlatıp artırmaları gerekmektedir.

Bu durum, bu işgal rejime çok yönlü baskının uygulanmasına sebebiyet verecektir. Her hâlükârda, bildiğiniz üzere dünyada bir milyarı aşkın nüfusa sahip olan İslâm ülkelerinin arasındaki işbirliği, tek ses olması, bir ve beraber olması, İsrail ve Amerika’nın önüne geçilmesi ve bunların hiçbir şekilde hiçbir şey yapamamalarına ve amaçlarına ulaşmamalarına neden olacaktır.

ÖNCÜ ROL

Filistin sorununda çözüm için İran ve Türkiye öncü rol oynayabilir mi?

Katiyen yardımcı olabilirler ve hâlihazırda da bu işbirliği iki ülke arasında yapılmaktadır. Malumunuz geçen hafta İran İslâm Cumhuriyeti saygıdeğer Dışişleri Bakanı Sayın Emirabdullahiyan Ankara’ya bir ziyaret düzenledi. Orada Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan ile İran İslâm Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Emirabdullahiyan arasında iki ülke ve bölgedeki İslâm ülkeleri arasında Siyonist rejimin yaptığı tacizler ile mücadele etmek, ayrıca mazlum Gazze halkına yardım etmek anlamında yapılacak koordinasyonlar ve koordineli hareketler konusunda çok iyi görüşmeler ve istişareler gerçekleştirildi.
İran İslâm Cumhuriyeti saygıdeğer Cumhurbaşkanı Sayın Reisi’nin İslâm İşbirliği Teşkilatı Zirve Toplantısı’na katılmak için Cidde’ye yapılacak ziyaretlerinde, İslâm ülkeleri ve Türkiye Cumhuriyeti ile Siyonist Rejimin tacizleri ile mücadele etmek konusunda görüşmeler yapacaklar.

Ayrıca önümüzdeki haftalar içerisinde Sayın Reisi’nin Ankara’ya gerçekleştirecekleri ziyaret kapsamında Sayın Erdoğan ile yapacakları görüşmeler, kesinlikle Siyonist rejimin tacizleri ve saldırıları ile mücadelede, Gazze halkına yardım ve desteklerin -özellikle insani yardımların ve sağlık personellerin- bölgeye gönderilmesi noktasında çok etkili olacaktır.

Ama her hâlükârda iki ülkenin uluslararası kuruluşlar ve uluslararası camia çerçevesinde, Siyonist rejime karşı birlik ve beraberlik oluşturma, batı ülkelerinin özellikle Amerika’nın Siyonist rejime verdikleri destekleri önlemek konusunda mutlaka çok iyi işbirlikleri olacak.

Malumunuz Türkiye ve İran, İslâm dünyası ve bölgenin en önemli ülkelerindendir. İnşallah Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Cezayir gibi diğer bölge ülkelerinin destekleri ile de Türkiye ve İran bu hareketlerde ve Siyonist rejime karşı cephenin oluşumunda öncülük rolü oynayacaklar.

‘DEPREM BÖLGESİNDE İŞBİRLİĞİ YAPALIM’

Türkiye ile İran arasındaki, ticari, ekonomik, siyasi ve kültürel işbirliğini artırmak için sizce nelerin yapılması gerekiyor?

Bildiğiniz üzere, şu anda iki ülke arasında bulunun ticaret hacmi yılda 10 milyar doları aşmış durumda ancak iki ülke yöneticilerinin beklentisi ve resmi olarak açıkladıkları hedef yıllık 30 milyar dolardır. Bu durum iki ülkenin yöneticileri ve ekonomiden sorumluları, özel sektör ve STK’lar, ticaret odaları ve ticaret ile ilgili kurum ve kuruluşlarının ekonomik işbirlikleri artırmaya yönelik çaba harcamaları ile kesinlikle ulaşılabilir bir hedef olacaktır.

KEK toplantısı önümüzdeki haftalar içerisinde Tahran’da yapılacak ve bu toplantı iki ülke arasında ekonomik ve ticari işbirliklerinin değerlendirilmesi noktasında önemli bir toplantı. Nasıl olsa Türk firmaları İran İslâm Cumhuriyetinde çeşitli projelerde katılım sağlayabilir ve yatırım yapabilecekler. İran firmaları da aynı şekilde Türkiye’deki endüstriyel ve üretim projelerinde katılım sağlayabilir. Maalesef geçenlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin güney kesimlerinde meydana gelen ve 50 bini aşkın kişinin ölümüne sebep olan deprem olayı, İran milleti ve devletini gerçekten üzdü. Biz de çok üzüldük. Bu bölgelerin ayağa kaldırılması konusunda yürütülmekte olan projeler noktasında kesinlikle İranlı firmaların inşat konusunda, inşaat malzemeleri üretiminde, çimento, demir, çelik, zift ve diğer inşaat malzemeleri konusunda çok iyi kabiliyetlere ve potansiyellere sahipler.

İRAN FİRMALARI TECRÜBELİ

İran firmaları Avrupalı ve diğer yabancı firmalara nazaran çok daha az maliyetle Türkiye’de projeler yapabilmektedir. Özellikle iki ülke arasındaki sınır ticaretinin altını çiziyoruz. İki ülkenin sınır bölgeleri yatırıma, istihdama, huzur ve refaha oldukça ihtiyacı var. Her ne kadar buradaki halkın huzur, refah ve ekonomik durumları iyileştirilir ise onunla orantılı olarak da güvenlik konularının durumu da iyileşecektir. Dolayısıyla biz Türk firmalarını ve bu firmaların yöneticilerini önümüzdeki yılın ilkbaharında Tahran’da düzenlenecek 7. Expo İran’a katılım sağlamaları için davet ediyoruz.

Misafirimiz olarak bu büyük ekonomik etkinliğe katılsınlar. İran firmaları da Türkiye’de, doğusunda, İstanbul’da, Ankara’da ve diğer büyük şehirlerinde katılım sağlıyor.

Ancak bizim mevcut olan ekonomik ilişkilerin daha da artırılması yönündeki beklentimiz henüz karşılanmamış durumda. İnşallah en yakın zamanda özellikle Sayın Reisi’nin Ankara’ya yapacakları ziyaret çerçevesinde ekonomik işbirliklerinin daha da artırılmasının gerçekleşmesini görmeyi umut ediyoruz.

Sonraki Haber