İranlı gazeteci Aydınlık’a konuştu: Batıcı zihinler Türk halkını İran’a karşı zehirlemek istiyor

Türk basınında çıkan 'PKK’nın İran topraklarında himaye edildiği' yönündeki haberleri eleştiren Mehr Haber Ajansı'nın Türkiye Uzmanı Azar Mahdavan, 'PKK/PJAK aynı zamanda İran düşmanıdır. Batıcı zihinler, Türk halkını İran'a karşı zehirlemek istiyor.' dedi

İsrail’in Aksa Tufanı Operasyonu karşısındaki hüsranı sonrası ABD’nin 'İkinci İsrail' projesi de çöpe gönderilmek üzere. Türkiye ile İran, bölge ülkelerini parçalayarak hayata geçirilmek istenen terör devletini boşa çıkartacak öncü kuvvetler arasında yer alıyor. Gözler, iki ülke ilişkilerinde dönüm noktası olması beklenen 24 Ocak ziyaretine çevrildi . Bölgede artan askeri ve siyasi hareketlilik sürerken, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yarın Türkiye’yi ziyaret edecek. Masada ekonomiden terörle mücadeleye kadar birçok başlık olacak. Reisi ziyareti ve bölgede yaşanan son gelişmeleri İran yarı resmi haber ajansı Mehr’in Türkiye Uzmanı Azar Mahdavan ile konuştuk. İki ülkenin her alanda kuracağı güçlü işbirliğinin ABD saldırganlığını dizginleyeceğini belirten Mahdavan, bazı basın yayın organlarındaki iki ülke ilişkilerine nifak sokma çabalarına dikkat çekti. Bu çabaların başarıya ulaşma imkânının bulunmadığını kaydeden Mahdavan, DEAŞ ve PKK terör örgütlerinin ABD tarafından bölge ülkelerine yönelik kontrol edildiğini vurguladı. Mahdavan, iki ülke arasında ticaret hacminin artırılması gerektiğinin de altını çizdi. İşte Mahdavan'ın kritik değerlendirmeleri:

‘GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TERÖRE KARŞI İŞBİRLİĞİ VAR’

“Son zamanlarda ülkemize yönelik terör saldırıları artmaya başladı. Ülke içinde genellikle siviller, sınır boylarında da sınır birliklerimiz hedef alındı. İran bunlara karşı sert yanıt vereceğini duyurmuştu. Ve nitekim Erbil’deki MOSSAD üssü ve İdlib’deki DEAŞ noktaları bombalandı. Kirman saldırısını DEAŞ üstlense de asıl fail İsrail’dir. İran’ın Gazze’de HAMAS’a ve Filistin halkına verdiği destek ortada. Dikkatimizi çeken bir diğer nokta ise 7 Ekim sonrası PKK’nın da Türkiye’ye yönelik saldırılarının artmış olmasıdır. Türkiye’nin dikkati Filistin’deyken bunu da fırsata çevirmek istediler. DEAŞ da PKK da kukla. Onların asıl destekçisi ABD’dir. İran ile Türkiye arasında geçmişten günümüze terörle mücadele konusunda çeşitli işbirlikleri var. Son dönemde iki ülkenin sınır ötesinde yaptığı operasyonların eş zamanlı olması da dikkat çekicidir. Eş zamanlı olması koordinasyon olduğu konusunu akıllara getiriyor. İran tarafı, güvenlik gerekçeleriyle yapılan işbirliklerinin ayrıntılarını genellikle kamuoyu ile paylaşmıyor. Yıllardır bu böyle.

‘ABD TÜRKİYE’NİN DÜŞMANI KONUMUNDA’

“Bir gerçek var, terör örgütleri birer maşadır. Asıl destekçisi ABD’dir. DEAŞ’ın kurucusu ABD’dir. Kendileri de bunu itiraf etti zaten. PKK’nın finansörü de ABD’dir. Son zamanlarda Türkiye’de bazı basın yayın organları PKK’nın İran topraklarında himaye edildiği iddiasıyla haberler yapıyor. Bunu hangi mantık kabul eder? PKK/PJAK aynı zamanda İran düşmanıdır. İran da PKK’yı terör örgütü olarak tanımaktadır. Hangi belgelere dayanarak bunları söylüyorlar? Batıcı zihinler, Türk halkını İran halkına karşı zehirlemek istiyorlar. Bu tarz haberlerden dolayı Türkiye’den İran’a gelen turist sayısı azalıyor. İran yanlış tanıtılıyor. Ama İran’dan Türkiye’ye giden turist sayısı daha fazla. Çünkü Türkiye’de olduğu kadar İran medyasında Türkiye aleyhinde haberler yok. Bizim Türkiye ile ortak kültürümüz, tarihimiz, dinimiz var. Çok sayıda ortak yönümüz var. İki ülke arasında çok önemli işbirlikleri kurulabilir. Türkiye’nin ABD’ye değil bölge ülkelerine önem vermesi gerekmektedir. ABD, PKK’nın alenen destekçisi ve bunu da inkâr etmiyor. ABD, Türkiye’nin düşmanı konumunda. Hakkı olan F-35’leri vermediler, şimdi F-16’ları vermiyorlar, F-35 programından dahi çıkarttılar. Rusya’dan S-400 alındı, yaptırımlar uygulandı. ABD, Türkiye’nin sadece kendisine bağlı olmasını, komşu ülkelerle işbirliği kurmasını istemiyor. Türkiye, Çin’den de askeri teçhizat alacaktı ama ABD o kadar baskı uyguladı ki Türkiye bunu iptal etmek zorunda kaldı. Ama bu hatayı Rusya'da yapmadı. Türkiye’de 2016 yılında darbe girişimi oldu. Türkiye’ye ilk desteğini açıklayan ülke İran’dı. Dönemin Dışişleri Bakanı Cevad Zarif hemen tivit attı.

ASTANA'NIN BÖLGE BARIŞINA KATKISI

“Suriye krizi başladığında iki ülke arasında çok fikir ayrılığı vardı. Geldiğimiz noktada İran ve Türkiye, Suriye meselesinde işbirliğine gitti. Astana mesela… Suriye krizini çözmek için Türkiye, Rusya, İran bir masa etrafında toplandılar. İki ülke arasında fikir ayrılığı olur ama düşmanlık olmaz. Kaldı ki iki ülke de ortak düşmanın farkındadır. O da ABD… ABD’nin Suriye’deki varlığından Türkiye de İran da Rusya da rahatsız ve istemiyorlar. Astana bildirisinde buna dönük madde görebiliriz. Bildiride olması yeterli değil. Somut adımlar atılması gerekiyor. Bu arada İdlib kördüğüm olmuş durumda. Oradaki gruplar konusunda ülkeler arasında bazı görüş ayrılıkları var. Astana süreci artık nihayete ulaştırılmalı. Türkiye ile Suriye doğrudan ilişkilerini yürütmeli. Türkiye ile Suriye arasında ilişkiler başlatılırsa Suriye’deki güvenlik sorunu halledilir. Türkiye ile Suriye’nin işbirliği zaferi getirir. ABD’ye yönelik siyasi baskıya devam edilmelidir. Teröre karşı Türkiye’de 30-60 kilometre derinlik tartışması var. 70’inci, 80’inci kilometrede yine varlıkları olacak. Teröre karşı askeri işbirlikleri de olmalıdır. Türkiye, İran, Rusya bunu somutlaştırmalıdır. Suriye’deki DEAŞ olsun diğer terör örgütleri olsun bu ülkeler onları temizlerse ABD de burada barınamaz. Yıllardır öne sürdüğü DEAŞ ile mücadele bahanesi de ortadan kalkar. ABD yıllarca BOP projesi ile Türkiye’yi İran’ı parçalamak için çabaladı. Bunu kısmen Irak’ta yaptı. Suriye’de de yapmak istiyor aynısını. ABD ortak düşman olduğunun iki taraf da farkında. Kurulacak güçlü işbirliği ile ABD’nin saldırıları bu kadar rahat olamaz.

TİCARET HACMİ HEDEFTEN UZAK

“Çarşamba günü önemli konular ele alınacak. Büyük ihtimalle Sayın Erdoğan, PKK’ya karşı daha çok işbirliğini gündeme getirecek. Reisi de bunu memnuniyetle karşılayacaktır. Aynı zamanda Reisi de İsrail ile olan ilişkilerin gözden geçirilmesini isteyecektir. Güney Kafkasya'da güzel gelişmeler yaşanıyor. Ermenistan ile Azerbaycan barış yolunda güzel adımlar adıyor. Türkiye ve İran, barışın sağlanması taraftarlarıdır. Zengezur Koridoru meselesi vardı, görüş ayrılığına yol açan. İran, ‘Bir yol istiyorsanız Aras Nehri üzerinde yol vereyim.’ dedi ve şimdi o yolun inşaatı başladı. Türkiye de bunu sıcak karşıladı. Erdoğan ve Reisi görüşmesinde sınırlarda ortak pazarlar kurulması konusu da ele alınacak. ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları aşabilmek için dolaylı ve doğrudan bazı yollar bulunuyor. Birçok kalemde iki ülke arasında ticaret yapmak mümkün. Gelen bilgilere göre gümrüklerde bazı sorunlar yaşanıyor. Yük araçlarının geçişlerinin süresi uzun. Uzun süre sınırda bekletilmeler oluyor. Bu aşılmalı. “Bir diğer konu da İran, sınırdan geçen TIR’lara kamyonlara ucuz yakıt imkânı tanıyabilir. İki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmak için iş insanlarına devletler daha fazla destek sağlayabilir. İran ile Türkiye arasında ilişkiler daha da gelişmeli. Ekonomik işbirlikleri güçlü olursa siyasi ve güvenlik konusunda da işbirliği artar. İki ülke arasında ekonomik göstergeler iyi değil. 8,5 milyar dolarlık ticaret hacmi var ve bu çok az. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son Tahran ziyaretinde, ticaret hacminin 30 milyar dolara çıkartılması hedeflendi. Eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejat döneminde de aynı hedef vardı. Hala hedefe ulaşılamadı. Türkiye ile İran’ın iyi ekonomik ilişkisi olması, Türkiye’nin ABD’ye karşı ekonomik gücünü artırır. Bana göre, Türkiye ne kadar ABD’ye yakın bir politika izlerse, o kadar çok zarar görüyor.”

‘ÇALDIRAN SAVAŞI'NDAN MI GELMİŞ BU HABERİ YAPAN?’

Türkiye Gazetesi'nin İran konusunda hayali haberler yaptığını belirten Azar Mahdavan, şunları söyledi:

“Türkiye Gazetesi'nde çok ilginç haberler, hatta hayali haberler yapılıyor. İran, Pakistan ile sorun yaşadı. Bu sorunu hemen toparladı iki ülke. İki ülke de terör operasyonu yaptı. Ama Türkiye Gazetesi, bu operasyonu ‘Sünnilere karşı yapıldı’ diye gösterdi. Çaldıran Savaşı'ndan mı gelmiş bu haberi yapan? Mezhebi yaklaşımın bir faydası yok. İran’da Sünniler yaşıyor. Nerede öldürülmüşler? Nereden çıkartıyorlar bu haberleri? İran’ı parçalamak isteyen bir adamla röportaj yapıyorlar. Bu haberler iyi niyetli değil. İlişkilere zarar vermek istiyorlar. Ama her iki hükümet de buna geçit vermiyor. İran Müslüman katili olsaydı, neden bu kadar Gazze’yi, HAMAS’ı destekliyor? İran İslam Devrimi, Müslümanların taraftarı olmak, zulme uğrayan ülkeleri desteklemek üzerine kurulu. Zaten biz de bunun bedelini ödüyoruz. İran’a yapılan bu yaptırımlar ne için? İran Suriye’de DEAŞ’a karşı mücadele etti. Şehit Kasım Süleymani de bunun mimarıydı. Bu arada bizim ülkede, ABD ve İsrail büyükelçilikleri de yok.”

Sonraki Haber