İranlı tıp bilgini Ebu’l-Mansur

Ebu’l-Mansur, kimya bilimiyle ilgili araştırma ve çalışmalarını, daha çok insanların günlük hayatları ile ilgili konular üzerine toplayarak; kimya biliminin pratik sonuçlarını, insan hayatında ilk kez kullanan bilgin olmuştur.

Ebu Mansur Muvaffak Haravi X. yüzyılda yaşamış İranlı bir hekimdir. Samanîler döneminde Herat'ta yaşamış; ülkesinin yanı sıra Hindistan'ı da dolaşarak tıp konusunda ayrıntılı bilgi edinmiştir.

Sodyum karbonat ile potasyum karbonatı birbirinden ayıran Ebu Mansur'un arsenik oksit, bakır oksit ve antimon hakkında da bilgisi olduğu düşünülmektedir.

Kimya ve tıp bilgini X. yüzyılda yaşadı. Tam adı Muvvaffak bin Ali el-Hirevî olup, künyesi Ebu’l-Mansur’dur. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmemekle birlikte X. yüzyılın ikinci yarısında, 961-976 yılları arasında hüküm sürmüş olan Samanî Hükümdarı Emin Mansur bin Nuh ile aynı zamanda yaşadığı tahmin edilmektedir. Ebu’l-Mansur, kimya bilimiyle ilgili araştırma ve çalışmalarını, daha çok insanların günlük hayatları ile ilgili konular üzerine toplayarak; kimya biliminin pratik sonuçlarını, insan hayatında ilk kez kullanan bilgin olmuştur. Aynı zamanda, bilinen en eski Farsça tıp kitabının yazarıdır.

HİNDİSTAN’A KADAR UZANDI

Ebu Mansur’un çok seyahat ettiği ve bu arada Hindistan’a da gittiği anlaşılmaktadır. XIV. yüzyıldan itibaren tanınmaya başlayan kitabı nebatî, hayvanî ve madenî ilâçlar olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır. Müellif 466’sı bitkilerden, 44’ü hayvanlardan ve 75’i minerallerden elde edilmiş toplam 585 ilâcın adını alfabetik sıra ile vererek terkip ve tesirlerini izah etmektedir. Tıbbî bilgiler yanında ayrıca sodyum ve potasyum karbonatların birbirlerinden ayırt edilişleri, arsenik, bakır oksit, silisik asit ve antimon, bakır, kurşun bileşiklerinin zehirleyici nitelikleri, yanmamış kirecin kıl dökücü etkileri ve cerrahîde kullanılması gibi kimyasal konular hakkında da bilgi vermiştir. Kitabın kaynakları arasında Srīfarkavādat (Śrīhārgavadatta), Bâhayıl, Jatak gibi Hint; Hipokrat, Galen, Dioskorides, Aeginalı Paulus gibi Grek ve Ali b. Rabben et-Taberî, Huneyn b. İshak, Sâbit b. Kurre, Ebu Mahir Musa b. Yusuf b. Seyyar gibi İslâm bilginlerinin eserleri bulunmaktadır.

BULMAK YETMEDİ FAYDASINI ARADI

Ebu’l-Mansur, kalsiyum sülfatı belli sıcaklıkta ısıttıktan sonra, elde ettiği alçıyı yumurta akıyla karıştırarak kırıkların sarılmasında kullandı ve böylece, sarılan kırıkların kaymadan kolaylıkla kaynamasını sağladı. George Sarton, bilim tarihi ile ilgili eserinde, bu bilginden; “Ebu’l-Mansur, zamanının bir tanesiydi. Bakır oksidi tam anlamıyla inceleyip, bilimsel tanımını ortaya koymuştur. Ayrıca sürme taşı, yani antimonu da inceleyerek, günlük hayatta kullanılabilecek olduğu yerleri açıklamıştır.” diye bahsetmiştir.

Ebu’l-Mansur Muvaffak, bakır üzerinde yaptığı incelemelerde, bakırın, hava ile teması sonucunda dış yüzeyinde yeşilimsi bir tabakanın oluştuğunu saptadı ve bu oksit tabakasını saçların parlak, siyah renge boyanmasında kullandı. Bakırın ve kurşunun bütün bileşiklerini biliyor ve çeşitli alanlarda kullanıyordu. Cıva üzerinde de araştırmalar yapan Ebu’l-Mansur, salisilik asidi (Aspirinin esas maddesini) imal etmeyi de başarmıştı. İlâç imalatında filtrasyon (süzme) ve buharlaştırma metodunu geliştirdi. Deniz suyunun filtrasyonunu yaparak arılaştırılmasını da başardı.

Bilim tarihçisi Celal Mazhar, “Eser-ül-Arab fil-Hadârât-il-Avrubiyyeti” adlı eserinde, çağdaş uygarlığın kuruluşu konusunu incelerken, Ebu’l-Mansur hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştır:

“Milâdî X. yüzyılda, İslâm dünyası kimya dalında dahi bir kimyacıya tanık oldu. Bu bilgin, çok önemli kimyevî keşifler ortaya koymuştu. Adı Ebu’l-Mansur olan bu bilgin, kimya tarihinde ilk kez sodyum karbonat ile potasyum karbonatı birbirinden ayırt etmiştir. Böylece ‘kali’ ve ‘kalevi’ adını verdiği sodyum karbonat, Batı kimya literatürüne önceleri, bu ad altında geçmiş bulunuyordu. Bunun gibi o, ayrıca arseniği ve silikat asidi de tanımlamıştır.”

REHBER KİTABI HALEN KAYNAK GÖSTERİLİYOR

Ebü’l-Mansur Muvaffak, bilimsel çalışmalarında iki yol izliyordu. Birincisi, daha çok insan ve dolayısıyla toplum ağırlıklıydı. Ders okutuyor, günlük problemler ile ilgili ilâçları hazırlıyor ve uygulamasını yapıyordu. Yaptığı bu ilâçları piyasaya sürerek, ihtiyaç duyduğu âlet ve maddeleri satın almak için gerekli parayı kazanıyordu. Bu bakımdan, kimya sanayisinin piri ve kurucusu olarak kabul edilebilir.

Ebu’l-Mansur Muvaffak, bu bilimsel çalışmalarının yanında, ayrıca bizzat bilimsel bilgi ve yetkinliğini derinleştirmek amacıyla birçok yolculuğa çıkmış, birçok bilgin ve üstaddan yararlanmıştır. “Kitâb-ul-Ebniye fî Hakâyık-il-Edviye” adlı eseri ile erişilmez bir üne ulaştı. Yüzyıllarca en güvenilir kimya kaynaklarından biri olarak kullanılan bu eserinde 585 çeşit ilâcı tanımlamıştır. Bunlardan 466’sı bitkilerden çıkarılıyor; 75’i madenlerden, 44’ü de hayvansal ürünlerden yapılıyordu. Adı geçen eserinin ilâç imalatı alanında önemi çok büyüktür. Eser, deneysel ve endüstriyel kimya dallarında da rehber kitaplardan biri oldu.

https://www.biyografya.com/biyografi/2660

https://islamansiklopedisi.org.tr/ebu-mansur-el-herevi

Sonraki Haber