İş insanı Bülent Eczacıbaşı: DPT yeniden kurulabilir

Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) günün ihtiyaçlarına göre yeniden kurulabileceğini belirten Bülent Eczacıbaşı, 'Her işimizi nasıl planlıyorsak, ekonomide de planlamaya ihtiyaç vardır.' mesajı verdi

Ülkemizin duayen sanayicilerinden Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile Bozüyük'teki Vitra fabrikasına yapılan yeni ek üretim tesisinin açılışı öncesi sohbet etme fırsatı yakaladık. Eskişehir'de bir akşam yemeğinde buluştuğumuz Eczacıbaşı, sohbet sırasında küresel ticaretteki gelişmelerden Gazze'de yaşanan insan dramına, ülkemizdeki yatırım ortamından ekonomi yönetiminin hedeflerine kadar birçok sorumuzu yanıtladı. Elbette bu bir sohbet olduğu için bazı sorularımızın yanıtları kayıt dışı olmak kaydıyla... Sohbetimiz sırasında Aydınlık gazetesi olarak bizim yıllardır dile getirdiğimiz ve son dönemde TEPAV Kurucu Direktörü Prof. Dr. Güven Sak başta olmak üzere birçok iktisatçının da üzerinde fikir birliği ettiği Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) benzeri bir yapının yeniden kurulması fikrini Bülent Eczacıbaşı'na sorduğumda bu görüşü desteklediğini ifade etti.

MERKEZİ PLANLAMA DEĞİL...

Bunun üzerine sohbetin bu kısmını yazmak istediğimi belirterek, kendisinin de rızasını aldım. Eczacıbaşı o sohbette DPT konusunda şunları söyledi:

“Her işimizi nasıl planlıyorsak, ekonomide de planlamaya ihtiyaç vardır. Bu planlama, ileriye yönelik olarak önlemler almak, gelişmeyi yönlendirmek anlamında olmalıdır. Rekabeti reddeden merkezi planlama modeli bütün dünyada çökmüştür, tekrar bu yönde deneylere girişilmesi düşünülemez. Ekonomide planlama, olmazsa olmaz. Bakanlıklar seviyesinde benzer anlayışla bir planlama mutlaka mevcut. Devlet Planlama Teşkilatı günün ihtiyaçlarına göre yeniden kurulabilir, kurgulanabilir. DPT eleştirilebilir. Kusurları konuşulabilir, ama bıraktığı boşluğu doldurmanın kolay olmadığını görüyoruz. Devletle birlikte özel sektörün de dahil olduğu, iki çark gibi birbirini tamamlayan bir yapıyla geleceği planlamanın yararına inanıyorum.”

TEŞVİKTEN ÇOK İKLİM ÖNEMLİ

Eczacıbaşı ile DPT'yi konuşurken kendisi ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ekonomilerin de uzun vadeli planlar yaparak özel sektörü yönlendirdiklerini hatırlattı. Daha sonra konu yabancı yatırım ve diğer konulara gelince başkaca önemli tespitler de Eczacıbaşı tarafından yapıldı.

“Yatırım iklimi sözünü çok severim. İklimi kısa sürede değiştiremiyorsunuz. Bunu değiştirmek için çok şey yapmak, orta vadeyi hedef almak gerekiyor.” diyen Eczacıbaşı, “Yabancı yatırımcılar, hava durumuna ilişkin tahminlerden değil, yatırım iklimine ilişkin niyetlerden ve işaretlerden etkilenir. İstikrar 6 ayda istenilen noktaya gelmeyecek, belki 2-3 yılda gelecek. Yatırımcıların sorunlarını çözmeyi hedeflemek doğru yaklaşımdır. Çünkü, kısa vadeli hedef ve teşviklerle yatırımcıyı çekmek mümkün değil.” mesajı verdi.

“Yabancı yatırımcı bir ülkede ne arıyor?” diye bakıldığında “Tutarlı politikalar arıyor. Eğitilmiş insan gücü arıyor. Hukuk arıyor. Ama, genelde teşvik aramıyor.” ifadelerini kullanan Eczacıbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yani işin kökü sağlamsa, teşvik üçüncü dördüncü sırada. Bedelsiz arsa vermek, vergi muafiyeti sağlamak gibi teşvikler elbette anlamlı… Ama bunlar yatırım kararında çok etkili değil. Geleceğe yönelik güven ortamının sağlanması hepsinden önemli.”

TUTARLI POLİTİKALAR ESAS

Yabancı yatırımcıların beklentilerini hükümet üyelerine de bu şekilde ilettiğini aktaran Bülent Eczacıbaşı, “Başbakanlarımıza, bakanlarımıza bunları söyleyen yabancı yatırımcılarla çok defalar birlikte oldum. Bu yatırımcıları davet ederken, vergi indirimleri ya da teşviklerle değil, eğitilmiş insan gücümüzle, tutarlı politikalarımızla ve hukuk sistemimizle cezbetmeliyiz. Yatırım ikliminin olmazsa olmaz koşulu istikrar. Düşük enflasyon. Bizim enflasyonu mutlaka indirmemiz lazım. Dünyada da aynı sorun yok mu? Var. Bu sorunun üstesinden daha kısa sürede gelen ekonomiler, rekabette avantaj sağlayacak.” diye konuştu.

KAPİTALİZMİN RESTORASYONU FİKRİ

Sohbetimiz sırasında mevcut kapitalist sistemin ciddi sorunlar ve gelir dağılımında adaletsizlik yarattığına dikkat çeken Bülent Eczacıbaşı, “Rekabeti reddeden sistemlerin çöktüğünü gördük. Rekabete dayalı yeni bir tür kapitalizme doğru gitmek lazım. Bunun adı 'paydaş kapitalizmi.' Henüz olgunlaşmış değil. Serbest girişim bu yapı içinde çok önemli bir yere sahip. Geleceğimizde de çok büyük rol oynayacak. Paydaş kapitalizmini benimseyen girişimler sadece hissedarlarına karşı değil, topluma, müşterisine, çalışanına, tedarikçisine, çevreye, ülkesine ve dünyanın yarınına karşı sorumlu. Hissedar kapitalizmi bütün dünyaya hükmetti. Ama şimdi bu değişiyor. Değer zincirleri de yeni düzenlemeler de buna göre şekillenecek görünüyor.” mesajlarını verdi.

TÜRK MÜTEŞEBBİS KALDIRAÇ KULLANMAYA ÇEKİNİYOR

Seçimlerin ardından finansmana erişimde bir rahatlama olup olmadığını Bülent Eczacıbaşı'na sorduğumuzda şunları anlattı:

“Dengelerin kaydığı bir dönemde finansman konusu oldukça zorlaştı. Şirketler için finansmana ulaşmak bir dönem neredeyse imkânsız hale geldi. Hâlâ normalleşmeyi bekleyen bir konu bu. Ekonomideki dengeler ile yakından ilgili. Bugün bir iyileşme var tabi. Yerleşik, güvenilir şirketler için de böyle. Bir anda düzelmesini beklememek lazım ama bence olumlu yönde gidiyor. Örneğin, bugün bizim gibi kuruluşlar çok düşük borçluluk oranı ile çalışmaya gayret ediyor. Anlamlı bir şey değil ama mecburen böyle yapmak durumundayız. Şirketler normal düzen içinde borçtan yararlanırlar. Sen şimdi o kaldıraçtan yararlanamıyorsan, ama başka bir ülkedeki rakibin yararlanıyorsa, dezavantajın var demektir. Biz sadece Türkiye’de faaliyet gösteren bir kuruluş değiliz. Yurt dışında rakiplerimizin bu kaldıraçtan yararlandığını görüyoruz. Yatırımlarda en azından birkaç sene vade ile borçlanma imkânı girişimcilere önemli bir avantaj yaratıyor.”

'BAKAN ŞİMŞEK TUTARLI CEVAPLAR VERDİ'

Enflasyonla mücadele ve ekonomi yönetiminin politikalarına ilişkin sorularımızı da yanıtlayan Bülent Eczacıbaşı, şunları söyledi:

Bakan Mehmet Şimşek, '3 yıldan önce enflasyonda ciddi bir düşüş beklemeyin' diyor. Bunu gerçekçi ve doğru buluyorum. '6 ay sonra bu iş hallolacak' deseydi inandırıcılığı sorgulanabilirdi. Gerçekçi tahminler zarar vermez, yarar sağlar. İlk başta moral bozucu gibi gelse de çözüme katkı sağlar. Bize 6 ay sonra düzelecek demek, moral vermez, 3 yıl sonra düzelecek demek moral verir. New York'ta Mehmet Şimşek'in yabancı yatırımcılarla olan toplantısına ben de katıldım. Şimşek, son derece samimi bir sunum yaptı. Bu samimi ton, yabancıları son derece etkiliyor. Niye şimdiye kadar böyle yaptınız, diyenler oldu. Bundan sonra düzeleceğine nasıl güveniyorsunuz, diyenler de vardı. Mehmet Şimşek bunlara çok güzel ve tutarlı cevaplar verdi. Neticede çok olumlu bir toplantı oldu. Ben oradan moralle ayrıldım. Türkiye'ye yabancı yatırımcılardan bir anda para yağacak demek elbette mümkün değil ama faydalı bir toplantıydı.”

'AVRUPA DURDU DİYE DURAMAYIZ'

Avrupa'daki durgunluğun etkilerine yönelik bir soruyu da yanıtlayan Bülent Eczacıbaşı, şu mesajları verdi:

“Her zaman şikâyet edilecek konular vardır. Hayat böyledir. Sıkıntısız bir dönem hiç olmadı dünyada. Biz bunlardan bağımsız olarak üretmeye devam ediyoruz. Avrupa’daki pazar daralması pek çok ihracatçı gibi bizi de etkiledi. Daha önce 2008’de bunu yaşamıştık. Şimdi de yaşıyoruz. Önce Türkiye’de güçlenip ardından da Avrupa pazarında büyüme stratejisi izlediğimiz için kriz zamanlarında yatırım yapmaya devam etmenin faydasını görüyoruz. Başka pazarlara da yöneleceğiz. Karşılaşılan sınamalardan bağımsız olarak, üretimi sürekli artırmak istiyoruz.”

ORTA DOĞU VE ORTA ASYA'YA YATIRIM

Eczacıbaşı Topluluğu'nun hedeflerine yönelik sorular üzerine, “Orta Doğu ve Orta Asya bölgesinde yatırım planlarımız var. Bu bölgelerde büyümeyi planlıyoruz. Çeşitli ortaklıklarla pazarın içinde olan pazarı bilen firmalarla iş birliği yapabiliriz.” diyen Bülent Eczacıbaşı ayrıca şunları anlattı:

“İlaç üretimine yeniden başladık. Ana iş kollarımızdan sağlık alanında daha da büyümeyi planladık. Sağlık sektörü özellikle teknoloji tarafında geçmişe kıyasla oldukça gelişmiş durumda. Bu nedenle, yatırımlarımız da farklılaşıyor. Artık start-up'lara da yatırım yapıyoruz. Çok sayıda yatırım projesi önerisi geliyor. Bu konuda bir fon da kurduk.”

Sonraki Haber