İş yerlerinde ölüm kol geziyor: Hükümet işverene sözünü geçirirse çözülür
İSAF Başkanı Ensari, Türkiye’de iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının önder olması gerektiğini söyledi. ‘İşverenin niyeti çok önemli.’ diyen Ensari, camia olarak artıştan endişe duyduklarını kaydetti.
İş Sağlığı ve Güvenliği Dernekleri Federasyonu (İSAF) Genel Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, Ulusal Kanal’da Melike Güler Kadan’ın sunduğu Emek Dünyası programına katıldı. Ensari, Türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki sorunların çözümüne ilişkin “Hükümetin sözü işverene geçerse bu iş olur.” değerlendirmesinde bulundu.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin yerel ve ulusal basın, işçi yakınları, hekimler vb. gibi kaynaklarla yaptığı son araştırmaya göre ekimde en az 150 yılın ilk 10 ayında ise en az 1634 kişi çalışırken yaşamını yitirdi. Ekim ayındaki ölümlü iş kazaları en çok inşaat iş kolunda meydana geldi. İSAF Başkanı Ensari, “Ülkemizdeki inşaat yapım sürecindeki sistemsel hatalar ve taşeronla çalışmanın etkileri yüksek. Zincirin birçok halkası var. Camia olarak bu kazaların giderek artmasından endişeliyiz.” ifadelerini kullandı.
BAKANLIK SAHADAN KOPUK
Sahadaki uzmanlarla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının arasındaki kopukluğa işaret eden Ensari, “Maalesef 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yamalı bohçaya döndü. Maddeleri 10 yıldır devamlı ertelenen bir kanun.” bilgisini verdi.
3 YIL GEÇTİ ADIM ATILMADI
“İnanın kaza haberlerine yetişemiyoruz.” diyen İSAF Başkanı, şöyle devam etti: “Çalışma Bakanlığı 15 Aralık 2021’de çevrim içi bir çalıştay yaptı. İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü bünyesinde İş Kazaları Araştırma Merkezi kurulması kararlaştırıldı. İş yerlerinde meydana gelen kazaların araştırılarak, kaza kök nedenlerinin ortaya konulması ve tekerrürlerin ortadan kaldırılmasını amaçlayan bu projede 3 yıl geçmiş olmasına rağmen adım atılmadı.”
SAC AYAĞI
Konunun işçi, işveren ve hükümetten oluşan bir sac ayağına dayandığını vurgulayan Ensari “İşçilerimizi eğitmeliyiz. Ama işveren isterse, hükümetin de sözü işverene geçerse bu iş olur. Birinci madde işveren. 2012 yılında bu yasayı çıkarırken dönemin Çalışma Bakanının da çok zorlandığını biz biliyoruz.” dedi.
10 YILDA ŞOK EDİCİ ARTIŞ
Son 10 yılda iş kazalarında yüzde 686’lık şok edici bir artış olduğuna dikkati çeken Ensari, bugün iş kazalarının yüzde 98’inin; meslek hastalıklarının da tamamının engellenmesinin mümkün olduğunu vurguladı. Bu noktada işverenin niyetinin önemine işaret eden Ensari, “İşveren işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin tedbirleri bir masraf olarak görmemeli. Öte yandan bu tedbirler alındığında iş yerlerinde üretim ve verimin arttığını gösteren bilimsel araştırmalar da var. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş sağlığını çalışanların bedensel ruhsal ve sosyal yönden iyilik halleri olarak tanımlar. Siz bu maddeleri gerçekleştirirseniz hem kazaları önler hem de verimli çalışmanın önünü açarsınız. İşveren bu konuda eğitilmeli. Bakanlık önder olmalı.” dedi.
YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ
Tespit edilen kazaların “en az” rakamlar olduğunu üzülerek ifade eden Ensari, şöyle devam etti:
“Tekrar söylüyorum ‘Bakanlık, Bakanlık, Bakanlık’. Bakanlığın İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü makamına gelenler ortalama bir sene görev yaptıktan sonra değiştiriliyor. Ben 7-8 genel müdür saydım. Bir kanun düşünün ki 2012’de hazırlandı hala tüm maddeleri yürürlüğe girmedi. Resmen yılan hikayesi. Bürokratlarımızla görüşmemizde ‘Siyasi iradeyi aşamıyoruz, esnaf odaları, ticaret odaları ertelenmesini istiyor.’ gibi ifadelerle de karşılaştık. Önce hükümet niyetli olacak.”
UZMANLAR HAVUZDAN ATANMALI
İş güvenliği uzmanı meslektaşlarına, bildirimde bulunmaktan çekinmemelerini tavsiye eden Ensari, “Bizim baştan beri savunduğumuz iş güvenliği uzmanının Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB) havuzundan atanmaları. Ücretlerini de oradan almaları. Bu daha reel bir denetim ortamı sağlayacaktır. Aynısını önceki dönem Çalışma Bakanı Vedat Bilgin de söylemişti.” diye konuştu.
KAYITLAR TUTULMUYOR
Meslek hastalığına ilişkin kayıtların da tutulmadığına vurgu yapan Ensari, çalışanların karşılaştığı hastalıklarda meslekleriyle ilgili bir illiyet bağının kurulmadığını söyledi. Ensari, “İş yeri hekimleri sağlık gözetimlerini yapmamış, Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmemiş. Meslek hastalıklarının bir kısmı yıllar sonra ortaya çıkabilir. Örneğin asbest maruziyeti 50 yıl sonra da sizi kanser edebilir. Size çok üzücü bir şey söyleyeyim. Şu anda Türkiye’de tek aktif meslek hastalığı hastanesi Ankara’da. Diğerleri ise pasif durumda. Bugün Türkiye’de büyük bir endüstriyel kaza olursa onları götürebileceğimiz bir hastanemiz de yok.”
DEPREM BÖLGESİ İÇİN UYARDI
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin bir kültür olduğuna işaret eden Ensari, “Basitçe bir kelimeyle ifade ediyoruz ama çocukluktan itibaren bu kültürün verilmesi gerekiyor.” dedi. Deprem bölgesinde de vahim bir tablo yaşandığını belirten Ensari, şunları kaydetti:
“Deprem bölgesi için asbest maruziyeti çok tehlikeli. 2010 yılı öncesinde inşa edilen tüm yapıların yüzde 95’inde asbest ve diğer tehlikeli maddeler vardır. En çok birinci derecede orada çalışan operatörler, işçiler etkilendi. Onlara hiçbir kişisel koruyucu donanım sağlanmadı. 32 yıllık bir operatör bugüne kadar kimsenin bu tozların içinde zararlı madde olduğunu anlatmadığını söyledi. Temelde yine eğitime dönüyoruz…”