İşçi üretmek istiyor

Zerrin ÖZTÜRK

Tükenen bu yıl da çalışma hayatındaki binlerce emekçinin, çekilmez hale gelen ekonomik darboğazdan üreterek çıkma mücadelesiyle geçti. 2024 milyonların geçinebilmek için sesini daha da yükselttiği bir yıl oldu. Bizi bekleyen 2025 yılında ise işçi ham hayallere uzak, kendi gerçekliğini sorgulamaya, öne çıkarmaya başladı bile...

İşverenlerin Anayasamızın 51. maddesinden doğan bir hak olarak kendi sendikaları, odaları, dernekleri, birlikleri, konfederasyonları var. Aynı madde, çalışanların da aynı hakka sahip olduklarını düzenlemiştir:

İlgili madde şöyle demektedir:

“... Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.”

DEVLET KENDİ YASASINA SAHİP ÇIKSIN

Emekçiler açısından bu maddeye aykırılık gösteren fiilleri icra eden işverene devletin para cezası kesmekten başka hukuki yaptırımı da olmak zorundadır. Yoksa işçilerimiz daha çok haksız ve hukuksuz şekilde kapı önüne bırakılacaklardır.

İşçi, iş barışı içinde Türkiye üretsin, kazansın ister. Yanı sıra emeğinin karşılığını da almak zorundadır. İşçiyi, emekçiyi köleleştiren, sokağa atan, örgütlülüğünü hiçe sayan, açlık ve yoksulluk sınırının altında çalıştırmak isteyen sistem artık tıkanmıştır. O nedenle gıda iş kolunda, metal ve sanayi iş kollarında her gün yeni direnişlere, grevlere tanık oluyoruz, olacağız.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre, Ocak 2024 itibariyle toplam işçi sayısı 16 milyon 395 bin 275, sendikalı işçi sayısı ise 2 milyon 495 bin 473’tür.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun açıklamasına göre, Şubat 2024 itibariyle sendikalı kadın işçi sayısı 576 bin 23 olmuş. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın açıklamasına göre ise, 2024’ün ilk 6 ayında kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 32,6 olmuştur.

KAMU SENDİKALI ÖZEL SENDİKASIZ

Dikkat: Kamu sektöründe çalışan işçilerin yüzde 80,71’i sendikalı iken, özel sektörde çalışan işçilerin sadece yüzde 7,38’i sendika üyesidir. İşçinin ekonomik ve sosyal haklarını savunabilmek için çalışacak olan sendikadan özel sektör niçin korkuyor?

Özel sektör, işçiyi sendikasızlaştırmıştır. Özel sektörün kâr hırsı karşısında işçi sendikal gücünden yoksun bıraktırılmış, gün geçtikçe yoksullaşmış, bugün de yoksullaşması dayanılmaz sınırlardadır.

MİLLETSİZ MİLLİ DEVLET OLUR MU?

Çalışma barışının endazesi bozulmuştur. İşveren, belli ki sendikalı işçiyi işyerinde istememektedir.

Kârından zarar edeceğini düşünen işveren, işçisine kazandırarak çok daha fazla kâr edecekken, aşırı kâr hırsı dengeyi bozmuştur.

Devlet kavramına bağımsızlık ve güç erkini kazandıran kendi milletidir. Bugün emekçiler devlet korumasının dışına itilmiştir. Kabul edilemez.

İşçinin sendikasından ve devletinden başka dayanağı yoktur… Türkiye’nin gerçek kalkınması emeğin hakkını vermekle mümkün olabilir.

Yeni yıla bu koşullarda giriyoruz. Türkiye İşçi Sınıfı ağır ekonomik koşullarda, geçinebilmek için hak arayışı içindedir. Biz de Bindallı’da her zaman işçinin, emekçinin sesi olacağız.

“Ekin ektim çöllere, biçtirmedim ellere” der türkülerimiz. En zor koşullarda bile kendimiz ekeceğiz, kendimiz biçeceğiz, biz üreteceğiz!

Sonraki Haber