İsim değil program değişmeli
TCMB Başkanı Erkan’ın görevden ayrılmasının ardından yerine Fatih Karahan atandı. Cevdet Yılmaz ve Mehmet Şimşek, program değişikliği olmayacağını vurgulayarak, Batılı finans kuruluşlarına güven verdi. Topkurulu ise artık Türkiye’de neoliberal politikaların uzun süre uygulanamadığını aktardı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile görevden ayrıldığını duyurdu. TCMB yönetimine gayriresmi bir şekilde ailesinin dahil olduğu haberlerine ilişkin “itibar suikasti” tanımlamasını yapan Erkan, “Son dönemde şahsıma yönelik büyük bir itibar suikasti kampanyası düzenlenmiştir. Bu süreçten ailem ve dahası henüz bir buçuk yaşına bile girmemiş günahsız evladımın daha fazla etkilenmemesi için, Sayın Cumhurbaşkanımızdan ilk günden beri şerefle yürüttüğüm görevimden affımı talep etmiş bulunuyorum.” ifadelerini kullandı.
KARAHAN DA ABD’DEN
Erkan’ın görevden ayrılmasının ardından TCMB Başkanlığı görevine Fatih Karahan atandı. Erkan’ın ekibinde TCMB Başkan Yardımcısı olarak bulunan Karahan, öncesinde ABD’nin merkez bankası FED’de ekonomist, Amazon şirketinde de başekonomist olarak görev yürütmüştü.
YABANCIYA GÜVEN TELAŞI
Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, görev değişikliği sonrasında yayımladıkları açıklamalarda, mevcut sıkılaştırma politikalarının devam edeceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Orta Vadeli Programın kararlı bir şekilde uygulanmaya devam edeceğinini belirtti. Şimşek de kararın Hafize Gaye Erkan’ın şahsi takdiri olduğunu paylaşarak, “Ekip olarak güçlü işbirliği ve koordinasyon içinde fiyat istikrarı hedefimize emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz." dedi. Mehmet Şimşek’in yayımladığı İngilizce açıklamada, Türkçe açıklamada olmayan ifadelerin yer alması dikkat çekti. İngilizce paylaşımda bulunan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomi ekibimize ve programımıza olan desteği ve güveni sonsuzdur.” cümlesi ile sıcak para girişi için ortodoks para politikalarının devamını şart koşan uluslararası kuruluşlara, programın devam edeceğine dair güven verme isteği öne çıktı. İngiliz ekonomist ve Bluebay Asset Management Kıdemli Gelişen Piyasalar analisti Timothy Ash de sosyal medya paylaşımında, Erkan'ın gidişinin politikalarla ilgisi olmadığını ve kişisel olduğunu iddia ederek politika değişikliği olmayacağı görüşünü paylaştı.
JP MORGAN OLUMLU BULDU
ABD merkezli yatırım bankası JP Morgan da görev değişikliğine ilişkin değerlendirme notunda “Para politikası daha şahin olabilir” ifadesini kullandı. Görev değişikliğini olumlu gördüklerini aktaran banka, “Ani liderlik değişiklikleri yatırımcılar açısından rahatsızlık yaratırken, yeni TCMB Başkanı'nı enflasyonun düşürülmesi ve lira açısından olumlu görüyoruz. Artık son PPK açıklamasındaki güvercin eğiliminin tersine dönmesi muhtemel. Önümüzdeki perşembe günü TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın TCMB Enflasyon Raporu Basın toplantısında ileriye yönelik şahin bir yönlendirme yapmasını bekliyoruz. Para politikasının önümüzdeki dönemde enflasyon görünümüne daha duyarlı olması muhtemel olduğundan, daha sıkı makro ihtiyati tedbirlerle birlikte yüksek faiz oranlarının daha uzun süre devam etmesini bekliyoruz.” açıklamasını yaptı.
NEOLİBERALLER UZUN SÜRE GÖREVDE KALAMIYOR
Hafize Gaye Erkan’ın görevinin kısa sürmesi TCMB Başkanlığı görev sürelerine dair tartışma yarattı. Eski TCMB Başekonomisti Hakan Kara, X hesabında 1996 yılından bu yana TCMB Başkanlarının görev süreleri ile ilgili bir grafik paylaştı. 4 ay ile en kısa görev yürüten Naci Ağbal olurken, Hafize Gaye Erkan da 6 ay ile Ağbal’ı takip etti. Görev süresi en kısa olan iki başkanın da sıcak para arayan, faiz artırıcı neoliberal politika uygulayıcıları olması ortak noktaları oldu. Neoliberal politika uygulayıcılarının, uzun süre görevde kalamadığını vurgulayan Vatan Partisi Ekonomi Siyasetleri Bürosu Başkanı Hakan Topkurulu, şöyle devam etti:
“Erkan’ın istifasının nedeni, basit bir ailevi sorun veya hakkında çıkan dedikodular değil. Çünkü bunlar böyle bir istifa için çok basit gerekçeler olur. Asıl neden olarak; atandığı günden bu yana uygulanan neoliberal politikaların başarısız olması, Sayın Erkan’ın değiştirilmesi gerektiği ve yerine aynı politikaları başarıyla uygulayacak birinin getirilmesi olarak düşünülmeli.
‘POLİTİKALAR SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL’
“Liberal politikaların uygulanmasına TCMB Başkanı dayanmıyor. Daha önce aynı politikaları uygulamaya çalışan Naci Ağbal’ın da görev süresi dört aydı. Türkiye artık, liberal politikaların uygulayıcılarını kabul etmiyor. Liberal politika uygulama çabasında olanlar tasfiye olmak zorunda kalıyor. Mehmet Şimşek tabii ki bu politikaların uygulanmasında ısrar edecek, ama görülecek ki Mehmet Şimşek gibi liberal politika uygulayıcıları uzun süre görevde kalamayacaklardır. İsim değişikliğine rağmen mevcut politikalara devam edileceğinin söylenmesi bu politikaların sürdürülebilir olduğu anlamına gelmemektedir. Liberal politikaların Türkiye’de uygulanma şansı kalmamıştır. Türkiye en kısa zamanda planlı, kamucu, kalkınmacı ekonomi modeline dönmek zorundadır. Türkiye, Vatan Partisi’nin ‘Üretim Devrimi’ programını uygulamak zorundadır ve önümüzdeki yıllarda uygulamaya başlayacaktır.”
SANAYİDE DURGUNLUK KONKORDATO VE ENFLASYONDA ARTIŞ
Hükümet yetkililerinin, hazirandan sonra uygulanan iç talebi baskılayıcı sıkı para politikaların devam edeceğine dair vurgular ön plana çıktı. Göreve atanan yeni TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın da sıkı para politikalarını uygulayan ekipte başkan yardımcısı olarak bulunması, programda devam edileceği görüşünü destekledi. Ancak Mayıs seçimlerinden sonra uygulanmaya başlayan ekonomi politikalarının sonuçlarında, konkordato sayılarında artış, 7 aylık üst üste imalat sanayinde yavaşlama ve enflasyona 25 puanlık artış dikkat çekti.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketi, 7 aydır sektörde yavaşlamayı işaret eden eşik değer 50’nin altında yer alıyor. Yine aynı dönemde, finansman maliyetlerinin yükselmesi karşısında, öz kaynakları yetersiz olan küçük ve orta büyüklükteki şirketlerin zorlanmasıyla Basın İlan Kurumu verilerine göre 2023’te ilan edilen konkordato sayısı 519’a çıkarak 2019’dan sonra en yüksek düzeye çıktı. Son olarak Mayıs 2023 yüzde 39,59 olan yıllık tüketici enflasyonu oranı da sıkılaştırma politikalarının ardından yüzde 65 seviyesine yükseldi.