İSO'nun Sektörel Tedarik Zincirleri Toplantıları'nda tarım sektörü ele alındı

Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay,ep beraber el ele verelim. Sanayici açısından amaç çiftçiden en ucuza almak olmamalı, amaç tüccar açısından da en ucuza kapatıp en yükseğe satmak olmamalı.' dedi.

İstanbul Sanayi Odasının (İSO) ham madde tedarik zincirlerindeki sorunların ele alınması için başlattığı Sektörel Tedarik Zincirleri Toplantıları'nın üçüncüsünde "tarım sektörü" masaya yatırıldı.

Çevrim içi toplantıda konuşan Turagay, dün açıklanan Türkiye İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri ile bugün açıklanan ihracat rakamlarındaki rakamların sevindirici olduğunu dile getirdi.

Toplantı çerçevesinde ele alınan tarım sektörünün Türkiye için önemine işaret eden Turagay, şunları kaydetti:

"Cumhuriyetimiz kurulduğunda da en iddialı olduğumuz sektörlerin başında tarım sektörü geliyordu, bugün de baktığımızda tarım sektörümüzün toplam istihdamdaki payı hala çok yüksek. Türkiye'nin ihracatında tarım sektörü ihracatımız 20,7 milyar dolar, ithalatımız 15,2 milyar dolar, net ihracatçı konumundayız. Dünya ihracatından aldığımız pay da yüzde 1,2 civarında. Temel sıkıntılarımızdan biri, bizim kimi ürünlerde ithalata bağımlı yapımız. Pamuk, buğday, mısır, soya bunlardan bazıları.

Pandemi dönemi, özellikle gıda güvenliğinin ve gıda tedarik zinciri güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bu dönemde şanslı bir ülkeydik, hiçbir ürünümüz raflardan eksik olmadı. Ama bu dönemde dünyada korumacılık eğilimlerinin de ortaya çıkmaya başladığını gördük. Her ülke kendine kendine yetmeyi bir anlamda destur edinmiş gibi gelmeye başladı. Bununla ilgili politikalar izleyen ülkeler de var."

Turagay, Rusya örneğinden bahsederek, tarımdaki kalkınma politikaları çerçevesinde bulundukları yerden şu an geldikleri yerin çok önemli olduğunu anlattı.

İTHALATA BAĞIMLI YAPI BİZİ ZORA SOKUYOR

Türkiye'nin temel sıkıntılarından birinin üretim olduğuna dikkati çeken Turagay, "Üretim konusunda 10 yıl önce neredeysek neredeyse bugün de aynı noktadayız. Bu da bizim ithalata olan bağımlı yapımızı, özellikle fiyatların arttığı dönemlerde daha da zora sokuyor." ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, rakamlara bakıldığında aslında dünya üretiminin dünya tüketimini karşıladığına dikkati çekerek, salgın döneminin insanların normalden daha fazla talepte bulunmasına yol açtığını, dolayısıyla bütün ürünlerde fiyatlarda önemli miktarda yukarı gidiş görüldüğünü dile getirdi.

Bunun ister istemez iç piyasaya da yansımalarının olduğunu ifade eden Turagay, bunun, enflasyon üzerindeki etkilerinden de bahsetti.

Turagay, "Türkiye olarak her türlü çalışmayı yapıyoruz, içeride de fahiş fiyat uygulamasının önüne geçmek için gerekli tedbirler alınmaya çalışılıyor ama sonuçta baktığınız zaman bazı politikalarımızı da yeniden gözden geçirmemiz gerek." dedi.

"LİSANSLI DEPOCULUĞUN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU GÖRDÜK"

Lisanslı depoculuğun öneminin görüldüğüne vurgu yapan Turagay, sistemin kurulması ile birlikte çiftçinin haklarının korunduğunu, oluşturulan sistemle ürün tedarikinde güvenli bir sistemin oluşturulması yönünde çok önemli bir adım atıldığını söyledi.

Turagay, sanayicilerin de bu konuda elini taşın altına koyması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:

ARZ GÜVENLİĞİMİ SAĞLAMAK ZORUNDAYIZ

"Bugün Türkiye'de ortalama bir tarım arazisinde büyüklük 5-6 hektar civarında. Hala Türkiye'de 2 milyon hektar ekim yapılmamış alan var. Buralara büyük kurumsal yatırımcıların gelmesini arzu ediyoruz. Lisanslı depoculuğun daha da gelişmesini, ürün borsalarının daha da gelişmesini arzu ediyoruz.

Hep beraber el ele verelim. Sanayici açısından amaç çiftçiden en ucuza almak olmamalı, amaç tüccar açısından da en ucuza kapatıp en yükseğe satmak olmamalı. Hep beraber uzun vadeli politikalar belirlemeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak arz güvenliğini çok net olarak sağlamamız gerektiği ortada."

TÜRKİYE’NİN KAYNAK SORUNU YOK

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan da bugün açıklanan ihracat rakamları ve dün kendilerinin açıkladığı PMI verilerinden duydukları memnuniyete işaret ederek, "Hem ihracattaki bugünkü rakamlar hem de dün açıkladığımız PMI yıla güçlü bir üretim girişi ile başladığımızı gösteriyor. Nasıl ki geçen senenin özellikle mayıs-haziran ayından sonra sanayimiz birçok sektörde artan bir ivmeyle ekonomimizin dinamosu ve moral kaynağı olduysa, 2021'in ilk göstergeleri de aynı heyecanın sürmekte olduğunu gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bahçıvan, bununla yetinmemek gerektiğinin altını çizerek, Türkiye'nin çok daha fazlasını hak ettiğini dile getirdi.

Ülkenin elindeki kaynakların doğru kullanılması halinde başarılı işler yapılacağını belirten Bahçıvan, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'nin kaynak sorunu yok, kaynakları doğru kullanma konusunda eksikleri var. Her türlü kaynağımızı doğru kullandığımız takdirde bugün elde ettiğimiz başarılardan çok daha güçlülerini elde ederiz. Bir ülkenin sigortası, olmazsa olmazı sanayisi, bu yüzden sanayi için ne verilse az, sanayiciler de bunları fazlasıyla hak ediyor.

Tarımsal üretim ve tarımsal üretimin sorunları konusu tek toplantıda çözülecek kadar basit bir konu değil ama bu toplantılar istişarenin ve karşılıklı empati ikliminin oluşması anlamında bir vesile. İletişimi ne kadar doğru kurabilirsek, geleceğin nitelikli hikayesini hep birlikte çok daha güçlü yazabiliriz."

Toplantı çerçevesinde sektör temsilcileri soru, görüş ve önerilerini de paylaştı.

Sonraki Haber