İsrail ateşle oynuyor

İsrail Hava Kuvvetleri, önceki gece Suriye'nin liman kenti Tartus çevresinde bulunan çeşitli askeri noktaları vurdu. Suriye Hükümeti, saldırıda 3 askerin hayatını kaybettiğini duyurdu. Tartus kenti, Rusya'nın bölgedeki kalbi konumunda...

Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'da başlattığı 'Özel Askeri Operasyon'un Suriye sahasındaki etkileri görülmeye başladı. Harekât öncesi yaklaşık 2 yıl süren sessizlik dönemi, yerini yeni bir alan hakimiyeti mücadelesine bıraktı. Bunda Rusya'nın Suriye'de görece dağınık olan kuvvetlerini yeniden organize etmesi ve bu süreçte bazı üslerden çekilmesi etkili oldu. Ruslar, Palmira ve Sukna ile Halep'in doğusundaki Neyrab'dan, Tabka'daki kontrol noktalarından ve Humus'un doğusuki bazı üslerinden asker ve teçhizat kaydırdı.

Bunun yanında 24 Şubat öncesi Suriye sahasında ayda yaklaşık 1000 hava operasyonu düzenleyen Rus jetleri, bu sayıyı 300'ün altına düşürdü. Ocak ayında İdlib'de 50 hava harekâtı düzenlenirken, bu sayı şubatta 4'e, martta 8'e düştü. Rusya'nın Suriye sahasındaki yeniden konuşlanması, diğer tüm kuvvetleri de harekete geçirdi.

İRAN GÖRÜNÜR OLMAYA BAŞLADI

Rusya, askerlerini öncelikli gördüğü bölgelerde konsolide ederken, yerini Suriye ve İran'a bıraktı. Özellikle İran'a bağlı güçler son dönemde sahada çok daha görünür olmaya başladı. Deyrezor'un güneyinden çöl bölgesine doğru kayan İranlı güçler, Mayadin'in batısına ilerledi. Bu süreçte Hizbullah Humus'un doğusu ile Palmira'ya, Ebu El Fadıl Abbas Fırat’ın batı yerleşimlerine, Fatimiyyun grubu da Rakka güneyi ile Halep civarına geldi. İran Devrim Muhafızları'nın geçen gün Mayadin çöllerinde orta menzilli füzeler denemesi de cabası. Fakat Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın 12 Mayıs’ta İran’a yaptığı ani ziyaret, bu süreçte Şam-Tahran eşgüdümü olduğunu gösteriyor.

İSRAİL SALDIRILARINI ARTIRDI

İsrail'in de Suriye sahasındaki saldırılarının hem sayısı hem derinliği hem de şiddeti arttı. Suriye'nin içlerine hatta Deyrezor'a kadar inen İsrailliler, İranlı güçlerin yanında Suriye Ordusu'nu da hedef almayı ihmal etmedi. 24 Şubat'tan bu yana hem İsrail jetleri hem de 'kimliği belirsiz insansız hava araçları' sahada katliamlar yapıyor. Fakat Ruslar, artık bu saldırılara eskisi kadar sessiz kalmıyor. Özellikle İsrail'in Ukrayna savaşında Kiev'i tutması ve silah yardımı dahil neonazilere açık destek olması, Moskova'nın öfkesini çekti. Bu ihanete sahada yanıt vermeye başlayan Ruslar, önce jetlerini Golan Tepeleri üzerinde uçurdu, ardından Lazkiye'ye ek asker gönderdi. Geçen aylarda Suriye hava sahasını Ben Gurion Havaalanı'na kadar İsrail'e kapattığını duyuran Rus tarafı, ilk kez bir İsrail saldırısında Rus hava savunma sistemilerini açık tutarak füzelerini İsrail jetlerinin üzerine gönderdi. Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği de bu süreçte, “Tel Aviv'in, 1949 Cenevre Sözleşmesi'nin hükümleriyle çelişen işgal altındaki Golan Tepeleri'ndeki yerleşim faaliyetlerini genişletme planlarından endişe duyuyoruz.” açıklaması yaptı. Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitry Polyanskiy ise “Rusya, İsrail'in Suriye'nin bir parçası olan Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımıyor.” dedi. Böylece İsrail, Suriye'de yeni ve bu kez oldukça güçlü bir düşman edinme yolunda ilerliyor.

Suriye'deki yeni durum ABD'yi de harekete geçirdi. 12 Mayıs'ta kritik bir karar açıklayan ABD Dışişleri Bakanlığı, Suriye'nin kuzeydoğusunda, yabancı firmaların yatırımlarını yaptırımlardan muaf tutacak bir muafiyet lisansı çıkaracaklarını duyurdu. Bundan önceki tüm örnekler, söz konusu kararın “devletleştirme” yolunda atılmış bir adım olduğunu gösteriyor. Nitekim son günlerde ABD'lilerin kimi ÖSO gruplarına da giderek 'özerklik' vaat ettiği ve PKK/PYD için bu adımı atacaklarını ÖSO'culara açıkça söyledikleri basına yansıyor.

ATEŞLE OYNUYORLAR

İsrail'in Suriye sahasındaki son saldırısı ise adeta bir intihar girişimiydi. Önceki gece İsrail tarafından Suriye'nin batısındaki Tartus iline yeni bir hava saldırısı düzenlendiği duyuruldu. Suriye resmi haber ajansı SANA, saldırının Lübnan hava sahasından yapıldığını ve sınırdaki El-Kalamun yakınlarında bulunan askeri noktaları hedef aldığını duyurdu. Saldırı sırasında Suriye'ye ait hava savunma sisteminlerinin devreye girdiği ve birkaç roketin düşürüldüğü bildirildi. Suriye Ordusu, saldırıda 3 Suriye askerinin hayatını kaybettiğini, 3 askerin de yaralandığını açıkladı. Batı basını ise Tartus ili ve kırsalında, Suriye Ordusu'nun yanı sıra İran destekli gruplar ile Hizbullah'a ait askeri noktalar da olduğunu ileri sürdü.

Rusların bu saldırı sırasında hava savunma sistemlerini çalıştırıp çalıştırmadığı henüz bilinmiyor. Fakat uzmanlar, Rusların Tartus ve civarını riske atmayacağını ve mutlaka yanıt vereceğini değerlendiriyor.

TARTUS KRİTİK BÖLGE

Tartus kenti, özellikle Rusya'nın Doğu Akdeniz'deki kalbi. İlk kez 1971'de Suriye ile anlaşarak Tartus Limanı'na gelen Ruslar, 2013'te savaşa dahil olmalarıyla birlikte Akdeniz'deki 5. Filo'yu yeniden kurma ve Tartus Limanı'nı aktif hale getirme kararı aldılar. Haziran 2019'da Suriye Parlamentosu, Tartus Limanı'nın 49 yıllığına Rusya'ya kiralanmasını onayladı. Ardından hızla üssün genişletilmesi faaliyetleri başladı. Geçen yıl Suriye'den ilave deniz alanı da isteyen Vladimir Putin, Tartus'u ileride tüm platformların konuşlanacağı şekilde genişletmeyi planlıyor. Şu anda Tarus Limanı, Rusların 16 savaş gemisine ev sahipliği yapıyor. Bütün Akdeniz operasyonları bu bölgeden yürütülüyor. Ayrıca bölge, ağır yaptırımlar altındaki Suriye'nin de nefes borusu olarak işlev görüyor. Örneğin bu ayın başlarında Lübnan'a 26 bin ton mısır taşıması planlanan ve alıcının geç teslimattan dolayı almaktan vazgeçtiği yükü taşıyan Razoni gemisi, bir süre Beyrut açıklarında bekledikten sonra önceki gün Tartus Limanı'na yaklaştı. İsrail'in saldırısının bu sevkiyat ihtimalinin hemen üstüne gelmesi bir tesadüf müdür bilinmiyor. Fakat kesin olan şey, yalnızlaşan İsrail'in giderek saldırganlaştığı ve buna tepkinin de aynı ölçüde şiddetli olacağı...

Sonraki Haber