Batı Şeria’da dolaşan hayalet: Bir gün beyaz ciplerle dönecekler

İstihbarat raporları, gelişmeler, uzman görüşleri hep aynı noktayı vurguluyor: Batı Şeria patlamaya hazır bir bomba. Gerilimin daha da artması bekleniyor hatta İsrail'de intihar eylemleri de dahil olmak üzere ‘intifada ölçeğinde’ olabileceği uyarıları yapılıyor

Batı Şeria gittikçe ısınıyor ve İsraillilerin en korktukları cephe haline geliyor. Endişeleri körükleyen iki ana neden, Batı Şeria'da Filistinlilerle yasa dışı yerleşimciler arasında fiziksel bir sınırın olmaması ve geçen pazar günü Tel Aviv'de yaşanan bombalı saldırı girişimi. Her iki olgu da geçmişin hayaletlerini geri getiriyor: Aksa Tufanı ve 2000'li yıllarda İsrail'i kasıp kavuran intihar saldırıları.

BASKIYA SİLAHLI YANIT

Batı Şeria'daki şiddet ortamı geçen yılın Ekim ayında İsrail-HAMAS savaşının başlamasıyla alevlendi. Bu süreçte Gazze'de yaşanan vahşet bir yana İsrail ordusu Batı Şeria'yı en az 60 kez bombaladı, sayısız baskına imza attı. Fanatik Yahudi yerleşimciler, Filistin köy ve kasabalarına saldırılar düzenledi, siviller öldürüldü, tarlalar yakıldı, evler yıkıldı. 4 bin 400 Filistinli tutuklandı.

Tel Aviv merkezli Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsüne (INSS) göre savaş başladığından bu yana Filistinliler, Batı Şeria'da dört binden fazla saldırı düzenledi. İsrail askeri istihbarat raporuysa bunların bin 100'ünün bombalama, silahlı veya bıçaklı saldırılar olduğuna dikkat çekiyor.

Bu olaylarda 33 İsrailli öldürüldü ve 250'den fazla kişi yaralandı. Ordunun ve yerleşimcilerin saldırılarında 635 Filistinli hayatını kaybetti, bunların çoğu İsrail güçleriyle çatışmalarda meydana geldi. INSS ayrıca bu dönemde yerleşimciler ile Filistinliler arasında bin 400'den fazla şiddet olayı yaşandığını bildirdi.

YERLEŞİMCİ TERÖRÜ

Batı Şeria'da 500 binden fazla Yahudi yerleşimci var. 200 bin kadarı da İsrail'in başkentinin bir parçası olduğunu iddia ettiği ve uluslararası toplumun çoğunluğunun Batı Şeria'nın bir parçası olarak gördüğü Doğu Kudüs'te yaşıyor. Filistinli nüfusuysa iki milyonu aşıyor.

Yine de İsrail, rakamları kendi lehine çevirmek için bölgede yeni yasa dışı yerleşimler kuruyor. Yerleşimci şiddetine ses çıkarmak bir yana onu destekliyor. Fanatik Maliye Bakanı Bezalel Smotrich de ailesiyle birlikte bu yasa dışı yerleşimlerde yaşayarak aşırılıkçı kitlelere öncülük ediyor. Peşi sıra gelen uluslararası kınamalarsa hiçbir işe yaramıyor.

Tüm bu baskılara rağmen direnişin bölgedeki faaliyetleri artıyor. Kaldı ki direniş tam olarak da yukarıda saydığımız nedenlerle alevleniyor. Batı Şeria'da HAMAS, İslami Cihad ve el-Fetih'ten destek gören 15 silahlı organizasyonun bulunduğu belirtiliyor.

İNTİHAR SALDIRILARI

“İkinci İntifada” alarmı veren askeri istihbarat raporunu değerlendiren analist Ron Ben-Yishai, Yediot Aharonot (YA) gazetesine tüm göstergelerin, İsrail'in yakında kendisini yeni ve şiddetli bir savaş cephesinin içinde bulabileceğini gösterdiğini belirtiyor.

İsrailli güvenlik uzmanları pazar gecesi bir sinagog yakınında meydana gelen saldırı girişimini, “istihbarat uyarısının ciddiye alınması gerektiğine dair birçok işaretten biri” olarak değerlendiriyor. Saldırıyı HAMAS ve İslami Cihad'ın askeri kanatları üstlenmiş, benzer operasyonların süreceği belirtilmişti. YA, saldırıda kullanılan patlayıcıların “yüksek mukavemetli, yerel olarak üretilmiş ve büyük olasılıkla İkinci İntifada'da intihar bombacıları tarafından kullanılan türden” olduğunu yazdı.

YIKICI POTANSİYEL

Doğu Kudüs'te yaşayan insan hakları aktivisti Moein Odeh, Time Line'a verdiği demeçte, "Her şey kolayca kontrolden çıkabilir. Tahmin edilmesi çok zor bir şey olacak. Batı Şeria'daki şiddetin kapsamı Gazze'dekine benzemese de potansiyeli çok büyük ve her iki taraf için de yıkıcı olacak.” diyor.

Ulusal güvenlik konularında uzmanlaşmış bir kurum olan MIND İsrail'deki Filistinliler ve Bölge Programı Direktörü Noa Shusterman-Dvir, "İsrail ile Batı Şeria arasında fiziksel bir ayrımın olmadığına” dikkat çekiyor.

Dvir'e göre ordu odak noktasını başka cephelerde tutarken, "İsrail'in bu topraklarda yaşayan İsraillileri savunması çok daha zor olacak. Batı Şeria'daki Filistinlilerin elindeki silahlar daha az gelişmiş olsa da İsraillilere erişimleri daha kolay olduğu için yıkım yaratma kabiliyetleri daha fazla." değerlendirmesinde bulunuyor.

II. AKSA TUFANI

Bu da bizi güvenlik birimlerini en çok endişelendiren senaryoya getiriyor: Batı Şeria'daki tugayların 7 Ekim'de HAMAS'ın yaptığına benzer şekilde, hatta “Filistin güvenlik birimlerinin de katılımıyla” Yahudi yerleşimlerine yerlerine ya da korumasız bireysel çiftliklere organize bir saldırı düzenlemesi.

Bu, Israel Hayom gazetesine konuşan ülkenin iç istihbarat kurumu Şin Bet'in eski üst düzey yetkilisi Yossi Amrosi'nin de en büyük korkusu. Aksa Tufanı Operasyonu'nun Batı Şeria'da tekrar edilmesini “gerçek bir tehlike” sözleriyle nitelendiren Amrosi, Batı Şeria'daki gençlerin “temas hattı yakınındaki yerleşim yerlerine saldırı simülasyonu yapan operasyonlar düzenlemeyi arzu ettiğini” söylüyor. Bu “irade ve imkana sahip olduklarını” gözlemliyor.

Amrosi son olarak İsraillilerin kitlesel hafızasında kritik bir yer edinmiş, 7 Ekim'de sınırı aşarak ülkeye giren ciplere atıfta bulunarak, Tel Aviv'in içini daha uzun yıllar kemirecek olan şu ifadeleri kullanıyor: “Bir gün Batı Şeria'dan beyaz ciplerle gelecekler."

İSYAN GÜNLERİ

İkinci İntifada olarak adlandırılan ve 2000 ile 2005 yılları arasında yaşanan Filistin ayaklamalarında çoğu intihar eylemlerinde olmak üzere binden fazla İsrailli öldürüldü. Ayaklanma boyunca İsrail ordusunun Batı Şeria'ya düzenlediği saldırılarda üç bini aşkın Filistinli yaşamını kaybetti.

Sonraki Haber