'Tehditlerin altında korku yatıyor'
İsrail'in kuzeyinde roket saldırılarıyla çıkan yangınlardan sonra Netanyahu bölgeye giderek tehditler savurdu. Lübnan direnişi önce ölümcül bir cevap verdi ardından Demir Kubbe rampasını vurdu
Hizbullah daha İsrail'in kuzeyindeki yangının külleri soğumadan çarşamba akşamı bir kapsamlı operasyon daha düzenleyerek, sınır yakınlarında yeni kurulan bir askeri bölgeye saldırdı. Lübnan direnişi bir dizi kamikaze dronun kullanıldığı operasyonda iki askerin öldüğünü 20 civarında yaralı olduğunu bildirdi. İsrail ordusu ise ilk saatlerde en az 11 yaralı olduğunu açıkladı fakat perşembe sabahı yaralı askerlerden birinin öldüğünü duyurdu. Tel Aviv ayrıca saldırı sırasında sirenlerin neden çalmadığının araştırıldığını da aktardı. Hizbullah, operasyonun İsrail'in salı günü Lübnan'ın Nakura ilçesine düzenlediği ve bir savaşçının ölümüne neden olduğu saldırıya karşılık olarak yapıldığını açıkladı.
Lübnan direnişi ilerleyen saatlerde sınır bölgeleri yakınlarındaki bir Demir Kubbe hava savunma sistemi rampasını da vurdu. Hizbullah, güdümlü bir füzenin fırlatıcıyı vurduğunu “açıkça” gösteren bir video yayınladı, buna rağmen İsrail ordusu Demir Kubbe rampasında herhangi bir hasar meydana gelmediğini ileri sürdü.
NETANYAHU'NUN TESELLİSİ
Bu iki kritik saldırıdan saatler önce İsrail Başbakanı Netanyahu, son 15 gün içinde üçüncü kez kuzeye giderek askeri yetkililerle görüştü. Lübnan sınırının patlama noktasına yaklaşmasına paralel olarak bölge, İsrailli üst düzey siyasetçi ve askerlerin son dönemde uğrak yeri haline geldi. Netanyahu geçen gün alevler içinde kalan ve 7 Ekim'den beri çok sayıda yerleşimcinin tahliye edildiği Kiryat Şimona'da, İsrail'in Hizbullah'a karşı “son derece güçlü” bir yanıt vermeye hazır olduğunu iddia etti ve ekledi: “Bize zarar verebileceklerini ve elimiz kolumuz bağlı oturacağımızı düşünen herkes fena halde yanılıyor.”
İsrail Başbakanı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İran bizi boğmaya ve kuşatmaya çalışıyor ve biz de hem onlara hem de vekillerine karşılık veriyoruz. Kuzeydeki durumun devam etmesini kabul etmeyeceğiz. Yerleşik halkı evlerine döndüreceğiz ve güvenliği geri getireceğiz.” Netanyahu ayrıca iki gündür yoğun çaba harcayan itfaiyecilere “Yangını söndürdüğünüz için mutluyum ama Lübnan'da da bazı yerler yandı.” diyerek teselli buldu.
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog da aynı gün tehditler savurmayı ihmal etmedi: “Dünya uyanmalı ve İsrail'in vatandaşlarını korumaktan başka seçeneği olmadığını anlamalı. İsrail, bunu daha büyük bir güç ve kararlılıkla yaptığında şaşırmamalısınız; durum kontrolden çıktığında bize şikayetlerle gelmeyin.” Ülkenin Genelkurmay Başkanı Halevi de Herzog'dan bir gün önce “Lübnan'a geniş çaplı bir operasyona hazırız.” demişti.
FANATİKLER YIKIM İSTİYOR
Batı Şeria'da yasadışı bir yerleşimde yaşayan aşırılıkçı Maliye Bakanı Smotrich Batı Kudüs'te yaptığı konuşmada Netanyahu'ya savaş ilan etmesi çağrısında bulundu: “Başbakan burada toplanan kalabalıktan güç alın, emir verin, Hizbullah ile savaşa girin, bastırın, onları yok edin.” Bir diğer fanatik Güvenlik Bakanı Ben Gvir ise Telegram'da şunları yazdı: “Ordunun görevi artık sadece Hizbullah'ı yok etmek. Topraklarımızın hedef alınması, zarar görmesi ve buradaki insanların tahliye edilmesi söz konusu olamaz. Hizbullah'ın tüm kaleleri yakılmalı ve yok edilmelidir. Savaş!"
'CİDDİYE ALMIYORUZ'
Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım, örgütün Tel Aviv ile savaşı genişletmemeyi tercih ettiğini söyledi ancak “İsrail topyekün savaşı seçerse biz hazırız” uyarısında bulundu. Kasım sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Lübnan'daki savaşın genişlemesi İsrail için yıkım, sivillerin öldürülmesi ve yerlerinden edilmesi anlamına geliyor. İsrail'in hiçbir şey elde etmesine izin verilmeyecek.” Üst düzey Hizbullah yetkilisi, “Lübnan Gazze'yi destekleyen bir cephedir ve savaş durana kadar bu cephe durmayacaktır." dedi ve grubun İsrail'den gelen son tehditleri ciddiye almadığını da ekledi.
ÇÖZÜM GAZZE'DE VE 2006 VURGULARI
Savunma analisti Amos Harel çarşamba günü Haaretz'de yayınlanan yazısında, “İsrail kuzeyde stratejik bir tuzağa yakalandı. Gazze'deki çatışmalar devam ettiği sürece Hizbullah'ı ateşkese zorlayamayacağı ortaya çıktı. Lübnanlı örgüt bizden çok daha fazla kayıp vermesine rağmen İsrail toprakları içinde yerleşimcilerin olmadığı bir tür güvenlik bölgesi yaratmayı başardı.” diye yazdı.
Gazeteci Ravit Hecht'in yine Haaretz'de perşembe günü yayımlanan makalesinde İsrailli yetkililerin Lübnan'a büyük bir saldırı düzenleyeceklerine dair yaptıkları kesin açıklamalar ile kamuoyuna açık olmayan görüşmelerde sarf ettikleri sözler arasında “büyük bir uçurum” olduğunu belirtti. Hecht, aşırılıkçı bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in “içi boş” olarak nitelendirdiği açıklamalarının aksine Tel Aviv liderliğinin “İsrail'in Hizbullah ile topyekûn bir savaşa sürüklenmesinden gerçekten korktuğunu” da ekledi.
Haaretz ayrıca “Refah'taki yoğun aşamanın sona ermesi ve bir anlaşmanın uygulanmasının” Lübnan ile savaş aşamasına gelmeme şansını artırabileceğini belirtti ve 2006'daki hezimeti hatırlatarak, şu uyarıyı yaptı: “İsrail, Lübnan'a savaş açtığında neler olduğunu çoktan gördü.”
GÜNDE BİNLERCE ROKET
Dünyanın devlet olmayan en büyük askeri güçlerinden biri olarak tanımlanan Hizbullah, İsrail'in savunmasını alt edebilecek 150 bin rokete sahip.
İsrail Alma Enstitüsü Araştırma Bölümü Başkanı Tal Perry, “Topyekûn bir savaşın patlak vermesi durumunda, İsrail cephesi 2006'da yaşananlar da dâhil olmak üzere daha önce görülmemiş miktarda ateşe maruz kalacaktır.” dedi. Perry, Hizbullah'ın ana ateş gücü olan roket ve füzelerden bahsederken, Lübnan direnişinin “hassas atış kabiliyetleriyle tüm İsrail'i hedef alacağını” ve “İsrail'e her gün birkaç bin İHA ve roket göndereceği” öngörüsünde bulundu.
Enstitü ayrıca topyekûn savaş senaryosunda Hizbullah'ın elit Rıdvan Gücü'nün Celile bölgesinde bir işgal girişiminde bulunabileceğini ve “bunu kesinlikle yapabilecek kapasitede olduğunu” vurguladı.
ABD: İSRAİL’İN GÜVENLİĞİNE CİDDİ ZARAR VERECEK
Netanyahu'nun olası bir kara harekatından söz etmesinin ardından Washington, Lübnan'da “tırmanışa” karşı uyarıda bulundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller gazetecilere yaptığı açıklamada, “Çatışmanın tırmanmasını görmek istemiyoruz, bu sadece hem İsrailliler hem de Lübnanlılar arasında daha fazla can kaybına yol açacak ve İsrail'in bölgedeki genel güvenlik ve istikrarına ciddi zarar verecektir.” dedi.