İsrail’den diğer ülkelere ‘Kudüs bedelli’ aşı

Tel Aviv yönetimi diğer ülkelere büyükelçiliklerini Kudüs'e taşımaları karşılığında Kovid-19 aşısı vadediyor. Guatemala’nın büyükelçiliğini Kudüs'e taşırken, Honduras ve Çek Cumhuriyeti’nin de bunu planladığı kaydedildi

Filistinliler aşı için beklerken, İsrail uzak ülkelerdeki müttefiklerine elçiliklerini Kudüs’te açması karşılığında aşı gönderiyor.

New York Times’ın haberine göre, İsrail’in aşı yardımları işgal altındaki Filistinliler yerine, diplomatlarını Kudüs’e taşıma sözü veren Çek Cumhuriyeti ve Honduras gibi ülkelere gidecek.

ABD'den sonra büyükelçiliğini Kudüs'te açan ikinci ülke olan Honduras, İsrail stoklarından 5 bin Kovid-19 aşısı alacak. Yine benzeri şekilde Macaristan, Guatemala ve Çek Cumhuriyeti’nin de bir miktar aşı alacağı belirtildi.

Bu durum İsrail’de de tartışma yarattı, Tel Aviv’in diğer ülkelerden önce kendi himayesi altındaki Filistinlileri aşılaması gerektiği yönünde eleştiriler yükseldi.

Diğer yandan New York Times haberinde, Tel Aviv tarafından salı günü tahsis edilen aşıların koşulsuz olarak verildiği öne sürülse de, alıcı ülkelerin Kudüs'te İsrail egemenliğini zımnen kabul ederek, Tel Aviv yönetiminin jestini ödüllendirdiği yazıldı.

Haberde, Guatemala’nın büyükelçiliğini Kudüs'e taşıdığı, Honduras’ın ise bunu yapma sözü verdiği belirtildi. Ayrıca, Macaristan’ın, Kudüs'te bir ticaret heyeti kurarken, Çek Cumhuriyeti’nin burada bir diplomatik ofis açma sözü verdiği kaydedildi.

GANTZ: GAYRİMEŞRU BİR ADIM

Öte yandan Savunma Bakanı Benny Gantz ise, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun böyle bir adım atmasını gayrimeşru bir iş olarak niteledi.

Gantz Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Gerçek şu ki Netanyahu, İsrail vatandaşlarının ödediği vergilerle alınan aşılar üzerinden hesapsız bir ticaret yapıyor belli ki kendisi bir devleti değil, bir krallığı yönettiğini sanıyor" ifadelerini kullandı.

Böyle bir adımın hükümet tarafından tartışılarak onaylanması gerektiğine işaret eden Gantz, "Ancak güvenlik, politik ya da sağlık konusunda zorunlu bir durum böyle bir adım atmaya gerekçe olabilir" değerlendirmesinde bulundu.

AŞI ŞİRKETLERİ ÖNCELİK VERİYOR

Dokuz milyon nüfusu olan İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşimlerinde yaşayan insanlar da dahil olmak üzere, nüfusunun yarısından fazlasını ilk doz ile aşıladı. Nüfusunun yüzde 33'ünün, yani her üç kişiden birinin de ikinci dozunu aldığı biliniyor.

Avrupa basınında İsrail’in aşı uygulamasında lider konuma gelmesinde tedarikçilerle yaptığı anlaşmalar olduğu söyleniyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin aksine İsrail’in, tedarikçi Pfizer ile sorunsuz bir süreç yaşadığı belirtilirken, İsrail’in ayrıca Pfizer-BioNTech aşısının her bir dozu için AB'ye kıyasla daha fazla para ödediği biliniyor. İsrail doz başına 23 Euro öderken, AB ülkeleri 12 Euro ödüyor.

FİLİSTİNLİLER AŞI BEKLİYOR

Ancak İsrail hem kendi nüfusunu aşılayıp hem de diğer ülkelere ‘bedelli’ aşı gönderirken, işgal altındaki topraklarda İsrail kontrolü altında yaşayan ve neredeyse tamamı henüz aşı almamış olan Filistinliler zor durumda.

Uluslararası Af Örgütü de geçen ay İsrail hükümetine bir çağrı yaparak korona aşılarının Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde yaşayan 5 milyon 100 bin Filistinliye "adil ve eşit bir biçimde dağıtılmasını" istemişti.

Açıklamada aksi takdirde İsrail'in Cenevre Sözleşmesi'nin ilgili maddelerini ihlal etmiş olacağı belirtilmişti. Söz konusu sözleşme, işgalci gücün yerel halkın sağlık hizmetlerine erişimini yerel sağlık kurumlarıyla iş birliği yaparak sağlamaktan sorumlu tutuyor.

Sonraki Haber