İsrailli rehinelerin aileleri: 136 kişiyi ceset torbasında getirmek zafer sayılmaz

İsrail Başbakanı rehinelerin iadesi ve ateşkes tartışmaları arasında kelimenin tam anlamıyla kuşatılmış durumda. İsrail'e yakınlığıyla bilinen ABD'li politikacılar dahi Başbakan'ı bir 'felaket' olarak nitelerken sahadaki İsrailli komutan ve subaylar tarafını açıkladı

Gazze'de tutulan İsrailli rehinelerin yakınları ve destekçileri pazar akşamı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kudüs'teki evinin önünde toplanarak kamp kurdu ve hükümetten rehinelerin serbest bırakılması için acilen bir anlaşma yapmasını talep etti. Başbakan rehinelerin iadesi için hem dünyadan hem de İsrail kamuoyundan yoğun bir baskıya maruz kalıyor ancak rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ateşkesten yana değil. Bunun yerine 7 Ekim günü kaçırılan İsraillilerin geri getirilmesini sağlamak için Gazze üzerindeki askeri baskıyı daha da arttırmak istiyor ve aksi yönde talepleri reddediyor.

'REHİNELERİN HAYATINDAN KABİNE SORUMLU'

Protestoyu düzenleyen Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu yaptığı açıklamada Netanyahu'dan “Ekim fiyaskosunda kaçırılan sivilleri, askerleri ve diğerlerini terk etmeyeceğimizi açıkça belirtmesini” talep etti. Açıklamada, “Eğer başbakan rehineleri feda etmeye karar verirse, liderlik göstermeli ve tutumunu İsrail kamuoyuyla dürüstçe paylaşmalıdır.” ifadeleri kullanıldı.

The Times of Israel'de konuya ilişkin yapılan haberde, göstericilerin rehinelerin yüzlerinin ve isimlerinin yazılı olduğu pankartları sallayarak “Onların hayatından kabine sorumludur!” diye bağırdıkları kaydedildi. Halen Gazze'de tutulan Tal Shoham'ın babası Gilad Korngold kalabalığa, “Ben Gazze sınırında yaşıyorum. Neler olup bittiğini tam olarak görüyorum. Gökyüzünde hiç uçak yok... Savaş eskisi gibi sürmüyor, bize bu savaş bitince rehineleri kurtaracaklarına söz vermişlerdi!” diye seslendiği belirtildi. Annesi rehine tutulan Shay Binyamin, rehinelerin iadesi için hükümete yalvarmaktan bıktığını ve artık bir anlaşma talep ettiğini söyleyerek, "Her gün Rus ruletindeymişiz gibi ölenlerin haberlerini alıyoruz. Her gün hangi rehinenin öldüğünü duymak için bekleyemem.” dedi.

İADE ANLAŞMASINA KADAR ÇADIRDA KALACAKLAR

Agence France-Presse'in (AFP) haberinde, oğlu Gazze'de rehin olan Gilad Korenbloom'un, “Hükümetimizden bizi dinlemesini, müzakere masasına oturmasını ve hangi anlaşmayı kabul edeceğine artık karar vermesini istiyoruz.” sözlerini aktardı. Rehinelerden Hersh Goldberg-Polin'in babası, “bir vergi ödüyoruz, hükümetten güvenliğimizi sağlamasını bekliyoruz, üzerine düşeni yapmasını, bir anlaşma önermesini, bunu başarıyla sonuçlandırmasını ve kalan rehineleri sağ salim geri getirmesini istiyoruz. 136 rehineyi ceset torbaları içinde eve getirmek asla bir zafer sayılamaz.” ifadelerini kullandı.

Rehineler ve Kayıp Aileler sözcüsü Haim Rubinstein'ın açıklamasına bakılırsa aileler, “Başbakan rehinelerin iadesi için bir anlaşmayı kabul edene kadar” çadırlarda kalmayı planlıyor. Çevreye yerleştirilen pankartlardan birinde "Çocuklarımızı HAMAS'tan nefret ettiğimizden daha çok seviyoruz.” yazması dikkat çekti.

DİRENİŞİN TEKLİFİNİ REDDETTİ

İsrail Başbakanı Netanyahu ise pazar akşamı HAMAS'ın 7 Ekim Raporu'nu açıklamasının ardından yayınladığı video mesajda, Filistinli grubun İsrailli rehinelerin serbest bırakılması karşılığında savaşın sona ermesini, İsrail askerlerinin Gazze'den çekilmesini, Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını ve “kendilerine dokunulmamasını” talep ettiğini söyledi. İsrail Başbakanı, “Eğer bunu kabul edersek askerlerimiz boşuna ölmüş olur” dedi ve bu şartlar altında ülkenin güvenliğinin garanti edilemeyeceğini söyledi. Netanyahu, "Rehineler için gece gündüz çalışıyorum. Ancak şunu açıkça ifade edeyim: HAMAS canavarlarının şartlarını tümüyle reddediyorum.” diye ekledi.

Açıklamaların ardından İsrail uçakları Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'u bombalamaya devam ederken, üst düzey HAMAS yetkilisi Sami Ebu Zuhri Reuters'e yaptığı açıklamada İsrail liderinin Gazze'deki askeri saldırıyı sona erdirmeyi reddetmesinin “İsrailli esirlerin geri dönmesi için hiçbir şans olmadığı anlamına geldiğini” söyledi.

BİR GÖZÜ BATI ŞERİA'DA

Netanyahu Filistin devleti konusunda da sert bir tutum sergileyerek, Beyaz Saray'ın iki devletli çözüm önerisini de reddetmiş, “Ürdün Nehri'nin batısındaki tüm toprakların (Batı Şeria) İsrail güvenlik kontrolü altında olması konusunda taviz vermeyeceğim.” açıklamasında bulunmuştu. İsrail Başbakanı, bu pozisyonunu değiştirmesi için "uluslararası ve iç baskılara" kararlılıkla karşı koyduğunu ve bunu yapmaya devam edeceğini eklemişti.

ABD kamuoyunun baskısı altında olan ve gelişmelerin ülkeyi Orta Doğu'da “savaşın içine çekebileceğinden” endişe duyan Biden yönetimi, bir ayı aşkın bir süredir savaşın "mümkün olan en kısa sürede" sona erdirilmesi çağrısında bulunuyor. İsrail ocak ayının başlarında savaşta yeni ve daha düşük yoğunluklu bir aşamaya geçildiğini söylese de Gazze Şeridi'nin güneyinde hava bombardımanları tüm şiddetiyle sürüyor, Filistin Sağlık Bakanlığı her gün yüz civarında sivil ölüm açıklıyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant pazar günü bu doğrultuda konuşarak, ordunun Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'a yönelik kara harekatını daha da genişleteceğini söyledi.

NETANYAHU BİR 'FELAKET'

Aynı gün Amerikan NBC News tarafından yayınlanan haberde, ABD'de İsrail yanlısı siyasetçilerin, Gazze'ye yönelik savaşın idaresi konusunda Netanyahu'ya eskisi kadar güvenmedikleri yönünde "sinyal verdikleri" belirtildi. Haber kanalına konuşan üç Temsilciler Meclisi üyesi, Netanyahu'nun saldırılar hakkında gerçek bir stratejisi olup olmadığını sorguladı ve iktidarda kalmak için savaşı kasten uzattığını ima etti.

Temsilciler Meclisinin Cumhuriyetçi üyelerinden olduğu bildirilen siyasetçi Netanyahu'yu savunmanın "gerçekten zor" olduğunu söyleyerek, İsrail Başbakanı'nın ateşkesten uzak durmasının "siyasi bir çıkar" olduğunu ifade etti. Başbakan'ın liderlik kabiliyetine ilişkin "gerçek bir güvensizlik" olduğunu vurgulayan Cumhuriyetçi vekil, hem hükümet içinde hem de sokaklarda Başbakan'ın sevilmediğine dikkat çekti. Haberde yer verilen Temsilciler Meclisinin Demokrat Partili üyelerinde bir politikacı ise Netanyahu'dan bir "felaket" olarak söz etti ve Gazze'de çok sayıda sivilin ölümüne neden olan "bitmek bilmeyen savaş" konusundaki endişelerini dile getirdi.

İSRAİLLİ SUBAYLAR REHİNE GÖRÜŞMELERİNDEN RAHATSIZ

İsrail Ordusundan 130'dan fazla subay ve komutan İsrail Savaş Kabinesine açık bir mektup yazarak, Filistinlilerin Gazze'nin merkezi ve kuzeyindeki evlerine dönmelerini, HAMAS tarafından esir tutulan tüm İsraillilerin serbest bırakılması koşuluna bağladı.

İsrail merkezli Ynet haber sitesine göre kendilerine verilen görevi yerine getirmeye kararlı olduklarını söyleyen subaylar, "Tüm rehineler İsrail'e dönene kadar Gazze sakinlerinin evlerine dönmelerini engellemeliyiz. Ziv ve Tal, Kfar Aza'ya dönmeden Ahmed'in Gazze'deki evine dönmesi için hiçbir neden yok.” ifadelerini kullandı. İmzacılar ayrıca Gazze'ye insani yardım ulaştırılması ve hastanelerin faaliyete geçmesinin rehinelerin tamamen serbest bırakılması koşuluna bağlı olması gerektiğini de ekledi. Mektubun, Komutanlar ve Yedek Askerler Forumu tarafından imzalandığı kaydedildi.

Sonraki Haber