İstanbul sanayisinde deprem korkusu: ‘Herkes memlekete dönmek istiyor’

Depremin deri ve mamülleri sektörünü iç pazara üretim yapan firmalar anlamında sarstığına işaret eden İDMİB Başkanı Karaca, psikolojik etkinin ise İstanbul'u da vurduğunu belirtti. Karaca, herkesin depremin daha az etkileyeceği bölgeye dönmek istediğini vurguladı.

Deprem etkisi, İmalat Sanayi PMI'ında yani sanayideki satın alma yöneticileri ile yapılan anket sonuçlarında görüldü. Verilere baktığımızda en belirgin teslimat gecikmeleri ayakkabı, giyim ve deri ürünleri ile kara ve deniz taşıtları sektörlerinde yaşandı. Kara ve deniz taşıtları sektöründe zaman zaman dalgalanmalar oluyordu. Ancak ayakkabı, giyim ve deri sektörlerindeki etkinin deprem kaynaklı olduğu çok açık. Kahramanmaraş'ın tekstil, Malatya'nın hazır giyim, Şanlıurfa'nın ayakkabı imalatında öne çıkan iller olmasından dolayı bu etkinin yaşandığı tahmin ediliyor. Yine bu deprem etkisini ihracat verilerinde de gözlemledik. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) kayıtlarına göre şubat ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla Gaziantep'in önemli bir üretici olduğu halı sektörü ihracatı değer bazında yüzde 45.8'şlik bir düşüş oldu. Malatya, Gaziantep, Kahramanmaraş gibi illerde ağırlıklı sanayinin olduğu hazır giyimdeki düşüş yüzde 14.1'i buldu. Yine tekstil ve ham maddeleri sektöründeki düşüş de yüzde 18'i aştı. Bu düşüşler terminlerdeki gecikmeleri de açıklıyor.

HATAY'DA İMALAT BİTTİ

Fakat deri ve mamülleri sektörünün ihracatındaki düşüş ise yüzde 2.9 ile sınırlı kaldı. İSO PMI anketinde teslimat süreleri en çok geciken sektörlerden olmasına karşın ihracatta sınırlı bir düşüşün yaşandığı deri ve mamülleri sektöründeki durumu sektör başkanlarına sorduk. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Güven Karaca, “İç piyasa olarak baktığımızda; Gaziantep, Adana ve Konya daha çok çalışan ayakkabıcılarımızın olduğu bölgeler. Gaziantep ve Adana'da çok büyük kayıplar olmamasına rağmen bu depremden dolayı terminlerde ikişer üçer hafta gecikmeler olmuş olabilir. Dolayısıyla PMI'da gördüğümüz termin gecikmeleri bundan kaynaklı olabilir. Zaten Hatay'da 440 üreticimiz vardı ve bunların tamamının şu anda deprem nedeniyle imalatı yok. Fakat, Hatay özelinde üretime baktığımızda ayakkabı sektörünün iç piyasa ve ihracat toplamında yüzde 5 olarak değerlendirebiliriz. İhracat olarak baktığımızda da Hatay, ayakkabı ihracatının sadece yüzde 2'sini temsil eder. Dolayısıyla, ihracatta deri mamulleri ve ayakkabı sektöründe yüzde 2 oranında etkilenmiş durumdayız ama iç piyasada durum farklı.” dedi.

İNSAN KAYNAĞINI KAYBETME TEHLİKESİ

Çünkü, bu bölgelerin daha çok iç piyasaya çalışan imalatçılardan oluştuğunu kaydeden Güven Karaca, “Deprem felaketinin psikolojik etkisi de çok fazla ama deri ve deri mamulleri sektörünün yüzdesel olarak ne oranda etkilendiğini tartışacak olursak yüzde 2'nin üzerini geçmez. İhracatımıza negatif bir etkisi çok fazla görülmemektedir. Tabii ki, bu felaket hepimizi insani ve vicdani olarak çok derinden sarstı, psikolojimizi bozdu. Depremin İstanbul'daki psikolojik etkileri de bizi yakından ilgilendiriyor. Çünkü, İstanbul'daki bütün imalatımızda faydalandığımız insan kaynağının şu anda İstanbul'dan uzaklaşmak gibi bir refleksleri var. Herkes memleketine dönmek istiyor. Depremin daha az etkileneceği bölgeye dönmek istiyor. Bugün; deri ve deri mamulleri sektörü olarak ayakkabı, saraciye, deri konfeksiyon ile tabakhanede İstanbul'daki iş ve insan kaynağımızı kaybetme riski ile karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.

İŞVERENLER DE AYNI KAYGIYI TAŞIYOR

İnsanların bu eğilimini haklı gördüklerini belirten İDMİB Başkanı Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü, biz işverenler olarak da aynı kaygıyı taşıyoruz. İstanbul büyük bir üretim merkezi. Buradan bir kaçış refleksinin olduğunu biliyoruz. Asıl burayı yönetmek lazım. İhracatımıza zarar verecek taraf, işte bu terse göç ve deprem riski, psikolojisidir. Dolayısıyla, acil bir eylem planı olarak bizim zaten bir OSB planımız vardı. Depremden sonra depremin etkilerini de hesap ederek; İstanbul'u tahliye mantalitesinde yeni OSB ve sanayi siteleri oluşumlarını acilen hükümetimizin devreye sokması gerekiyor. Bizim, deprem öncesinde zaten OSB planımız vardı. Bunun da revize edilerek hızlı bir şekilde devreye sokulması lazım. Bununla ilgili de girişimlerimiz sürüyor. İnşallah en yakın zamanda bir sonuç elde edeceğiz.”

GÜVENLİ BÖLGELERE SANAYİ GÖÇÜ

Sektörü ayrıştırmak gerekecek olursa; İstanbul'un daha sağlam bölgeleri olduğunu gördüklerini ve duyduklarını kaydeden İDMİB Başkanı Güven Karaca, “Pazarlama aktivitemizi ya da showroom ve ARGE'mizi İstanbul'dan kaydırma ihtimalimiz yok. ARGE, showroom ve küçük imalatlarımızda İstanbul'da kalmak zorundayız. Diğer imalatlarımızı daha sağlam bölgelerimize kaydırabiliriz. Bunun bir sanayi politikası olması ve planlanması lazım. Sektörlere minimum 20 yıllık bir taahhütte bulunulmalı. Firmalara yer gösterilmeli ve taşınmalarına destek verilmeli. Aynı zamanda, şöyle talepler de geliyor bize 2-3 gündür. Münferit taşınmak isteyen arkadaşlarımızın taşınmak için kaynağa ihtiyacı var. Taşınmak kolay bir şey değil, büyük tesisleri taşıyorsunuz. Onların da finansmanda büyük sıkıntılar çektiğini biliyoruz. En azından 2-3 yıl ödemesiz uzun vadeli taşınma kredilerinin acilen devreye alınması da çok önemli.” diye konuştu.

GAZİANTEP'İN GECİKMESİ İŞ AKIŞINI ETKİLEDİ

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuz İnner, “Deprem, ihracatımızı ve terminimizi etkilemiyor. Ancak, Gaziantep'in 2 haftalık gecikmesi biraz da olsa iş akışını etkilemiş olabilir. Gaziantep, Adana ve Konya depremden etkilendiği için şubat ayında böyle bir gecikme olmuş olabilir. Bu bölgelerdeki tüm tesisler iç piyasaya çalışıyor. İstanbul'da iç piyasa yok, asıl iç piyasayı destekleyenler o bölgelerdir.” bilgisini verdi.

Sonraki Haber