İşte İsrail'i sarsan siyasi dolandırıcılık skandalı
Sızıntı soruşturmasında bir üst düzey subay daha tutuklandı. Şüpheliler, ordudan gizli belgeleri alıyor, Başbakan'ın işine gelecek ve HAMAS'ı sıkıştıracak şekilde çarpıtıp dış basına sızdırıyordu. Soruşturmanın ayrıntıları kokuşmuşluğunun boyutlarını gösterirken, tüm gözler 'tek kişiye' çevrildi
İsrail'de patlak veren “Sızıntı skandalı”nda son şüpheli pazartesi günü Eilat kentinde tutuklandı. Binyamin Netanyahu olayla ilişkisini reddetmeye, yakın çevresi de meseleyi “Başbakan'a karşı sıradan bir kışkırtma” olarak göstermeye çalışsa da tutuklananların sayısı beşe çıktı. Şüpheliler şimdilik Netanyahu'nun sözcüsü olarak çalışan bir sivil ve Başbakan'ın planlarında onunla işbirliği yapan dört askerden oluşuyor. Dördü de “sızıntıları önlemekle” görevli bir istihbarat biriminde görev yapıyor.
Fakat soruşturma sadece yabancı gazetelere yapılan basit bir sızıntıdan ibaret değil: Şüphelilerin Gazze müzakerelerinde kamuoyunu Netanyahu lehine etkilemek için gizli istihbarat belgelerini ele geçirdiği, çarpıttığı daha sonra da sızdırdığı iddia ediliyor. Dahası baş şüphelinin güvenlik geçmişi kontrolünde başarısız olmasına rağmen gizli dosyalara erişim sağlayabilmiş olması dikkat çekiyor.
'ASKER VE REHİNELERİN HAYATI TEHLİKEDE'
Soruşturmayı yürüten yetkililer, İsrail ordusunun veri tabanından gizli istihbarat belgelerinin çalınmasının ve bu dosyaların Başbakanlık Ofisindeki kişilere aktarılmasının "sistematik" olduğundan şüpheleniyor. Soruşturmada yer alan bir kaynak, İsrail basınına, “Hassas belgelerin yasadışı olarak elde edilmesi yeterince kötü, bunların yayınlanması İsrail'in bazı bilgi kaynaklarını düşmanlarına ifşa ettiği için daha da kötü.” dedi. Bu tür belgelerin hem askerlerin hem de Gazze'deki rehinelerin yaşamları için "sürekli" bir tehlike kaynağı oluşturduğu belirtiliyor. Rehine Yakınları Forumu, yaptığı açıklamada, skandala adı karışan “herkes” hakkında soruşturma talep etti ve ekledi: "Şüpheler, Başbakan ile bağlantılı kişilerin ülke tarihinin en büyük dolandırıcılıklarından birini sahnelemek için hareket ettiğini gösteriyor."
NETANYAHU'NUN EMRİNE VERİLİYOR
Mahkemenin isminin yayınlanmasına izin verdiği tek kişi olan ana sanık Eli Feldstein hakkında ortaya çıkan yeni belgeler komplonun nasıl işlediğine ışık tutuyor. Feldstein, Güvenlik Bakanı aşırılıkçı ve provokatör Itamar Ben-Gvir'in sözcüsü olarak çalışırken, HAMAS'ın 7 Ekim operasyonundan sonra askeri konularda “sözcülük yapması” için Netanyahu'nun emrine verildi. Başbakanlık Ofisinde Feldstein'a verilen gizli görevlerden biri de çeşitli medya kuruluşlarına “Bay Netanyahu'ya hizmet edecek güvenlik bilgileri” sağlamaktı. Feldstein'in bazı subaylarla komplo kurarak onlardan gizli belgeler aldığı ve bunları yanlış bilgilerle doldurarak hem Alman Bild hem de İngiliz Jewish Chronicle gazetesine ulaştırdığından şüpheleniliyor.
MÜZAKERELERİ BÖYLE BALTALADI
Skandal, Bild'in Eylül ayında yayınladığı bir haberle başlıyor: Yayın, HAMAS'ın İsrail ile izlediği müzakere stratejisini tanımlayan ve Yahya Sinvar'ın ofisine ait olduğunu iddia ettiği gizli bir belgeye ulaştığını öne sürüyor. 2024 baharına tarihlendirilen sözde belgeye göre HAMAS çatışmanın bir an önce sona ermesini istemiyor, bunun yerine ”savaşın uzamasına yol açsa bile anlaşma şartlarını kendi lehine iyileştirmek için ısrar ediyor.” Netanyahu aynı günlerde kanal kanal dolaşarak ateşkes anlaşmasını sabote edenin kendisi değil, HAMAS olduğunu iddia ediyor.
Alman gazetesinin haberiyle eş zamanlı olarak Jewish Chronicle (JC), “Sinvar'ın planının, hareketin geri kalan liderleri ve İsrailli rehinelerle birlikte Selahaddin (Philadelphi) Koridoru üzerinden Mısır'ın Sina bölgesine kaçmak ve oradan da İran'a uçmak olduğunu” yazıyor. Haberler yayınlanır yayınlanmaz Netanyahu, Sinvar'ın rehinelerle kaçmasını engellemeye çalıştığını ileri sürüyor: “Rehineleri Selahaddin Koridoru'nu kullanarak, Gazze'den kaçırmayı planlıyor." Netanyahu böylece koridorun işgali için bahane üretiyor, ateşkes müzakerelerini baltalıyor ve eylemlerini “meşrulaştırıyor.” İşin ilginç yanı Ordu Sözcüsü Daniel Hagari aynı günlerde JC'nin dayandığı varsayılan istihbarattan haberdar olmadıklarını açıklıyor.
SIZINTILAR SÜRECEK ENDİŞESİ
Bild ve JC’ye sızdırılan belgelerin, Netanyahu'nun ofisindeki kişilere iletilen "tek belge olmadığı", bu yolla erişilen ve sızdırılan "başka gizli dosyalar" da olduğu ifade ediliyor. Hatta iç istihbarat kurumu Şin Bet'in, "Askeri İstihbarat tarafından tutulan tüm gizli materyale erişebilen bir altyapı kurulduğundan” şüphelendiği belirtiliyor. Dahası kurum, "Ordu, Şin Bet ve Mossad'tan oluşan tüm istihbarat topluluğunun yeteneklerini ifşa edebilecek gizli materyalin dışarı çıkarıldığından ve gelecekte çıkarılmaya devam edebileceğinden" endişe ediyor.
Soruşturma şimdi şüphelilerin belgelerle başka neler yaptıklarını ve yapmayı planladıklarını, eylemlerinden kimlerin haberdar olduğunu ve en önemlisi talimatları “kimin” verdiğini araştırıyor.