İstikrarsız İsrail'den Sermaye Kaçışı

Mohsin Ertezaee yazdı.

Geçtiğimiz haftalarda Tel-Aviv yönetimi hükümeti protesto eylemleri ile sarsıldı. Eylemler siyasi olduğu kadar ekonomik boyuttada İsrail yönetimini sarsacak etkiler yarattı. The Jerusalem Post’ta çıkan bir yazı kimilerinin gözlerinden kaçsa da dikkatlerden kaçmadı. Yazıyı kaleme alan kişi aynı imanda ülkede 50 milyon dolarlık dev bir hibenin de sahibiydi.

Jeremy Coller, Cuma günü Tel Aviv Üniversitesi Rektörü Prof. Ariel Porat'a "üzüntüyle" gönderdiği bir mektupta, "İsrail'deki mevcut durumu ve bunun Tel Aviv Üniversitesi'ndeki gelecekteki taahhütleri üzerindeki etkisini tartışmak istediğini yazdı.”

2016 yılında Coller, kendi adını taşıyan İşletme Fakültesinde araştırma ve geliştirme, akademik programlar ve öğretimin uygulanmasını finanse etmek için Tel Aviv Üniversitesi'ne 50 milyon dolarlık en önemli hibeyi yaptı. Ayrıca Tel Aviv Üniversitesi'nin "Coller Startup" Yarışmasını ve Coller-Menmon Hayvan Hakları ve Refahı Programını da destekliyordu. Bir seri girişimci ve “hayırsever" olan Jeremy Coller, mevcutta 27,5 milyar dolarlık varlığı yöneten Coller Capital'i kuran kişiydi. Jeremy Coller Vakfı, fabrika tarımcılığına son vermeye, yatırım yönetimini ve eğitimi iyileştirmeye odaklanmış atılımları ile dikkat çekiyor. 2015 yılında, yönettiği 70 trilyon dolarlık varlığa sahip dünyanın en hızlı büyüyen çevresel, sosyal ve yönetim yatırımcı ağı olan FAIRR'ı kuran kişiydi.

Riskli yatırımcılık girişimciliği olan CPT Capital’i, ünlü A Farms gibi İsrail'deki 30'dan fazla şirket dahil olmak üzere 100'den fazla küresel girişime de yatırım yapıyor.

Ayrıca Jeremy Coller, Yahudi Ajansı'nın Ben Yaker Gençlik Köyü'nün en büyük destekçilerinden birisi olarak tanınıyor.

Coller “ Sadece Tel Aviv Üniversitesi'ndeki Coller İşletmecilik ve Yatırımcılık Okulu'na yaptığım hibelerle değil, aynı zamanda kişisel yatırımımla da İsrail Devleti ile her zaman derin bağımı göstermeye çalıştım, ülkenin geleceğine yatırım yapma konusunda kişisel bir bağlılık hissettim.” Coller bu husustaki açık mektubunda şu ifadelere açıkça yer veriyor: “Geniş çaplı protestolara rağmen hükümetin, demokrasiyi zayıflatmanın etkisini ve ülkeye kaçınılmaz ekonomik zararı görmezden gelirken hukuk sistemini yeniden yapılandırılmasını sürdürmesine üzülüyorum."

Coller açık mektubunda "İsrail'in hukuki sisteminde böylesine önemli bir değişiklik, en azından, toplum genelinde iş, eğitim ve sağlık sektörleri ve diğer paydaşlarla birlikte düşünceli ve ince detaylı bir istişare ve katılımı gerektirir” satırlarına yer veriyor. Ayrıca Coller, uluslararası arenada tanınmış bir işadamı ve yatırımcı olarak, bu reformların yerli sermayenin kaçışı ve doğrudan yabancı yatırımın çıkışı üzerindeki etkisini anladığını da vurguladı. "Hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesini sağlamak, yatırımcılar için temel gerekliliklerden biridir. Mevcut durumun devam etmesine izin verilirse, İsrail, uzun vadeli korkunç sonuçları olan saygın bir demokrasiden otoriter bir devlete giden yolda adım atacak." ifadelerini de kullanan Coller, Tel Aviv Üniversitesi rektör yardımcılığından istifa etmeyi ve İsrail genelindeki yatırımlarını gözden geçirmeyi düşündüğünü ancak bu tür eylemlerden kaçınmayı umduğunu da söyledi. Coller açık mektubuna "Umarım hükümetin daha düşünceli ve ince bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini fark etmesi için çok geç değildir. Bunu büyük bir ilgiyle bekliyorum" diye son verdi.

COLLER YATIRIMLARINI TEL-AVİV ÜNİVERSİTESİNDEN ÇEKECEK Mİ?

Tel Aviv Üniversitesi Rektörü Ariel Porat, The Jerusalem Post'a bu mektubun "şoke edici" olduğunu ve Coller’in fonunu geri alması halinde "üniversiteye çok zarar verileceğini" açıkladı.

"Coller bizim en önemli ve cömert bağışçılarımızdan biri... Maalesef bu karar bizi çok yaralıyor ve başkalarının da aynısını yapma riski var" dedi. Porat, reformların uygulanmasından bu yana bu merkezin çok sayıda olumsuz geri bildirim aldığını söyledi. Rektör, "Yalnızca üç gün önce, ABD'den Tel Aviv Üniversitesi'nde öğretmenlik yapma teklifi alan İsrailli bir bilim adamı, yargı devrimi nedeniyle İsrail'e dönmek için birkaç yıl beklemeye karar verdiğini söyledi. Böyle düşünen tek kişinin o olmadığına dair kanıtlar var.” vurgusunda da bulundu. Ayrıca,” başta Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa olmak üzere dünyadaki daha fazla üniversite Tel Aviv Üniversitesi ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye başlamıştır. Eminim diğer üniversiteler için de aynı şey yaşanacaktır.” dedi. Porat, birçok uluslararası öğrencinin İsrail'e gelmeyi ve burada yaşayıp öğrenmeyi yeniden gözden geçireceklerin söylediklerini de sözlerine ekledi, bağışçıların neden fonları geri çekmek istediğini anladığını da belirten Porat, üniversitelerin hükümeti temsil etmediğini de vurguladı. Aksine, İsrail üniversitelerinde "özellikle Tel Aviv Üniversitesi’nde” hükümete karşı çıkan çok sayıda öğretim üyesinin de var olduğunu belirtti.

Ariel Porat birçok öğrencisinin ve öğretim üyesinin de katıldığı gösterilerden birine katıldığını da belirterek Jerusalem Post'a "Reformlara karşı ben de çıktım."dedi.

Sonunda şunları da kaydetti: "Bu yargı devriminin tüm muhaliflerinin bizi güçlendirmesini ve desteklemesini bekliyoruz . Çünkü biz önemli bir karşı kanat sayılırız."

"İSRAİL 30 MİLYAR ŞEKEL ZARARA UĞRAYABİLİR"

Geçen hafta Maliye Bakanlığı'ndan bir rapor, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'e sunulmuş ve İsrail'in kredi notunun düşürülmesi ve yasal reformların onaylanması halinde, İsrail’in 13 ila 30 milyar Şekel zarara uğrayabileceği kaydedildi. Maliye Bakanlığı'nın raporu, kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in bu ayın başlarında yaptığı ve "tamamen uygulanması durumunda önerilen değişikliklerin yargının gücünü zayıflatabileceği ve dolayısıyla kredi açısından olumsuz olabileceği" şeklindeki benzer bir duyurunun ardından geldi.

Moody's, İsrail'in kredi notunun pozitiften durağana düşürülebileceğini ve bunun yatırım çekme kabiliyetini etkileyeceğini öngördü.

İsrail'in önde gelen yüksek teknoloji şirketlerinden birkaçı, reformlar kabul edilirse fonlarını geri çekeceklerini veya İsrail’i terk edeceklerini tehdit etti. Geçenlerde, İsrailli finansal teknoloji şirketi Riskified, 1 milyar dolarlık varlığının 500 milyon dolarını İsrail dışına taşıyacağını duyurdu. Şirket ayrıca, bir Ar-Ge sahasının bulunduğu Lizbon'a taşınmakla ilgilenen çalışanlara taşınma desteği de sundu.

Unicorn Papaya Global, Disruptive Technologies Venture Capital ve Verbit gibi diğer firmalar da çekileceklerini açıkladı.

Maliye Bakanlığı'nın geçen yılki raporuna göre, İsrail işgücünün %10'dan fazlası ileri teknoloji sektöründe çalışıyor ve çalışanlar toplam gelir vergisinin yaklaşık %25'ini karşılıyor. Ayrıca İsrail İnovasyon Kurumu, İsrail'in ihracatının yüzde 54'ünün ileri teknoloji alanında olduğunu belirtti.

Unutulmamalıdır ki İnovasyon sektörü üzerindeki olumsuz etkiler, İsrail'in sağlık ve güvenlik sektörlerine de zarar verebilir.

Sonraki Haber