İstismarcı derneğin davası 21 Şubat’a ertelendi

İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın 3. duruşması dün tamamlandı. Hakim, Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin Bakanlıkların davaya katılmasına itirazını reddetti. Davalı taraf ayrıca yazılı yargılama aşamasındaki eksikliklerinin giderilmesi de talep etti.

Kamuoyunda Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği olarak bilinen Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin yargılandığı davada mahkeme hakimi, davayı 21 Şubat 11.30’a erteledi.

‘BİR MİLLET AİLELERİYLE VAR OLUR’

Duruşmanın ardından Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu Başkanı Kürşat Mican, PKK ve LGBT propagandası üssü haline gelen Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin kapatılması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Tarlabaşı Toplum Merkezi Kaos-GL ile neden işbirliği yapar. Kaos-GL, herkes tarafından biliniyor ki, LGBT propaganda üssü olarak faaliyet yürütüyor. Biz gittik bu merkezi fiziken de gördük. Burada gençlere tamamen PKK sempatizanlığı aşılanıyor, LGBT propagandası yapılıyor, eşcinsellik özendiriliyor. Milletimizin değerlerine, inançlarına dair mugayir propaganda yapılıyor. Bu mahkemeye geldik, ben isterdim ki diğer sivil toplum kuruluşlarının hepsi burada olsun. Çünkü ahlaksızlık üssü haline gelen Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin kapatılması kesinlikle gerekmektedir. Buradan tüm sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum: Duyarlı olun, irade oluşturun. Bir millet aileleriyle, değerleriyle birlikte var olur. Bu değerler ortadan kalkarsa millet de ortadan kalkar. Bizim açıklamamızın sebebi hem milletimiz hem de devletimizi korumaktır.”

‘İNSANLIĞI YOK ETMEK İSTEYENLERİN ÖNYÜZÜ’

Davayı takip eden AK Parti MKYK Üyesi Metin Külünk de Aydınlık’a yaptığı açıklamada Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin Türkiye’de insanlığı yok etmek isteyenlerin önyüzü olduğunu belirtti. Altılı masa partilerinin çocuklara yönelik LGBT propagandasına karşı sessiz olduğuna dikkat çeken Külünk şöyle konuştu:

“Tarlabaşı Toplum Merkezi, Türkiye’de insanlığı yok etmek isteyenlerin önyüzü. Dolayısıyla arkadaki aklı deşifre etmek lazım. Arkadaki akıl ne istiyor? İnsanın tükenmişliğini, ailenin tükenmişliğini istiyor. Çünkü geleceği, laboratuvarlarda ürettikleri sentetik insanlarla kurguluyorlar. Bunu sağlamak için biyolojik insanın nihayete ermesi lazım. Bunun yöntemlerinden birisi, insanoğlunun yaratılış gerçekliğine uygun üreme fonksiyonlarının bitirilmesi lazım. Sapkınlıklara tutsak edilmiş bir model dayatmak istiyorlar. Bunun bugün önyüzü Tarlabaşı Toplum Merkezi. Ama asıl mesele altıgen masa. Onlar buradan kaçıyorlar. CHP kendini deşifre etti, afişlerde bilbordlarda toplumsal cinsiyet adı altında… Saadet Partisi’nin genel başkanı ne düşünüyor Tarlabaşı Toplum Merkezi hakkında? Çocukların cinsiyetsizleştirilmesi hakkında Gelecek Partisi Genel Başkanı ne düşünüyor? DEVA Partisi’nin genel başkanı bu ülkenin dini değerleri üzerinden refaranslar iddia edip sonra da dönüp temellendirdikleri dini referansların çocuklarının cinsiyetlerini tahrip etmeye yönelik plana evet mi diyor? CHP buna razı mı? Bu ülkenin evlatlarına saldıran küresel çetenin operasyonları karşısında sessizler. Asıl imtihan altıgen masanın. Bakanlıkların müdahillikleri çok önemli. Anayasada ailenin kadın ve erkekten oluştuğunun ifade edildiği metni çok önemli. Anayasada şunu ifade etmeliyiz: Aile, insanın yaratılış gerçekliği üzerine inşa edilir. Çünkü saldırı insanın, ailenin, ahlakın gerçekliğine.

“Nereden fonlandıkları çok belli: Sorosgiller. Dün bir isim daha deşifre oldu. Hacer Foggo isimli bir şahıs. Kimdir? Soros’un elemanı. Hedefi ne? Romanları İslamsızlaştırmak, Türk kimliğinden uzaklaştırmak, Romanlar üzerinden bir fay hattını daha değerlendirerek kırmak. Dolayısıyla 21 Şubat’taki dava çok önemli. Tüm sivil toplum kuruluşları, Türkiye’de insan gerçekliğine sahip çıkan herkes burada olmalı.”