İsveç’in vicdanlı aydını: Jan Myrdal

Jan Myrdal’ın yaşamı bir destandır. 2020 yılında 93 yaşını doldurmuştu. Son ana dek klavyesinin başında yazı yazıyordu. On yedi yaşında İsveç’in Värmlands Folkblad gazetesinde önce gazeteci sonra köşe yazarı olarak başlamasından bu yana yetmiş altı yıl geçmişti. Mücadelelerle, okumakla, yazmakla, üretmekle dolu dolu geçen 93 yıllık bir serüvendir onun yaşamı. Kırılmadan, eğilmeden, emperyalizme karşı kararlılıkla direnenlere, devrimcilere örnek olacak bir yaşamdır. Ne yazık ki, yazılarını, eserlerini yeterince Türkçeye kazandıramadık. Ülkemizde bu büyük düşünür ve yazarı yeterince anlatamadık. Umarız bu yazı, bu sagu ile onu bir parça da olsa okura tanıtabiliriz. Onu 30 Ekim günü kaybettik…

YAZI CEPHESİ KOMUTANINI KAYBETTİ

“Hain Avrupalı”, “asi yazar”, “huysuz yazar”, “devrimci yazar”, “Marksist yazar”, “Komünist yazar”, “mazlumların dostu yazar”, “gazeteci yazar”… Onun için herkes bu sıfatlardan birini kullandı ama o kendisi için “yazar” sıfatını hiç kullanmadı. Bunun yerine “skriftställer” adını bulmuş, onu kullanıyordu…

Jan Myrdal, sözcüklere görülmemiş derecede önem veriyor bunu da hep vurguluyordu. Onun en önemli özelliklerinden biri de unutulmuş/unutulmaya yüz tutmuş öz İsveççe sözcüklere yeniden hayat vermesidir. Örneğin kendi köşe yazılarına, “artikel” ya da “kolum” adını vermemiş “skriftställning” adını vermiştir.

Myrdal köşe yazılarına 1963 yılında Clarté (Aydınlık) dergisinde başlamış 1964-65 yıllarında Stockholm gazetesinde, daha sonra da Aftonbladet ve Folketi Bild dergilerinde sürdürmüştür. Kendi isteğiyle 2019 sonunda son vermiştir. Tüm bu yazılar 21 adet numaralı “Skriftställning” kitabında toplanmıştır.

EMPERYALİZME KARŞI EDEBİYAT CEPHESİ KOMUTANI

1971 yılında, bugün de İsveçli devrimcilerin yayın organı durumundaki Folketi Kultur Front’u (Resimdeki Halk Kültür Cephesi) kurmuştu. Bunların ilk başkanı ve ölünceye dek de onursal başkanıydı. Cephenin komutanıydı. “Emperyalizme karşı olmak”, “düşünce ve anlatım özgürlüğünü savunmak” ve “halkın ulusal kültürünü savunmak“ ilkeleri etrafında çok geniş bir cephe oluşturmaya önem veriyordu.

MYRDAL’I YAZMAK ZOR

Myrdal deyince aklıma gök gürültüsü gibi sesiyle meydanlardaki, salonlardaki kalabalıklara konuşma yapması gelir. Yalnız İsveç’te değil, değişik ülkelerde kentlerde… Mazlum insanların haklı davalarını savunmak için konuşur yazar. Türkiye’ye de gelmiştir. Röportajlar yapmıştır. Yazılar yazmıştır. Doğru bildiğinden şaşmaz, anasına babasına bile eyvallah etmez…

Sosyaldemokrasinin teorisyenleri Nobel Ödül’lü ana babası Alva ve Gunnar Myrdal ile bu sivri dilliliği ve doğruculuğu yüzünden dargın ayrılmışlardır. İki kız kardeşiyle de öyle.

Myrdal’ın ardından bir yazı yazmak çok büyük bir borcu ödemek gibidir. Yalnızca özgeçmişini yazsanız, sadece kitaplarını, senaryolarını, sergilerini, filmlerini, konferanslarını yazsanız kitap olur. Güncel ulusal ve uluslararası sorunlar hakkındaki düşüncelerini yazmaya kalksanız gene bir kitap olur. Bir de bunlara makalelerini ekleyin… Bunları her okuduğumda Türkçeleştirmek istemişimdir. Çok azını çevirebildim. Zaten onun yazma hızına sizin çevirme hızınız ayak uyduramaz. Jan Myrdal’ı ne kadar yazarsanız yazın eksik kalacaktır. O bakımdan bu yazının yetersiz kalacağını, Myrdal’ı tanımak için epeyce çalışmak, zaman harcamak gerektiğini baştan söylemeliyim.

ÖZGEÇMİŞ

19 Haziran 1927’de İsveç’in başkenti Stockholm’de doğdu. Annesi ve babası Sosyaldemokratların önde gelen isimlerinden, Alva Myrdal ve Gunnar Myrdal’dır. Alva Myrdal Nobel Barış Ödülü, Gunnar Myrdal da Nobel Ekonomi ödülü sahibidir. Oğul Jan Myrdal ise devrimci çizgiyi seçmiştir. Dünyaca isim yapması da 1963 yılında yazdığı “Çin Köyü Raporu” ile olmuştur (Kitap Türkçeye Çin Raporu adıyla çevrilmişti). Myrdal 1975 ve 1983 yılında aynı köye giderek, “Liu Lin Köyünden Çin Sorunları” ve “Yirmi Yıl Sonra Çin Köyü” kitaplarını yazdı. Üçüncü dünya ülkelerine sayısız gezi yaptı kitaplar yazdı. Örneğin, Afganistan, Pakistan, Türkistan, Kamboçya, Meksika, Hindistan, Arnavutluk… Yazdığı konular en güncel ve ciddi dünya sorunlarından, şarap konusuna (1999’da “Şarap Hakkında” kitabını yazdı), mekanik oyuncaklara dek (2005’te Meccano kitabını yazdı) geniş bir alana yayılıyor. 80’li yıllarda yazdığı ve anne babasıyla hesaplaştığı, çocukluk ve gençlik yıllarını anlattığı kitaplar aynı zamanda Sosyaldemokrasiyle de bir hesaplaşma niteliğindeydi. Önce İngilizce olarak yazdığı “Avrupalı Bir Hainin İtirafları” kitabı New York Times Book Review tarafından, yılın en önemli on kitabından biri olarak tanıtılmıştı. Türkçeye de çevrilen kitap bir vicdan muhasebesi ve dürüst, antiemperyalist Avrupalı bir aydının özeleştiri ve eleştirileri niteliğindeydi.

Çok yönlü kültür adamıydı. Fikirlerini çekinmeden söyleyip yazdığı için “özgür düşünür”; şiir, roman, röportaj, araştırma, söyleşi, makale vb her türde yazdığı için “yazı üreticisi”; gazeteci, yazar, belgesel filmci, tartışmacı, sanatçı vb yönleri nedeniyle “çok şeyle uğraşan”; anne babasıyla bile yıllarca dargın kalacak şekilde fikirlerinden ödün vermediği için “asi”, “hain” gibi pek çok sıfat taşıyan, Marksizm, Leninizm ve Mao Zedung düşüncesinin İsveç’teki en tanınmış savunucusu bir “dinazor-guru” idi.

EMPERYALİZME KARŞI BİR YAŞAM

Jan Myrdal 2003 yılı Ocak ayında İstanbul’da yapılan, Irak savaşına karşı düzenlenen uluslararası toplantıda, iki şiir kitabını çevirdiğim İsveçli Şair Peter Curman ile birlikte İsveç’i temsil etmişti. TBMM’de Irak’a girme teskeresi kabul edilmediği için “Ankara barışın başkenti” olabilir diyordu.

Daha sonraki bir konuşmamızda yine Büyük Ortadoğu Projesi’nden konuşurken, “Bu harita halklar arasında sürecek düşmanlıklara neden olur” diyordu.

Yıllar geçip bugünlere gelince Myrdal’ın endişesinin ne kadar yerinde olduğunu anlıyoruz. Ancak Myrdal ABD konusunda oldukça net konuşuyordu…

Kötü huylu, asi yoldaşım, dostum, büyüğüm Jan Myrdal ışıklar, kitaplar, kalemler, kâğıtlar içinde uyusun. Emperyalizme karşı mücadele edenlerin, gerçek aydınların, mazlumların, insanlığın, hepimizin başı sağ olsun.

Sonraki Haber