İsveçli siyasiler: ‘NATO’ya üye olmak bizi tehlikeye atar’

Finlandiya’nın NATO’ya üye olmak için karar almasından sonra gözler İsveç’e çevrildi. İsveç’te meclisteki partilerin çoğunluğu NATO’ya girmeyi olumlu görüyor. Fakat önemli siyasetçilerden itirazlar var.

NATO’ya üye olmanın İsveç’i tehlikeye atacağını söyleyen siyasetçiler İsveç’in hedef olacağını belirtiyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri operasyon başlatmasının ardından NATO, ABD’nin girişimleriyle Avrupa’da ittifakı genişletme hamlelerine hız verdi. Soğuk savaş döneminde tarafsızlığını ilan eden İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya dahil edilmesi sürecinin hızlanması bölgede gerilimi de arttırıyor. Finlandiya’nın yaklaşık bin 300 kilometre Rusya ile kara sınırı olması ve Baltık denizinde hareket alanını kısıtlama ihtimali Rusya’nın altını çizdiği temel nokta. İsveç’teki tartışmalarda ise itiraz edenler NATO’ya üye olunması halinde İsveç’in güvenliğinin zaafa uğrayacağını belirtiyor.

‘NATO ÜYELİĞİ BİZE TEHDİT OLUŞTURUR’

NATO üyeliğine karşı çıkanlardan birisi İsveçli diplomat ve 1978-1983 yıllarında Cenevre'deki Silahsızlanma Konferansı temsilcisi Rolf Ekéus.
NATO üyeliğinin İsveç’in varlığı için radikal bir tehdit oluşturabileceğini söyleyen Ekéus, bunun Rusya'nın İsveç topraklarını nükleer silah kullanımı için bir hedef olarak belirlenmesine kapı açtığını yazdı. Ekéus, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik operasyonlarından sonra İsveç’in, Avrupa'da ortaya çıkan yeni güvenlik politikası durumunu iyi ele alınması gerektiğini söyledi. Bugün için İsveç ve komşusu Finlandiya için acil bir tehdit olmadığını belirten Ekéus, Ukrayna’daki durumun da kendilerini endişelendirdiğini vurguladı. Ekéus, Finlandiya'nın kararının İsveç tarafından göz ardı edilemez olduğunu ancak aynı zamanda Finlandiyalı karar vericilerin bölgedeki tüm stratejik durumu dikkate almaları gerektiğini de belirtti. Bu durumun, İsveç'in ve Finlandiya'nın stratejik güvenliğinin bağlantılı olduğu anlamına geldiğini belirten Ekéus, “Bu nedenle, NATO üyeliği konusunda İsveç-Finlandiya ortak eylemi bulmak için ciddi çaba sarf etmesi de önemlidir.” ifadelerini kullandı.

YA ÜYELİK YA DA SAVUNMAYI GÜÇLENDİRMEK

Şu anda ortaya çıkan güvenlik politikasında İsveç'in iki ana seçeneğinin olduğunu yazan Ekéus, alternatifleri “Ya halihazırda var olan çeşitli savunma ve güvenlik politikası düzenlemelerinin birleştirilmesi ya da tam bir İsveç NATO üyeliği.” şeklinde özetledi. Aynı zamanda, İsveç’in, ABD, Finlandiya, Norveç ve Danimarka ile derinlemesine bir işbirliği içinde NATO ile halihazırda işleyen bir ortaklığa sahip olduğunun altını da çizen Ekéus, İsveç’in savunma harcamalarında önemli artışlar ve kendi savunma yeteneklerini güçlendirme konusunda şimdiden önemli adımlar attığını belirtti. ABD’YE DİKKAT ÇEKİYOR
“Şimdi NATO'nun askeri operasyonlarına olası bir katılımı düşünüldüğünde, örgütün en üst düzey yetkilisinin bir ABD generali olduğunun farkında olmalıyız.” ifadelerini kullanan Ekéus, en nihayetinde kararın ABD’yi İsveç'in NATO'ya üyeliği sorunuyla birlikte ağır ve derinden ciddi bir sorun ortaya çıktığını belirtiyor. Bunun Nükleer silahlar olduğunun altını çizen Ekéus, “NATO'nun bir nükleer silah örgütü olmasının sonuçlarının farkında olmalıyız.” diyerek bir uyarıda bulunuyor. Ekéus, nükleer silahsızlanma ile ilgili, “İsveç NATO'ya katılırsa, bu aynı zamanda İsveç'in silahsızlanma politikasında şimdiye kadar yürüttüğü uluslararası müzakerelerdeki merkezi rolünün de sonu anlamına gelir.” ifadelerini kullanıyor.

‘ARTAN ASKERiLEŞME BİZİ UÇURUMA SÜRÜKLÜYOR’

NATO üyeliğinin risklerine dikkat çeken bir diğer isim ise İsveç Eski Başbakanı Olof Palme’ın yardımcısı eski diplomat Pierre Schori. Schori, “Artan askerileşme, güvensizliğimizi artırıyor ve bizi tehditkar bir uçuruma yaklaştırıyor.” ifadelerini kullanıyor. ABD askerine dikkat çeken Schori İsveçlilere, “Gotland üzerinde bir NATO bayrağı veya Göteborg'un güney takımadalarında birkaç Amerikan askeri olduğunu düşünen var mı?” sorusunu yöneltiyor. NATO’ya üye olmayla ilgili “Toplumumuza karşı sabotaj, siber saldırılar veya diğer yıkıcı eylemler riskini azaltır mı?” sorusunu da soran Schori, İsveç’in bu yolla tehlikeye gittiğini söylüyor.

‘RUSYA İÇİN HEDEF OLUYORUZ’

İsveç’in NATO’ya üye olmasıyla birlikte, Rus nükleer bombaları için önceden belirlenmiş bir hedef olacaklarını belirten Schori, bu zamana kadar barış ve uluslararası dayanışma için yapılan başarılı çalışmalardan vazgeçileceğini söylüyor. Afganistan hatırlatması yapan Schori, “Her yıl Afganistan'da NATO bayrağı altında devam eden savaş için oy veren aynı politikacıların şimdi İsveç'in devam eden güvenlik politikası rotasını belirleyecek olması endişe verici.” ifadelerini kullandı.

‘İSVEÇLİLERE HAKARETTİR’

NATO’ya üye olmayı, “İsveç’i birdenbire ve sert bir şekilde ABD önderliğindeki bir nükleer ittifaka götürebilecek” bir karar olarak değerlendiren Schori, kararın temelinin, her yıl İsveç'in NATO ve Pentagon çatısı altında katılımına oy veren aynı kuşak politikacılar tarafından kapalı odalarda hazırlandığını belirtti. Bu durumun çatışmalarda ya da savaşlarda yaralanan ve ölen İsveçliler için hakaret olduğunu söyleyen Schori, “Nihayetinde hayatta kalmamızı ilgilendiren bir konuda aceleci ve kötü düşünülmüş bir kararı haklı çıkaracak hiçbir şey yoktur.” ifadelerini kullanıyor.

‘NATO’NUN RİSKLERİ FAYDALARINDAN FAZLA’

Bir itiraz da Sosyal Demokrat siyasetçi Henrik Fritzon’dan geldi. Fritzon Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı operasyonun istikrarsız bir güvenlik durumunu ortaya koyduğunu, ancak ittifaka üye olarak özgürlüklerinden ayrılmalarının bir hata olduğunu belirtti. “NATO üyeliğinin riskleri, potansiyel faydalarından daha ağır basmaktadır.” diyen Frtizon, “Ancak Rusya'nın askeri bir felaketten mustarip olduğunu ve ülkenin aynı anda iki büyük bölgesel savaşa girme kapasitesine sahip olmadığını da hepimiz görebiliyoruz.” ifadelerini kullanıyor. Dolayısıyla yakın gelecekte Rusya'nın İsveç'e saldıracağı bir senaryonun gerçekliğinin olmadığını söyleyen Fritzon, “Üyelik, İsveç'in karşılıklı savunma yükümlülüklerinin bir parçası haline gelmesi ve nihayetinde NATO ülkelerinin nükleer şemsiyesi altına girmesi anlamına gelir.” ifadelerini kullanıyor.

ERDOĞAN, ORBAN VE TRUMP VURGUSU

Fritzon, İsveç’in NATO’ya üye olarak nükleer bir hedef olacağını söyledi. NATO’ya üye olma tartışmalarının üstünden atlandığını belirten Fritzon, “Hiç kimse, üyeliğin İsveç'te daha iyi bir güvenlik politikası durumuna nasıl katkıda bulunduğunu inanılır bir şekilde açıklayamadı.” ifadelerini kullandı. Karar alma mekanizmasının ortaklığına dikkat çeken Fritzon, “(NATO’ya üye olmak) Erdoğan'ın Türkiye'si, Orban'ın Macaristan'ı ve muhtemelen ABD'de bir sonraki başkanlık seçimini pekâlâ kazanabilecek olan Trump'ın aldığı kararlara bağımlı hale gelmesine izin verdiğimiz anlamına geliyor.” dedi.

İSVEÇ’TEN TÜRKİYE’YE KÜSTAH MESAJ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya’nın, terör örgütleri ile ilişkisi nedeniyle NATO üyeliğine olumlu bakmadığı açıklamalarından sonra İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, ülkesinin NATO üyeliğine başvurması halinde ittifakın tüm üyelerinden destek görmek isteyeceğini belirtti. Linde, Türkiye'nin tavrı konusunda tehdit gibi yaptığı açıklamada, "İsveç ve Finlandiya'nın, önemli üye devletlerin 'son derece güçlü' desteğine sahip olduğunu ve bu ülkelerle iyi ilişkileri sürdürmenin Türkiye'nin çıkarına olacağını" söyledi.

VATAN PARTİSİ AÇIKLAMAYI OLUMLU BULDU: ‘GÜNDELİK DEĞİL STRATEJİK BAKALIM’

İsveç ve Finlandiya’nın NATO başvurusuyla ilgili Vatan Partisi de değerlendirmelerde bulundu. Vatan Partisi Genel Sayman Vekili Şehmus Yıldırım Gençer, Ukrayna’da kaybeden NATO’nun İsveç ve Finlandiya ile yeni bir kışkırtma peşinde olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya’nın NATO başvurusuna olumsuz baktığını bildiren açıklamasının ardından konu Türkiye’nin de gündemine oturdu. Kulis bilgilerine göre Beştepe ve Bakanlıklar içinde meseleyi bir pazarlık unsuru olarak gören anlayışların da bulunduğu öğrenildi. Türkiye’nin yaklaşımının ne olması gerektiğiyle ilgili Vatan Partisi’nden de açıklama geldi. Aydınlık’a konuşan Vatan Partisi Genel Sayman Vekili Şehmus Yıldırım Gençer, “Hükümetimizin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasını bugünden kabul etmeyeceğini beyan etmesi NATO içindeki çözülme sürecini de hızlandıracaktır.” dedi. Türkiye’nin gündelik değil stratejik bakması gerektiğini aktaran Gençer şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasını olumlu değerlendirmiyoruz görüşü son derece olumludur, Türkiye’nin ve bölgemizin güvenliğini önceleyen bir yaklaşımdır. Başta Rusya olmak üzere Asya ülkeleri tarafından da olumlu karşılanmıştır. NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, Türkiye için de ciddi tehdittir ve ittifak birikimimizle ilişkilerimizi zedeleyecektir. Halen devam eden Rusya’nın Ukrayna’ya düzenlediği harekat, NATO’nun doğuya doğru genişlemesini önlemektedir. Ukrayna’da kaybeden NATO, İsveç ve Finlandiya ile yeni bir kışkırtma planlamaktadır. Türkiye’nin NATO’dan çıkması, Vatan Partisi’nin stratejik hedefidir. NATO’dan ayrılmamız aynı zamanda Asya’ya yönelişi de güçlendirecektir. NATO’dan çıkmak esas çözümdür. Bununla birlikte, Hükümetimizin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasını bugünden kabul etmeyeceğini beyan etmesi NATO içindeki çözülme sürecini de hızlandıracaktır.”

Sonraki Haber